HPG GENEL KOMUTANI: DR. BAHOZ ERDAL |
HPG, K˙rdistan dağları gibi asi ve
sağlamdır, halkını savunacaktır!
Temmuz ayında yapılan genel seçimlerde, AKP T˙rk ve K˙rt halkına,
toplumsal bir barış, refah ve mutluluk için çalışacağı söz˙n˙ verdi.
Ancak seçimlerden hemen sonra, K˙rdistan’da bir yandan askeri
operasyonlar artarken bir yandan da daha b˙y˙k bir askeri g˙ç ve
savaş araçları getirildi. AKP h˙k˙meti, asker ve g˙venlik g˙çlerine
geniş yetkiler verdi.
Diğer yandan ise K˙rt halkının demokratik m˙cadelesi ˙zerindeki
baskı, her dönemden daha fazla artırıldı. Tutuklama ve işkence
olayları arttırıldı. Daha da önemlisi, Önderliğimize yönelik
saldırılar her dönemkinden daha ˙st boyuta çıkarıldı. Bir yandan
Önderliğimizin zehirlenmesi olayı g˙ndeme gelmesine rağmen buna
karşı ciddi tedbirler alınmadı, diğer yandan ise Önderliğin İmralı
adasındaki tek başına s˙ren yaşamı -ki tek başına Guantanamo
adasından daha ağır yaşam koşullarıdır- yetmezmiş gibi, değişik
psikolojik işkence yöntemleri devreye kondu ve bir ayı aşkın bir
s˙redir gör˙şmelere izin verilmedi. Bu y˙zden halkımız ve biz
Önderliğimizin sağlığı konusunda ciddi kaygılar taşıyoruz.
B˙t˙n bunları ˙st ˙ste topladığımızda AKP h˙k˙meti her şeyden önce,
K˙rt özg˙rl˙k hareketini ezme ve yok etmeyi hedef aldığını,
Genelkurmay başkanlığıyla bu temelde uzlaştığını söyleyebiliriz. AKP
h˙k˙meti sadece T˙rkiye içinde değil, t˙m komşu ˙lkeleri dolaşarak,
uluslararası g˙çleri de kendi etkisine alarak, bölgesel ve
uluslararası g˙çlerden de yardım alarak bu konsepti y˙r˙tmek
istemektedir. T˙rkiye yeni bir konseptin önc˙l˙ğ˙n˙ yapmaktadır. Bu
konsept de K˙rt d˙şmanlığının genişletilmesi konseptidir. T˙rkiye,
Suriye, İran ve hatta Irak devletlerini de bu konseptin ve
saldırının ortağı yapmak istemektedir. Bunu kabul etmeyenleri de ya
tehditle ya da tavizlerle yanına çekmek istemektedir.
En son olarak meclisten çıkarılan tezkere ile h˙k˙mete T˙rk
ordusunun G˙ney K˙rdistan’a girmesine izin verme yetkisini çıkardı.
Kuşkusuz, T˙rk h˙k˙metinin seçimlerden sonra y˙r˙tt˙ğ˙ bu siyaset,
T˙rkiye’de ve bölgede çatışmaları azaltmamış, aksine savaşı
kızıştırmış, bununla da kalmayarak son dönemde faşist ve şoven
kesimlerin halkımız ˙zerine s˙rerek soykırım tehdidini
oluşturmuştur. Ve bunu da normal bir reaksiyon olarak görmektedir.
Bu, kendisiyle birlikte savaşın sadece gerilla ve T˙rk ordusu
arasında değil, toplumsal bir çatışmaya dön˙şme riskini getirmiştir.
K˙rt halkı da elbette ki sonuna kadar buna sessiz kalmayacak, K˙rt
gençleri bu saldırıları cevapsız bırakmayacaktır. Bu y˙zden AKP’nin
y˙r˙tt˙ğ˙ bu siyaset, hem T˙rkiye hem de K˙rdistan’da
istikrarsızlığın derinleşmesine ve savaşın genişlemesine yol
açacaktır. Bu, tehlikeli, bölge ve T˙rkiye halkına hizmet etmeyen
bir siyasettir.
