İnsan hep başka zamanları mı özler, yoksa başka zamanların içinde yatan mekanları mı? İnsanın devinimi var oldukça hep var olacaktır zaman ve mekanlar.
İçerisindeki renkler ve seslerle beraber. Geride bıraktıklarımıza ve yitip gidenlerimize duyduğumuz özlemin hep var olacağı zamanlar. İşte budur kendimizi anlamamızı sağlayan. Dur durak bilmez bir yolcu gibi, coşkun akan seller gibi Kurdistanı karış karış dolanan ve özgürlüğe yürüyen hakikat yolcularının adımlarıdır anlamın gizi. Bir yolcunun hayat macerasında en çok gördüğü şey belki de sürekli değişen manzaralardır. Ama yaşadıkları asla değişmez. Hele ki bu yolcu bir vatan ve bir dağ yolcusu ise yaşadıklarını asla unutmaz. Hep en yüce anlamda buluşur. Kelimenin anlam kazandığı yerde özgürlük ve dağ yolcusunun en çok unutmadığı da katettiği yolda yaşadıkları, gördüğü, tanıdığı ve yaşamının bir dakikasını bile olsa paylaştığı insanlardır.
Uzun bir yolun ardından gecenin sessiz ve karanlık saatleri yerini aydınlık ve sıcaklığa bıraktığında geçilen patikaların ve eşsiz vadilerin doruğuna hayranlık duyarak oturulur ateşin etrafında. Kara çaydanlıktaki çayın kokusu rayihalar uyandırır insanın benliğinde. Anılar birden canlanıverir zihinlerde. Egîdleşen bir yaşamın anıları. Kökleri Mêrdîn’e uzanan ama Rıha’nın bağrında dünyaya gelen, Rıha’nın büyük yürekli yiğit evladı Egîd Cûdî’nin (İshak Çekin) öyküsüdür bu. Lanetin ve kutsalın savaşının verildiği topraktır Rıha. İyiliğin küfre karşı direnişe durduğu topraklar. Nice yiğit evlatlar yetiştirdi bu topraklar, kalpleri ülke aşkı ile dolu tarihin şen çocukları olan binlerce yiğit evladı. Birde Mêrdîn var ki orası halklar bahçesidir. Kültürlerin ve inançların hasılı birçok rengin iç içe dostça yaşadığı topraklar. Tarih boyunca kirletilmek istenen ama hep pirüpak kalan topraklar. İşte Egîd bu iki toprağın bağrından kopan Kurdistan’ın nice yiğit evlatlarından birisiydi. Aslen Mêrdînli yurtsever bir aileye mensup olan gerilla Egîd Cûdî, ailesi düşmanın yoğun baskılarından dolayı Rıha’nın Serêkanîyê ilçesine göç ettiğinden orada dünyaya gelir.
Kürdün kanını akıtmaktan hiçbir zaman geri durmamış olan Türk devletinin 90’lı yıllardaki zulmünden ve Kurdistan’ı Kürtsüzleştirme politikalarından dolayı binlerce Kürt ailesi gibi Egîd’in ailesi de Serêkanîyê’ ye göç etmek zorunda kalırlar. Egîd genç yaşta bu gerçeği öğrenir ve kendisine, ailesine ve halkına bunu yapan düşmana karşı büyük bir öfke duyar. Amcası da onun gibi halkının özgürlüğü için çok önceden gerilla saflarına katılmış ve şehit düşmüştür. Hem öğrendiği düşman gerçekliği hem de amcasının mücadele saflarında şehit düşmesi onun çocukluktan itibaren PKK hareketini tanımasını sağlamış ve bu tanımayla büyümüştür. Egîd sürekli gerillanın gizemini anlamak ve onlarla tanışmak ister. Zaten Kurdistan’da gerilla bir efsane gibi anlatılır. Her çocuğun, her gencin hayalinde gerillaları görmek ve onlarla tanışmak yatar. İşte Egîd’in de en büyük hayali budur. Gerilla ve mücadele ile ilgili her şeyi nefes bile almadan dinler, anlatılan hikayelerin peşine düşer. Onun için giz kalkmalı ve anlama kavuşmalıdır. Düşmanın Kurdistan’da geliştirdiği saldırılar ve yaptığı katliamlar onun öfkesini gittikçe büyütür. Egîd bir bıçağı biler gibi öfkesini biler düşmana karşı. Bu temelde öfkesini eyleme dönüştürmeyi başararak gençlik faaliyetlerine katılır ve ilk elden çalışmalara atılır. Gençlik faaliyetleri yürütürken büyük cesareti ve coşkulu duruşuyla etrafına güven verir ve kısa zamanda öncü bir pozisyona gelir.
İşgalci Türk devleti özellikle Kurdistan’da üniversiteleri birer asimilasyon ve köksüzleştirme merkezi olarak kullanmaya çalışıyor. Verilen eğitim sistemi hem kültürel hem de kimliksel bir aşındırmayı hedefliyor. Ama düşmanın bu politikasına karşı Kürt gençleri üniversiteleri birer örgütlenme ve kendini tanıma merkezi haline getirme konusunda hiçbir zaman taviz vermemiştir. Bu temelde köklerinin olduğu şehir olan Mêrdîn’de üniversiteye başlar. Üniversite 1. sınıftayken yurtsever öğrenci ortamıyla tanışır ve çalışmalara burada devam etmeyi büyük bir görev olarak görür. Düşmanın eğitim sistemini kendi lehine çevirebilmek ve düşmanın yaratmak istediği asimilasyon sistemi içerisinde bilinçli ve mücadele eden bir konumda kendisini tutabilmek için bir taraftan eğitim görürken diğer taraftan örgütleme faaliyetleri yürütür. Gittikçe bilinçlenen Egîd düşman gerçekliğini daha fazla bilince çıkarır ve düşmanın başta üniversiteler olmak üzere bütün kurumlarıyla Kürt halkını soykırımdan geçirmek istediğini daha net anlar. Buna karşı gereken devrimci duruşun Kürt halkının özgürlük umudu olan gerilla saflarına katılmak olduğuna kanaat getirir. Bu sayede bulunduğu ortamdaki Kürt gençlerine de sergilenmesi gereken devrimci tutumun ne olduğunu bir kez daha gösterir.
Gerillada yaşam akışkandır ve hep ilerlemeyi esas alır
Hayali olan gerilla saflarına 2014 yılında Mêrdîn’in Omeryan alanından katılan Egîd, ilk gördüğü gerillaların yaklaşımlarından, yoldaşlıklarından oldukça etkilenir ve yıllardır hayalini kurduğu amacına kavuşmanın coşkulu sevincini yaşar. Onun için giz yerini anlama kavuşmaya bırakmıştır. Şimdi kendi yaşamının anlamını ve gizini çözmeye girişmelidir. Mêrdîn alanında bir süre kaldıktan sonra daha kapsamlı bir eğitim ve hazırlık için Medya Savunma Alanları’na geçer ve gerilladaki ilk eğitimini şahinler yuvası olan Zap alanında alır. Bakurê Kurdistan’dan gerilla saflarına katılmış olması ve bir süre Mêrdîn alanında kalması nedeniyle gerilla yaşamına dair azda olsa tecrübeleri oluşan Egîd, birlikte eğitim gördüğü yoldaşlarıyla bu tecrübelerini paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyar ve bu şekilde öncülük misyonuna denk bir pratik sergiler.
Gerillada yaşam akışkandır ve hep ilerlemeyi esas alır. Bu temelde genç gerilla Egîd Zap alanında bir süre kaldıktan sonra kendisini askeri anlamda geliştirmek ve yaşanan sürece cevap olmak için askeri eğitimlere ağırlık verir, partiden aldığı eğitimlerle hem savaşta hem de yaşamda yetkin bir gerilla olmayı başarır. Fikir-zikir ve eylem birliğini yaşamının temel düsturu haline getirerek Önderliğin dürüst ve samimi bir militanı olmayı başarır. Yaşamında olduğu gibi mücadelesinde de tereddütsüz bir katılıma ve duruşa sahip olması ve kendisini tamamen halkının özgürlük mücadelesine adaması nedeniyle fedaice bir katılımın sahibi olan Egîd, Partinin güvenini kazanarak Merkez Karargah bünyesindeki çalışmalara dahil olur. Burada güven, örgütsel yetkinlik ve disiplinli bir kişilik gerektiren çalışmalara dahil olmak ve yer aldığı bu çalışmalarda başarılı bir pratiğin sahibi olmaktan hiçbir zaman şaşmaz. Kıvrak zekası ve bilinçli tarzıyla bazı kritik çalışmaların temelini atan gerillalardan olan Egîd, hiçbir zaman kendisini sınırlamaz, düşmana karşı amansız bir mücadele azmiyle 24 saat çaba gösterir ve her zaman daha etkili çalışmalara dahil olmak ister.
Egîd’in destanıdır bu
Düşmanın 2015 yılında kapsamını ve şiddetini en üst düzeyde arttırdığı kirli savaşta düşmana darbe vurmak ve mücadele zeminini geliştirmek için kendisini geliştirmeyi, her geçen gün daha da şiddetlenen savaşa katılmayı ve düşman saldırılarına cevap olmayı en öncelikli hedeflerinden biri olarak seçen Egîd, bunun için profesyonel bir gerilla olmak ister. Yaşanan yoğun savaşa ancak profesyonel bir gerilla olarak cevap olabileceğinin bilinciyle askeri uzmanlık eğitimleri alır ve profesyonel bir gerilla olmayı başarır. Daha sonra farklı alanlarda ve birçok farklı çalışmalara dahil olan Egîd, kendisinin de diğer yoldaşları gibi özellikle Bakurê Kurdistan’daki bu savaşa dahil olması gerektiğini düşünür. Yoldaşlarıyla olan konuşmalarında düşmanla yaşanan bu yoğun savaş sürecini bizzat Önder Apo’ya karşı geliştirilen bir savaş olarak ifade eden Egîd, Önderliğe bağlı bir militan olarak görevlerini yerine getirmesi gerektiğini dile getir ve bu temelde Bakurê Kurdistan’a gitmeyi önerir. Bakurê Kurdistan gerillacılığının zorlu koşullarına uyum sağlamak ve etkili bir devrim mücadelesi yürütebilmek için kendisini ideolojik olarak daha da derinleştirmesi gerektiğinin bilincinde olan Egîd, Şehit İbrahim Askeri Akademisi’nde bir eğitim sürecine dahil olarak burada yaptığı yoğunlaşmalarla kendisini her anlamıyla Bakurê Kurdistan’daki amansız direniş için hazırlar. Eğitimini başarılı bir şekilde bitirerek çalışmalara büyük bir profesyonellik ve bağlılıkla katılım sağladığından büyük takdir görür ve ana toprakları olan Mêrdîn alanına geçmeyi hak eder.
Mêrdîn alanındaki başarılı pratiği ile hem halkımızın örgütlenmesi hem de düşmana karşı etkili eylemlerin gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayan gerilla Egîd, heyecanı, coşkusu ve moralli katılımı ile bölgede de öncülük misyonuna denk bir duruşun sahibi olur. Özgürlükteki ısrarlı duruşu ile tarihten günümüze kadar bir gelenek halinde ulaşan hakikat arayışçılığının ve özgürlük mücadelesinin son halkalarından olmayı başarır ve ardılı olduğu şehitler gibi ardıllarına büyük bir mücadele mirası bırakır. İşgalci Türk devletinin barbar ordusu 11 Mart 2023 tarihinde Mêrdîn’in Omeryan alanında gerilla güçlerine karşı geliştirdiği imha saldırısında Egîd ve iki yoldaşı kahramanca direnerek düşmana darbe vururlar. İki gün süren çatışmalarda düşmana karşı amansız bir direniş sergilerler ve baş verip sır vermeyen nice yoldaşları gibi ölümsüzler kervanına katılırlar.
Tarih boyunca nice destanlar yazılmış, dilden dile aktarılarak bugünlere kadar gelmiştir. Nice yiğitlik öyküleridir bu destanlar. Hele ki halkının özgürlüğü için kendini feda edenler tarihin ta kendisidirler. İşte Genç yaşına koca bir yaşamı sığdırmasını bilen ve bu uğurda fedaice çarpışmaktan geri adım atmayan bir Egîd’in destanıdır bu. Onların mücadelesi ve bıraktıkları direniş mirası dilden dile aktarılacak ve yaşamın amentüsü olacaktır.