HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

urfaYerel yönetime talip adaylar

Bir seçim sürecinde ilerlerken Ortadoğu açısından önemli bir yere sahip bazı bölgeleri özel olarak ele alıp incelemek gerekiyor. Tarih boyunca bu yerler taşıdıkları kültürel, sosyal, siyasal gelenek nedeniyle çeşitli güçlerin saldırı hedefleri olmuştur. Saldırı olduğu kadar direniş yurdu da olmuştur bu yerler.

İşte böyle bir yer olan Urfa.

Peygamberler şehri.

Kutsal şehir Urfa.

Methiyeler düzerek, överek bir yerin gerçeğini anlamak ve anlatmak doğru değildir. Ahlaki değildir. Olguların değerlendirilmesi açısından da hep bir tarafını görmek objektif olmayacaktır. Eğer doğru, bütünsel bir şekilde tanımlamak istiyorsak her ne olursa olsun olumlu yönleri kadar olumsuz yönlerini de değerlendirmemiz şarttır. Olumsuz yönlerini değerlendirip buna göre yaklaşım belirler, düzeltmek için çaba harcarsak o zaman doğru tavrı sergilemiş oluruz.

Urfa peygamberler şehri olduğu kadar lanetin simgesi haline gelmiş bir kenttir. Aslında tarihten günümüze bu durum hep yaşanmıştır. İbrahim peygamber Kutsalı temsil ederken Nemrut lanetin simgesi olmuştur. O günlerden günümüze bu gerçek halen varlığını korumaktadır.

Birkaç yazıyla yerel seçimler arifesindeki Urfa’nın günümüzdeki sorunları, seçim süreci ve nasıl yönetileceğini tartışmaya açmak istiyoruz. Tabi burada kutsalı görmek kadar lanetliyi de laneti de göstermeyi amaçlayacağız.

Adaylara ilişkin:

Urfa’da mevcut durumda seçim anketlerine de bakarsak, halkı da dinlersek, tarihe de bakarsak lanet ve kutsalın siyasal alanda da kendini gösterdiğini göreceğiz. Lanet ve kutsal birbirlerine karşı mücadele etmektedir.

Urfa ve ilçelerinde kutsalın ve lanetin temsilini yapmakta olan iki siyasi hareket vardır.

Birincisi on yıldan fazla bir süredir hem Urfa hem de Türkiye’yi yöneten son zamanlarda yavaş yavaş hırsızlıklarının bir kısmı açığa çıkan AKP hareketidir. Tabi hırsızın Nemrut geleneğini, laneti temsil ettiğini söylemeye gerek bile yoktur.

AKP’nin din imandan çok bahsetse de hepsini hırsızlıklarını gizlemek için söylediği, yani hırsızlığın yanında yalanın da AKP’nin temel eylemi olduğu anlaşılmıştır. On yıldır askeriyle polisiyle, gazıyla, tomasıyla halka karşı tam bir zulüm harekatı yapmış, sadece demokratik haklarını istediği için son on yılda beş yüze yakın insanı katletmiştir.

AKP’nin ne olduğu kadar gösterdiği adayın da kimliği AKP’nin yüzünü açığa çıkarmak açısından önemlidir.

Celalettin Güvenç Urfa valisidir.

“Bundan başka çok fazla şey bilinmez. Devlet adamıdır” demek yetmez. Geçmişteki pratiklerine ana hatlarıyla bakmak bile kim olduğunu anlamaya yetecektir. Laneti mi kutsalı mı temsil ettiği görülecektir.

Celalettin Güvenç 1989-90 yıllarında yani Kürdistan’daki savaşın en yoğun olduğu, halka karşı saldırıların yoğunlaştığı bir süreçte Beytüşşebap ilçesinin kaymakamıdır. Köy boşaltmalarından, uçaklarla köylerin bombalanmasına ve daha nice katliam ve faili meçhul denen faili devlet olayları koordine eden kişilerden biridir. Yani o dönemde kaybedilmiş, katledilmiş pek çok insanın birinci dereceden sorumlusu kişilerden biridir. Katliamlar nemrutların işidir. Laneti temsil eder.

İkinci gelenek nedir? Kırk yıla yakındır Türkiye’nin demokrasi için, halkların kardeşliği için mücadele eden ve bu mücadele uğruna nice bedeller vermiş bir harekettir. Kendini çağdaş İbrahim-i gelenek diye tanımlayan harekettir.

Adaylarının da bu mücadeleyle yıllardır birlikte hareket eden bir gerçeği vardır. Yani yıllardır onlar bu mücadele içerisinde emeğiyle var olmuş kişilerdir.

Şimdi seçim Urfalılarındır.  Laneti mi seçeceklerdir, kutsalı mı?

Laneti mi yayacaklar, laneti mi örgütleyecekler yoksa kutsalı mı?

G.Suat Tekin