HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Duran KALKAN

Tokat’ta bir gerilla grubumuzun geliştirdiği eylem üzerine çok spekülatif değerlendirmeler yapılıyor. Provokasyon deniliyor, komplo teorileri üretiliyor. Kimisi PKK’nin süreci sabote etmek istediğine yorumluyor, kimisi PKK bunu yapmamış diyor. Bunlar anlamsız ve boş değerlendirmelerdir. Kimse Tokat eylemini yaşanan siyasi süreçten, gelişmelerden kopuk ele alamaz. Eylemin gerçekleştiği dönem ortadadır. Önder Apo’ya, Kürt halkına en ağır işkence ve imhanın dayatıldığı bir süreçtir. Önder Apo ölüm çukuruna konmuş ve imha sürecine alınmıştır. Kürt gençleri, insanları sokakta kurşunlanıyor. Amed’de Aydın Erdem isimli genç kurşunlanmış, onlarca yaralı oluyordu. Polis DTP mitinglerini engelliyor, Kürtlere karşı linç girişimleri tezgahlıyor, gençleri sokaklarda kurşunluyordu. DTP’nin kapatılması gündeme getirilmişti. Demokratik siyasetin önü tümden tıkatılıyordu. Oysa ki PKK 13 Nisan’da tek taraflı çatışmasızlık kararını ilan etti. Tek taraflı çatışmasızlık politikasıyla Kürt sorununa barışçıl-siyasi çözümün önünün açılmasını sağlamıştı. Bu yönlü adımlar bekliyordu. Kürt tarafı, PKK böyle bir çözüm arayışı içindeyken, ona tekrar çok tehlikeli bir biçimde Önderliği, halkı hedefleyen yeni bir imha saldırısının dayatılması elbette ki yeni yaklaşımları gerekli kıldı. Herkesi öfkelendirdi, tepkilendirdi. Barışçıl-siyasi çözümün olacağına dair Türkiye toplumunda, Kürt halkında önemli bir umut yeşermişti, kanaat oluşmuştu, beklenti gelişmişti, herkesin istemi o yönlüydü. Böyle bir beklenti yaşanırken, yeniden bir imha saldırısının Önderliğe ve halka dayatılması büyük bir öfke ve tepki yarattı, kırılma ortaya çıkardı. AKP’nin hile ve oyun içinde olması halkta, bütün hareketimizde, dört parçada ve yurtdışındaki örgütlerimizde gerçekten ölçülemez ve önü alınamaz bir öfkeye yol açtı. Esas olarak da Önderliğe ve halkımıza dönük bu saldırılar en çok gerillada tepkiye yol açtı, büyük bir öfke ve tepki içine çekti. Öyle ki her taraftan bize baskılar geldi. Fedai eylem önerileri en üst düzeye çıktı. Herkes harekete geçmeye yöneldi. Yönetimimiz üzerinde çok ağır bir baskı oluşturdu. Biz gerçekten de gerilla yapımızı bir sistem ve düzen içerisinde tutabilmek için çok yoğun çaba harcadık. Genç arkadaşlarımızı biraz daha ölçülü ve planlı yaklaşım içine çekebilmek için yönetim olarak zorlu bir çalışma yürüttük. Bunu herkesin bilmesi gerekli. Tokat eylemi gibi birçok olay olabilirdi. Birçoğunun önünü aldık. Biraz daha planlı yaklaşılmasını sağladık. Bazı yerlerde de olaylar oldu. Sadece Tokat’ta olmadı. Mardin’de, Beşiri’de oldu, Zagros’ta oldu. Birçok yerde irili-ufaklı çatışmalar yaşandı. Tokat’taki de bunun bir parçasıdır, tamamen böyle bir süreçle bağlantılıdır. Herkes bunu böyle okumalı ve anlamalı.

Öcalan’a Saldırı Olursa Kürt Gerillasını Kimse Tutamaz

Şunu herkes bilsin ki, Önder Apo ve Kürt halkına saldırı olursa Kürt gerillasını ve Kürt gençliğini kimse tutamaz. Bu saldırılar cevapsız kalmaz. Gerillanın buna gücü ve hazırlığı var. Tokat’ta bir eylem yapabilmek, gerillanın hangi güçte olduğunu gösteriyor. Aslında bu bir uyarıdır. Anlamak ve gerçekleri görebilmek isteyenler için somut bir mesajdır. Öyle ucuz yaklaşımlardan herkes uzak dursun, vazgeçsin. Bazıları, “PKK zayıflığı nedeniyle, çırpınış halinde olduğu için Tokat’ta eylem yapmış” diye değerlendirme yapıyor. Çırpınan, ölüm döşeğinde olan Tokat gibi bir yerde eylem yapabilir mi? Kürdistan’ı da aşıyor, Türkiye’ye gidiyor. Eylem yapılan yer MHP’nin en güçlü olduğu yerdir. Orada bile eylem yapabildiğine göre gerillanın mevcut durumda ne kadar güçlü ve yaygın bir mevzilenmeye sahip olduğu ortaya çıkıyor. Bunu herkes görmelidir.