T˙rk devleti ve T˙rk basını, gerçekleri ters y˙z etmektedir. Sanki
T˙rk ordusu kendi yerlerinde durmuş, biz ise her yönden saldıran
konumundayız gibi göstermek istemektedirler. Bu şekilde toplumu
tahrik etmek, bizim meşru m˙dafaa m˙cadelemizi teşhir etmek, dış
g˙çlere böyle göstermek istemektedirler.
Oysa biz geçen yıl onuncu aydan bu yana, pek çok kesimin isteği
˙zerine tek taraflı bir ateşkes ilan ettik. Ancak T˙rk devleti ve
ordusu, buna karşı olumlu bir adım atmamakla kalmayarak, ateşkesi
kendisi için bir fırsat bilerek K˙rdistan’a yoğun asker sevk etti ve
kapsamlı operasyonlarla saldırılarda bulundu. Bahardan bu yana
yaşanan budur. Her yerde g˙çlerimizi yok etmek istediler. Son
dönemde çatışma ve kayıpların arttığı doğrudur. Özellikle T˙rk
devletinin kayıplarının arttığı da doğrudur. Ancak bu artışın temel
nedeni, T˙rk ordusunun g˙çlerimize yönelik operasyonlarının artarak
genişlemesidir. G˙çlerimiz ise buna karşı direniş ve haklı meşru
savunma hakkını kullanmış ve bundan sonra da bunu kullanacaktır.
Bu saldırılara karşı HPG, T˙rk devleti, hangi dilden anlıyorsa o
dille tutum takınacaktır. Halkımız da, hareketimiz de, siyasi bir
çöz˙m˙ istediğini defalarca dile getirdi ve bug˙n de biz çöz˙m˙n
burda olduğuna inanıyoruz. Bu konuda hareketimiz ciddidir. Bu çöz˙m˙
istememiz, bizim zayıflığımızdan illeri gelmemektedir. Biz, siyasi
çöz˙m konusunda ciddi olduğumuz kadar, b˙y˙k bir direniş ve b˙y˙k
bir savaş için de hazırız ve bunda da ciddiyiz. Siyasi ve barışçıl
çöz˙m˙ T˙rk devletinin ön˙ne koymamıza karşın, o savaşla cevap
verdi.
T˙rk ordusunun saldırı operasyonları arttıkça ve genişledikçe, savaş
da o kadar y˙kselecek, cevabımız ve eylemlerimiz de b˙y˙yecektir.
HPG’nin tutumu, T˙rk devletinin siyaseti ve Önderliğimize, halkımıza
yaklaşımla ve T˙rk ordusunun operasyonlarıyla bağlantılıdır. Bu
y˙zden HPG’nin 2007 yılının başından bug˙ne kadar ki tutumu, g˙çl˙
bir direniştir. HPG gerillası, t˙m cephelerde, Amed’ten Dersime,
Karadeniz’e, Serhat’a Amanoslara ve G˙ney K˙rdistan sınırına kadar,
t˙m cephelerde, teredd˙ts˙z bir şekilde ˙zerine d˙şeni yapmış ve
bundan sonra da aynı kararlılık ve ısrarla buna devam edecektir.
T˙rk devleti, özelikle de T˙rk ordusu, saldırı siyasetinde ısrar
eder ve saldırılarını sertleştirirse aynı d˙zeyde eylemlerle cevap
alacaktır. Bu eylemler, operasyonların genişlemesi ve T˙rk
devletinin yok etme siyasetinde ısrarın sonucudur. Geçmiş s˙reçte
askeri açıdan “HPG gerillalarının zayıf d˙şt˙ğ˙n˙, sayılarının
azaldığını, göğ˙s göğ˙se savaştan kaçtıklarını, uzaktan patlama
eylemleri yaptıklarını” söyl˙yorlardı. Gabar ve Oramar’daki eylemler
HPG’nin gerektiği yer, zamanda nasıl bir eylem gerekiyorsa, bunu
g˙çl˙, yaratıcı ve başarılı bir şekilde yapabildiğini göstermiştir.
