Kürt ve Kürdistan tarihi bir açıdan uygarlık sistemlerine karşı bir direniş tarihidir.
Bu tarih bir direniş tarihiyse, bu tarihte rolünü en iyi oynayan ve gereklerine göre yaşayan kadının ta kendisidir. Kapitalist modernite güçleri günümüz koşullarında kadını sadece cinsel bir obje olarak topluma peşkeş etmektedir. Kadının cinsellikten ibaret olduğunu her seferin de en küçük fırsatları bile kaçırmadan topluma hatırlattığını görmekteyiz. Fakat Kürt kadını kapitalist güçlerin bu oyununu en iyi bir şekilde açığa çıkartmıştır. Kürt kadını direnişiyle, Kürt kadını azmiyle, Kürt kadını inadıyla soykırımcıların sinesine basa basa sadece bir meta olmadığını göstermiştir. Düşmanının eline geçmektense kendi örgüleriyle kendini boğmuşlardır, Munzur suyuna atlamış, Mahabat köprüsünde destanlaşmış, kendini uçurumlardan atmış ama teslim olmamışlardır. Kürt kadını böylesi direnişleriyle özgürlüğü seçmişlerdir. Ve kendilerinden sonraki nesillere yol gösterici olarak nasıl direnmesi gerektiğinin sırrını vermişlerdir
Kürtler özelde de Kürt kadınları hep direnmişlerdir. Ayaklandıkları sisteme karşı büyük direnişler sergilemişlerdir. Fakat güçlü bir önderin olmayışı bu direnişi tam anlamıyla sonuca bağlayamamıştır. Önder Apo’nun çıkışıyla birlikte Kürt halkı yeniden canlanmış ve yeniden hayat bulmuştur. Özellikle Kürt kadını artık varlığını inkâr etmek ya da utanmak yerine, daha çok öze dönüşü benimsemişlerdir. Kürt kadını Önder Apo ile birlikte varlığının farkına varmıştır. Kadın direnişin sembolü, kadın özgürlük tutkunu, kadın özgürlük arayışçısıydı çünkü. Kürt özgürlük hareketinde onlarca, yüzlerce hatta binlerce kadın, direniş ve mücadelesi ile PKK tarihinde yerini aldı. Kimi düşman eline geçmemek için bombasını kendinde patlattı tıpkı Yıldız gibi… Kimi son mermisine kadar direnerek son mermisini kendi için ayırdı tıpkı Mizgin gibi… Kimi düşmanın beyninde bir bomba oldu tanrıça Zilan gibi, kimi düşmanı can evinden vurdu Rûken ve Sara gibi… Kimi düşmanın suratına tükürdü korkusuzca tıpkı Sakine Cansız gibi… Kimi de son mermisine kadar savaşarak ve silahının bile düşmanının eline geçmemesi için paramparça ederek, ihanetçiliğe-işbirlikçiliğe karşı zılgıtlarla uçurumlardan atlayan komutan Beritan gibi…
Gülnaz Karataş, bilinen adı ile Beritan… 1970 yılında Bingöl Solhan’da dünyaya gelir. Aslen Dersimli ailevilerinden olan Gülnaz Karataş orta sınıf bir aile de büyür. 1989 yılında üniversite okumak için İstanbul’a giden Gülnaz, aynı yıl katıldığı newroz bayramında Kürt olduğunu öğrenir. 1990’da mücadeleye katılır. Halk çalışmalarında kalır ve aynı yıl tutuklanır. Serbest bırakıldıktan sonra Mayıs 1991 yılında Cudi alanında gerilla arkadaşlarına katılır.
