HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

alevilik kasim_engin_ark_p30 Mart yerel seçimleri yaklaşıyor. Türkiye toz duman. 17 Aralık 2013 günü açığa çıkan gerçekler ile arkasında gelişenlerle bugüne gelenler Türkiye’yi sarsıyor. Türkiye tarihinde her zaman büyük sarsıntılara rastlamak mümkündü. Ancak bu kez sarsıntı çok derinlerden. Ve öyle görülüyor ki olup bitenler sadece buzdağının zirvesidir. Buzdağın gövdesi derinlerdedir.

17 Aralık’ta olup bitenleri birçok açıdan ele alıp değerlendirebiliriz. Eleştirebilir, yerebiliriz. Kimisi arka çıkar ya da yanında durur. Ancak bir gerçeklikte vardır ki Türkiye’de bunlar olup biterken dünün, şimdinin ve geleceğin faşist oluşumu CHP kendince bu olup bitenden yararlanmak istiyor. CHP gibi bir partinin en çok yararlanmak istediği coğrafyanın başında da Güney Batı’nınKürt Alevi çevreleri olduğu da açıktır.

CHP sahillerde önemli oranda Kemalist bir yapı oluşturmuştur. Oluşturdukları Kemalizm’in kesinlikle Milli Şefleri olan İnönü’nün Kemalizm’i olduğu da açıktır.

Bir önceki yazımızda 7 T’ler planında söz etmiştik. Bu 7 T’lerin uygulayıcısı tek kelimeyle söyleyecek olursak Mussolini faşisti olan Milli Şef İnönü’dür.

Te’dîb; yani hizaya getirmeyi; Tenkîl; yani cezalandırmayı; Taqtîl; yani katletmeyi; Tehcîr; yani göçertmeyi; Temsîl; yani asimilasyonu;Temdîn; yani medenileştirme ya da Türkleştirmeyi;Tasfîye; yani etkisiz kılma, ortadan kaldırmayı planlayan kişinin İnönü olduğunu bugün herkes iyi biliyor. Çünkü tarihte yapılmış olanların kimi belgeleri gün yüzüne çıktıkça bu gerçeklikler daha fazla açığa çıkıyor. Ve ortaya çıkan bu belgelerde Kürt halkına en büyük mezalimi uygulayan kişinin İnönü’nün: ‘’Bu ülkede sadece Türk ulusu ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur’’ sözleri olduğudur.

Unutulmamalıdır ki: ‘’Kürt meselesi Türkiye’nin en mühim meselesidir. Kürtler Türkleştirilmelidir. Asimilasyonun ilk şartı dil öğrenmektir’’diyen parti dünün faşist CHP’sidir.

Şimdi ise aynı cephe bir adım daha ileri giderek Sosyal Faşist bir parti olmuştur. Başına ise Gladiodaroğlu isminde bir kişiyi getirmişlerdir.

Bu Gladiodaroğlu ismindeki kişinin bir Kürt, bir Dersimli, bir Alevi olduğunu söyleyenler çoktur. Her ne kadar biz bu zatın kendi ağzından duymamış olsak bile böyle birisi olduğuna inanmamız gerekiyor…

CHP gibi faşist bir partinin başına getirilen bu Gladiodaroğlu ismindeki kişi niçin durduk yere bu faşist partinin başına getirilmiştir? Bu sorudan daha makul bir soru herhalde olamaz.

Baykal’ın nasıl götürüldüğünü herkes biliyor. Birileri müthiş bir planlamayla kimsenin beklemediği bir an’da bir vuruşla süpürüp attı. Burada Baykal gibi siyaseten kabız ve tam bir Kürt düşmanı olan bir kişiliği savunacak değiliz. Ancak Baykal gibi bir kişinin sosyal faşist olan CHP’de tek ses iken alıp götürülerek yerine Şener Şen’in filmindeki Züğürt ağa gibi birisinin getirilmesi hakikaten üzerinde ciddi düşünülmesi gerekli bir durumdur.

Şimdi daha iyi anlaşılıyor ki Gladio Daroğlu gibi birisi özel olarak bugünler için bir fırça darbesiyle getirilmiştir. Çok ilginç ama o güne kadar bu düzeyde önde olmayan silik bir kişilik nasıl oldu da okus pokusla bu sosyal faşist partinin başına getirildi?

Dediğimiz gibi özenle bugünler için hazırlandığı daha iyi anlaşılıyor. Baykal her ne kadar bu sosyal faşist partinin başında yıllarca kalmış ise de, gelecekte yani bugünlerde böyle bir kişinin artık ne Kürtlerden ne de Alevilerden alacağı bir oy vardı. Baykal duruşuyla tam dört dörtlük İnönü çizgisine giren bir kişi olarak, gelişen özgürlük hareketini frenleyecek, geriletecek, Kürdistan'da tutunabilecek bir kişilik olamazdı.

