Ölümün selsizliğine gömülmüş, adeta ölüm döşeğinde ölümünü bekleyen bir halk gerçekliği vardı. Paşalar güya "meftun Kürdistan burada mahkumdur" diyorlardı. Soykırımın izleri, daha tazeydi bu coğrafyalarda. Zilan , Dersim, Ağrı vb. Bu soykırımlara karşı Dünya-Alem sağır sultana oynuyordu. Kürtlerde etrafını görmeyecek kadar kör,sağır ve dilsiz bırakılmışlardı. Yaşam adeta durmuştu.Her şey yasaktan ibaretti,buzlanmış bir gerçeklik vardı. Taki biriken acıların bir kıvılcımla tutuşup ateş gürleşene kadar.O ateş her yeri sardı.Büyüdü her yeri içine aldı.Umut oldu, kurtuluşun yolu oldu.Herkes Özgürlüğünü orada buldu . Buzları eritip sel oldu, Pınardan akan sular setlere aldırış etmeden okyanuslara doğru büyüdü.Damladan nehirlere, nehirden denizlere aktı ve hala akmaya devam ediyor. Yasaklanmış özgürlük şarkılarını haykırıyor ve ateş etrafında halaya tutulmuş, katılarak büyüyor her yerden bu halaya koşuluyor, Bölük-bölük Kürdistan'ın her yerinden Dağlara akınlar oluyordu.
Agit arkadaşta:Kürt halkının özgürlüğünü PKK hareketinde görerek bir gurup arkadaşıyla beraber saflara katılır. 1993 yılı Kürt gençleri için adeta bir katılım seferberliğidir.Agit arkadaş, Suriye üzeri gurubuyla Önderlik sahasına geçer. Bir dönem Masum Korkmaz Akademisinde, eğitim görerek kuzey sahasına geçmek için kendini hazırlar.Akademideki arkadaşların geneli eski olduğu için onun açısından büyük bir avantaj olur bu ortam. Burada her konuyu detaylı olarak ele alıyor ve değerlendiriyor.Pratiğe yeni katılan bir savaşçı için bulunmaz bir ortamdır.Önderliği görmek ve yanında eğitim görmek, yeni bir arkadaş için müthiş ve bulunmaz bir durumdur.Kapsamlı bir başlangıç ve onun zeminini bulmak için tam yerini bulmuştu. Agit arkadaş: Önderlik sahasında o süreci iyi değerlendirip Kuzeyin yolunu tutar.
Agit arkadaş Zagros Eyaletin de pratiğe aktif düzeyde katılır.Özgürlük mücadelesindeki pratiğinin genelini Zagros Eyaletin de yürütür. Zagros Eyaletinin pratik çalışmaları zor şartlara sahip bir yerdir.Bu eyaletimiz zor ve asiliğiyle bilinir.Zagros eyaletinde başarılı bir pratik ve performans sergileyen arkadaşlar her alanda başarılı bir pratik sürdürebilir demektir. Agit arkadaşta uzun bir süre bu alanda kalır. Uzun bir pratikten sonrada 2003 sonbaharında bir eğitim devresine katılım amaçlı Eyaletten ayrılır. Mahsun Korkmaz eğitim devresinden mezun oluktan sora kendi önerisi dahilinde düzenlemesi tekrar Botan Eyaletine olur. Güçlerimizin geneli güneyde konumlandığı için Haftanin bölgesine geçer. Ben de o zaman haftanin bölgesinde bulunduğum için Agit arkadaşla orda tanıştık.Agit arkadaş Bölgeye bölük komutanı düzeyinde pratiğe katılır.Genel Haftanin çalışma faaliyetlerine yoğun bir şekilde başlar.
