Kürtler Önderlerine karşı gerçekleştirilen uluslar arası komplonun 11. yılını protesto etmeye başladılar. Bu protesto 15 Şubata kadar artarak devam edecektir. Kürt kadını “Önder Apo’nun özgürlüğü kadının özgürlüğüdür” sloganıyla bir kampanya başlattı. PKK Ağustos ayında yaptığı 10.kongrede Kürdistan Halk Önderini özgürleştirmeyi hedeflediğini ilan etti. Nitekim İmralı’da yapılan fiziki saldırıdan sonra Kürt halkı kadın-erkek yediden yetmişe ayağa kalktı. Önderlerine sahip çıktı. Taraflı tarafsız herkes bu halkın PKK önderine sahip çıktığını söyledi. Öyle ki kendi sıcak odalarında Kürdistan halkının neden sahiplendiği sorusuna cevap arama zahmetine katlanmayan birçok aklıevvel yazarlar, neden Abdullah Öcalan’a sahip çıkılıyor diyerek Kürt halkını suçladılar.
Biz 50 yaşını aşmış bazı Kürtlerin neden PKK önderini sevmediğini biliyoruz. Çünkü PKK bu kişilerin Kürdistan’da siyaset yapmalarına son verdi. Daha doğrusu PKK gerçeği karşısında gerçek yüzleri açığa çıkınca siyaset yapamaz hale geldiler. Çünkü PKK ile birlikte Kürdistan’da kolay siyaset yapma imkanı ortadan kalktı. Artık lafla Kürtlerin özgürlük ve demokrasi özlemlerini sömürme dönemi son buldu. Biz bu çevrelerin, daha doğrusu kelaynak durumuna düşmüş kişilerin Apo düşmanlıklarını biliyoruz.
Peki, bazı Türk yazarları, kendine liberal demokrat diyenler neden Apo düşmanlığı yapıyor? Onu da söyleyelim; onlar da PKK çıkana kadar kolay demokratlık yapıyorlardı. Çünkü Kürt ve Kürdistan sorunu kendini Türkiye gerçeğine dayatmadığından Kürt ve Kürdistan’a değinmeden demokratlık yapabiliyorlardı. Ya da Kürtlerden söz etseler de bunun Türkiye açısından siyasi bir değeri yoktu. Ne var ki PKK mücadeleyi geliştirip Kürt ve Kürdistan gerçeği Türkiye siyasetine kendini dayatınca bunların rahatları bozuldu. Önceden ne güzel demokratlık yapıyorlardı! Şimdi birazcık Kürtlerden söz etmek de yetmiyor. Ya Kürtlerin tam özgürlüğünü ve demokratik yaşamını savunacaksın ya da açık ve cesaretli bir biçimde Kürt sorununu savunmayınca ister istemez demokratlık ve liberallik cilaların dökülecektir. İşte bu sözde liberaller ve demokratlar PKK’ye bundan dolayı çok öfkelidirler.
Bu aristokrat demokratlar ya da devlet sevgisi derin liberaller zaman zaman barış diyorlar, silahlar sussun diyorlar, çözüm diyorlar. Bunu da aslında rahatları için istiyorlar. Çünkü gerilla ile ordu çatışınca ekonomik, sosyal sıkıntı yaşadıkları gibi, Türkiye siyaseti de sarsılıyor, Kürt inkarcılığına dayalı al gülüm ver gülüm siyaseti ve yazarlığı yapılamıyor. Bu nedenle PKK silah bıraksın ki, onlar da ekonomik, sosyal ve siyasal alanda rahat etsinler! Kürtler kimliksiz, özgürlüksüz, demokrasisiz kalmış onların umurunda mı? Tam bir orta sınıf bencilliği. Kendisi rahat olsun, onlar için gerisi tufan.
Bu kara Kürtler de bu hoş demokratların rahatlarını bozuyor. Gerilla direniyor, halk serhıldan yapıyor. Onlara göre Kürt kadınları ve çocukları ise kandırılıyor.
Sahte İslamcılar da, hatta İslam’ı çıkarı için kullanıp kirletenler de PKK ve Abdullah Öcalan düşmanı. Çünkü bu Kürtler onların sahte Müslümanlık maskelerini düşürüyor. Çünkü Kürtlerin haklarını ve hukuklarını savunmayınca kendine Müslüman ve kendine demokratlıkları Kürdistan’da etkili olamıyor.
Öte yandan bu sahte İslamcılar devleti ele geçirmek için, devletin asker ve sivil bürokrasisi içinde kabul görmek için Kürtlerin haklarına karşı çıkmaları gerekiyor. Bunu yapsalar yüzleri açığa çıkıyor, yapmasalar devlet içine girmeleri zorlaşıyor. Kürt halkı kendilerini böyle bir tercihe zorladığı için PKK ve liderine düşmanlık yapıyorlar.
İslam’ı ticaret olgusu haline getirenler, Kürt halkının direnişinin onları da diğer hükümetler gibi bitirmesinden korkuyorlar. Çünkü hükümette kalmaları da PKK’ye karşı mücadelelerindeki başarıya bağlıdır. Eğer Kürdistan halkının özgürlük mücadelesi bastırılamaz ve kontrol edilmezse, onlar da tası tarağı toplayıp gidecektir.
Şimdi belirttiğimiz bu güçlerin Kürt halkının duygularını anlamasını beklemiyoruz. Ancak gerçek demokratların, sol ve sosyalistlerin Kürt halkını iyi anlamaları gerekir. Bu konuda yetersizlikler olduğu kesindir.
Niye mi? Kürt halkı her türlü bedeli ödeyip önderliğine sahip çıkmasına rağmen demokratlar, sol ve sosyalistler bu konuda Kürt halkının yanında yer almıyorlar. Bazen İmralı koşullarını eleştiriyorlar, ama bu yeterli değildir.
Kürt halkının en hassas olduğu konu, önder olarak kabul ettikleri sayın Abdullah Öcalan’a yaklaşımdır. Kürt halkıyla bütünleşmeleri, Kürt halkıyla Türkiye demokratlarının, sol ve sosyalistlerinin duygu birliği içinde olmaları ancak İmralı sistemine karşı çıkmak ve devrimci önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü istemekle mümkündür. Yoksa Kürt halkıyla gerçek anlamda bütünleşmek zor olacaktır.
Uluslar arası komplonun 11. yıldönümü bu açıdan bir fırsat olarak görülmelidir. Tüm demokratlar, sol ve sosyalistler Kürt Halk Önderinin özgürleştirilme mücadelesine destek verilmelidir. Bu konuda Kürt kadını ve gençleriyle omuz omuza olmalıdır. Büyük devrimci, demokrat Abdullah Öcalan’a sahip çıkmak, aynı zamanda Türkiye’de halkların demokratik birliğine ve kardeşliğine sahip çıkmaktır.
Hüseyin ALİ