HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

  agit ahmet_ugur2Ölümün selsizliğine gömülmüş, adeta ölüm döşeğinde  ölümünü bekleyen bir halk gerçekliği vardı.  Paşalar güya "meftun Kürdistan burada mahkumdur" diyorlardı. Soykırımın izleri, daha tazeydi  bu coğrafyalarda. Zilan , Dersim,  Ağrı vb. Bu soykırımlara karşı Dünya-Alem sağır sultana oynuyordu. Kürtlerde etrafını görmeyecek kadar kör,sağır ve dilsiz bırakılmışlardı. Yaşam adeta durmuştu.Her şey yasaktan ibaretti,buzlanmış bir gerçeklik vardı. Taki biriken acıların bir kıvılcımla tutuşup ateş gürleşene kadar.O ateş her yeri sardı.Büyüdü her yeri içine aldı.Umut oldu, kurtuluşun yolu oldu.Herkes Özgürlüğünü orada buldu . Buzları  eritip sel oldu, Pınardan akan sular setlere aldırış etmeden okyanuslara doğru büyüdü.Damladan nehirlere, nehirden denizlere aktı ve hala  akmaya devam ediyor.  Yasaklanmış   özgürlük  şarkılarını  haykırıyor ve ateş etrafında halaya tutulmuş, katılarak büyüyor her yerden bu halaya koşuluyor, Bölük-bölük  Kürdistan'ın her yerinden  Dağlara akınlar  oluyordu.

Agit arkadaşta:Kürt halkının  özgürlüğünü  PKK hareketinde görerek bir gurup arkadaşıyla beraber saflara katılır. 1993 yılı Kürt gençleri için adeta bir katılım seferberliğidir.Agit arkadaş, Suriye üzeri gurubuyla Önderlik sahasına geçer. Bir dönem Masum Korkmaz Akademisinde, eğitim görerek kuzey sahasına geçmek için kendini hazırlar.Akademideki arkadaşların  geneli eski olduğu için onun açısından  büyük bir avantaj olur bu ortam. Burada  her konuyu detaylı olarak ele alıyor ve değerlendiriyor.Pratiğe yeni katılan bir savaşçı için bulunmaz bir ortamdır.Önderliği  görmek ve yanında eğitim  görmek,  yeni bir arkadaş için  müthiş ve bulunmaz bir durumdur.Kapsamlı bir başlangıç ve onun  zeminini  bulmak  için tam yerini bulmuştu. Agit arkadaş: Önderlik sahasında o  süreci iyi değerlendirip Kuzeyin yolunu tutar.    

Agit arkadaş Zagros Eyaletin de pratiğe aktif düzeyde  katılır.Özgürlük mücadelesindeki  pratiğinin genelini Zagros Eyaletin de  yürütür. Zagros Eyaletinin pratik çalışmaları zor şartlara sahip bir yerdir.Bu eyaletimiz zor ve asiliğiyle bilinir.Zagros eyaletinde başarılı bir pratik ve  performans  sergileyen  arkadaşlar  her alanda başarılı  bir pratik sürdürebilir demektir. Agit arkadaşta uzun bir süre bu alanda kalır. Uzun bir pratikten  sonrada 2003 sonbaharında  bir eğitim devresine katılım  amaçlı Eyaletten ayrılır.  Mahsun Korkmaz  eğitim devresinden  mezun oluktan sora kendi önerisi dahilinde  düzenlemesi tekrar  Botan Eyaletine olur.  Güçlerimizin geneli güneyde konumlandığı için Haftanin bölgesine  geçer. Ben de o zaman haftanin bölgesinde bulunduğum için Agit arkadaşla orda tanıştık.Agit arkadaş Bölgeye bölük komutanı düzeyinde pratiğe katılır.Genel Haftanin çalışma faaliyetlerine yoğun bir şekilde  başlar.

