HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Basına ve Kamuoyuna!

Kurdistan’ın farklı şehirlerinden yola çıkarak Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne katılan, Apocu fedai ruhla savaşan ve tüm varlıklarının halkımızın özgürlüğüne adayarak farklı tarihlerde şehadete ulaşan Agirî Mukriyan, Şiyar Serdar, Koçer Tîrêj, Şiyar Milîtan, Zinar Sertav, Şervan Şoreş, Tolhildan Ejder, Erdal Tekoşer, Afat Colemêrg ve Rohat Eruh yoldaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Mücadele tarihimizin önemli bir dönemine tekabül eden 2008, 2009 ve 2010 yıllarında şehadete ulaşan yoldaşlarımız, tereddütsüzce mücadele ettiler. Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğüne ve halkımızın statü sahibi olmasına giden yolda üstün bir çabayla emek harcadılar. Apocu ideoloji ile kendilerini yaman militanlar haline getirerek üzerlerine düşen görevleri başarıyla yerine getirdiler. Farklı alanlarda ve farklı tarihlerde şehadete ulaşan Agirî, Şiyar, Koçer, Şiyar, Zinar, Şervan, Tolhildan, Erdal, Afat ve Rohat yoldaşlarımız, şehitler kervanına katılarak halkımızın yüce değerleri haline geldiler. En büyük maneviyatımızı oluşturan aziz şehitlerimizi saygıyla anarken, şehitler çizgisine olan bağlılığımızı ve mücadeleyi zafere ulaştırma kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz.

Şehitlerimizi özlemle yad ederken değerli ailelerine ve tüm Kurdistan halkına en içten dileklerle başsağlığı diliyoruz.

Şehadete ulaşan yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:


Kod Adı: Agirî Mukriyan
Adı Soyadı: Hüseyin Mamkadiri
Doğum Yeri: Mahabad
Anne – Baba Adı: Zübeyde – Abdullah
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2008 / Zap

Agirî Mukriyan – Hüseyin Mamkadiri


Kod Adı: Şiyar Serdar
Adı Soyadı: Hüseyin Taşkın
Doğum Yeri: Riha
Anne – Baba Adı: Zînê – Cuma
Şehadet Tarihi ve Yeri: 21 Mart 2009 / Metîna

Şiyar Serdar – Hüseyin Taşkın


Kod Adı: Koçer Tîrêj
Adı Soyadı: Turgut Bünül
Doğum Yeri: Mereş
Anne – Baba Adı: Done – Salman
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2010 / Cûdî

Koçer Tîrêj – Turgut Bünül


Kod Adı: Şiyar Milîtan
Adı Soyadı: Aziz Gürbüzer
Doğum Yeri: Elezîz
Anne – Baba Adı: Sakine – Cengiz
Şehadet Tarihi ve Yeri: 17 Ağustos 2010 / Selmas

Şiyar Milîtan – Aziz Gürbüzer


Kod Adı: Zinar Sertav
Adı Soyadı: Serdar Karabal
Doğum Yeri: Amed
Anne – Baba Adı: Mesude – Abdullah
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2010 / Amed

Zinar Sertav – Serdar Karabal


Kod Adı: Şervan Şoreş
Adı Soyadı: Abdurrahim Uçar
Doğum Yeri: Mêrdîn
Anne – Baba Adı: Naime – Salih
Şehadet Tarihi ve Yeri: 20 Temmuz 2010 / Zap

Şervan Şoreş – Abdurrahim Uçar


Kod Adı: Tolhildan Ejder
Adı Soyadı: Adem Yümlü
Doğum Yeri: Qers
Anne – Baba Adı: Narin – Musa
Şehadet Tarihi ve Yeri: 24 Temmuz 2010 / Seqiz

Tolhildan Ejder – Adem Yümlü


Kod Adı: Erdal Tekoşer
Adı Soyadı: Yakup Tuncer
Doğum Yeri: Mûş
Anne – Baba Adı: Güzel – Faik
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2010 / Xakurkê

Erdal Tekoşer – Yakup Tuncer


Kod Adı: Afat Colemêrg
Adı Soyadı: Eşref Demir
Doğum Yeri: Colemêrg
Anne – Baba Adı: Xanê – İsmail
Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Ağustos 2010 / Kelareş

Afat Colemêrg – Eşref Demir


Kod Adı: Rohat Eruh
Adı Soyadı: Ahmet Nas
Doğum Yeri: Sêrt
Anne – Baba Adı: Nasiha – Mehmet
Şehadet Tarihi ve Yeri: 24 Kasım 2010 / Kelareş

Rohat Eruh – Ahmet Nas

Agirî yoldaşımız, Rojhilatê Kurdistan’ın direniş ve serhildan kenti Mahabad’ta doğdu. Asaleti ve yurtseverliğiyle bilinen, Kürt ve Kurdistan tarihinde tarihi bir rolü olan Mukriyan aşiretinin bir mensubu olarak yaşama gözlerini açtı. Kurdistan Cumhuriyeti’ne başkentlik yapan Mahabad’ta doğması ve kadim Kürt gelenekleriyle yetişmesi Agirî yoldaşımızda çok güçlü ve köklü bir Kürtlük bilinci yarattı. Aile çevresinin yurtsever olması, Agirî yoldaşımızın yüreğinin daima Kürt halkı ile atmasına yol açtı. Çocukluğundan itibaren hiçbir zaman kendisi için bireysel bir yaşamı arzulamadı. Tüm amaç ve hayallerinde Qazî Mihemed gibi Kürt halkının özgürlük davasının bir neferi olmayı ve halkının özgürlüğü için mücadele etmeyi hedefledi. Rejim okulunda sekiz yıl boyunca okuduktan sonra bıraktı. Ailesinin geçimine katkıda bulunmak için farklı işlerde çalıştı. Ancak İran rejimi tarafından zorunlu olarak askere götürüldü. Zorunlu askerlik sürecinde rejimle çelişkileri daha fazla artan ve sömürgecileri daha iyi tanıyan Agirî yoldaş, 2006 yılında askerlikten firar ederek PKK saflarına katıldı.