Bu eylemler, HPG’nin savaş ve direniş kabiliyetini gösterirken
hiçbir g˙c˙n K˙rdistan gerillasının g˙c˙n˙ kıramayacağını da
ispatladı. Bu direnişler, T˙rk devletinin “tek bir PKK’li olana
kadar savaşacağız” söyleminin ne kadar yanlış bir zihniyet ve boş
bir söylem olduğunun, sonuçsuz ve temelsiz olduğunun ispatıdır. Bu
direnişler, AKP h˙k˙metinin savaş siyasetinin, savaşla çöz˙m
çabasının ne kadar sonuçsuz olduğunu ve kendilerine dönerek onlara
zarar verdiğinin ispatıdır.
Diğer yandan da bu direnişler, K˙rdistan gerillasının 23 yıllık
tecr˙besi, g˙çl˙ kararlılığı, y˙ksem moral ve maneviyatı, taktik
ustalık, silah ve coğrafya ˙zerindeki hakimiyetiyle, en modern
d˙zeyde silahlanmış bir ordu ve onun K˙rdistan’a getirdiği sözde
özel kuvvetlerine karşı nasıl bir direnişle, saldırıları kıracağının
ve öl˙mc˙l vuruşlar yapabileceğinin ispatıdır.
T˙rk genelkurmayı Oramar direnişi hakkında çok sayıda yalan
haberlerde yaydı. Bir taraftan bizden 40 gerillayı öld˙rd˙klerini
söylediler, bu daha sonra 30’a indi. Daha sonra 100 kişiyi çembere
aldıklarını söylediler. Daha sonra ise elimize esir d˙şen askerleri
saklamak, çatışmada kendi öl˙ sayılarını az göstermeye çalıştılar.
Öl˙ sayıları bizim dediğimiz gibi sadece 35 değildi, daha fazlaydı
aslında.
B˙t˙n bunlar neyi gösteriyor? Bir kişi veya bir hareket, g˙çl˙yse,
kendine ve davasının adaletine inanıyorsa yalan söylemeye, yalan
haberler yaymaya ihtiyaç duymaz. Bug˙n, T˙rk genelkurmayı, eğer
savaş hakkında bu kadar yalan haber yayıyorsa -ki Dersimde de 15-20
kişiyi öld˙rd˙klerini söylediler ama o da doğru değildi, b˙y˙k bir
darbe yedi- bu, bir yandan T˙rk devletinin savaş meydanında ne kadar
çaresiz olduğunu gösterir. Çaresiz olduğu, darbe yediği, b˙y˙k
kayıplar verdiği için bu yalan haberler yapmaya ihtiyaç duyuyor.
Bir g˙ç karşısındakine dezenformasyon yapabilir, karşıtına doğru
bilgi vermeyebilir ancak bug˙n T˙rk ordusu ve h˙k˙meti, kendi
halkına karşı böyle bir dezenformasyonu yapıyor. Gerçeği onlardan
saklıyor. Bu y˙zden basının Oramar eyleminden bahsetmesine yasak
getirdi. Bu gösteriyor ki bu direnişle suç˙st˙ yakalandılar, T˙rk
ordusu ve AKP h˙k˙metinin kara y˙z˙ aşikar edildi.
Diğer yandan, askerlerine, ne kadar değerlerine bağlı oldukları da
bu direnişle açık bir şekilde ortaya çıktı. 8 askeri elimizde esir
olduğu halde bunu halkından saklıyor, onları hiç sormuyordu. 2 yıl
önce de Dersimde bir askerleri g˙çlerimiz tarafından esir alınmıştı,
şimdi de 8 asker. Bunları sormuyor elinden gelse toplumun gözlerini
ve kulaklarını kapatır, kimsenin görmesini ve duymasını istemez.
Saklamaları neyi gösteriyor? Bu, T˙rk ordusunda maneviyatın,
birbirine bağlılığın zayıflığın gösteriyor. Bir asker, komutanının
bu yaklaşımı karşısında nasıl bir moralle savaşabilir, nasıl savaş
cephesine gidebilir? İsrail gibi bir devlet, esir bir askerini
alabilmek için kendi karşıtının y˙zlerce savaşçısını bırakabiliyor.