Tokat Eylemi, Laftan Anlamayanlara Uyarı Mesajıdır

Kimse kendini kandırmasın. Bu bir tehdit değildir, bir gerçeğin ifadesidir. Bazıları, PKK’ye katılımı durdurduk. Tokat’ta da can çekişmekte olduğu için böyle bir şeye başvurdu” diyorlar. Ne alakası var? Katılım dursaydı gerilla nasıl Tokat’a kadar giderdi? Can çekişiyor olsaydı Tokat gibi bir yerde nasıl eylem yapabilirdi? Demek ki bu tür söylemler doğru değildir. Böyle düşünceler çok maksatlıdır. Kendini kandırmaya, toplumu aldatmaya dönüktür. Biz buradan öneriyoruz; Türkiye’nin aydını, siyasetçisi, düşünürü kendini kandırmaktan da, Türkiye toplumunu aldatmaya çalışmaktan da vazgeçsin, gerçekleri görsün, serin kanlı olsun, gerçekleri teslim etsin, buna uygun davransın. Doğru olan budur. Bu bakımdan bu tür olaylar öyle provokasyon ve komplo teorileriyle izah edilemez. Tamamen siyasi sürece bağlıdır. O siyasi sürecin bir gereği olarak öne çıkmıştır. Önder Apo’ya ve Kürt halkına saldırılar oldukça meşru savunma çizgisi temelinde bu tür savunma her zaman olur. Şunu herkes bilsin: Önder Apo’ya uzanan eller kırılır, Kürt halkına vuran eller kırılır. Hareketimizin bunu yapacak güç vardır. Bu tür saldırılar cevapsız kalmaz. Bu bakımdan tabi ki Tokat eylemi öyle boş, süreçten kopuk olmamıştır. Peki, böyle bir eylem olmayacak da ne olacaktı? Önderlik imha edilecek, halk katledilecek, DTP kapatılacak, milletvekillerine siyaset yasağı getirilecek ama gerilla buna seyirci mi kalacak? Gençlik sessiz mi kalacak? Kalmadı. Kürt gençliği sokakta polisle o kadar çatışmaya girdi. Polise karşı silah olarak sadece taşları olan ve bunlarla karşı koyan Kürt gençliği yanında, bir de elinde silahı olan, askeri eğitim görmüş, daha da mevzilenmiş olan gerillanın neler yapabileceğini bir düşünün. O daha fazlasını yapabilirdi. Nitekim yapmak istiyordu da. Yönetim olarak biz bunu en aza çekmeye, daraltmaya çalıştık. Herkes böyle bilsin, böyle anlasın. Bu eylem mücadelenin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Lâftan anlamayanlara kendi anladıkları dilden mesaj verilmiştir. Bu bir uyarıdır, mesajdır. Ondan öteye herhangi bir şey yoktur. Umarız herkes böyle görür, böyle anlar, böyle değerlendirir. Bu tutumun daha doğru olacağını, olayın daha gerçekçi anlaşılmasına yol açacağını ve bu temelde daha doğru sonuçların çıkartılacağını düşünüyoruz. Herkesi de böyle değerlendirmeye davet ediyoruz.

Benzer durumlar olur mu, olmaz mı? Biz buna bir şey diyemeyiz. Bu bizim isteğimizle olmuyor. Bu tür olaylar tamamen AKP hükümetinin ve Türk devletinin politikaları sonucunda ortaya çıkıyor, onlara karşı gelişiyor. AKP hükümeti ve Türkiye yönetimi Önder Apo, Kürt halkı ve gençliğine dönük imha saldırıları yürütür, operasyonlar ve polis saldırıları olursa, sokakta Kürt kadınları ve gençleri kurşunlanırsa, elbette Kürt halkı meşru savunmasını yapar, Kürt gerillası halkı ve Önderliği savunur. Bunu herkesin bilmesi lazım. Eğer böyle olmazsa, gerillaya, halka ve Önderliğe dönük ordunun ve polisin saldırıları gerçekleşmezse böyle eylemler olmaz. Nitekim operasyonlar olmadığı zaman olmuyor. Örneğin, biz 13 Nisan’dan itibaren çatışmasızlık politikası izledik. Ama ondan önce, seçim sürecinde böyle bir politikamız yoktu. Fakat Türk ordusu operasyon yapmadı, polis DTP’nin mitinglerine saldırmadı, engel koymadı, linç girişimleri olmadı. O zaman herhangi bir gerilla eylemi olmadı. Gençliğin sokakta çatışmaları olmadı. Ama Önder Apo’ya, DTP ve Kürt halkına dönük imha saldırıları, polis ve asker operasyonları gündeme gelince, elbette ki gençlik sokakta da direndi, cezaevinde de, dağda da direndi. Bu, Hareketimizin ortaya çıkardığı bir direniş gerçeğidir. Bu tür saldırılar oldukça, onlar karşısında meşru savunma stratejisi temelinde direniş her zaman olur. Bunu herkesin böyle bilmesi gerekiyor.

* 24 Aralık 2009 tarihinde Fırat Haber Ajansı’nda yayınlanan “Kalkan: Tokat, laftan anlamayanlara mesajdır” başlıklı röportajdan alınmıştır.

Öncülerimiz

 

Öz Savunma

Gerilla Anıları

 

Video

 

Apollo Akademileri ve Eğitim

Parastina Gel Dergisi