Büyük bir ulusal bilinç ve devrimci ruhla PKK’ye katıldığında kendisini yeniden doğmuş gibi hissetti. Apocu öğretinin özgürleştirici felsefesini hızla öğrendi. Kurdistan dağlarında gerilla yoldaşlarıyla erkenden uyum sağlayıp, onlardan yaşam bilgeliğini ve gerilla sanatının inceliklerini alarak önemli bir tecrübe kazandı. İlk gerilla eğitimini tamamladıktan sonra önce Qendîl, daha sonra ise Metîna’da pratik yürüttü. Büyük bir aşk ve istekle pratik sürece katıldı, emekçiliği ve fedakarlığıyla öne çıktı. Mevcut katılım düzeyini yeterli görmeyerek Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamak ve Apocu fedai militan olmak için 2007 yılında Hêzên Taybet’e geçti. Hêzên Taybet’in büyük bir azim, emek, irade ve kararlılık isteyen eğitimlerini başarıyla tamamladı. Zîlanların fedai bir ardılı olmak için Zap’ta pratiğe katıldı. Eğitimde ve yaşamda insani meziyetleri ve duruşu örnek alınan fedai bir yoldaşımız haline geldi. Dövüş sanatlarındaki uzmanlığı ve şiir yazma yeteneğiyle öne çıkan Agirî yoldaşımız, yoldaşlarına moral veren ve onları eğiten bir gerilla olarak rol oynadı.

Agirî yoldaşımız, 2008 Şubat’ında Zap’a dönük gerçekleşen operasyonda düşmana karşı en erkenden silahını kuşanan ve mevzi alan fedai gerillalardan biri oldu. Operasyon sürecinde şehadete ulaşan Agirî yoldaş, bizlere daima örnek alınacak bir mücadele duruşu ve mirası bıraktı. Rojhilatê Kurdistan ve Mahabad halkımızın yiğit evladı Agirî yoldaşı saygıyla anıyor, devrimci mirasına ve hayallerine sahip çıkarak şehitlere layık bir yürüyüşün sahibi olacağımızın sözünü veriyoruz.

Şiyar yoldaşımız, halk önderleri ve peygamberlerin kutsal diyarı Riha’nın Wêranşar ilçesinde yaşama gözlerini açtı. Yurtsever Xidirekan aşiretine mensup bir ailenin ferdi olarak Wêranşar’da büyüdü. İlkokulu bitirdikten sonra bir emekçi olarak farklı işlerde çalıştı. Emekçi, fedakar, saf ve temiz bir insan olarak karakter kazandı. Yüreği özgürlük duygularıyla çarpan Şiyar yoldaş, yakın akraba çevresinden Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne katılımların olmasından etkilendi. Yurtsever bir çevrede büyüdüğü için PKK’yi çocukluğundan itibaren tanıdı. Toplumsal çelişkiler, ailesinin dahil olduğu kan davası ve Kürt halkının düşmanına karşı değil de birbirine silah çekmesi O’nu bir arayışa götürdü. Bu durumun yanlışlığını görüp kabul etmedi ve bir çıkış yolu aradı. Şiyar yoldaşımız zorunlu olarak askerliğe götürüldüğünde Türk devletinin gerçek yüzünü tanıdı. Türk ordusu içinde Kürtlere ve Önderliğe karşı gelişen hakaret ve saldırıları gördü. Bir Kürt bireyi olarak halkına düşmanlık yapan Türk devletine askerlik yapmayı onuruna bir hakaret olarak gördü. Düşman gerçekliğini tanıdıkça çelişkileri daha da arttı. Bu devlete karşı ancak mücadele edilerek onurlu bir insan olunacağını görünce PKK’ye katılma kararı aldı. Şiyar yoldaşımız, bu temelde 2008 yılında Zagros’ta gerilla saflarına katıldı.

Gerillada ilk kapsamlı eğitimini büyük bir heyecanla aldı. Şiyar yoldaşımız hevesli yaklaşımıyla kendisini eğitimlere güçlü bir şekilde kattı. Türk devletinin insanın beynini uyuşturan eğitim sisteminden intikam alırcasına kendisini eğitip geliştirdi. Yetkin bir Kürt bireyi ve devrimcisi olmak için çaba sahibi oldu. Yıllarca özlemini çektiği komünal ortamı, yoldaşlık ilişkisini, özgür, çıkarsız ve hesapsız yaşamı gerillada gördü. Bu yüzden gerilla yaşamına dört elle sarıldı. Sevdiği her insanın gerillada yer alması gerektiğini belirterek gerillaya daha erken katılamamış olmaktan dolayı hep hayıflandı.

Şiyar yoldaş, Garê ve Metîna’da pratik yürüttü. Askeri birliklerde çalışmalara katılıp kendisini geliştirdi. Gerillacılıkta derinleşmeyi hedefleyerek pratik sürece aşkla katıldı. Fedakarlığı ve mütevazılığıyla yoldaşlarının kalbinde yer edindi. Bir Newroz gecesi 21 Mart 2009’da Metîna’da şehadete ulaşan Şiyar yoldaşımızı saygıyla anıyor, anısına bağlılık sözümüzü yineliyoruz.