Ancak özgürlük hareketi her geçen gün gelişmekteydi. Ve gelişimini sürdüreceğini kestirmekte büyük bir kahinlik olmayacaktı. Özgürlük hareketinin gelişimi ise öncelikli olarak Kürdistan'ı tam yüz yıl önce yok sayarak bugünlerde sorumlu olan emperyalist güçlere zarar verecekti. Çünkü özgürlük hareketi birileri adına birilerini siyasetini yürütmeyeceğini on yıllarca sürdürdüğü pratikleriyle göstermişti. O zaman ne yapılmalıydı?

Yapılması gerekli olan özgürlük hareketine adım adım akan Alevi özelde Kürt Alevi potansiyelinin önüne geçmekti. Kürdistan’ın diğer bölgelerde özgürlük hareketi son derece etkiliyor ve kitleleri ayağa kaldırıyor. Birde özgürlük hareketi Alevi Kürt kitlesinin bulunduğu yerlerde etkili olmaya başlarsa o zaman kim bu gelişmeyi durdurabilir ki?

Alevi ve Alevi Kürtleri de yanına almış olan bir özgürlük hareketinin önünde hiçbir gücün duramayacağı açıktı. Kaldı ki özgürlük hareketi giderek daha fazla Alevi Kürtlere dönük bir açılım içerisine girmişti. İlk çıkışını Alevi Kürtler içerisinde yapan özgürlük hareketi Alevi Kürtleri ihmal etmenin özeleştirisini vererek yeniden Alevi Kürtlerle buluştuğu bir an’da işte Gladiodaroğlu ismindeki kişi CHP’nin başına getirilmesi bu bakımdan çok anlamlıydı.

Şöyle ki: her geçen gün daha iyi anlaşılıyor ki Baykal’a kaset darbesini yapan Fetullah’ın cemaatidir. Fetullah cemaatinin ise ABD güdümlü olduğunu bu işle uğraşan herkes biliyor. Yine herkes bu cemaatin çok derinlere gidildiğinde Gladio oluşumuna kadar gittiğini de herkes görür.

Unutmayalım Komünizme Karşı Mücadele Derneklerini kuran Gladio örgütüdür. Türkiye’de ise bu derneği ilk kuran Fetullah’tır, başka bir deyimle söyleyecek olursak Fetullah Gülen bir Gladio’cudur.

Gladio ilk darbesini 12 Mart’ta yapmıştır. İkinci darbesini 12 Eylül’de yapmıştır. Üçüncü darbesini de 28 Şubat’ta yapmıştır. Yukarıda saydığımız her üç darbenin yanında Fetullah Gülen yerini almıştır. İnanmayanlar Sızıntı Dergisinin 12 Eylül süreci ve öncesi süreçteki sayılarına bakabilirler. Ve tabii birde 28 Şubat sürecinde başbakan Erbakan için söylediklerine bakılabilirler.

Şimdi yeniden konumuza dönecek olursak, Gladiodaroğlu bir Gladio oyunuyla başa gelmiş ise o zaman bu Gladiodaroğlu’nun rolünü sormamız gerekmez mi?

Kürtlerin özelde Alevi Kürtlerin katili olan bir partinin başına getirilen bir Alevi, Kürt üstelik Dersimli yani Kürdistan'da en son soykırımın gerçekleştirildiği yerde dünyaya gözünü açmış biri.

Tüm verileri bir araya getirdiğimiz ortaya tek bir sonuç çıkıyor: Güney Batı ve Dersim KürtAlevilerinive Alevileri böylesi bir sosyal faşist partinin başına getirilmiş olan Gladiodaroğlu gibi bir kişinin eliyle, devlete daha doğrusu Gladio devletine bağlamaktır.

Bunun için önceki yazımızda “GÜNEY BATI İÇİN 30 MART, TARİHİ BİR KAVŞAKTIR” demiştik. Şimdi yine benzer bir şeyi söylemek istiyoruz. “GÜNEYBATI ALEVİLERİ OLARAK SEÇİMLERDE DOĞRU YERDE DURMAK” diyoruz. Biz Güney Batı derken tüm Alevi ve Kürt Alevilerini kastettiğimiz açıktır.

Evet, önümüzde 30 Mart yerel seçimleri duruyor. Tüm Alevilerin, özelde de KürtAlevilerin sosyal faşist partinin oyunlarına gelmemeleri gerektiğini, başına getirdikleri Gladiodaroğlu ismindeki kişinin de sadece ve sadece Gladio devletinin bir projesi olduğunu özenle belirtiyoruz.

Dikkat edelim, bu Gladiodaroğlu ismindeki kişi en çok inkar ettiği öncelikle Kürtlüktür, sonra Aleviliktir ve sonrada Dersimliliktir. Gladio projesi dediğimiz gerçeklik işte bu Kamber Genç tarzındaki sosyal faşist CHP’lilik ve Gladioculuktur.

Kasım Engin