2003 yılı; her açıdan yoğun bir dönemdi. Bu süreç tasfiyecilerin kendilerini yoğun dayattığı  döneme denk geliyordu.Ağır bir süreçti. Ferhat ,Botan kişiliklerinin şahsında çete anlayışları  kendini dayatıyordu. Tabii  o zatlar da Kürt özgürlük  mücadelesinin itinayla oluşturduğu değerleri, kazanımları yok etmek için ellerinden geleni  yaptılar. Hedefleri bu değerleri ele geçirip pazarlama mantığına dayalı olmakla birlikte, PKK hareketini  Önderlik gerçeğinden uzaklaştırmak temelindeydi . Bu dönemde,örgütte yaşanan bu durumları,  Agit arkadaşla; tasfiyeci zihniyet, üzerine   sık-sık tartışmalar yürütüyorduk. Agit arkadaş kendi açısından tasfiyecilere karşı tutumunu net ortaya koyuyordu ,  "Her ne olursa olsun hiç kimse özgürlük mücadelemize zarar veremeyecektir ,  Önderlik çizgisi dışında hiç bir eğilime yer yoktur, çabaları da yersiz ve sonuçsuzdur.  Apocu militan kişiliğinin asıl görevi , tüm tasfiyeci girişim ve eğilimlere  karşı durmaktır  Önder APO bizi bu düzeye getirdi, biz de Önderliğin çizgisini her ne pahasına olursa olsun korumalı ve savunmalıyız" diye   dile getiriyordu. Agit arkadaş: sürekli önüne verilen görevleri, Apocu militan tarzıyla, üstünde titizlilikle ve sorumlulukla duran, gerektiği gibi  görevleri  eksiksiz yerine getiren ve daha fazla kendisini katan bir arkadaştı. 2003 yılı gibi bir süreçte tasfiyeci şahsiyetlerin amaçları ve   nereye ulaşmak istedikleri noktayı,  yapısıyla tartışıp kavratma temelinde yoğun çaba sarf ederdi.

Agit arkadaşı tanımlamaya çalışmak istesem de bunun yeterli olamayacağı aşikardır. Her zaman en önde yer alan bir militanın duygu ve düşüncesini özgürlüğün arayışıyla o anı yaşayan biri  bilebilir bunu.  Agit arkadaşa baktığında, tüm  yoğunlaşması  örgütü daha iyi tanımak ve askeri çizgide daha fazla derinleşmek üzerineydi. Örgütü tanımayan, ya da kavramada ve anlamada zorluk çeken yeni arkadaşların , düzenlemeleri  sırasında, kendi kaldığı alana ister, bütün çabasıyla o arkadaşı kazanmaya çalışırdı. Agit etrafına  saygı ve sevgiyi yayan,  "bir bireyle gerekirse üç saat; olmadı mı üçüyüz saat konuşuruz" geleneğinden  gelen  mütevazi bir yoldaştı. Kavratma esas  çalışmasıydı. Bu tutum yanındaki arkadaşlarını  güçlendiriyordu. O yoğun süreçte örgütün görev ve sorumluluklarını kolaya ya da zora bakmadan her zaman omuzlayan duruşa sahipti.

İki yıl Haftaninde kaldıktan sonra önerisi daha çok kuzey sahalarına gitme yönünde  olur.Bu çerçevede yoğunlaşmış ve kuzeye geçmek için  hazırlanmıştı. Artık Agit arkadaşın düzenlemesi bu doğrultuda yapıldı. Daha fazla içeriye doğru düzenlendi.  Mardin alanına düzenlemesi yapıldı. Alana geçiş sırasında Agit arkadaşında bulunduğu grup pusuya düşüyor, pusuya düştüklerinde,Fayık  arkadaş şehit düşüyor. 1 Ocak 2005' te  ilk şehidimiz  Fayık Arkadaş olur. Düşmanın hedefi gurubu imha etmektir, ama arkadaşların çabaları sonucu  ucuz atlatır.Gurupta bazı arkadaşlar" Haftanine geri" gelmek ister,fakat Agit arkadaş  ısrarlı bir şekilde düzenleme alanına geçmek için "ne yapılacaksa yaparak,geri dönmeden ilerleyeceğiz" deyip Cudi ye geçerler. Biz de arkadaşların" pusuya düştükleri" haberine ulaşmıştık.Gurubun durumunu çok merak ediyorduk ve böyle bir durumda geri geleceklerini düşünüyorduk. Hata bir grup arkadaş önlerine  yolladık. Bu arkadaşların geri geldiklerinde karşılamaları ve gereken desteği sunmaları için yollamıştık  . O gece  sabaha kadar bir haber gelir diye hepimiz bekledik. Fakat Agit arkadaşın gurubu gelmedi. Muhabere saatinde  Cudi deryasıyla  bağlantıya geçerek ,durumu anlamaya çalıştık." Agit arkadaşın grubunun yerine vardığını ve durumlarının da iyi olduğu" yönünde bilgi verdiler. Tekmilden sonra rahat bir nefes almıştık. Fakat pusu sırasında" bir arkadaşın da şahadete ulaştığını" aktardılar.  "guruptaki arkadaşların durumlarının  iyi olduğu ve gidilmesi gereken  yere doğru gideceklerini,  ısrarlarında kararlı olduklarını ve geri dönmeyeceklerini  belirtilerek en kısa sürede söylenen yere gidip pratik çalışmalara katılmak istediklerini dile getirdiler."