Koçer yoldaşımız, Mereş’in Elbîstan ilçesinde dokuz kardeşin en küçüğü olarak yaşama gözlerini açtı. Babasının yurtseverlik faaliyetlerinden kaynaklı 1988’den 1991’e kadar zindanda tutsak edilmesi Koçer yoldaşımızı derinden etkiledi. Mücadele ve düşman gerçekliğini yalın bir biçimde ilk kez bu şekilde tanıdı. Ailesiyle birlikte sürgüne hayatına mecbur kalıp önce Dîlok’a, sonra da 1992’de Avrupa’ya göç etti. Koçer yoldaşımız, Alevi inancına sahip bir ailenin ferdi olarak demokratik ve yurtsever bir kültür ile yetişti. Bu kültür ve aldığı aile terbiyesi kişiliğini şekillendirdi, sağlam bir karakter kazanmasına yol açtı. İlkokulu Dîlok’ta, ortaokulu İsviçre’de okuyarak kendisini geliştirdi. Koçer yoldaşımızın dayısının oğlu Bedran – Mehmet Ali Bünül yoldaşın 1992’de Engîzek dağlarındaki şehadeti de kendisini derinden etkiledi. https://sehidjiyane.com/tr/2024/06/27/bedran-mehmet-ali-binul/ Bedran yoldaşın şehadeti ve sürekli olarak O’nun anılarını dinlemesi kendisinde bir devrimci olarak yaşamına devam etmesi gerektiğine dair düşünce oluşturdu. Yabancı dil ve iyi düzeyde bilgisayar kullanmasını bilen bir genç olan Koçer yoldaş, yeteneklerini halkının özgürlük mücadelesi uğruna kullanmaya karar verdi. Uluslararası komplo ile beraber Rêber Apo ve Kürt halkına karşı tarihin en acımasız saldırıları geliştiğinde Koçer yoldaş da onurlu bir Kürt genci olarak bu saldırılara karşı durmayı ahlaki bir görev olarak gördü. Bu temelde yurtsever devrimci gençlik hareketine öncülük eden Yekîtiya Ciwanên Kurdistanê (YCK) faaliyetlerine dahil oldu. Profesyonel devrimci olma kararı veren Koçer yoldaş, 2001 yılında İsviçre’den PKK’ye katıldı. Avrupa’daki çalışmalarda faaliyet yürüttükten sonra da yüzünü ülkesi Kurdistan’a dönerek 2002 yılının baharında gerilla saflarına geldi.

İlk gerilla eğitimini Garê’de alan Koçer yoldaş, daha sonra Metîna’ya geçti ve üç yıl boyunca burada pratik faaliyet yürüttü. Gerilla yaşamında belli bir deneyim ve tecrübe sahibi oldu. Daha sonra Batı Zap’a geçerek Girê Cûdî’de pratik faaliyet yürüttü. Rêber Apo’nun ‘’Bir Halkı Savunmak’’ adlı savunmasını okuyarak, ‘’nasıl bir devrimci olmalıyım’’ sorusunu kendisine sıkça sordu ve cevabını kişiliğinde pratikleştirmeye çalıştı. Özgür kadın çizgisi karşısındaki duruşunu da sorguladı, toplumsal cinsiyetçiliği doğru çözümleyip ideolojik bilince ulaşarak ruhunu özgürleştirmeyi hedefledi. Koçer yoldaşımız, bir yandan pratik süreçte üzerine düşen rolü oynadı, bir yandan da gelecekte nasıl daha büyük başarıların sahibi olacağı üzerine yoğunlaştı. Rêber Apo’nun ölümsüz fedaisi olmak için 2006’da Hêzên Taybet’e geçti. Hêzên Taybet’in zorlu eğitimlerini büyük bir bilinç ve iradeyle tamamladı, kişiliğini Zîlan hakikatine göre yeniden örgütleyip pratiğe katıldı. Hêzên Taybet bünyesinde üç yıl boyunca farklı alan ve çalışmalarda kaldıktan sonra ısrarla Bakurê Kurdistan’a geçmeyi önerdi. Bu temelde 2009 yılında büyük bir coşku ve sevinçle Botan Sahası’na geçti.

Botan’da üzerine düşen rolü oynamak için canla başla çalıştı. Ülkesi Kurdistan’dan sürgün edilmenin ve uzakta yaşamanın acısını telafi etmek için Kurdistan dağlarındaki gerilla yaşamını doyasıya yaşadı. Gerillada geçirdiği her an’ı büyük bir heyecan ve mutlulukla yaşam hanesine yazdı. Coşkulu ve güler yüzlü bir gerilla olan Koçer yoldaş, Rêber Apo’nun çok sevdiği Cûdî Dağı’nda gerilla olmanın sorumluluğuyla hareket etti. Kutsal toprakların ve dağların kıymetini bilen bir devrimci olarak buradaki tarihi rolünü oynadı.

2010 yılının Mayıs ayında Botan Sahası’nda Cûdî bölgesinde görevi başındayken şehadete ulaşan Koçer yoldaşımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Bedran yoldaştan aldığı mücadele bayrağını hakkıyla dalgalandıran Koçer yoldaşın mücadelesini zafere ulaştırarak anısını ölümsüz kılacağımızın sözünü veriyoruz.

Şiyar yoldaşımız, Xarpêt (Elazığ)’ın Dep (Karakoçan) ilçesinden olan bir ailenin ferdi olarak Xarpêt’te yaşama gözlerini açtı. Kürt halkının efsane kahramanlarından Mazlum Doğan ve Delil Doğanların hemşerisi olan Şiyar yoldaşımız, güçlü bir toplumsal ahlak ve derin yurtseverlik kültürüyle yetişti. İlk okula kadar okudu. Daha sonra ülkesi Kurdistan’dan ayrıldı ve Avrupa’ya çıktı. Avrupa’ya gitse de, hiçbir zaman benliğini ve Kürtlüğünü unutmadı. Toplumsal kimliğini güçlü bir biçimde yaşadı. Kapitalist modernitenin merkezlerindeki maddiyat üzerine kurulu anlamsız yaşama aldanmadı. Şiyar yoldaşımızın yüzü daima toplumsal hakikatlere ve halkının mücadelesine dönük oldu. 2003 yılında ihanetçi ve tasfiyeci bir güruh eliyle Partimiz PKK içeriden darbelenmeye ve böylece uluslararası komplo tamamlanmaya çalışıldı. Hareketimize ciddi zarar veren bu tasfiyeci eğilim ve saldırılar Apocu fedai çizgiye sonuna kadar bağlı olan öncü militanlar ve yurtsever Kürt halkının direnişi sayesinde boşa çıkarıldı. Tasfiyeciliği tasfiye eden bu sürecin aktörlerinden biri de Kürt gençliğinin tasfiyeye cevap olarak mücadele saflarına gelme, PKK’yi büyütme ve Apocu çizgiyi daha güçlü yaşatma tutumuydu. Şiyar yoldaşımız da, 2003’te bu bilinç, ruh ve tutumla Almanya’da mücadeleye başladı. Almanya ve Fransa’da faaliyet yürüttükten sonra Kurdistan dağlarına gelip gerilla saflarına katıldı