Beritan Hevi adını alan Gülnaz; 1992 Güney savaşında sergilediği direnişiyle bir daha hiç unutulmayacak bir şekilde adını insanlığın beynine kazdı. Beritan gerilla saflarında yeni olmasına rağmen çok kısa bir zaman diliminde gerilla yaşamına adapte olur. O bir asker, o Önder Apo’nun bir fedaisi, o bir yazar, o bir basın çalışanı, o bir şair…Duyguları sürekli ve akışkan. Sonsuz bir sevgi yeli ile aşk ile, can ile kadına bağlı… Mücadelesinde yapıcı kişiliğinin yanı sıra eğitsel ve öğretici nitelikte… Yoldaşlarına yoldaş, bazen bir öğretmen, bazen bir komutandı Beritan. Beritan; kadın özgürlükçü yanlarıyla en belirgin özelliği derin sevgi ile yoldaşlarına bağlı oluşuydu. Önder Apo’yu hiç görmemiş olmasına rağmen Önder Apo’nun ideolojisini tüm benliğiyle sahiplenmiş ve yürekten inanmıştı. O sevginin en güzel adıydı, görmeden de sevmeyi bilirdi Beritan, hem de sonsuz bir bağlılıkla… Önder Apo’yu hiç görmediği halde ona sonsuz inanmış ve sonuna kadar bağlanmıştı. Bu bağlılığını da yaşamda yoldaşlarına öncülük yaparak, yoldaşlarını eğiterek, özellikle kadın yoldaşlarının gelişmesini sağlayarak göstermişti. İdeolojik anlamda Parti Önderliğine bağlıydı. Duyguların en güzeli ve en anlamlısını taşıyor.
Kadın olmak; kölelik zincirlerini kırmak için direnmektir! Kadın olmak; erkek egemenlikli zihniyeti ret etmektir. Kadın olmak; gerici anlayış ve zihniyeti yerle bir ederek direnişle göklere şahlanmaktır kaygısızca! Kadın olmak; duygunun en yoğunluğunu yaşayarak, onurunu koruyarak özgürlüğe giden yolda köprü rolünü üstlenerek ışık olmak, ronahi olmaktır! Kadın olmak; Zilanlaşmak, Berivanlaşmak, Viyanlaşmaktır… Kadın olmak; ihanetin inadına-inadına uçurumun kenarında kanatlanarak zılgıtlar eşliğinde Beritanlaşmaktır!
Genç komutan Beritan; 1992 Güney savaşında işbirlikçi ve ihanetçi KDP’nin gerilla güçlerine karşı gerçekleştirdiği saldırılar karşısında asil Kürt kadınının asla teslim olmayacağını özgürlüğü için canını bile hiç düşünmeden vereceğini bir kez daha göstermiştir. 1992 yılının Ekim ayında ihanet çizgisi ile özgürlük çizgisi arasında bir buçuk ay süren 2. Güney savaşına komutan olarak katılan Beritan, yoldaşlarının geri çekilmesini sağlamak için düşmanı oyalar. Mermileri tükendiğinde ise tüm teslimiyet çağrılarına rağmen teslim olmayıp, onlarca direnişçi Dersimli kadın gibi kendini uçurumlardan atar. Onun bu asil duruşu karşısında bulunan peşmergeler onun bu duruşundan etkilenerek birçoğu peşmergeliği bırakır. Bu kişiler Özgürlük hareketini tanımak için adım atıp hatta çocuklarına Beritan adını verirler. İsimler değişir, şahıslar değişir ama somut bir gerçeklik olan ihanet hep aynı kalır. Yer, mêkan ve zaman değişse bile…
Beritan’ın ardılları bugün her yerde. Zap’ta, Avaşin’de, Metina, Haftanin, Xakurke ülkenin her bir yerinde Beritanca bir duruşun sahibi olarak soykırımcılara geçit vermemekte. Beritan’ın ardılları Zap’ta Avzem ve Arin, Avaşin’de Adife ve Hevidar, Haftanin’de Berçem, Metina’da Mardin, Xakurkê’de Axin Meşkan, Garzan’da Beritan Nurhak Çiya, Botan’da Axin Gabar, Serhed’de Hejar Zozan ve daha niceleri… Beritan çizgisinin takipçisi olan bu değerli yoldaşlarımızda bizler için nasıl yaşamamız ve nasıl savaşmamızın yol göstereni oldular. Onlar Önder Apo’nun yarattığı en vefalı ve en değerli kadınlar. Onlar Kürt halkının en güzel çocukları, onlar Beritan komutasında amansızca savaşan özgür kadın çizgisinin paha biçilmez değerleri, onlar bu amansız savaşın komutanları, bizlerin komutanları…
Şehit Beritan Özgür Kadın Akademisi