Pusu olayından sonra Agit arkadaş Mardin Eyaletine varır. Yerine ulaştığında;  Agit arkadaşla cihaz üzerinde bir konuşmamız oldu. Konuşmada Agit arkadaşa : "pusuya düştüğünüzde geri geleceğinizi düşündük fakat gelmediniz, neden kendinizi riske attınız?"  Agit arkadaşta " Biz pusuya düştüğümüzde biz de sizin  bizim için başka bir gurup yollayacağınızı tahmin etik  Ama biz geri dönüşü hiç aklımızdan geçirmedik. Çünkü varmamız gereken bir hedef vardı oraya varmalıydık.  İhanetçilere ve tasfiyeci (Ferhat,Botan )  kişiliklere karşı buradaki duruşumuz daha önemlidir. Şehit arkadaşlara  cevap olmayı  hep aklımdan geçirdim. Bu açıdan Botan da büyük bir pratik sahibi olacağım. Çünkü böyle bir süreçte  bizden beklenen, kolaya kaçıp geri dönmek değil ,neye mal olursa olsun örgütü  daha fazla güçlendirmek için yapılan planlamaya uymak ve hedefe ulaşmaktır."Cihaz başındaki tartışmalarımız bu çerçevede sürdü. Sonra başarma temenni ve dileklerimizi söyledikten sonra vedalaştık.  Haftanindeki arkadaşlar hepsi Agit arkadaşı  tanıyor ve onu çok seviyordu ,  büyük düzeyde  değer veriyorlardı. Agit arkadaş : saygıyı hak eden bir dava insanıydı.  Agit  bir nevi kendi sözleriyle , kendi duruşunu özetliyordu.Arkadaşın Mardine gitmesiyle  devamlı Haftanin gücü "  Agit arkadaş; acaba yerine ulaştı mı,  Durumu nasıldır?" diye merak ederek  sürekli soruyorlardı. Gitmesi gereken  alana  vardığını öğrenen Haftanin gücü çok  sevinmişti. PKK yapısında bir gerçeklik var  eğer bir insan her türlü görevi  severek yapıyorsa ve istekli davranıyorsa  etrafında bulunan savaşçı ya da komutan herkes  tarafından sevilir ve saygı görür.

 Pratikte sonuna kadar fedakar, çalışmalarda  programlı ve örgütsel işleyişlerde planlı duran Agit arkadaş ;askeri mantığa sahip, kurallı, disiplinli ve azimli bir savaşçıydı. Öğrenme arzusu olan, çaba ve bireysel çalışmalarına önem veren araştırmacı bir devrimciydi.   Agit arkadaş büyük bir kumutandı.