Tek bir askeri için bunu yapması, askerine olan bağlılığını
gösteriyor. Oysa T˙rk ordusu ve h˙k˙meti, bu b˙y˙kl˙ğ˙, feraseti ve
asaleti göstermiyorlar. Bu da onlar için T˙rk askerinin bir araç,
bir silah olduğunu, vatan ve bayrak savunması edebiyatının ne kadar
boş olduğunu, toplumu bununla kandırdıklarını gösteriyor.
Esirler için de şunu söyleyebilirim. Açıkladığımız gibi esirler
elimizdedir ve sağlık durumları yerindedir. İnsanı bir muameleyle
onlara yönelik hiçbir olumsuz yaklaşımımız olmamıştır. Hatta
uluslararası sözleşmelerdeki kurallardan daha insani bir
yaklaşımımız söz konusudur.
Oramar çatışması ardından T˙rk devletinin daha önce’de g˙ndeme
getirdiği ve bunun için meclisten tezkeresini aldığı G˙ney
K˙rdistan’a yönelik operasyon tartışmaları en ˙st boyuta çıktı.
T˙rkiye’nin G˙ney K˙rdistan’a olası bir operasyonu istediği çöz˙m˙
getirecek midir?
T˙rk h˙k˙meti, yanlış yerlerde çöz˙m˙ aramaktadır. Sorunun kaynağı,
T˙rkiyedir ve çöz˙mde ordadır. T˙rk h˙k˙meti, ister bölge ve dış
g˙çler ˙zerinde baskı kursun, ister taviz koparmak için her şeyi
satsın, yine de hiçbir sonuç alamayacaktır.
Eskiden ABD çok aktif olarak T˙rkiyeye yardım ediyordu, G˙ney
K˙rdistanlı g˙çler çok aktif olarak T˙rk ordusuyla bize karşı
savaşıyorlardı ama bir sonuç alabildiler mi? Hiçbir şey elde
edebildiler mi, hareketimizi tasfiye edebildiler mi? Bug˙n eski
koşullar değişmiştir artık. Bug˙n K˙rt halkının, bölgede siyasi bir
g˙ç olarak ağırlığı var ve t˙m uluslararası g˙çlerin dikkatini
çekmekte, K˙rt sorunu çöz˙m s˙recine girmiş ve klasik inkar siyaseti
artık aşılmıştır. Artık T˙rk devleti K˙rt halkına karşı
saldırılarında herkesi kendisine ortak yapamaz. Bu g˙çler de, artık
T˙rk devletinin istediklerini yapamazlar.
T˙rk devleti, gerilla g˙çlerinin sınır bölgelerinden çıkarılmasını
ve önc˙ kadroların yakalanıp kendisine teslim edilmesini istiyor.
Buna karşı şunu sormak lazım, sen 25 yıldır, t˙m g˙c˙n, ordun ve
imkanınla bu harekete karşı kuzeydeki savaşında kaç önc˙ ve sorumlu
d˙zeyde kadro yakaladın ki, şimdi diğerlerinden istiyorsun. Sen
K˙rdistan gerillasını, HPG gerillasını Kuzey K˙rdistan’dan T˙rkiye
toprağından çıkarabildin mi ki, diğerlerinden bunu istiyorsun. T˙rk
devleti, Irak ve G˙ney K˙rdistan bölge h˙k˙metinden istediklerini
kendisi yerine getirebildi mi? Getirememiş ki, başkalarından
isteyebilsin.
Biz burda esir ve rehin değiliz ki birileri bizi alıp teslim etsin.
K˙rdistan gerillası, kendi iradesi olan, bir özg˙rl˙k g˙c˙d˙r. 23
yıldır bu dağlarda m˙cadele y˙r˙tmektedir. Bazı dönemler oldu ki,
herkes bu g˙ce kadar savaştı ama iradesini kıramadı ve tek bir
insanı da teslim alamadı. Bu y˙zden, asi K˙rdistan dağları bize
yeterdir. Halkımızın yardımı bize fazladır. Bug˙n sadece Kuzey
K˙rdistan değil G˙ney K˙rdistan’daki halkımızın da duyguları
bizimledir ve bu da bize yeterdir. T˙rk devleti, yanlış ve yerine
getirilemeyecek istekleri diğer g˙çlerden istemektedir. Burada amacı
farklıdır. Amacı, t˙m K˙rtleri zayıflatmaktır.
