Militan Orhan Yılmazkaya'nın Anısına
Bir yerli kabile, medeniyetin işgaline karşı direniş savaşındadır. Direniş yıllar sürer. Boyun eğmek yoktur. Tarihin, yaşamın öğretmiş olduğu doğruları terk etmeyip, doğruları için ölümler her geçen gün efsaneler yaratmaya devam eder. Ama tarih ya da zaman, -her ne kadar savaşçıları olsa da- doğruluğun hakkını alacak gücü örgütü yaratamadıklarından, doğrunun somuttaki yaşamına o mekânda son verir.
En son direnişin öncüsü kalır geriye…
Sağ yakalanır. Bir odun kütlesinin içine uzatılır. Ve o medeniler, direnişin öncüsünden güçlerinin vermiş olduğu iğrenç duruş ve sesle, onların doğrularını kabul etmelerini buyururlar. Eğer onların doğrularını şimdi kabul ederse, yakılmaktan kurtulacağını ve yıllar sonra o medeni doğrularla ölürse, cennete gideceğini buyururlar.
Direniş öncüsü olanca sakinliğiyle:
—Doğrularınızı kabul edersem cennete gideceğim değil mi diye sorar.
Medeniler ‘evet’ derler.
O cennette sizin doğrularınız gibi doğrularla yaşayanlar, sizin gibiler var değil mi? diye sorar. Evet, cevabını alır.
Direniş öncüsü onca sakin ama kararlı sesiyle sorularına cevap verir.
Yakın öyleyse!
Bugün ayrı bir medeniyet merkezinde İstanbul’da, medeniler insanlık özünün, sosyalist değerlerin yılmaz savaşçısının çığlığı ve direnişiyle sarsıldı. Bu çığlık, bu direniş sosyalist mücadele yürüten herkes için; Türkiye devrimcileri Kürt ve Türk halkının gençlerine çok şey anlatıyor.
Mahirlerin, Ulaşların, Beritanların geleneği büyüyerek derinleşerek yayılarak geliyor. Devam ediyor. Bu geleneğe bu kavgaya bu çığlığa sen de ses ol katıl diyor.
Bir çığlık ki binlerce yılın geleneğini milyonlarca insanın kalplerine, beyinlerine işliyor. Binlerce gerilla o çığlıkla o direnişte kendini buluyor. O çığlık, o direniş Çarçelladan Cudiye ağrıya Amansa, Karatenize Amede tüm gerillaları selamlıyor ve şöyle sesleniyor.
İster Odunlar, ister betonlar arasında nerede olursak olalım savaştığımız değerlerden taviz vermeyecek, tereddüt etmeyecek; savaşacağız. Amansız tavizsiz hızlı bir kavgada geri adım atmadan ilerleyeceğiz… yakılmak pahasına…doğrular uğruna.
Selam olsun, and olsun kavganız kavgamız umutlarınız umutlarımızdır.
ŞAHİN CAN
- Ayrıntılar