Yıl 1979.
Yer Amed.
Bizler Amed’in en meşhur Lisesi’sinin ortaokul kısmındayız.
Liselerdeki abelerimize göre tıfıl sayılırız.
Okula başladığımızda liseli abeler hemen yanımıza yaklaşıyor.
“Hangi örgüttensin” diye bir soru soruyorlar.
Nasıl bir cevap vereceğimizi bilmiyoruz ki.
Bizler öyle fazla örgüt tanıyacak bilince sahip değiliz ki.
Kürt olduğumuzu biliyoruz o kadar.
Zorunlu olarak abelerimize sorardık “hangi örgüttensin” diye.
Onlar hangi örgütten olduğunu söyleseydiler bizde “hı derdik, bak bizde o örgütteniz” diye.
O çocuk halimizle abelerimizi kandırırdık.
Aslında cin gibiydik.
Neredeyse Kürdistan’ın her tarafındaki okullarda durum, aşağı yukarı benzerdi.
Tüm okullarda ve okulumuzda, devrim rüzgarları esiyordu
Örgütü olmayan hemen hemen yok gibiydi.
Bizim okulumuzun, hemen hemen yüzde doksanı DDKD’liydi.
Diğer kalan kısmı Rızgari, DHKD, KUK ve KAWA örgütüne mensuptu.
PKK’liler beş on öğrenciyi geçmezdi.
Bir gün PKK’liler ile DDKD’liler arasında okulun çıkış kapısında kavga çıktı.
PKK’li olanları saydık topu topu altı arkadaştı.
PKK’li dört arkadaş lisede öğrenciydi, iki arkadaş da dışarıdan gelmişti.
Kavga ve kavga verileceği yer sanki PKK’li arkadaşlar tarafından önce seçilmiş gibiydi.
PKK’liler okulun kapısı ve yola açılan tarafı tutmuşlardı.
DDKD’liler ise okul bahçesine yığılmışlardı.
DDKD’lilerin sayısı bini geçiyordu.
Hemen oracıkta, okulumuzun kapısında kavgaya tutuştular.
Sınıflarda sınavda olan öğrenciler bile sınavı bırakarak, DDKD’lilere yardım etmek için dışarı çıktılar.
Kavga büyüdü.
Bini aşan DDKD’lilere karşı PKK’liler galip çıktılar.
Gerillanın “vur kaç” taktiğini uyguladılar.
Hemen kayboldular.
O kavgayla birlikte PKK’nin namı ve şanı okulumuzda yayıldı.
O günden sonra gel zaman git zaman düşünüyor ve bakıyorum da, diğer örgütlerin yerlerinde yeller esiyor.
PKK’nin 32.kuruluş yıldönümüne girdiğimiz şu günlere bakınca görüyorum ki;
O ‘79’lu yılların tıfıl çocukları olan bizler de PKK gerillaları olmuşuz.
PKK tozu dumana katmış.
Ortadoğu’yu sallıyor.
Türkiyeyi sallıyor.
İran’ın sallıyor.
Suriye’yi sallıyor.
Irak’ı sallıyor.
Avrupa ve dünya siyasetine etkide bulunuyor.
Kürdistan’da kültür ve sanat PKK ile orjin kimliğine kavuşarak büyüyor.
Siyaset öz damarlarında yol alıyor.
Askerlik, PKK’ye has niteliğiyle HPG gerillaları şeklinde yenilmezlik ordusuna dönüşmüş ve dönüşmeye devam ediyor.
1837 yılında Garzan dağlarında Osmanlı ordusuna karşı hançerle savaşan, düşmana esir düşmemek için kendini Botan çayına atan Kürt kadınının, yine 1937-1938 Dersim direnişindeki Bese ve Zarifeler gibi asi ve savaşçı Kürt kadınının direniş geleneğini efsaneleştiren PKK’li kadın gerilla ordusu oluşmuş ve büyümeye devam ediyor.
1937-1938 Dersim direnişinde düşmanın eline geçerek öleceğine kendini ateş atan çocukların direnme tarzı yerine, Türk panzerine ve tankına karşı taşlarla direnen çocuk nesiler doğmuş ve doğuyor.
Asi Kürdistan’ın asi evlatları özüne dönüyor.
Neredeyse tamamına PKK’li nesil diyebileceğimiz bir nesil oluşmuş durumda.
PKK’li ikinci nesil diyebileceğimiz yeni nesilde doğmaya başlamış durumda.
Kürdistan PKK’leşirken Doğu Kürdistan’da, Batı Kürdistan’da, Kuzey Kürdistan ve Güney Kürdistan’da.
Mezara girmeleri yakınlaşan hainlerde son nefeslerine doğru yol alırken, efendileri Faşist ve Irkçı Türk devleti adına kargalar gibi cartlak cartlak en kötü sesler çıkarıyorlar.
Onların kargavari seslerini işittikçe direnişçi yanımız daha da bileniyor.
Biliyoruz ki, en fazla bir iki yıl sonra kargavari seslerde kalmayacak.
Öyle olacak ki, efendilerine ötenlerin çocukları da PKK’li olmayı bir onur payesi olarak göreceklerdir.
Öyle olacak ki, efendilerine göre öten babaları ve annelerini lanetleyecekler.
PKK’nin 32.kuruluş yıldönümü bizlere bu hissiyat ve düşünceyi veriyor.
Böyle hissetmek ve düşünmek bizim en tabii hakkımızdır da.
Çünkü PKK gibi efsane bir partiye, partinin Önderi Önder APO’ya, efsaneleşen şehitlere, efsaneleşen gerillaya, efsaneleşen bir halkın gerillası ile evladı olmak her kese nasip olamaz.
Bu şerefe herkes de nail olamaz.
Bundandır ki, dünyanın en sevinçli ve onurlu insanları olarak kendimizi görüyoruz.
Ey dünyanın en sevinçli ve onurlu gerillaları, halkı, kadınları, gençleri, çocukları hepinizin şanlı 32.kuruluş yıldönümünüz kutlu olsun.
Özgür Bilge