 Uzun bir Botan patriğinden sonra 2007 nin başında Agit arkadaş tekrardan Güney sahasına geçti.  O süreçte özelikle ciddi sağlık sorunları vardı. Tedavi amaçlı  bir dönem Zap alanında kalır ve   tedavisini görür.  2007 yılında  bende Zap alanındaydım.  Agit arkadaştan birkaç ay önce alana gelmiştim Agit arkadaşta tabur komutanı düzeyinde  cephemize gelmişti. Mahir Mirzo  da bulunan Ş. Rüstem taburunun başına  görevlendirilmişti.

Arkadaşı bir daha görmek sevindiriciydi.  Eskiden de  birbirimizi  tanıyorduk. O süreçte Zap cephesinde yoğun bir seferberlik  içindeydik. Jeneratörler, hiltiler dinamitleri tepelere çıkartmış kanal tünel işlerinde kullanmak için kazma kürek kuşanmıştık. Bu gibi faaliyetlerde,böyle kapsamlı bir mevzilenme anlayışında, Agit arkadaş gibi tecrübeli yöneticiler lazımdır.Mevzilenmeden tutalım üstlenme alanlarına kadar, planlamamıza katkı sunacak bir arkadaştı . Bu arada olağan üstü dönemlerden geçiyor, düşman yoğun bir hazırlık süreci içinde ve kapsamlı operasyon yapacak bilgileri de geliyordu, operasyonun olacağı yönünde genel göçlerimizi uyardık. Başta  belirttiğimiz gibi Agit arkadaş  savaş tecrübesi olan, bir kumutandı.  Mücadeleye gönülden bağlıydı, her yönden çok büyük  destek sunacağı beliydi.  

T,C devleti Önderliği zehirleme gibi kirli girişimleri devreye koymuştu . Bu olayı  toplantılarda sürekli yapısına şu şekilde aktarıyordu " Eğer bu zehirleme  durum devam ederse, bizde T.C devletine karşı  yaşam alanı bırakmayacağız ve önderliğimize bir şey olursa yaşamın da bir anlamı kalmayacağını" söylüyordu. Agit arkadaş: örgütün  sürece yönelik perspektiflere ve talimatlara  en fazla anlam  verip pratiğe geçirmeye çalışır,  örgütün yapacağı eylemlere katılma  o hamlenin içinde muhakkak yer bulmak isterdi. Oremar örneğinde olduğu gibi kendi önerisi dahilinde bu eyleme katıldı ve bu eylemin başarısında da  aktif rolünü oynadı. 

Agit arkadaş Zap direnişi süreci içinde yerini  alır ve taburunda yer alan arkadaşlara büyük desteği olur.Moral ve  motivasyon  yönünde yapısını hep heyecanlı tutardı. Genel operasyon hazırlıklarının  bizzat kendisi üstünde durarak, mevzilenmeyi o sağlıyor hazırlıkları gözden geçiriyor,düşmana nereden  daha iyi darbe vururuz yoğunlaşmasıyla, taktik yöntemleri   üstünde derinleşiyordu.Agit gerektiği yerde kumutan gerektiği yerde savaşçı bir insandı.Kanalların, mevzilerin yapılmasında bizzat  yer alan,fedakar ve emekçi  bir arkadaştı.

Operasyon başlamadan önce 15.Şubata biz de Agit arkadaşın  taburuna   ziyarete gidip orda ki taburun genel  yönetimiyle tartışmalar yürüttük. Daha çok güvenlik noktaları üstünde konuşup  fikir belirtik.Toplantıda : İlk söz hakkını  Agit arkadaş  almıştı " Kışın ortasında olduğumuz için havalar çok soğuk,  karın metreleri bulması   imkanlarımızı kısıtlar. Biz bir an önce hazırlıklara başlamalıyız.Bir yandan eğitimlerimizi  sürdürürken,  diğer yandan da   karla kapanmış mevzileri açabiliriz.Bu dönem de  dışarıda kalabiliriz,o açıdan arkadaşlar fedakarlık yapsınlar.Operasyon ne zaman başlarsa başlasın, hangi ayda olursa olsun, biz hazırlıklarımızı en üst düzeye çıkarmalıyız" diyordu. O toplantıda bir arkadaşta söz alarak : " biz her yıl intişara çıkıyoruz, ama ben inanmıyorum bu zamanda ve bu koşularda düşmanın  bir operasyonu olsun" demesi  üzerine  Agit, tekrardan söz hakkı alarak " Bizim operasyonun olup olmayacağını yada ne zaman olacağını tartışmak yerine, her zaman hazır olmalıyız ve bu bizim bir görevimizdir. Belki havalar soğuk olabilir, kardan dolayı  üslenmede zorlanmalar çıkabilir,  fakat bizim bu fedakarlığı göstermemiz gerekir. Fedai ruh halini hep  diri tutmalıyız. Biz bu dağlara geldiğimizde rahat ve  kolay bir  yaşamı yaşamaya gelmemişiz. Belki gerillada zorluklar hep  vardır ve  katlanılması gereken  ne olursa  olsun biz görevlerimizi yerine getireceğiz.  Kürt halkının Özgürlüğü için buradayız. Ölüme de hazırız." dedikten sonra, toplantı o temelde sonuçlandı.