2003 yılı; her açıdan yoğun bir dönemdi. Bu süreç tasfiyecilerin kendilerini yoğun dayattığı döneme denk geliyordu.Ağır bir süreçti. Ferhat ,Botan kişiliklerinin şahsında çete anlayışları kendini dayatıyordu. Tabii o zatlar da Kürt özgürlük mücadelesinin itinayla oluşturduğu değerleri, kazanımları yok etmek için ellerinden geleni yaptılar. Hedefleri bu değerleri ele geçirip pazarlama mantığına dayalı olmakla birlikte, PKK hareketini Önderlik gerçeğinden uzaklaştırmak temelindeydi . Bu dönemde,örgütte yaşanan bu durumları, Agit arkadaşla; tasfiyeci zihniyet, üzerine sık-sık tartışmalar yürütüyorduk. Agit arkadaş kendi açısından tasfiyecilere karşı tutumunu net ortaya koyuyordu , "Her ne olursa olsun hiç kimse özgürlük mücadelemize zarar veremeyecektir , Önderlik çizgisi dışında hiç bir eğilime yer yoktur, çabaları da yersiz ve sonuçsuzdur. Apocu militan kişiliğinin asıl görevi , tüm tasfiyeci girişim ve eğilimlere karşı durmaktır Önder APO bizi bu düzeye getirdi, biz de Önderliğin çizgisini her ne pahasına olursa olsun korumalı ve savunmalıyız" diye dile getiriyordu. Agit arkadaş: sürekli önüne verilen görevleri, Apocu militan tarzıyla, üstünde titizlilikle ve sorumlulukla duran, gerektiği gibi görevleri eksiksiz yerine getiren ve daha fazla kendisini katan bir arkadaştı. 2003 yılı gibi bir süreçte tasfiyeci şahsiyetlerin amaçları ve nereye ulaşmak istedikleri noktayı, yapısıyla tartışıp kavratma temelinde yoğun çaba sarf ederdi.
Agit arkadaşı tanımlamaya çalışmak istesem de bunun yeterli olamayacağı aşikardır. Her zaman en önde yer alan bir militanın duygu ve düşüncesini özgürlüğün arayışıyla o anı yaşayan biri bilebilir bunu. Agit arkadaşa baktığında, tüm yoğunlaşması örgütü daha iyi tanımak ve askeri çizgide daha fazla derinleşmek üzerineydi. Örgütü tanımayan, ya da kavramada ve anlamada zorluk çeken yeni arkadaşların , düzenlemeleri sırasında, kendi kaldığı alana ister, bütün çabasıyla o arkadaşı kazanmaya çalışırdı. Agit etrafına saygı ve sevgiyi yayan, "bir bireyle gerekirse üç saat; olmadı mı üçüyüz saat konuşuruz" geleneğinden gelen mütevazi bir yoldaştı. Kavratma esas çalışmasıydı. Bu tutum yanındaki arkadaşlarını güçlendiriyordu. O yoğun süreçte örgütün görev ve sorumluluklarını kolaya ya da zora bakmadan her zaman omuzlayan duruşa sahipti.