Güçlü duygularla mücadeleye katılan Şiyar yoldaşımızın yüreğinin pusulası daima şehitler ve Rêber Apo oldu. Duygusal katılımını güçlü bir bilince ve etkin militanlığa dönüştürmek için eğitimlere katıldı. Gelişimini yalnızca eğitimlerle sınırlı tutmadı, yaşamın her anında okuyarak, araştırarak, tartışarak kendisini yetkinleştirdi. Hakiki Apoculuğun çok bilmekle değil, bildiği kadarını en tutarlı biçimde pratiğe aktarmaktan geçtiğini bilerek devrimciliğin hakkını vermeye çalıştı. Xakurkê ve Xinêre’de büyük bir istek ve kararlılıkla faaliyetlere dahil oldu. Her yoldaşın bir şeyler öğrenmeye çalışarak erkenden gerillacılığa dair güçlü bir birikime kavuştu. Apoculuğun komünalist yoldaşlığından aldığı gücü ve öğrendiklerini mütevazıca yoldaşlarıyla paylaştı. Yaşama ve doğaya karşı oldukça saygılı bir devrimci olan Şiyar yoldaşımız, bulunduğu her ortamda tüm yoldaşlarının sevgisini kazandı. Kadın yoldaşlarına karşı kadın özgürlük çizgisi temelinde yaklaşıp, kadınla doğru yoldaş olmayı hedefleyen bir mücadele verdi. Klasik erkek egemen zihniyeti aşmak ve erkekliğin kof tortularını kişiliğinden atmak için çaba gösterdi. Devrimci duruşu ve içten yoldaşlığı kadın yoldaşlarının da büyük saygısını ve takdirini kazandı.

Şiyar yoldaşımız, devrimci yürüyüşünü güçlendirmek, halkımızın özgürlük davasına daha fazla hizmet etmek için 2008’de Mazlum Doğan Parti Merkez Okulu’ndaki eğitime dahil oldu. Duruşunu ve pratiğini şehitler çizgisi karşısında yeniden sorgulayarak güçlü bir eleştiri ve özeleştiri süreci yaşadı. Rêber Apo’nun 2008 yılında Hareketimize yeni ulaşan savunmaları, 10. PKK Kongresi belgeleri temelinde yoğunlaştı ve kendisini yeni dönem görevlerine hazırladı. Adeta yeniden doğmuş gibi bir yenilenme ve güçlenme yaşayan Şiyar yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’daki mücadeleye katılmak için öneride bulundu. Israrlı bir şekilde savaşın kızgın olduğu alanlara geçmek ve Devrimci Halk Savaşı’nı büyütmek istedi. Önerisi kabul edilen Şiyar yoldaşımız yüzünü Bakurê Kurdistan’a dönerek yola çıktı. Ancak talihsiz bir biçimde 17 Ağustos 2010 tarihinde Rojhilatê Kurdistan’ın Selmas şehrinin kırsalında yaşanan çatışmada şehadete ulaştı.

Mazlum Doğan ve Delil Doğanların memleketinden çıkıp Avrupa’da devrimcileşen, Kurdistan dağlarında gerillalaşan ve Rojhilatê Kurdistan’da şehadete ulaşan Dep halkımızın yiğit evladı Şiyar yoldaşı saygıyla anıyoruz. Şiyar yoldaşın değerli anısı asla sönmeyen bir meşale olarak yolumuzu aydınlatacak ve bizi özgür geleceğe taşıyacaktır.

Zinar Sertav yoldaşımız, yurtsever ailesinin ilk çocuğu olarak Amed’de yaşama gözlerini açtı. Gerilla ile ilk tanışması köylerine gelen gerillalar sayesinde gerçekleşti. Serhildanlar döneminde PKK’yi daha yakından tanıdı ve bu tanıma ile hakikat arayışı başladı. Zinar yoldaş, çok yönlü komple bir insan ve özgür bir kişilik olmayı hedefledi, bunun için mücadele etti. Genç yaşında iken çok araştırdı, çok okudu ve kendisinde önemli düzeyde bir aydınlanma ve gelişmeyi sağladı. Aile çevresinden mücadeleye katılımların olması Zinar yoldaşımızı etkiledi. Ancak özellikle 1999’da Rêber Apo’ya dönük gerçekleştirilen uluslararası komployu büyük bir öfke ve nefretle karşıladı. Uluslararası komploya karşı mücadeleyi ve Rêber Apo’yu fiziken özgürleştirmeyi temel hedefi haline getirdi. Bu temelde artık hiç tereddüt etmeden mücadeleye katılma kararı verdi. 1999’dan itibaren şehirde milis olarak faaliyetlere başladı. Büyük bir fedakarlıkla üzerine düşen her sorumluluğu yerine getirdi. 2003 yılında Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde işletme bölümünü okurken profesyonel bir devrimci olarak PKK’ye katıldı.

Kurdistan dağlarındaki ilk eğitimini aldıktan sonra aydın, bilinci, gelişkin ve yetenekli bir genç olduğu hemen görüldü. Bu duruşu ve yetenekleri sayesinde daha etkili rol oynayabileceği yurtsever devrimci gençlik hareketine düzenlendi. Yurtsever devrimci gençlik hareketinde bir süre eğitim görüp pratik faaliyet yürüttükten sonra Kafkasya alanındaki çalışmalara düzenlendi. 2004 – 2005 yıllarında Ermenistan’da, 2005 – 2007 yıllarında Başûr ve Rojavayê Kurdistan’da faaliyet yürüttü. Suriye’de faaliyet yürütürken BAAS rejimi tarafından tutuklandı ve ağır işkencelere maruz kaldı. Fakat asla düşmana boyun eğmedi, Kemal Pir ve Ali Çiçeklerin onurlu duruşunu sergileyerek yiğitçe direndi. Düşmana hiçbir sırrını vermediği için hakkında herhangi bir delile ulaşılamadı. Zinar yoldaşımız, yaklaşık dört ay tutuklu kaldıktan sonra tıpkı Kemal Pir ve Ali Çiçekler gibi fırsatını bulduğu gibi düşmanın elinden kaçıp firar etmeyi başardı. Cıva gibi akışkan, coşkun seller gibi çağlayan bir devrimci olan Zinar yoldaş, BAAS rejiminin vahşet zindanlarından kurtulduğu gibi Kurdistan dağlarına ulaştı.

