HPG ANAKARARGAH KOMUTANLIĞI |
KÜRT HALKINA VE DEMOKRATİK
KAMUOYUNA
KATO DAKİ DİRENİŞ BİR GELENEĞİN SÜRDÜRÜLÜŞÜDÜR
Basına ve halkımıza;
22 Temmuz seçimleri esasta savaşın ve yeni
saldırıların başlangıcı olmaktadır. Bu seçimlerle oluşturulan
hükümet ise bir özel savaş hükümetidir. Ordu ile farklı düşünüyormuş
gibi yapıp esasta aynı çizgide ve hatta daha sinsice bir birliktelik
geliştirildiği ortaya çıkmaktadır. Başta Kürdistan olmak üzere tüm
Türkiye’deki uygulamalarına onay alan AKP iktidarı, ordunun sonsuz
şiddet uygulamasına katılmakta ve hatta bu süreci koordine
etmektedir. Kürdistan’da yaşananlar yeni bir işgal hareketidir ve
sıradan operasyonları çok çok aşan uygulamalardır. Bu anlamıyla
94-95 döneminin özel savaş hükümetine çok benzemektedir. Tansu
Çiller başkanlığındaki hükümet ile Doğan Güreş liderliğindeki
ordunun, o yıllarda toplu katliamlar, faili meçhuller, köy yakma ve
boşaltmalarla sorunu çözmeye çalıştıkları hafızalardan silinmedi.
Son günlerde yaşananlar gösteriyor ki Erdoğan liderliğindeki hükümet
ile ordu benzer bir anlaşma ve pratik içerisine girmiştir.
Katliamlar tıpkı Tansu Çiller’in Kürdistan
turu sonrası başlamıştı. Çatışmalardan PKK sorumluymuş gibi
gösterilip katliamlara hız verildi. Çiller’in yaptığı gibi Abdullah
Gül de geçtiğimiz haftalarda Kürdistan'ı dolaştı. Ve çatışmalardan
PKK ile insani haklarını talep eden Kürt halkı sorumlu tutuluyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyaret ettiği her kent, Gül
ayrıldıktan sonra tutuklama ve askeri operasyonlara maruz kalmıştır.
Bu gelişmeler AKP’nin bir savaş hükümeti olduğunu ve Abdullah Gül’ün
de savaşın koordinatörü olduğunu açıkça ilan etmiştir.
AKP koordinesindeki Türk savaş cephesi,
öncelikli hedef olarak önderliğimizi belirlemiştir. Önder APO hiçbir
insanın aklını alamayacağı uygulamalara maruz bırakılmakta, adım
adım zehirlenerek ölüme tabi tutulmak istenmektedir. Bunun da
sessiz, kamufle edilmiş, tepki doğurmadan yapılması planlanmakta, bu
amaçla önderliğe yönelik karalama kampanyaları geliştirilmekte ve
önder APO halkından uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu çok çirkin
bir oyundur. Savaş hükümetlerinin psikolojik savaş bünyesinde
yürüttükleri kirli propagandadır. Ve buna bazı yazar-çizer olduğunu
söyleyenler de yazı ve propagandalarıyla dahil olmaktadır. Önderliğe
yönelimlerle eş güdümlü olarak gerillaya imha savaşı
dayatılmaktadır. Yapılan operasyonlar dönemsel operasyonları çok çok
aşan açık bir savaş niteliğindedir. Küçük bir alana 20 bin askerlik
güç yığarak, en ağır silahlar kullanılmaktadır. Ordu bununla da
yetinmeyip savaş kurallarının dışına çıkmakta, misket bombası,
kimyasal gaz kullanmaktadır. Sistematik orman yakma uygulamaları ise
kirli savaşın bir parçası olarak Kürdistan coğrafyasına yönelmiştir.
Bununla birlikte bizzat savaş alanında da psikolojik yöntemler
uygulanarak kayıplarımız abartarak verilmekte, onlarca kayıp
vermelerine rağmen neredeyse kendi kayıplarının tek bir tanesini
vermeyerek gizlemektedirler. Açıktır ki bu yaklaşımlar halkımızı
etkilemek için yapılmaktadır. Yine bu amaçla aslı astarı olmayan
gerilladan kaçış haberleri yapılmakta ve sözde “bunların ağzından”
gerçek dışı bilgiler yaydırılmaktadır.
