Tarihi 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişinin otuz ikinci yıldönümünü yaşıyoruz. Otuz üçüncü direniş yılına girerken düşmanının bile takdirini kazanmış bulunan bu büyük direnişi selamlıyoruz. Etkisi bugün çok daha taze ve güçlü olan bu tarihi direnişin yaratıcıları M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşları ve Onların şahsında tüm özgürlük mücadelesi şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Şehitlerimizin amaçlarını başarma sözümüzü bir kez daha yineliyoruz.
Büyük Devrimci Lenin’in tarihi bir sözü var. “Büyük eylem odur ki, karşıtının bile takdirini kazanır” diyor. 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi işte böyle bir eylemdi. Mazlum Doğan’ın Newroz Direnişi ile başlayan ve Dörtlerin 17 Mayıs direnişi ile devam edip 14 Temmuz Ölüm Orucu ile doruğa ulaşan tarihi Zindan Direnişi işte böyle bir eylemdi. 12 Eylül Cuntasının şefi Kenan Evren’i, Dağ Kapı meydanında zindanı göstererek “Burada öyleleri var ki, kafalarını koparsanız amaçlarından vazgeçiremiyorsunuz” demek zorunda bıraktı.
Zindan Direnişinin büyüklüğü önünde eğilen sadece Kenan Evren miydi? Elbette ki hayır! Kenan Evren’den Tayyip Erdoğan’a kadar Türkiye’yi yöneten herkes açık veya gizli bu gerçeği itiraf etmek zorunda kaldı. Hatta Tayyip Erdoğan 1982 Büyük Direnişlerinin yaşandığı Diyarbakır zindanının kapısında gözyaşı dökmek zorunda kaldı. İşte büyük eylem böyle olur! Kalıcı özelliklere sahip tarihi eylem böyle gerçekleştirilir.
PKK Zindan Direniş gerçeği öyle büyük ve güçlüdür ki, etkisi Kürt halkı ve demokratik güçler üzerinde bu gün de taptazedir. Üzerinden otuz iki yıl geçmiş olmasına rağmen bu etki azalmamış, tersine her yıl daha da artmıştır. Otuz ikinci yıldönümü de işte böyle güçlü ve taze etki altında yaşanmakta ve kutlanmaktadır. Her alanda etkinlikler düzenlenmekte, 14 Temmuz Direniş Ruhu temelinde tüm yurtsever güçler kendi duruş ve tutumlarını yeniden gözden geçirmekte ve bu büyük direnişin kahraman şehitleri saygı ve minnetle anılmaktadır.
Büyük Zindan Direnişinin yaşandığı 1982 yılında doğan çocuklar bugün otuz iki yaşında ve yaşamlarının en kudretli çağındadırlar. Geçen otuz iki yıl boyunca binlerce Mazlum, Ferhat, Hayri ve Kemal doğmuş ve Kürdistan’da söz konusu direnişin etkisi altında yeni bir kuşak yetişmiştir. Artık Kürt toplumuna yön veren bu kuşaktır. 14 Temmuz Ruhu, Zindan Direniş Ruhu Kürt toplumunu yönetmektedir. Zindan Direniş Ruhu bugün yepyeni bir toplum haline gelmiş durumdadır.
PKK’yi PKK yapan, diğer tüm örgütlerden ayıran ve bugün halklaşmış bir yapıya ulaştıran işte bu gerçekliktir. Her yerde kitleler “PKK halktır, halk burada” demektedir. Zindanda direnemeyip teslim olan tüm örgütler sıfırı tüketirken, PKK’yi böyle kahramanlık hareketi haline getiren 1982 Zindan Direniş gerçeğidir. 1982 yılında zindan gerçekten de tam bir mihenk noktası haline gelmiştir. Zindan sınavından direnerek geçenler büyür ve halklaşırken, söz konusu sınavda teslimiyetçi davranarak kalanlar bugün esameleri bile okunmaz hale gelmiştir.
Gerçek böyleyken, bugün bazıları “PKK’ye alternatif parti kuracağız” diyerek ortalıkta arzı endam etmektedirler. Güya KDP adıyla yeniden partiler kurmaya çalışmaktadırlar. Peki o zaman böylelerine şu soruları sormazlar mı? PKK kültürel soykırım rejiminin alternatifidir, peki PKK’ye alternatif olmak isteyenler kimin yanındadır? Daha 1982 yılında PKK Diyarbakır zindanında Kürt halkının özgürlüğü için tarihin en büyük direnişini geliştirirken, sözde PKK’ye alternatif olanlar hangi direnişin sahibi olmuşlardır? PKK otuz yıldır dağda gerilla direnişi yürütürken, kendisine alternatif diyenler nerede yaşamışlardır? Bugün 14 Temmuz Ruhuyla Rojava halkı dünya gericiliğine karşı kahramanca direnirken, PKK’ye alternatif olduğunu söyleyenler hangi safta yer almaktadır?