Medya Savunma Alanları’na ulaştıktan sonra 2007 yılında Garê’de askeri eğitim aldı. Ardından 2007’de Mazlum Doğan Parti Merkez Okulu’nda eğitim gördü. Birçok faaliyeti başarıyla yürüten Zinar yoldaşımızın temel hedefi askeri alanda derinleşmek ve yetkin bir gerilla olmaktı. Devrimci yürüyüşünü fedailik çizgisinde sürdürme iddiasını belirterek 2008 yılında Hêzên Taybet’e geçti. Hêzên Taybet’de Zîlanların sadık bir takipçisi olmak için canla başla mücadele etti. Nefs terbiyesini, iradeyi güçlendirmeyi en üst düzeyde gerçekleştirerek komple bir devrimci olmaya çalıştı. Apocu fedai ruhu doğru temsil etmek için yaşamda ve savaşta fedai olmayı hedefleyen üstün bir çaba sergiledi. Zinar yoldaşımız, 2008 ve 2009 yıllarında Qendîl’de faaliyet yürüttü. Çeşitli çalışmalarda yer aldı ve tim komutanı olarak görev üstlendi.

Henüz genç yaşında ve ömrünün baharında olan Zinar yoldaşımızın beyninde çok talihsiz bir biçimde beyin tümörü geliştiği ortaya çıktı. 2010 yılında bu ağır hastalıkla mücadele etmek için tedaviye başladı. Uzun yıllar boyunca amansız hastalıkla mücadele etti. Zindanda, dağda ve hastalıkta daima yılmayan devrimci iradesiyle kendisini var eden bir militan oldu. Zinar yoldaş, tüm tedavi çabalarına rağmen uzun soluklu bir mücadelenin ardından 12 Mayıs 2015 günü Amed’de tedavi gördüğü hastanede şehadete ulaştı. Zinar yoldaşımız şehadete ulaştığında Amed’de görkemli bir törenle kahraman şehidimizi sonsuzluğa uğurlayan değerli ailesinin ve yurtsever Amed halkının duruşunu selamlıyoruz. Aynı duygularla şehit yoldaşımızı anarken, anısını asla unutmayacağımızın ve hep yaşatacağımızın sözünü veriyoruz.

Şervan Şoreş yoldaşımız, Mêrdîn’in Midyad ilçesinde yurtsever Torî aşiretine mensup bir ailede yaşama gözlerini açtı. Doğal köy ortamında, komünal kültür ve Kürtlük bilinci ile büyüdü. Şervan yoldaşımızın kişiliği ailesinden ahlaki politik toplum özellikleri ile şekillendi. Bu yüzden daha genç yaşında mütevazı ve olgun bir genç olarak çevresi tarafından sevildi. Şervan yoldaşımız, ilk okula kadar okudu. Daha sonra köyünde çobanlık yaptı ve bir emekçi olarak farklı işlerde çalıştı. 14 yaşına kadar kendi köyünde yaşayan Şervan yoldaşımız, düşmanın baskılarından dolayı ailesiyle birlikte dört farklı köy değiştirdikten sonra metropollere göç etmek zorunda kaldı. Şervan yoldaşımızın abisi Rıdvan – Rıdvan Uçar yoldaşımız 1991’de Mêrdîn’de gerilla saflarına katıldı. Uzun yıllar ARGK saflarında mücadele ettikten sonra 1998 yılının yaz mevsiminde Dêrsîm’in Pilemûr alanında çıkan çatışmada şehadete ulaştı. https://sehidjiyane.com/tr/2025/03/02/ridvan-ridvan-ucar/ Şervan yoldaşımız, hem yörede gördüğü gerillalardan etkilendi hem de gerillaya katılan abisinin anılarını daima yüreğinde yaşattı. Gerillalar şahsında PKK’yi tanıdı ve küçük yaşlardan itibaren gerillaya sempatisi gelişti. Ailede ve köyde katılımların olması Şervan yoldaşımızın gerillaya katılımın arzusunu büyüttü. Özellikle metropollere gittikten sonra baskı ve ötekileştirmeden kaynaklı Kürtlüğünü daha derinden ve yakıcı hissetmeye başladı. 1 Haziran 2004 Hamlesi’nin yarattığı devrimci atmosferle birlikte kesin kararını vererek 2004 yılında gerilla saflarına katıldı.

Şervan yoldaşımız, Qendîl’de ilk gerilla eğitimini alarak pratiğe başladı. PKK’ye içten dayatılan iç ihanet ve tasfiyeciliğin etkilerinin sürdüğü 2004 yılında, Apocu fedai çizgide yürümek için Rêber Apo gerçekliğine yoğunlaştı. Rêber Apo’yu ve şehitleri anlayarak ve doğru uygulayarak militanca yaşamaya çalıştı. Daima Apocu fedai militanlık çizgisinde yürümeye çalışan bir devrimci olmayı esas aldı. Tüm mücadelesini ve yaşamını bu eksende örgütleyen Şervan yoldaşımız, dört yıl boyunca Qendîl’de pratik faaliyet yürüttü. Buradaki pratikten önemli bir birikim ve tecrübe edindi. 10. PKK Kongresi’nin çizgide yarattığı netleşme, dönem görevlerini başarma ve Kurdistan devrimini gerçekleştirme hedefini başarmak için büyük bir aşkla Zap’a geçti. Zap’ta da aynı coşku ve heyecanla pratik faaliyetlere katıldı. Gerilla taktiklerine, eylem ve harekat tarzına yoğunlaştı. Daima Bakurê Kurdistan’da gerillacılık yapmayı isteyen Şervan yoldaşımız bunun için kendisini hazırladı. Askeri, ideolojik ve örgütsel olarak yetkinleşmeyi hedefleyerek hep başarıya odaklandı. İçten yoldaşlığı, sade ve mütevazı duruşu sayesinde tüm yoldaşlarının sevdiği bir gerilla oldu. Özellikle emekçi ve fedakarca katılımı herkes tarafından örnek alındı. Şervan yoldaşımız, militanlıkta ve gerillacılıkta önemli bir düzey kazandıktan sonra tim, takım ve bölük komutanlığı görevlerini üstlendi. Az bir zaman içinde büyük bir gelişme katederek bu görevleri hakkıyla yerine getirdi. Böylece militanlıkta ve komutanlıkta her görevin hakkının veren profesyonel bir devrimci olduğunu gösterdi. Şehitler çizgisine derin bağlılığıyla bilinen Şervan yoldaş, hep şehitlere layık olmak için mücadelesini yükselterek devrim görevlerine layık olmaya çalıştı. Bu anlamda şehitlerin hakiki bir yoldaşı, Rêber Apo’nun yetkin bir militanı olmayı başardı.