Tüm bu uygulamaların esas sonuç almak istediği
nokta ise savaş alanlarımızdır. İdeolojik, sosyal, siyasal, ekonomik
ve psikolojik yönlerden yürütülen Kürdistan’ı yeniden işgal planı,
askeri işgalle tamamlanmak isteniyor. Tüm Kürdistan’a yüz binlerce
güç yığıldığı gibi bazı alanlarımız da mücadele içerisindeki önemi
göz önünde bulundurularak özel yönelime tabii tutulmaktadır.
En son Kato dağlarında ve Botan’ın genelinde
günlerce süren operasyon, yeni katliam seferinin bir ayağıdır.
Önderliğimizin ve halkımızın en fedai savunma gücü olan gerilla, tüm
bu oyunları fark etmiş ve direnişini yükseltmiştir. Katolardaki 13
günlük direniş bunun zirveleşmiş halidir. Bir grup arkadaş on
binlerce düşman askerine karşı yiğitçe savaşmıştır. Bu direniş bir
kez daha gerillanın yenilmezliğini kanıtlamıştır.
Bu direnişte şehit düşen başta Nuda arkadaş
olmak üzere; Dr Nujin, Goran, Serhat(Van),Baxtiyar, Diyar, Kahraman,
Serdar ve Şemsettin arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz. En son HPG
meclis üyemiz olan Nuda arkadaş, daha önceleri PKK inşa, PKK meclis,
Kongra Gel ve KKK konsey üyeliği ve PJA ile KJB yürütmelerinde yer
almıştır. Özgürlükçü çizgide ısrarlı ve ilkeli duruşu ile güçlü bir
militan kişiliğinin en son örneği olan Nuda arkadaşımız, ihanetçi
işbirlikçi çizgiye karşı gösterdiği kahramanca tavır ve tutumun yanı
sıra, sade, mütevazı bir savaşçı, en zor alanlarda öncü bir komutan
olma özellikleriyle bu kahraman direnişlere öncülük yapmıştır.
Arkadaşlarımız burada 13 günlük bir direniş destanı yazarak
Kürdistan halkının ve insanlığın sosyalist, özgürlükçü değerlerinden
ve önderliğimiz ile halkımızın meşru savunma çizgisinden bir milim
bile geriye adım atmayacaklarını ortaya koymuşlardır.
Düşmanın kirli planları karşısında Nuda
arkadaşımız öncülüğünde Katolarda verilen direniş mücadelesi,
değerlere sahiplenme ve özgürlükteki ısrarımızı ortaya koymaktadır.
Başta Kürdistan gençliği olmak üzere halkımız bu kirli oyunları boşa
çıkartmak ve direnişi yükseltmek göreviyle karşı karşıyadır.
Şehitlerine yüksek bir sorumluluk ruhuyla sahip çıkmalı ve güçlü
serhildanlarla tutumunu ortaya koymalıdır. Bu yıl geliştirilmek
istenen gerillayı yalnızlaştırma, şehit cenazelerine sahip çıkılamaz
duruma getirme tutumuna karşı çok güçlü cevap verilmelidir. Bu
noktada namus ve onur günleri yaşadığımız hiçbir şekilde gözden uzak
tutulmamalıdır. Gençlik ise tüm bu serhildanlarla öncülük yapmalı,
örgütlemeli ve aynı zamanda düşmana çok açık bir cevap olarak hızla
dağlara yönelmeli, saflarda birer Nuda olarak yerini almalıdır.
Unutulmamalı ki gerillaya yapılan saldırılar halka ve önderliğine
yapılan saldırılardır. Bu nedenle direnişi yükseltmenin birinci
şartı da Önder Apo üzerindeki tecrit ve imhayı kırmaktır. Halkımız,
hareketimizin ilan ettiği “Êdî bes e, bi serokatî jiyan bike û bide
jiyankirin” kampanyasına şehitlerine yakışır bir şekilde güçlü bir
katılım sergilemelidir.
Bu çağrı hepimizedir. HPG neye mal olursa
olsun arkadaşlarımızın direnişine sahip çıkacak ve direnişini
sürdürecektir. Yine nerede ve kimden gelirse gelsin yapılanlar
karşılıksız bırakılmayacaktır. Düşmanın her yönden saldırısını
karşılayıp en güçlü cevapları vererek şehit arkadaşlarımıza
bağlılığın bir gereği olarak zafere gözünü dikecektir. Ve aynı bu
yoldaşlarımızın gösterdikleri destansı direniş gibi önderliğimizin
çizgisi ve halkımızın toplumsal çıkarlarından bir milim geri adım
atmayarak direnişimizi daha da yükselterek gürleştirecektir.
HPG ANAKARARGAH
KOMUTANLIĞI |
|