Halkımıza ve Kamuoyuna!
Sömürgeci TC sistemi, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin tasfiyesini ve Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan büyük bir savaş içerisinde bulunmaktadır. Bir soykırım politikası olarak yürüttüğü savaşta Kürdistan Özgürlük Gerillası’na karşı askeri olarak herhangi bir başarı kaydedemeyen işgalci faşist Türk devleti son çareyi büyük ekonomik harcamalar pahasına en ileri teknolojinin ürünü olan silahları kullanarak bu yenilgili durumdan kurtulmayı istemektedir. Özellikle 9 ve 10 Kasım günleri güçlerimiz tarafından gerçekleştirilen kapsamlı eylemlerde ağır kayıplar veren sömürgeci Türk devleti, yoğun bir şekilde hava saldırılarına başvurmakta ve ayrım gözetmeksizin sivil alanları vurarak Kürt halkına olan düşmanlığını sergilemekte ve hıncını halkımızdan çıkartmak istemektedir.
30 Ekim günü Duhok vilayetine bağlı Bêbadê Köyü Camiisi’ne ve bir eve dönük hava saldırısı düzenleyen işgalci TC ordusu, ardından 9 Kasım günü Amediyê-Şeladızê’ye bağlı turistik bir yer olan ve yoğun bir şekilde sivillerin dolaştığı Balinda Vadisi Mark Suyu mıntıkasına keşif uçaklarının koordinesinde aralıksız top atışları gerçekleştirmek suretiyle halka dönük saldırı yapmıştır. Gerçekleşen bu saldırılarda şans eseri insanlarımızın canına herhangi bir zarar gelmezken, halkımızın ibadet ettiği cami ile ev yıkılmış, turistik bölgedeki dükkanlarda maddi zarar meydana gelmiş ve Kürdistan coğrafyasına dönük bir kıyım gerçekleştirilmiştir.
En son olarak dün (14 Kasım günü), Amediye’ye bağlı Eredna Köyü arazisinde yetiştirdikleri bal arılarını kontrol etmek üzere araziye çıkmış olan 3 insanımız, Başûr’daki halkımızın gözünü korkutmak ve bastırmak isteyen TC ordusu tarafından bilinçli bir şekilde hedef alınmak suretiyle şehit edilmişlerdir. Yaşanan bu vahşi olayda hayatını kaybeden Remezan Ehmed, Dilovan Salih ve İsmail Hisên isimli insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve dost çevrelerine baş sağlığı diliyoruz.
Bütün bu uygulamalardan bir kez daha görülen o ki; sömürgeci soykırımcı Türk devleti hangi parçadan olursa olsun bir bütün olarak Kürdistan halkını düşman olarak görmekte ve bu temelde bir korkutma, sindirme ve bastırma politikası yürütmektedir. Kürde ölüm dışında hiçbir şeyi reva görmeyen bu katliamcı zihniyet, halkımıza dönük gerçekleştirdikleri saldırılara gerekçe olarak Kürdistan Özgürlük Gerillası’nı göstermekte ve bu saldırılarda şehit ettiği sivil, silahsız halktan insanlarımızın hiç utanmadan HPG gerillası olduklarını ve Türk devletine saldırmak üzereyken vurulmuş olduklarını kendi basın-yayın organlarında çarşaf çarşaf yayınlamaktadır.
Ancak başta yöre halkı olmak üzere alanı tanıyan herkes çok iyi biliyor ki, Kürdistan Özgürlük Gerillaları’nın bahsi geçen bu bölgelerde bulunma veya herhangi bir hareket içerisinde olma durumu söz konusu değildir. Açık ki; katliamcı Türk devleti de bu insanlarımızın sivil olduğunu, halkın uğrak yeri olan bir yerde pikniğe çıktığını ve bağında-bahçesinde çalıştığını çok iyi bilmektedir. Peki buna rağmen niçin bu tür alanlara saldırıyor? Zaman zaman köylerin yakınlarını bombalayarak, bağ-bahçelerini tahrip ederek sivil insanlarımızı bile bile vuruyor? Türk devleti, “Kürtler sopadan başka bir şeyden anlamıyor” mantığından hareketle Başûr’daki halkımıza karşı da zorbalığını göstererek Başûrê Kürdistan halkına ve yönetimine gözdağı vermek istemektedir. Saldırılarını bu amaçla bilinçli ve planlı bir politika olarak yaptığı çok açık ortadadır.
Bütün bunlar da göstermektedir ki, sömürgeci TC sistemi, halkımızı bilinçli ve sistematik bir şekilde hedef almakta ve bu şoven, ırkçı, katliamcı uygulamalarının üzerini yalanlarla örtmeye çalışmaktadır. Son 3 yıldan beri aynı mıntıkada 14 insanımızı katlederek şehadetine yol açan işgalci Türk ordusundan bu katliamların hesabını sormak, intikam almak ve insanlarımızın kanını yerde bırakmamak tüm yurtsever güçlerin en temel bir görevi durumundadır. Kürdistan Halk Savunma Güçleri (HPG) olarak, bu konuda tereddütsüz bir şekilde halkımızın savunmasını yapacağımız ve bu insanlarımızın hunharca katledilmesinin hesabını sorma mücadelesi içerisinde olacağımız kesindir.
Bu temelde, bu elim olayda hayatını kaybeden Kürt halkının özgürlük mücadelesine emeği geçmiş yurtsever insanlarımız olan Remezan Ehmed, Dilovan Salih ve İsmail Hisên’in ailelerine ve tüm Başurê Kürdistan halkına tekrardan başsağlığı diliyor, taziyelerimizi sunuyoruz. Şehitlerin anısını mücadeleyi yükselterek yaşatacağımızın sözünü bir kez daha tekrarlıyoruz.
16.11.2018
HALK SAVUNMA MERKEZİ KARARGAH KOMUTANLIĞI