Cesur ve savaşkan bir militan olan Şervan yoldaşımız, 20 Temmuz 2010 günü Zap’ta sınır hattında bulunan Bilîcan karakoluna bağlı bir tepeye gerçekleştirilen saldırıda kahramanca çatışarak şehadete ulaştı. Rıdvan ve Şervan yoldaşları emsalsiz bir emekle, güzel bir ahlakla ve derin yurtseverlik kültürü ile büyüten ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine armağan eden çok değerli ailesine Uçar ailesine en içten duygularla başsağlığı diliyoruz. Şehitlerimizin aziz hatırasını daima yaşatacağımızın ve onların izinden yürüyerek amaçlarını mutlaka başaracağımızın sözünü veriyoruz.

Tolhildan yoldaşımız, Qers’in Dîgor ilçesine bağlı Alem köyünde ailesinin ilk çocuğu olarak yaşama gözlerini açtı. Cemaldînî aşiretine mensup yurtsever bir ailede, güçlü ahlaki politik toplum kültürüyle büyüdü. Türk devlet okullarında üç yıl okudu, daha sonra okulu terk ederek bir işçi olarak çalıştı. Tolhildan yoldaşımız bir emekçi olarak çalışıp kendi ayakları üzerinde durmayı, yaşamını değer yaratarak sürdürmeyi ve ailesine yardımcı olmayı öğrendi. Tolhildan yoldaşımızın aile çevresinden yakın akrabaları Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne katıldı. Bu katılımlardan kendisi de etkilendi ve yüreğindeki yurtseverlik duyguları daha da büyüdü. PKK’nin tarihi 1 Haziran 2004 Hamlesi 2004 sürecinde Kürt toplumunda büyük bir etkiye yol açtı. PKK’nin tarihi çıkışı, gerillanın eylemleri ve Kürt halkının direnişçi tutumu herkesi etkiledi. Tolhildan yoldaşımız da bu devrimci etkiyle PKK’yi düşünsel düzeyde tanıdı. PKK’yi tanıdığı gibi kendisi için en doğru yerin gerilla safları olduğuna karar vererek 5 Haziran 2004’te İstanbul’dan yola çıkarak gerillaya katıldı.

Tolhildan yoldaşımız, Kurdistan dağlarında ve PKK yaşamında yeni olduğu için ilk günlerde zorlansa da yoldaşlarının desteğiyle erkenden zorlukları aşmayı başardı. Gerillanın komünal yaşamına alışıp tadına vardıktan sonra dört elle bu yaşama sarıldı. Yoldaşlığa layık olmak ve güçlü bir gerillacılığa erişmek için emek verip çaba gösterdi. Qendîl, Xakurkê ve Xinêre bölgelerinde kaldı. Tim, takım, bölük ve taburlardaki pratik faaliyetlere katıldı. Kaldığı her alanda istek, moral ve yüksek devrimci sorumlulukla üzerine düşen görevleri yerine getirmeye çalıştı. Tolhildan yoldaşımız kendi şahsında Serhed halkının saf özünü Apocu ideoloji ile harmanlayarak yiğit bir Apocu militan haline geldi. Gelişme kaydederek tim komutanı olarak görev üstlendi. Daima doğduğu Serhed topraklarına gitmek ve Bakurê Kurdistan’da gerillacılık yapmak için ısrarlı öneriler geliştirdi. Mücadelemizin ihtiyaçları temelinde Rojhilatê Kurdistan’a geçti. Serhed bölgesinin bir kısmının Rojhilatê Kurdistan tarafında olması Tolhildan yoldaşımızın Rojhilat’a erkenden uyum sağlamasına yol açtı. Tolhildan yoldaş, Kurdistan’ın her bir parçasını aynı duygularla severek ve arasına hiçbir ayrım koymayarak ulusal devrimci bilinçle faaliyetlerini yürüttü. Rojhilatê Kurdistan’ı ve buradaki yurtsever halkımızı çok seven Tohildan yoldaşımız, yöre halkının bir evladı gibi halkımızın yüreğinde yer edindi.

Tohildan yoldaşımız, Rojhilatê Kurdistan’ın Seqiz şehrine bağlı Berdereşê alanında düşmanla zorunlu bir çatışmaya girdi. Büyük bir cesaretle kahramanca çatışarak ve teslimiyeti asla kabul etmeyerek 24 Temmuz 2010 günü şehadete ulaştı. Serhed halkımızın yiğit evladı, Rojhilatê Kurdistan’ın fedakar devrimcisi Tolhildan yoldaşımızı saygı ve minnetle anıyor, her koşul altında amaçlarını zaferle taçlandıracağımızın sözünü veriyoruz.