Arkadaşlar intişara  çıktıktan sonra , kısa sürede operasyon; 20 Şubat ta hava saldırılarıyla başladı. Öncesinde zaten devamlı her tür ağır silah (top, havan,keşif uçağı v.b) gibi teknik kullanılıyordu. Zap alanına yoğun bir şekilde hava saldırıları yapıyordu. Genel o saldırılara rağmen hiçbir kaybımız  olmadı. Operasyon başlamadan önce, akşam bizlere saldırı olacağı bilgisi gelmişti  ve biz de Agit arkadaşa  durumu aktardık ve   Agit arkadaş  kendi denetiminde olan, bütün arkadaşları bilgilendirdi ,  o anda  bizimle cihaz bağlantısı kurarak " hava saldırılarının yoğunluğundan kaynaklımı acaba bir saldırı olacağı düşünülüyor " diye sordu, bizde yok kesin bir bilgi var Zapta bir operasyon olacak dedik. Düşmanın Çele den çıktığını ve  akşam saat 20-21 arasında harekete geçtiğini söyledik ve Agit arkadaşta bu bilgiler temelinde "kendi denetiminde olan bütün gücü uygun şekilde mevzilendirdiğini"  belirti. Operasyonun  çıkmasıyla   Çiyaye Reşte saat 12-13 arası çatışmalar başladı. Orası da sınıra çok yakın bir alandı. Çatışmalar başladığında Agit arkadaş gene bağlantı kurup  Çiyaye Reşteki arkadaşların durumunu sordu ben de  arkadaşların  durumlarının  şimdilik  iyi olduğunu söyledim. Zap direnişinde düşman güçlerine en ağır darbeyi vuran ve düşmanın gözünü korkutan bizim Çiyaye Reşteki arkadaşlardı. Zap direnişinin hazırlık aşamasında yer alan arkadaşların bir sloganı vardı "Düşmanın  gelişi olabilir  sadece ölümü görecektir, fakat asla Zapa ayak basamayacaktır." Agit arkadaşta gene cihaz üzerinde bağlantı kurarak, bize Çiyaye Reşteki arkadaşlara "bizim bir sloganımız var o çerçevede düşmanı karşılamalılar.  Zap onurumuzdur onur hiçbir zaman ayaklar altına alınamaz "  espri yaparak hatırlamamızı  istedi.  Agit arkadaş operasyon sürecinde esprilerle ve yüksek moraliyle etrafa güç ve moral kazandırıyordu. Sonra devam ederek " düşmanın buradan ilerleyebilmesi  için önce  bizim  üstümüzden geçmesi gerek, bu da boş bir hayaldir  asla Zap alanına giremeyecekler" diyordu.

operasyonun ikinci  günde Agit arkadaşın:  taburu  savaşa girdi. Taburun içinde olan  arkadaşlar,  büyük bir cesaret ve fedakarlık göstererek  kar  kış ve  aşırı  soğuk demeden Karda yanan ayaklara  aldırış etmeden direndiler. çoğunlukla  arkadaşlar  yeni   olmasına rağmen hiçbiri bireysel istemde bulunmadı. Tek talepleri cephane eksik olmasındı.  Agit arkadaşın verdiği enerji ve gösterdiği cesaretten dolayı bütün güçlerimiz için moral kaynağı oluyordu. Genel arkadaşlar o açıdan ön  cephede savaşmak için adeta  yarışıyorlardı.