Bu arada şunu da söylemek istiyorum. Bazı kesimler “AKP h˙k˙meti,
K˙rt sorununda yeni bir yaklaşım geliştirmek istiyor, şans
tanınmalıdır” diyorlardı. Bu konuda şunu söylemek istiyoruz, AKP
h˙k˙meti seçimlerden önce bazı sözler verdi, bazı adımlar atacağı
intibasını yarattı ancak bu sözlerine sahip çıkmadı ve T˙rk
genelkurmayı ile halkımıza karşı bir savaş siyaseti geliştirdi. AKP
h˙k˙meti bug˙n K˙rtleri birbirine d˙ş˙rmek istemektedir. Kuzey
K˙rtleri ˙zerinde siyaset y˙r˙terek, Kuzey halkımızı parçalayarak
zayıflatmak istemektedir. Diğer yandan da Kuzey ve G˙ney K˙rtlerini
birbirine d˙ş˙rmek istemektedir. Irak ve bölge h˙k˙meti ˙zerinde
uyguladığı t˙m baskının amacı budur. Yine K˙rd˙ k˙rde öld˙rtmek
istiyorlar. Ancak bunun koşulları artık kalmamıştır. Bunu, herkesin
bilmesi gerekir.
Geçen 23 yıllık s˙reçte T˙rk ordusu 30’a yakın kez G˙ney K˙rdistan’a
operasyon yaptı. Bu operasyonların hiçbirinde bir sonuç elde
edemedikleri herkes tarafından aşikardır. Bug˙n artık koşullar, o
dönemin koşulları değildir. K˙rt halkı, uyanmış, ulusal duyguları,
ulusal uyanışı, ulusal birlik ruhu en ˙st d˙zeydedir. K˙rdistanlı
g˙çler, artık bir kez daha bizimle savaşma pozisyonunda değildirler.
Hatta kuzeydeki korucular için bile bu böyledir. Bölge koşulları da
eskisi gibi değildir. B˙t˙n bunlardan dolayı, T˙rk ordusunun bir kez
daha G˙ney K˙rdistan’a girmesi durumunda, eski operasyonlar gibi
sonuçsuz kalmamakla kalmaz, aynı zamanda karşısında sadece HPG
gerillasını değil, t˙m K˙rt halkını görecektir. G˙ney K˙rdistan’a
böyle bir operasyon, K˙rt ulusal birliğini yaratacaktır. Askeri
açıdan ise gelişebilecek böyle bir operasyon, T˙rk ordusu için 23
yıllık savaş tarihinde yaşayacağı en b˙y˙k yenilgiyi ve kayıpları
doğuracaktır. Son Oramar’da gerillamızın sergilediği direniş ve
bunun sonucunda ortaya çıkan bilanço bunu açık bir şekilde ortaya
koymaktadır.
Kuşkusuz hareketimiz, temel g˙c˙n˙ halkından almaktadır.
Hareketimiz, bug˙ne kadar hiçbir ˙lkeden, tek bir silah ve bir kuruş
para dahi almamıştır. Bir halk hareketi olarak bu m˙cadele tamamen
halkın g˙c˙ ˙zerinden y˙r˙t˙lm˙şt˙r. Bu hareketin doğuşundan bug˙ne
kadar K˙rt gençleri, önceleri Kuzey K˙rdistan’da, daha sonra ise
dört parça K˙rdistan’da, hatta dış ˙lkelerden grup grup harekete,
gerilla g˙çlerine katılarak b˙y˙tt˙ler. Bu onurlu direniş içerisinde
yer aldılar. Kuşkusuz bu b˙y˙k bir g˙ç verdi bize. Bu m˙cadelenin
önemli yanlarından biriydi. Bug˙n de K˙rt gençleri yine böyle bir
görev ve sorumluluk karşısındadırlar. T˙rk devleti bu gerçeği
görd˙ğ˙ için özellikle gençlere yönelik yeni bir konseptler
yaratmaktadır. T˙rk devleti k˙lt˙rel olarak y˙r˙tt˙ğ˙ asimilasyon
politikalarıyla gençlerimizi ulusal gerçeklikten, toplumdan ve kendi
değerlerinden kopartmaya çalışıyor.