Erdal yoldaşımız Mûş’un Kela Xolê köyünde, Elmanî aşiretine sahip bir ailenin ferdi olarak dünyaya geldi. Babasının işi gereği Dîlok’a taşınan yurtsever bir ailede durgun, sakin ve sessiz bir çocuk olarak büyüdü. Başarılı bir öğrenci olan Erdal yoldaş, üniversite öğrenimini terk etti. Derin arayış ve sorgulamaları olan Erdal arkadaşımız, toplumsal cemaatlerden siyasete kadar birçok yapılanmayı dikkatle inceledi. Arayışçı ve inceleyici özellikleriyle Kürt gerçekliği, mücadelesi ve kurtuluşu üzerine kafa yordu. Uzun süreli bir araştırma, okuma ve tanımadan sonra PKK’ye katılma kararı verdi. Arayış ve PKK’ye katılma sürecini yazdığı bir raporunda şu sözlerle dile getirdi: ‘’Ruhumun derinliklerinde olan bir sorgulama peşimi bırakmamıştır. Küçük yaştan beri olan bu sorgu kendime Kürt olmaktan utandığım ve buna karşın PKK Hareketi’ni sadece isim düzeyinde de olsa duymama ayrı bir duygu olmuştur. Zaman ilerledikçe bu sorgu derinleşti. Özellikle Kürt halkının yaşadıklarını duydukça, gördükçe ev bununla birlikte özgürlük mücadelesinin verdiği bedel beni daha çok kendimi sorgulamama ve artık vicdani bir rahatsızlığa doğru götürdü. Bununla birlikte 1 Haziran 2004 Hamlesi’nin yarattığı uyanış ve sarsılma katılımımın ateşleyici gücü olmuştur. Hayallerim, sorgulamalarım, sistem yaşamı ve 1 Haziran Hamlesi katılımımın temel etkileridir.’’ Erdal yoldaşımız bu duygu ve düşüncelerle çok tarihi bir gün olan 15 Ağustos 2004’te yani Diriliş Bayramı gününde gerillaya katıldı.

İlk Kurşun’un atıldığı bir günde gerillacılığa başlayarak Fermandar Egîd’in takipçisi olacağını daha ilk günden itibaren belli etti. Erdal yoldaş büyük bir aşkla geldiği Kurdistan dağlarında ilk eğitimini alarak gerillacılığa başladı. Bölük ve karargahlarda kalarak pratik faaliyet yürüttü. Her işe coşku ve moralle katıldı. Giriştiği çalışmalarda çevresine ve tüm yoldaşlarına heyecan vererek o işin mutlaka başarıyla sonuçlanmasına yol açtı. 2004’ten 2009’a kadar Xinêre, Xakurkê, Kelareş ve Zagroslar’da kalan Erdal yoldaş, önemli bir birikim ve tecrübe kazandı. Beş yıllık süreç zarfında çok çeşitli, renkli ve aynı zamanda yoğun pratiği olan çalışmalarda yer aldı. Bu temelde gerilla tim komutanı olup görev üstlendi. Bu pratiklerden kendisi için çok olumlu sonuçlar çıkarıp tecrübe edindi. 2007’deki tarihi Oremar eylemine katılma şansına erişti. Yüksek cesarete ve fetheden Apocu fedai ruha sahip bir militan olduğunu devrimci yaşamının her safhasında kanıtladı. Erdal yoldaş asla sıradan bir katılımın sahibi olmak istemedi. Bu yüzden her çalışmaya öncülük yapma iddiasıyla katıldı, bunun için büyük bir çaba sarf etti.

Bir halkın asla öz savunmasız olamayacağının bilinciyle öz savunma üzerine eğitim gördü. Öz savunma anlayışını, bilincini ve tarzını önemli oranda içselleştirerek kendisini yeni devrim görevlerine hazırladı. ‘’Halkımızın öz savunması oturtulmadıkça devrim tam manasıyla gerçekleşmeyecektir ve eksik kalacaktır’’ diyerek büyük bir inanç ve yüksek iddia ile pratiğe hazır olduğunu gösterdi. Bu temelde yeniden Xakurkê’ye geçerek pratik faaliyetlere dahil oldu. Gerillacılığa ilk başladığı alana bu sefer tecrübeli bir gerilla olarak dönmenin avantajıyla önemli bir rol oynadı.

Erdal yoldaşımız, büyük bir fedakarlıkla gerçekleştirdiği bir görev başındayken 2010 yılı mücadele sürecinde şehadete ulaştı. Erdal Elmanî yoldaşımızın ölümsüz anısını daima yaşatarak ve uğruna tüm yaşamını adadığı yüce amaçlarını başararak ruhunu şad edeceğimizin sözünü veriyoruz.

Afat yoldaşımız, Colemêrg’in Peyanis köyünde yaşama gözlerini açtı. Peyanis, yurtseverliği ile bilinen, bu yüzden Türk devletinin baskı, işkence ve zulmüne uğrayan bir köydür. Devlet terörüne en fazla maruz kalan, kontra güçler tarafından sivil halkı hedef alınan ve şehitler veren bir yerdir. Afat yoldaşımızın yurtsever ailesi de işgalci Türk devletinin yaptığı baskı ve koruculuk sistemini dayatmasından dolayı ailesiyle birlikte 1998’da Wan’a göç etti. Düşmana boyun eğmeyen aile, zor da olsa Wan’a yerleşerek yaşamını burada sürdürdü. Bu yüzden Afat yoldaşımız Wan’da büyüdü. Liseyi bitirdi, ancak daha sonra okula devam etmedi ve bir emekçi olarak farklı işlerde çalıştı. Ailesinin yurtseverliği ve yakın çevresinden katılımların olması Afat yoldaşımızın duygu ve düşünce dünyasını derinden etkiledi. Afat yoldaşımızın babası düşman tarafından tutuklanarak zindana konuldu. Babasının onurlu her Kürt gibi siyasi nedenlerden tutuklanması, zindandan babasına görüşüne gittiğinde gördüğü düşmanca muamele ve yaşadığı haksızlıklar Afat yoldaşımızın düşmana karşı öfkelenmesine yol açtı. Böylesine ceberut ve zalim bir düşmana karşı tek yolun aktif mücadele etmek olduğunu gördü. Bu temelde yurtsever devrimci gençlik çalışmalarına dahil oldu. Halkının özgürlük mücadelesi için emek verip çalıştıktan sonra ‘’Êdî Bes e Hamlesi’’ sürecinde 2007 yılında Kurdistan Özgürlük Gerillası’na katıldı.

