Son günlerde Türk basınına yansıyan örgüt içi çatışma ve çekişme haberleri çıkmaktadır. Bu konuda bize bir açıklamada bulunabilir misiniz?

Önderliğimiz üç haftadır avukatları ve ailesiyle görüştürülmemekte ve operasyonlar her yerde yaygınlaştırılmaktadır. Böyle bir ortamda, Medya Savunma Alanlarında “canlı bomba” gibi ordu kaynaklı haberler dikkat çekicidir. Önderliğimizle görüş engellenirken, operasyonlar devam ederken, halka baskı ve antidemokratik uygulamalar had safhadayken, bu farklı gündemler ve gerçek dışı haberlerle halkımızı tedirgin etmeye, halkımızın moralini bozmaya ve tereddüde düşürmeye çalışılmaktadır. Türk basını bir ordu basını gibi, her gün yalan haberlerle kaçışların olduğunu, örgütün çözüldüğünü, her gün yakalanmaların olduğu vb. gündemlerle, sanki PKK bitirilmiş atmosferini yaratmak istemektedir. Oysaki durum böyle olmamakla birlikte, aktif meşru savunma konumunda olan gerillalarımız, operasyonları ve ordunun yönelimlerini boşa çıkartan bir pratik sahibi olmuştur. Demokratik çözümün gelişmesi için de, seçim döneminde hiçbir eylem geliştirmeyerek, çözüme dönük tavrını göstermiştir.

Bu kadar gelişme ve olumlu adımlara rağmen, farklı gündemlerle psikolojik bir savaş yürütülmektedir. İşte “birbirlerine girdiler, birbirlerini vurdular” gibi haberlerle, yine “her gün kaçışlar oluyor, her gün şu kadar tutuklama oluyor” gibi gerçek dışı haberlerle gündem çarpıtılıyor. Yani halkımızı gerginleştirme, tedirginleştirme, moral bozma hedefleniyor. Bu halkımıza, hareketimize dönük yürütülen savaşın bir parçasıdır. Daha öncesinden de Türk Genelkurmay’ı çok yoğun psikolojik özel savaş yöntemlerinin güçlendirilmesi gerektiğine ve bu doğrultuda bir savaşım içerisinde olduklarını belirtmiştir. Bu son yayınlanan düzmece haberler, ayrıca bunların amaç ve niyetlerini göstermektedir. Yönetimimize dönük saldırı planları da bu çerçevededir. Halkımız bu tür çarpıtma ve yalan furyalarına dayalı bilgilere itibar etmemelidir.

İkinci bir soru olarak da son dönemlerde güney batı Kürdistan da sınıra yakın bölgelere Arapları yerleştirme politikaları gözlemleniyor. Bu hususa ilişkin de sizlerden görüş almak istiyorduk.

Son dönemlerde Güney Batı Kürdistan’daki halkımıza yönelik, Suriye devleti Derik, Dırbêsiye gibi sınır bölgelerinde Arapları yerleştirme planları yapmaktadır. Özellikle Irak’a yakın yerlerde bu durum yaşanmaktadır. Bu plan dâhilinde demografik yapıyı değiştirerek oradaki halkımızı etkisizleştirmek istemektedir. Bu plan ve uygulamaların rejim içindeki bazı çevrelerin işi olduğunu düşünüyoruz. Bu kesimler Kürt imhası ve inkârını derinleştiren çevrelerdir. Bu tür planlar, Suriye’deki istikrarı bozacağı gibi, halkları birbirine düşüren ve kırdırtan politikalardır. Doğal olarak Güney Batı Kürdistan’daki halkımız bunu kabul etmeyecektir. Türk ordusunun bahardan bu yana Irak sınırına yakın yerlerde tampon bölge oluşturmaya çalışmakta olduğu bir dönemde, bölgeyi insansızlaştırma gündeme konulmuştur. Böyle bir süreçte bunun gündeme getirilmesi ve pratikleştirme çabaları dikkat çekicidir. Suriye, Türk devletinin Kürt sorununa yaklaşımını örnek almamalıdır.