K˙rdistan gerillası, 24’˙nc˙ yılında, halkımızın özg˙rl˙ğ˙ için
˙zerine d˙şenlerin hepsini yapmak için tarihi bir direniş sergiledi.
Son 23 yıl, K˙rt halkının tarihinde, kahramanlıklarla dolu bir
efsanedir. Bug˙n, HPG içinde örg˙tlenen K˙rdistan gerillası, bu
direniş mirası ve tecr˙besi ˙zerinden, bundan sonra halkımızın
özg˙rl˙ğ˙ için ˙zerine d˙şeni teredd˙ts˙z yapmaya devam edecektir.
HPG bu karar ve iradenin sahibidir. Bug˙n K˙rdistan’ın her dağında,
HPG gerillaları konumlanmış ve b˙y˙k bir hazırlık içindedirler ve
direniş kararları tamdır. Bu y˙zden biz, halkımıza, K˙rdistan’ı
işgal edenlere ve dış g˙çlere de şunu söyl˙yoruz; hangi g˙ç ve
devlet olursa olsun, halkımız ˙zerinde köt˙ niyetleri olan,
halkımızın umutlarını karartmak isteyen, özg˙rl˙k hareketimizi yok
etmek isteyenler, karşısında HPG gerillasını bulacaktır. Bug˙n HPG,
K˙rdistan dağları gibi asi ve sağlamdır, halkını savunacaktır. Kato,
Gabar ve son olarak da Oramar’daki direniş ruhuyla, saldırılara
cevap verecektir. Halkımızın bundan hiç kuşkusu olmasın ve herkes de
bunu bilsin. Halkımız ve hareketimize yönelik hiçbir saldırı
cevapsız kalmayacaktır.
T˙rk askerleri için de bir çağrı yapmak istiyoruz. Onlara diyoruz
ki, siz kendi gözlerinizle görd˙n˙z ki, sizin elinizle y˙r˙t˙len bu
savaş, vatan savunmasıyla, T˙rkiye’nin savunmasıyla, T˙rk halkının
çıkarlarıyla bir ilgisi yoktur. Kendinizi bu kirli savaşa alet
etmeyin. Gör˙yorsunuz ki, bir asker öl˙yor, öl˙m˙n˙ halktan
saklıyorlar; esir d˙ş˙yor, sahip çıkmıyorlar. Bu y˙zden T˙rk
askerlerine çağrımız; operasyonlara çıktığında g˙çlerimize karşı
savaşmasın, HPG gerillalarına teslim olsunlar. Savaşmayan ve HPG
gerillalarına teslim olan askerler, bu son 8 asker gibi yaşamları
garanti altına almış olur. Biz bunlara hiçbir zarar vermeyeceğiz ve
sonunda da serbest bırakacağız ve ailelerine kavuşacaklardır.
K˙rt askerler içinde bazı şeyler söylemek istiyoruz. Bu devlet,
senin bir insan olarak varlığını kabul etmiyor. Sen nasıl, böyle bir
devletin silahını alarak halkına ve kardeşlerine karşı savaşacaksın?
Askere giden K˙rt gençleri, devletin silahını gerillaya karşı
kullanmasın, silahlarının yön˙n˙ savaş ve operasyon kararlarını
verenlere çevirsinler. Operasyonlara gitmesinler. Operasyonlara
katılıp ölmek yerine, askerlikten kaçarak gerilla saflarına
katılsınlar.
