HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

tc ateskesi_zorluyorAğustos ayına giderken, ordunun bu hareketli hali-ateşkes kurallarını ihlal eden yaklaşımları gösteriyor olması dikkatlerden kaçmıyor.

Bunun Ağustos’la alakası elbette YAŞ toplantısı oluyor!

Önümüzdeki ayın sonunda gerçekleşecek bu toplantı öncesi, ordunun kendi kartını hazırlamaya çalışması ve masaya bu şekilde hazırlıklı oturmayı düşündüğü hareketlerinden anlaşılıyor.

Sistemin devam edip etmeyeceği tartışılırken, Ağustos ayının başlarında gerçekleşecek seçimlere yoğunlaşılmışken, ordunun bunları yapıyor olması basit siyasi çıkarlarla-kısa veya orta vadede menfaatlerin gerektirdiği bir yaklaşım olarak da görülemez.

Bunların ötesinde;

Ordunun bu hamleleri aslında siyasete yön verme ve çatışmalı iklimi tekrardan ülkenin gündemine almayla yakından bağlantılıdır. Hele hele “Ergenekon-Balyoz davalarından” tahliye olanların yaptıkları ilk açıklamaları tekrardan düşündüğümüzde, gözlerimizin önüne getirdiğimizde ordunun bu hamlesini başta AKP’nin iyi okuması gerekiyor!

Çünkü bugün yaşanan bu gelişmelerin hedefinde AKP ve geliştirmeye çalıştığı sistem değişimi gündemi var.

Ordu da ya kendi sathında, ya da diğer güçlerle bu işbirliğini geliştirerek AKP’ye ve doğal olarak da Erdoğan’a yönelmektedir.

Onun için de Kürdistan’da hareketliliğini artırıyorken, aynı zamanda gerilla alanlarına yönelik de çeşitli operasyonlar düzenlemekten de geri kalmamaktadır.

Eğer böyle ele alırsak son günlerde yaşananları; durumun ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha görmüş oluruz!

Yok böyle değil de, AKP’yi de işin içine koyarsak o zaman tüm dengeleri ve yaşananları yeniden yorumlamak gerekiyor…

Malum ülkenin son yıllarında yaşanan birçok gelişmeyi genelde bu şekilde okumaya çalışanlar çok oldu. Yani yaşananları “AKP karşıtlığı” olarak sürekli servis edenler oldu… Bu durumun nasıl servis edileceği ise şu anda belli değil!

Ordunun bu cevvalliğinde AKP’nin payı varsa-eşgüdümlü bir hareket söz konusuysa;

Bölgesel anlamda AKP’nin yaşadığı zorlanmayı hafifleten en büyük etken kuşkusuz ateşkes koşullarıdır.

AKP’nin bundan rahatsız olacağını düşünmek siyasetten hiçbir şey anlamamak olur.

Durumun rahatlığı AKP’ye battı mı?

Bunun olası olması da pek mümkün görünmüyor; özellikle İngiltere MI6’dan emekli bir bürokrat atamışken, ABD yeni büyükelçiyi göndermeye hazırlanırken kongre de yapılan konuşmalara bakıldığında AKP’nin dış politika da, uluslararası konsensüs de önümüzdeki dönemde daha da zorlanacağı açık…

Salt bunlara dayalı olarak bile baktığımızda; AKP’nin iç siyasette özellikle çatışmalı ortamın olmasını isteyeceğini düşünemeyiz…

Acaba! Bu da bir diğer okuma biçimi olabilir mi yaşanan bu gelişmeleri?

Sonuç itibariyle ya AKP’ye karşıt olarak geliştirilsin ya da AKP’nin de dahil olduğu bir planlama temelinde geliştirilsin; ateşkesin koşullarını zorlamak ve uymamak çok büyük bir tehlikedir!

Elbette Kürt gerillasının da buna yönelik bir cevabı olacaktır…

 Toprak Cemgil