Afat yoldaşımız, ilk gerilla eğitimini Qendîl’de aldı. Olgun duruşu, ailesinden aldığı güçlü ahlak, doğru yaşam ölçüleri, yurtseverlik kültürü ve örgüt bilinci sayesinde PKK’leşme yolunda erkenden mesafe aldı. Kendisini geliştirip yetkinleştirdi. Büyük bir aşkla pratiğe dahil olup, birikim ve tecrübe edinerek tim komutanı olarak görev üstlendi. Kendisini büyük devrim görevlerine hazırlayan yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’a geçip düşmana karşı aktif savaşa katılmak için önerilerde bulundu. Israrlı önerileri kabul edilen Afat yoldaşımız, 2009’da Kelareş’e geçti. Yılların öfkesini, mücadele azmini ve zafere kilitlenmiş militanlığını pratikte gösterdi. Apocu fedai bir gerilla olarak yaşama en üst düzeyde duyarlı bir şekilde katılarak tüm yoldaşlarına güç ve destek verdi. El attığı her işi başarıyla tamamlayarak yoldaşlarının aradığı ve çok sevdiği bir gerilla haline geldi.

Mücadelemizin öncü bir neferi ve parlak bir gelecek vaat eden Apocu fedai militan Afat yoldaşımız, 4 Ağustos 2010 tarihinde Kelareş’te görevi başındayken şehadete ulaştı. Sonraki yıllarda abisi Afat – Eşref Demir yoldaşımızdan etkilenen küçük kardeşi Hozan Demir de, O’nun izini takip edip gerilla saflarına katıldı. Gerillaya katılan Hozan yoldaşımız, abisinin adını alarak ve silahını yerde bırakmayıp kaldırarak adını Afat Colemêrg olarak belirledi. Aynı duygu ve inançla Kürt halkının özgürlük davası için mücadele ederken, 14 Kasım 2014’te Şengal’de kahramanca şehadete ulaştı. En değerli iki yiğit evladını Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne veren yurtsever Demir Ailesi’ne en içten duygularla başsağlığı diliyoruz. Aziz şehitlerimizin anısına her daim bağlı kalarak halkımızı özgür yarınlara taşıyacak zaferi mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz.

Rohat yoldaşımız, Sêrt’in Dihê ilçesinde yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Botan’ın asi dağlarının yamacında, Tarihi 15 Ağustos Atılımı’nın başladığı ve ilk kurşunun atıldığı bir bölgede büyüdü. Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın destansı mücadelesinin Botan dağlarında yankılanan gür sesini ve kahramanlık hikayelerini dinledi. Kekik, reyhan, nergis, beybûn ve gerilla kokan dağların özgür havasını içini soluyarak yetişti. Her gün doğumunda karşısına düşen Botan dağlarının doruklarına tırmanmak ve bir gerilla olup özgürlüğün sesi haline gelmek en büyük hayali  oldu. Rohat yoldaşımız, yedi yıl okudu. Daha sonra okulu bırakarak bir emekçi olarak çalışarak yaşamını sürdürdü. Bu temelde ailesine katkıda bulundu. Onurlu bir Kürt genci olarak büyüyüp erişkin yaşa geldiğinde Kürt halkının yaşadığı acılara ve uğradığı zulme karşı ne yapabileceğini sorguladı. Arayış içerisine giren Rohat yoldaş, 1 Haziran 2004 Hamlesi’nin Kürt toplumunda açığa çıkardığı devrimci coşku ve serhildan ruhundan derinden etkilenerek 2005 yılında İstanbul’dan gerilla saflarına katıldı.

Rohat yoldaşımız, ilk gerilla eğitimini Xakurkê alanında aldı. Karşılaştığı ilk gerillalardaki yaşam coşkusu, mütevazı yaklaşımlar, içten yoldaşlık, heyecan, moral ve dinamizm Rohat yoldaşımızın yüreğini fethetti. Böylesine insan güzeli gerillalar ile yoldaşlık yapmayı, sırt sırta vererek taşlar üzerine uyumayı, bir parça ekmeği paylaşmayı, omuz omuza verip en zor şartlarda savaşmayı hayatının en anlamlı tercihi olarak gördü. PKK yoldaşlığından derinliğine etkilendi ve gerillaya katılarak ne kadar doğru bir tercih yaptığını dile getirdi. Dağlara daha erken gelmemiş olmayı, yaşamının yitik günleri olarak değerlendirdi. Yaşama coşku, moral ve heyecanla katılan Rohat yoldaş, pratiğe katıldığı gibi gelişme kaydetti. Gerilla yaşamına, dağ koşullarına, savaşın inceliklerine kendisini erken adapte etti. Botan dağlarının soylu bir evladı olduğu için fazla zorluk çekmedi. Apocu ideolojiyi okuyarak kendisini, halkının ve ülkesinin tarihini tanıdı. Bilinçlendikçe güçlendi, güçlendikçe daha başarılı bir şekilde pratiğe katıldı. Rohat yoldaşımız, kişiliğinde teorik düşünce ve pratik çalışmaların diyalektiğini sağlam bir biçimde kurmayı başardı. Düşündüklerini ve inandıklarını yaptı, yaptıklarından dersler çıkarıp daha iyisini yapmak için düşünsel olarak kendisini geliştirdi. Fikri, zikri ve eylemi bir olan tutarlı devrimciliği şahsında somutlaştırdı.

Rohat yoldaşımız, sırasıyla Xakurkê, Kelaşîn ve Kelareş bölgelerinde faaliyet yürüttü. Gittiği her alanda yeni yeni bir araziyle karşılaştı, yeni yoldaşlar tanıştı, yepyeni faaliyetlere katıldı. Her adımında yeni başlangıçlar yapmayı becerebilecek Apocu fedai bir militan haline geldi. Yetkinleştikçe yoldaşlarının güven, sevgi ve saygısını daha fazla kazanıp mücadelede üzerine düşen rolü layıkıyla oynadı.

Kürt halkının özgürlük davası için büyük bir aşkla mücadele eden Rohat yoldaşımız, 24 Kasım 2010 günü Kelareş bölgesinde görevi başındayken ve sabotaj taktiği ile eylem hazırlığı yaparken gerçekleşen talihsiz bir kaza sonucunda şehadete ulaştı. Fermandar Egîd’in izinden yürüyen Botan halkımızın yiğit evladı Rohat yoldaşımızı saygıyla anıyor, Rohat yoldaş şahsında tüm şehitlere olan bağlılık ve zafer sözümüzü yineliyoruz.

7 Kasım 2025

HPG Basın İrtibat Merkezi