İki yıl Haftaninde kaldıktan sonra önerisi daha çok kuzey sahalarına gitme yönünde olur.Bu çerçevede yoğunlaşmış ve kuzeye geçmek için hazırlanmıştı. Artık Agit arkadaşın düzenlemesi bu doğrultuda yapıldı. Daha fazla içeriye doğru düzenlendi. Mardin alanına düzenlemesi yapıldı. Alana geçiş sırasında Agit arkadaşında bulunduğu grup pusuya düşüyor, pusuya düştüklerinde,Fayık arkadaş şehit düşüyor. 1 Ocak 2005' te ilk şehidimiz Fayık Arkadaş olur. Düşmanın hedefi gurubu imha etmektir, ama arkadaşların çabaları sonucu ucuz atlatır.Gurupta bazı arkadaşlar" Haftanine geri" gelmek ister,fakat Agit arkadaş ısrarlı bir şekilde düzenleme alanına geçmek için "ne yapılacaksa yaparak,geri dönmeden ilerleyeceğiz" deyip Cudi ye geçerler. Biz de arkadaşların" pusuya düştükleri" haberine ulaşmıştık.Gurubun durumunu çok merak ediyorduk ve böyle bir durumda geri geleceklerini düşünüyorduk. Hata bir grup arkadaş önlerine yolladık. Bu arkadaşların geri geldiklerinde karşılamaları ve gereken desteği sunmaları için yollamıştık . O gece sabaha kadar bir haber gelir diye hepimiz bekledik. Fakat Agit arkadaşın gurubu gelmedi. Muhabere saatinde Cudi deryasıyla bağlantıya geçerek ,durumu anlamaya çalıştık." Agit arkadaşın grubunun yerine vardığını ve durumlarının da iyi olduğu" yönünde bilgi verdiler. Tekmilden sonra rahat bir nefes almıştık. Fakat pusu sırasında" bir arkadaşın da şahadete ulaştığını" aktardılar. "guruptaki arkadaşların durumlarının iyi olduğu ve gidilmesi gereken yere doğru gideceklerini, ısrarlarında kararlı olduklarını ve geri dönmeyeceklerini belirtilerek en kısa sürede söylenen yere gidip pratik çalışmalara katılmak istediklerini dile getirdiler."
Pusu olayından sonra Agit arkadaş Mardin Eyaletine varır. Yerine ulaştığında; Agit arkadaşla cihaz üzerinde bir konuşmamız oldu. Konuşmada Agit arkadaşa : "pusuya düştüğünüzde geri geleceğinizi düşündük fakat gelmediniz, neden kendinizi riske attınız?" Agit arkadaşta " Biz pusuya düştüğümüzde biz de sizin bizim için başka bir gurup yollayacağınızı tahmin etik Ama biz geri dönüşü hiç aklımızdan geçirmedik. Çünkü varmamız gereken bir hedef vardı oraya varmalıydık. İhanetçilere ve tasfiyeci (Ferhat,Botan ) kişiliklere karşı buradaki duruşumuz daha önemlidir. Şehit arkadaşlara cevap olmayı hep aklımdan geçirdim. Bu açıdan Botan da büyük bir pratik sahibi olacağım. Çünkü böyle bir süreçte bizden beklenen, kolaya kaçıp geri dönmek değil ,neye mal olursa olsun örgütü daha fazla güçlendirmek için yapılan planlamaya uymak ve hedefe ulaşmaktır."Cihaz başındaki tartışmalarımız bu çerçevede sürdü. Sonra başarma temenni ve dileklerimizi söyledikten sonra vedalaştık. Haftanindeki arkadaşlar hepsi Agit arkadaşı tanıyor ve onu çok seviyordu , büyük düzeyde değer veriyorlardı. Agit arkadaş : saygıyı hak eden bir dava insanıydı. Agit bir nevi kendi sözleriyle , kendi duruşunu özetliyordu.Arkadaşın Mardine gitmesiyle devamlı Haftanin gücü " Agit arkadaş; acaba yerine ulaştı mı, Durumu nasıldır?" diye merak ederek sürekli soruyorlardı. Gitmesi gereken alana vardığını öğrenen Haftanin gücü çok sevinmişti. PKK yapısında bir gerçeklik var eğer bir insan her türlü görevi severek yapıyorsa ve istekli davranıyorsa etrafında bulunan savaşçı ya da komutan herkes tarafından sevilir ve saygı görür.
Pratikte sonuna kadar fedakar, çalışmalarda programlı ve örgütsel işleyişlerde planlı duran Agit arkadaş ;askeri mantığa sahip, kurallı, disiplinli ve azimli bir savaşçıydı. Öğrenme arzusu olan, çaba ve bireysel çalışmalarına önem veren araştırmacı bir devrimciydi. Agit arkadaş büyük bir kumutandı.