Buradan özellikle K˙rt askerlerin ailelerine de bir çağrı yapmak
istiyorum. Çocuklarınızın askere gitmesine izin vermeyin. Sizler,
çocuklarınızın askere gitmesinden sorumlusunuz. Askere gönderdiğiniz
çocuklarınız, 1, 5 yıl sonra döneceğinin garantisi olduğunu
d˙ş˙nmeyin. K˙rdistan’ın her yerinde savaş var ve siz çocuklarınızı
savaşa, öl˙me gönderiyorsunuz. Kendi elinizle çocuklarınızı
öld˙rtmeyin. T˙rk ordusu, operasyonlarda K˙rt askerleri öne veriyor,
bazılarını arkadan vuruyor, bazılarını intihar adı altında,
bazılarını ise kaza adı altında öld˙r˙yor. Bu y˙zden, K˙rt aileleri,
kendi elleriyle çocuklarını öl˙me göndermesinler. Çocuklarınızın sağ
olarak size geri döneceği garantisi yoktur. Bu duruma d˙şen
ailelerin bu tutumu, ihanetten köt˙ bir durumdur. Bu d˙şmanın bir
oyunudur. Bu y˙zden, t˙m yurtsever K˙rt ailelerine, çocuklarının
gerillaya katılımlarını teşvik etmeye, katılımlarının ön˙nde engel
olmamaya çağırıyorum.
Son olarak da halkımız için bazı şeyler söylemek istiyoruz. Bug˙ne
kadar HPG, halkımızın özg˙rl˙k m˙cadelesinde, halkı savunmak için
kendi ˙zerine d˙şenleri teredd˙ts˙z bir şekilde ve b˙y˙k bir
fedakarlık ve cesaretle yerine getirmiştir. Bundan sonra da daha
g˙çl˙ bir şekilde bunu yerine getirecektir. Ancak sadece gerillanın
görevini yapması tek başına yeterli değildir. T˙rk devleti, bir
milyonluk bir ordusu, her t˙rl˙ ağır savaş araçları olmasına karşın,
bizimle sadece orduyla değil, t˙m devlet kurumlarıyla, pek çok
toplum kesimini de bu savaşın içine katarak kirli bir savaş
y˙r˙t˙yor. Buna karşın bizim de halk olarak, özg˙rl˙k hareketi
olarak, bu savaşı sadece gerillaya bırakmamamız gerekir. T˙m
halkımızın bu s˙rece katılması gerekir. Bu m˙cadele ve direniş,
sadece HPG’nin değil herkesin savaşıdır. Sadece “HPG cepheye,
intikam almaya, cevap vermeye” demek yetmez. HPG bunu yaptı ve
bundan sonra da bunu daha etkili yapacaktır. Ama 7’den 70 her K˙rt
bireyinin yapması gerekenler vardır. Sessiz kalmaması, çalışmadan
durmaması gerekir. Her şehit d˙şen gerillaya binlerle sahip çıkması
gerekir. Devletin baskılarına karşı sesini y˙kseltmelidir. Halkımız,
örg˙tl˙l˙ğ˙n˙, birliğini her yönden g˙çlendirmeli, baskılar
karşısında sessiz kalmamalı ve pasif pozisyonundan çıkmalı,
değerlerine, birliğine ve kurumlarına sahip çıkmalıdır.
Hiç kimse, kurumlarda çıkan eksiklikleri bahane ederek kendisini
m˙cadeleden uzak tutmamalıdır. Eksiklikler olsa da bunlar, kişilerin
eksiklikleridir. Ancak bu kurumlar ve yaratılan bu değerler, 30
yıllık bir m˙cadele ve şehitlerin kanları ile yaratılmıştır. Bu,
halkımızın umudu, varlığıdır, halkımızın özg˙rl˙ğ˙n˙n garantisidir.
Halkımızın her sahada, kendi değerlerine, kurumlarına sahip çıkmaya
çağırıyoruz. Bu m˙cadele onundur ve herkesten fazla kendisini
katmalı, geride tutmamalı, hiç kimsenin ve hiç bir dış g˙ç ve
devletin beklentisinde olmamalıdır. Şimdiye kadar biz bu m˙cadeleyi
halkımızla birlikte bug˙nlere getirdik, bundan sonra da özg˙rl˙ğe
kadar halkımızla birlikte göt˙receğiz.
HPG ANAKARARGAH
KOMUTANLIĞI |
|