Kuşkusuz benzer soruları daha da çoğaltmak mümkündür. Fakat bu kadarı da yeterli oluyor. Çünkü söz konusu iddiada bulunanlar daha fazlasına değmiyor. Sözüm ona kendilerine Kürt diyen ve Kürt halkının özgürlüğü için mücadele ettiklerini söyleyen bu tür çevreler, Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’a karşı Tayyip Erdoğan’ı destekliyor. Kürdistan halkının onuru ve özgürlüğü için direnen Kobanê halkını ve Kürt özgürlük savaşçılarını değil, Rojava’da sivil halka karşı en vahşi katliamlarla saldıran IŞİD çetelerinin yanında yer alıyor.
Bugün 1982 Zindan Direniş Ruhu, 14 Temmuz Direniş Ruhu Rojava direnişinde, Kobanê direnişinde yaşıyor. Bundan otuz iki yıl önce Diyarbakır Zindanında tarihin en görkemli direniş ruhunu ortaya çıkaran Kürt gençliği, bugün de aynı ruhu Kobanê’de, Rojava Kürdistan kent ve kasabalarında yaşatıyor. Nasıl ki otuz iki yıl önce özgür insanlık Diyarbakır Zindanında temsil edildiyse, bugün de Rojava kent ve kasabalarında temsil ediliyor. Mazlumların, Kemallerin, Hayrilerin direniş ruhu Kobanê direnişine öncülük ediyor.
Kobanê direnişi sadece Rojava Devriminin kalbinin çarptığı yer değil, tüm Kürt halkının ve Kürdistan Devriminin kalbinin attığı yer oluyor. Bir avuç işbirlikçi-hain dışında tüm Kürtler Kobanê halkının yanında ve onunla dayanışma içinde bulunuyor. Kobanê Demokratik Özerk Yönetiminin yaptığı “Seferberlik Çağrısı” tüm Kürdistan’dan ve demokratik insanlıktan destek görüyor. 14 Temmuz Ruhuyla 19 Temmuz Devrimini gerçekleştiren Rojava halkı, bugün Kobanê Direnişini geliştirerek özgür insanlığın sesi olma tutumunu devam ettiriyor.
Unutmayalım ki, IŞİD çetelerinin Kobanê’ye yönelik saldırıları Rojava Devrimini tasfiye etmeyi amaçlayan kapsamlı bir saldırının çok önemli bir parçası oluyor. Bu saldırı esas olarak 30 Mart yerel seçimlerinin ön gününde başlatılmış ve Kobanê halkının kahramanca direnişiyle boşa çıkartılmıştı. Bugün cumhurbaşkanlığı seçiminin ön gününde yeniden başlatılmış bulunuyor. Bu planlı saldırının arkasında AKP ve KDP başta olmak üzere küresel ve bölgesel gericiliğin tamamı yer alıyor.
Söz konusu vahşi saldırının hedefi ise Kobanê’den başlamak üzere Rojava Devrimini adım adım boğmak oluyor. Bu uğursuz plana göre, güya önce Kobanê düşürülecek ve böylece Afrin etkisiz kılınacak, ardından ise IŞİD çete saldırılarına dayanılarak Cizîre hain Kürtler tarafından ele geçirilecek! Bu durum, IŞİD’in Irak saldırısıyla yürürlüğe konan planın ikinci aşaması oluyor. Buna dayanılarak ilan edilmeye çalışılan Kürt Devleti ile IŞİD’in Kuzey’e yayılmasının önü alınmak isteniyor. Herhalde ondan sonra da Türkiye ve İran’ın bölünmesi adımlarına sıra geliyor.
Dikkat edilirse, Kobanê’ye dönük saldırı sadece Rojava halkını hedeflemiyor, onunla birlikte tüm bölge halklarını ve insanlığı hedefliyor. Dolayısıyla Kobanê Direnişi de tüm bölge halklarının ve özgür insanlığın ortak direnişi oluyor. Hem Kobanê ve hem de Rojava halkı bu gerçeğin derin bilincine sahip bulunuyor ve tamamen bu bilinç temelinde direniyor. Kendine verilen bu geniş destekten ve 14 Temmuz Ruhundan aldığı güçle de tarihi insanlık direnişini zafere götürme kararına sahip bulunuyor.
Bu temelde 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişinin otuz ikinci yıldönümünü ve Rojava Özgürlük Devriminin ikinci yıldönümünü selamlıyor, tüm devrim şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, özgür insanlığın kalp atışı olan Kobanê direnişine ve direnişçilerine üstün başarılar diliyorum! Herkesi Özgür Kobanê Yönetiminin seferberlik çağrısını duymaya ve dikkate almaya davet ediyorum!
SELAHADDİN ERDEM
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA