“Şehide, şehidine hakkını vermeyenler, onların anısını esas alıp yaşamını düzenlemeyenler, parti gerçeğimizin de sağlıklı bir militanı haline gelemezler.”
Batman-Gercüş doğumlu olan Ronahi arkadaş, daha küçük yaşlardayken, devletin baskıları ve ekonomik nedenlerden kaynaklı ailesiyle Türkiye’nin büyük metropollerin’den olan İzmir’e göç etmek zorunda kalmışlardır. Yaşadıkları göç ve sonrasındaki sıkıntılar nedeniyle Ronahi arkadaş ve ailesi kendi gerçekliklerinden uzaklaşmak ve kendilerini unutmak yerine, daha çok kendi gerçeklilerine sarılmışlardır. Kürdistan-i değerler temel yaşam gerekçeleri olmuş ve Kürt olmanın gereklerini yerine getirmişlerdir. Bir yandan ekonomik anlamda yaşamlarını kurma çabası sürmüş, diğer yandan ülkelerinden uzaklaştırılmalarının acısı ve topraklarının hasretiyle yurtsever bilinci geliştirme çalışmalarında yer almışlardır. Düşmanın göçerterek, ekonomik anlamda kendine bağlamak istediği onurlu Kürt halkı, Ronahi arkadaşın ailesi şahsında devleti ve politikalarını boşa çıkarmıştır.
Ronahi arkadaş da yaşananlardan etkilenip arayışların içerisine girmiştir. İzmir’in kalabalık sokaklarında sistemin tüketen çarkına şahitlik eden Ronahi arkadaş, her geçen gün yüreğinde büyüyen ülke özlemini anlama kavuşturma yoluna girmiştir.
Yaşananlar daha en başından dayanılmaz boyuttaydı. Kendi topraklarından, insanlarından uzak, dilinin, renklerinin, özlemlerinin yasaklandığı bir ortamda yaşamanın derin acısıydı bu dayanılmazlığı besleyen. Ama doğru zamanın geldiğini bilecek kadar bilinçliydi Ronahi arkadaş. Kürt özgürlük hareketinin hem içten hem de dıştan çok yoğun saldırıların hedefi olduğu, Kürt halkının hakaretlerle, yok saymalarla, inkârlarla teslim alınmak istendiği, Kürt halk önderi Önder Apo’nun vahşi işkence ve uygulamalara maruz kaldığı bir süreçte özgür yaşam mekânlarına yönelmesi bunu net göstermiştir. Sistemin tüm ‘bitirdik, kalmadılar, dağlar boşaltıldı vb.’ gibi politika ve propagandalarına kanmayıp, özel savaş politikalarını boşa çıkararak özgürlükten yana tavır koyması bunun göstergesidir. Ronahi arkadaş şahsında dönemin Kürt gençliğinin, kapitalist moderniteye, Türk devletine, özel savaş politikalarına karşı takındığı duruş özgür yaşam duruşudur. Özgürlüğü dağlarda, mücadeleyi gerillada aramanın temelinde yatan gerçeklik budur.
Büyük insanlar büyük çıkışlara sahip olanlardır. En kötü, çıkış yapılamaz denilen zamanlarda bile gözünü kırpmadan mücadele alanını çığlığıyla ve yaşamıyla doldurandır. Büyük insanlar büyük başarmada ısrar edendir. İddiasını büyük tutarak büyük başarıp, büyük yaşayandır. Ronahi arkadaşta büyük bir insandı. Çünkü Ronahi arkadaşın iddia düzeyi, başarı istemi, özgür yaşamı geliştirme kararlılığı hep büyüktü. Büyük yozlaşmaların özgürlük hareketine ve Kürt halkına dayatıldığı 2004 sürecinde çıkış sahibi olmak tamamıyla bunun göstergesiydi. Çünkü böylesi süreçler büyük çıkışları gerektiren süreçlerdir. Ronahi arkadaş dağlara yönelerek, gerilla saflarında mücadele halayına tutuşarak büyük çıkışını yaptı.
2004 yılında, hem hareket hem de düşman açısından bir hareketlenmenin olduğu süreçte gerilla saflarına yönelerek özgürlük dağlarıyla olan buluşmasını sağlamıştır. Yeni şervan devresinden sonra düzenlemesi HRK alanına olan Ronahi arkadaş, özgür yaşam dağlarına adım attığı ilk andan itibaren eğitimine özel önem göstermiştir. Çünkü Ronahi arkadaş, bilinç gelişmedikçe mücadelenin anlam itibariyle yetersiz kalacağının farkındalığını kendisinde oluşturmuştur. Bu temelde önderlik çözümlemeleri ve kitapları başta olmak üzere ne kadar örgütsel materyal ve mücadeleye ilişkin belge bulursa okur ve arkadaşlarla tartışarak anlama çabasında olmuştur. Önderlik ideolojisini, özelde kadın kurtuluş ideolojisini derinlikli bir şekilde tanıyıp, özümseyerek kendi yaşamında sergileme çabası hep en üst düzeyde olmuştur. Yaşam içerisinde örgütselliği esas alan duruşuyla tüm arkadaşların saygı ve sevgisini kazanan Ronahi arkadaş, kadın-erkek ayrımına gitmeden anladığı her şeyi herkesle paylaşmayı kendisine esas almıştır. Anlamak istediğini de çekinmeden herkese sorar, ortamı bir yoğunlaşma içine sürüklerdi. Birilerinin söylemine gerek duymadan, kendi kendine yetmenin, iradeli ve inisiyatifli olmanın en güzel resmi olmuştur Ronahi arkadaş.
Ronahi arkadaş örgütsel ve ideolojik duruşuyla yaşam içerisinde gelişen yanlışlıklara, kişilikte açığa çıkan sorunlara karşı içerisine girdiği tavırla da arkadaşların sevgi ve saygısını kazanmıştır. Her şeyden önemlisi farkındalığı yaratmak ve ona göre harekete geçmek en temel yöntemi olmuştur. Ronahi arkadaş sırf konuşma olsun, laf olsun diye konuşmazdı. Ne diyeceğini, ne için dediğini iyi bilirdi. Bundan kaynaklı yaşam içerisindeki refleksleri de arkadaşları tarafından doğal karşılanırdı. Örneğin, ihanete giden bir şahıs için bir kişinin ‘önerisi vardı, örgüt neden kabul etmedi’ söylemini kullanması üzerine; sakin, anlaşılır, kendinden emin bir edayla, örgütsel duruşundan ve devrimci kararlılığından taviz vermeden şu cevabı verdi:
“Bizler bu örgütün birer militanı olarak, özgürlükten yana tavrımızı koyup öz irademizle dağların yolunu tutarak özgür yaşam arayışına koyulduk. İlk geldiğimizde biz neydik, şimdi neyiz? Bu örgüt bizi biz yaptı, toplumsal gerçekliğimizi, insanlığımızı açığa çıkarttı. Ancak Önderliğin ve örgütün tüm çabalarına karşılık, sistem içinden beraberimizde getirdiğimiz hastalıkları da hep yanı başımızda tuttuk. Hem örgütle, hem de bu hastalıklarla beraber yaşayabileceğimizi sandık. Oysaki gerçeklik böyle değildi. İradesini özgür yaşamla güçlendirmeyen böylesi kişilikler ne yapılırsa yapılsın, eninde sonunda düşmanın uzatacağı kırıntılara koşacağı aşikârdır. Bundan kaynaklı kimse bu temelde kalkıp da örgütü, bu yaşamı ve yoldaşlığı küçük düşürmeye kalkmasın. Böylesi bir tutum ve duruşun sahibi olanlar, ihaneti en derinden içinde yaşayanlardır.”
Bu kararlı, istikrarlı, örgütsel ve devrimci duruşundan kaynaklı birçok arkadaşı O’na ‘Yaşamımın Komutanı’ unvanını layık görmüştü. Ronahi arkadaş yaşam duruşu ve sevinciyle bunu hak etmişti. Yaşama karşılıksız ve hesapsız katılımıyla, güler yüzlülüğü ve sempatikliğiyle tüm gözleri üzerine çekiyordu. Ronahi arkadaşın badem içi rengindeki gözleri her an bir tebessüm halindeydi. Çok nadir bir şekilde arkadaşları onu tek başına ya da hüzünlü görürdü. Ronahi arkadaşın en büyük moral ve yoğunlaşma kaynağı yoldaşlarıydı. Yoldaşlarından büyük güç alırdı. Yoldaşlarıyla olduğu sürece hiçbir şeyin kendisini mutsuzluğa itemeyeceğini, çünkü yoldaşlarıyla tüm sorunları, mutsuzlukları sevince dönüştüreceğine inanıyordu. Bu inançla yoldaşlarıyla yaşama sarılırdı.
Cevap olamadığı, üstesinden gelemediği, güç getiremediği durumlar karşısında kendini bir köşeye kapatma, yalnız kalma, içine kapanma gibi alışkanlıkları yoktu. Böylesi kişiliklerle mücadelesi keskindi. Kimsenin bu sistem içi duruşuyla bu yaşama katılamayacağı, bunun kabul edilemeyeceğini ve bir şekilde yoldaşlarıyla bir paylaşım içerisinde olunması gerektiğini sürekli dile getirirdi. Sadece dile getirmez aynı zamanda gördüğü böylesi arkadaşlarla diyalog içerisinde olarak anlamaya ve bildiklerini anlatmaya çalışırdı.
Ancak Ronahi arkadaş çok tıkandığında, düşünsel anlamda zorlanmalar yaşadığında arkadaşlarıyla tartışır bu tıkanıklığı aşmaya çalışırdı. Böylesi durumlarda en çok önderliğe başvururdu. Önderliğin düşünce ve felsefesine yönelerek kendi kişiliğinde yaşanan yetersizlikleri ve çözümsüzlükleri aşmaya çalışırdı. Nitekim bu yöntemi başarılı olur ve önderlikten anladıklarını yoldaşlarıyla paylaşmayı bir sorumluluk olarak bilirdi.
Ronahi arkadaş partiye adım attığı ilk günden, yönetim olup şehit düşünceye kadar hep sorumlu davranmayı bildi. Sorun varsa birilerine atmak, başkasında, kendi dışında görmek yerine öncelikli olarak kendisiyle yüzleşme cesareti gösterirdi. Çünkü bilirdi ki kendisiyle yüzleşmeden, kendi kişiliğindeki hastalıklarla mücadele etmeden dışarıda yaşanan sorunlara, bir başkasının hastalıklarına müdahale edemezdi. Bu temelde kendine karşı acımasız ve ilkelerden taviz vermezdi. Bir arkadaşa gelen en ufak eleştiriyi bile kendisine gelmiş gibi hareket eder, hemen o gelen eleştirinin özeleştirisini yaşamıyla pratikleştirirdi.
Faşist İran devletinin 2007-2008 yıllarında yoğunlaşan saldırıları özgürlük hareketini de daha fazla mücadele etmeye yöneltti. Yıl içerisinde gelişen birçok gerilla hamlesi arkadaşların içerisinde büyük bir heyecan oluşturdu. Faşist İran rejiminin zindanlardaki saldırıları var olan heyecanı öfkeye dönüştürdü ve daha geniş eylemsellikleri beraberinde getirdi. Ronahi arkadaş da, yaşanan bu süreç karşısında kayıtsız kalamayacağını, bir şeyler yapması gerektiğini her seferinde dile getirdi. Bu temelde kaldığı alandaki bir karakola eylem hazırlıklarına Ronahi arkadaş da katılır. Yönetim düzeyinde eyleme katılan Ronahi arkadaş saldırı gurubunda yer alır.
Ronahi arkadaş ilk eylemi olmaması nedeniyle, arkadaşlarına büyük moral ve destek olurdu. İlk kez böylesi bir eyleme katılacak olan arkadaşları motive ederek, onlara tecrübelerini aktarırdı. Bazen güzel sesiyle bir şarkı dillendirerek gecede biriken zifiriliği dağıttı. Bazen bir halayın başına geçerek yoldaşlarının sevincine ortak oldu. Bazen de, eylemin daha iyi başarıya ulaşması için planlama üzerinde yoğunlaşıp, arkadaşlarına görüşlerini sundu.
Eyleme gitmeden önce, arkadaşlarıyla vedalaşmayan Ronahi arkadaş, arkadaşlarına ‘tüm vedaları literatüründen çıkardığını’ belirtmişti. Ronahi arkadaşın tek korkusu bir gün gelir de yalnız kalma ihtimaliydi. Ama Ronahi arkadaş bu ihtimali aklına getirmemeye, sürekli yoldaşlarıyla olacağı inancıyla mücadeleye girişirdi. Ronahi bir şeyler hissetmiş gibi, eylem alanına gideceği zaman geride kalan arkadaşlarına sıkıca sarılmış, tebessümler içerisinde bademiçi rengindeki gözlerinden birkaç damla yaş inmiş. Her ne kadar arkadaşları buna anlam veremeseler de, onlar da sıkıca büyük bir sevgi ve saygıyla Ronahi arkadaşa sarılmışlar ve gidişini selamlamışlar.
Ronahi arkadaş bu son sarılmadan sonra, üzerine gittiği karakoldan, eylem başarılı olmasına rağmen, ağır yaralı olduğundan çıkamaz. Büyük kayıplar veren düşman güçleri yaşadıkları bu yenikliğin acısını Ronahi arkadaşın cansız bedeninden çıkarmak istercesine yerlerde sürüklerler. Ama Ronahi arkadaş ölümsüzler kervanına katılmıştır. Ronahi arkadaşı tekrar tekrar öldürmek isteyen düşman güçleri, Ronahi arkadaşın milyonların yüreğinde ve mücadelesinde yaşadığını bilemeyecek kadar gözü kara ve saldırgandılar.
Ronahi arkadaş son görevini de başarılı bir şekilde yerine getirerek, aydınlattığı yolda on binlerin yürümesini sağladı. Eylemdeki duruşuyla nasıl ‘yaşamın komutanı’ olunacağını tekrar gösterdi. Şimdi Ronahi arkadaşın birer savaşçısı olarak, oluşturmak istediği yaşamı önder Apo’nun ideoloji ve felsefesiyle donatarak inşa ediyoruz. Önder Apo’nun büyük emek ve çabaları sonucunda, geri dönülemez bir boyuta gelen mücadelemiz şimdi şehide bağlılığın gereği olarak tüm dönemlerden daha çok zafere yaklaşmış durumdadır.
Bugün gelinen aşamada şehit gerçekliği ve yaşamımızdaki yeri daha belirgin bir şekilde kendisini göstermektedir. Yaşanan sürecin yaratıcısı şehitlerimizi anmak, onların, mücadeleleriyle aydınlattığı yolda doğru pratik ve yaşamın sahibi olmak gerekir. Bunu sağladığımız derece onlara, özlemlerine ve hayallerine doğru cevabı vermiş oluruz. Uğruna canlarını, umutlarını adadıkları bu yolun onurlu birer sürdürücüsü olabiliriz. Bu temelde tüm şehitlerimizin mücadele gerekçesi olan özgür ve onurlu bir yaşamın oluşturulması ve geliştirilmesi sorumluluğunu herkesin en derinden hissederek, bu temelde döneme cevap olması gerekir. Bu da varolan sürecin doğru bir temelde bilince çıkarılması, ihtiyaçlarının belirlenmesi ve zaman-mekân birlikteliğini yakalayarak yaşamda sergilemesiyle
Gerillanın kaleminden