KOCATEPE KARAKOL BASKINI BİR UYARIDIR!

Basına ve kamuoyuna;

Önderliğimizin ve Özgürlük Hareketimizin Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için attığı her adım karşısında, Türk devleti ve ordu güçleri yeni bir imha konsepti ile cevap vermiştir. En son ilan edilen tek taraflı ateşkes karşısında alınan tutum da tüm kamuoyu tarafından yakınen bilinmektedir. Gerilla güçlerimizin tek taraflı ateşkes nedeni ile pasif savunma konumunda bulunmalarını fırsat bilen Türk ordu güçleri imha amaçlı kapsamlı yönelimler içerisine girmişlerdir.

Tüm kuzey Kürdistan’da sürdürülen bu operasyonlarda onlarca gerillamız şehit düşerken, yüzlerce Türk askeri de ölmüştür. Sorunun çözümünü sadece askeri yöntemde gören ve imha dışında bir çözüm planı olmayan Türk devleti ve onun ordu güçleri bir taraftan kuzeydeki operasyonlarını daha da kapsamlılaştırırken diğer yandan yaşadıkları başarısızlık durumunu örtbas etmek için Güney Kürdistan’a yapılacak bir operasyonu gündemleştirmektedir.

4 Haziranda Dersim Pülümür’e bağlı Kocatepe(Askürek) karakoluna yönelik olarak gerillalarımızın geliştirdiği misilleme eyleminde Türk ordusu ağır darbe yemiştir. Dersimdeki operasyonlarda şehit düşen üç gerillalarımızın anısına yapılan misilleme eylemi, Türk basınında iddia edildiği gibi bir intihar eylemi değildir.

Kocatepe eylemi,Türk ordu güçlerine bir uyarıdır. Bütün kuzey sahalarında gerilla güçlerimiz gelişecek her saldırıya cevap verecek hazırlığa ve kararlılığa sahiptir. Küçük bir gerilla birimimizin tahkim edilmiş, her çeşit teknikle donanmış ve onlarca askerin mevzilendiği bir karakolu nasıl alt-üst edebileceği bu örnekte çok iyi görülmelidir.
Türk devletinin sorunu dışarıya bağlaması kendisini aldatmaktan başka bir şey değildir. Gerilla birimlerimiz Türkiye’nin bir çok alanında ve tüm kuzey Kürdistan'da boydan boya mevzilenmiş durumdalar. Kocatepe Karakol eylemini gerçekleştiren gerilla timlerinden yüzlercesi hazır mevzilerinde beklemekteler. Yarın birkaç kişilik gerilla timlerinin ceplerine bombaları doldurarak, ellerinde silahlarla dalacakları hiçbir Türk askeri merkezi karşı duracak bir mecal bulamayacaktır.

Türk Ordusu ve hükümeti Kürt sorununu dışarıya havale ederek ve Güneye girilip girilmeyeceği gündemiyle, sorunu özünden uzaklaştırmaya çalışmaktan vazgeçmelidir.

Sorunun kaynağını kendi inkarcı ve imhacı politikalarında görmeli, giriştiği soykırım politikasını derhal terk etmelidir. Yok eğer bu tutum sürdürülürse, Kürdistan’ın meşru savunma gücü olan HPG gerillaları fedaice geliştirecekleri direnişle Türk Ordusunu ve Türk devlet sistemini felce uğratacaktır. Türk devleti ve onun ordu güçleri bu imhacı ve inkarcı tutumunda ısrar ederse gerillamızın geliştireceği her çeşit eylemin sonuçlarına da katlanmak durumunda kalacaklardır.