Agit arkadaşın   taburu  savaşa çok iyi hazırlamıştı.  Her zaman bağlantı içindeydik ve bir keresinde benimle bağlantı kurarak " Hewal bizde biraz sıkıntı var, taburda olan Arkadaşlar  ön cepheye gitmek için aşırı dayatıyorlar , ön cephede olan arkadaşlarda yerlerini bırakmayacağı yönünde direnerek, dinlenmek istemediklerini  ve yer değiştirmemekte dayatıyorlar " diye belirtmişti.Tabii böyle bir ortamda isteğe saygı duymak lazımdı. Zap direnişinin zaferle sonuçlanması:  düşmanın ağır darbeler alarak geri çekilmesinden sonra Agit arkadaş  bir değerlendirmesinde "Heval  benim anlamadığım şey  T.C devleti aklını yitirmişti bu sert koşularda 12 ay biz bu dağlarda  yaşıyoruz ve alışmışız, fakat bunlar nelerine güvenerek saldırıya geçiyorlar"  diye belirtiyordu…

Bir süre Zap ta kaldıktan sonra, Agit arkadaş 2009 baharında  Hakki Karer  Akademisine kurul düzeyinde  Eğitime katıldı. Eğitimi tamamlandıktan sonra,eğitime katılan çoğu arkadaşların düzenlenmesi kuzey alanlarına  yapılınca   Agit arkadaşta ısrarla Botana (Mardine ) gene gitmek istediğini söyledi.  Ana karargah yönetimi  defalarca arkadaşla konuşarak "önerini şimdilik kabul etmiyoruz" dese de " beli bir süre daha güneyde kalmasını" söylemelerine rağmen  Agit arkadaş  ikna olmadı.Önerisinde ısrar etti. Agit arkadaşın ısrarları sonucu isteği yerine gelerek, önerisi kabul edildi.2009 da tekrardan Mardin alanına geçti. Yine büyük bir iddia ile pratiğe yöneldi. Mardin alanında büyük bir istekle genel çalışmalara katıldı.  Gittiği süreçte oynaması, gereken rolü oynadı , üzerine düşen görevleri de layıkıyla yerine getirip  Büyük  mücadele insanı olduğunu gösterdi.   Yoldaşlığın timsaliydi. Mardin de oyla bir arkadaş  mayın patlaması sonucu şehit düştü.Agit arkadaşın şahadet haberi bize iletildiğinde büyük bir acı içimize düştü. Agid i kaybetmek çok ağırdı. O gün Agidi tanıyan bir arkadaş, onu rüyasında gördüğünü ve rüyasında " ormanlar yanıyordu,otlar tutuşuyordu  Agit arkadaş  cihaz başında, ateşin ortasında kalmış, sadece bize bakıp gülümsüyordu, ona gel diyorduk o cihazla bağlantı kuruyordu" işte o andı Agit, ateşin içindeydi  ateşi içine almıştı ve Agit ateş olmuştu, ve bu ateş  özgürlük meşalesi gibi her daim  yanacaktır. Eylülün 17siydi ayrılış ; yaprakların solduğu  ve hüzünlü göçmen kuşların  hüzünlü soluğunda bir veda tınısı yankılanıyordu   Agit te sonbaharda hain bir mayın sonucu bizi bıraktı. Elveda değerli yoldaşım seni hep arayacağız.

Bütün şehitlerimiz büyük kahramanlıklarla ve fedakarlıklarla yaptıklarıyla   çok şey bıraktılar.Her PKK militanının da bu esaslar üzerine   Önder APO' yu  özgürleştirmeden ve  Kürt halkı özgürleşmeden  Halkımızın,Toprağımızın ve Vatanımızın  özgürlüğü için yaşanacak her şahadet  onur ve şereftir. Şehitlerimizin izinde yürüyelim  ve kazanalım.

Fazıl Botan