Uzun bir Botan patriğinden sonra 2007 nin başında Agit arkadaş tekrardan Güney sahasına geçti. O süreçte özelikle ciddi sağlık sorunları vardı. Tedavi amaçlı bir dönem Zap alanında kalır ve tedavisini görür. 2007 yılında bende Zap alanındaydım. Agit arkadaştan birkaç ay önce alana gelmiştim Agit arkadaşta tabur komutanı düzeyinde cephemize gelmişti. Mahir Mirzo da bulunan Ş. Rüstem taburunun başına görevlendirilmişti.
Arkadaşı bir daha görmek sevindiriciydi. Eskiden de birbirimizi tanıyorduk. O süreçte Zap cephesinde yoğun bir seferberlik içindeydik. Jeneratörler, hiltiler dinamitleri tepelere çıkartmış kanal tünel işlerinde kullanmak için kazma kürek kuşanmıştık. Bu gibi faaliyetlerde,böyle kapsamlı bir mevzilenme anlayışında, Agit arkadaş gibi tecrübeli yöneticiler lazımdır.Mevzilenmeden tutalım üstlenme alanlarına kadar, planlamamıza katkı sunacak bir arkadaştı . Bu arada olağan üstü dönemlerden geçiyor, düşman yoğun bir hazırlık süreci içinde ve kapsamlı operasyon yapacak bilgileri de geliyordu, operasyonun olacağı yönünde genel göçlerimizi uyardık. Başta belirttiğimiz gibi Agit arkadaş savaş tecrübesi olan, bir kumutandı. Mücadeleye gönülden bağlıydı, her yönden çok büyük destek sunacağı beliydi.
T,C devleti Önderliği zehirleme gibi kirli girişimleri devreye koymuştu . Bu olayı toplantılarda sürekli yapısına şu şekilde aktarıyordu " Eğer bu zehirleme durum devam ederse, bizde T.C devletine karşı yaşam alanı bırakmayacağız ve önderliğimize bir şey olursa yaşamın da bir anlamı kalmayacağını" söylüyordu. Agit arkadaş: örgütün sürece yönelik perspektiflere ve talimatlara en fazla anlam verip pratiğe geçirmeye çalışır, örgütün yapacağı eylemlere katılma o hamlenin içinde muhakkak yer bulmak isterdi. Oremar örneğinde olduğu gibi kendi önerisi dahilinde bu eyleme katıldı ve bu eylemin başarısında da aktif rolünü oynadı.
Agit arkadaş Zap direnişi süreci içinde yerini alır ve taburunda yer alan arkadaşlara büyük desteği olur.Moral ve motivasyon yönünde yapısını hep heyecanlı tutardı. Genel operasyon hazırlıklarının bizzat kendisi üstünde durarak, mevzilenmeyi o sağlıyor hazırlıkları gözden geçiriyor,düşmana nereden daha iyi darbe vururuz yoğunlaşmasıyla, taktik yöntemleri üstünde derinleşiyordu.Agit gerektiği yerde kumutan gerektiği yerde savaşçı bir insandı.Kanalların, mevzilerin yapılmasında bizzat yer alan,fedakar ve emekçi bir arkadaştı.
Operasyon başlamadan önce 15.Şubata biz de Agit arkadaşın taburuna ziyarete gidip orda ki taburun genel yönetimiyle tartışmalar yürüttük. Daha çok güvenlik noktaları üstünde konuşup fikir belirtik.Toplantıda : İlk söz hakkını Agit arkadaş almıştı " Kışın ortasında olduğumuz için havalar çok soğuk, karın metreleri bulması imkanlarımızı kısıtlar. Biz bir an önce hazırlıklara başlamalıyız.Bir yandan eğitimlerimizi sürdürürken, diğer yandan da karla kapanmış mevzileri açabiliriz.Bu dönem de dışarıda kalabiliriz,o açıdan arkadaşlar fedakarlık yapsınlar.Operasyon ne zaman başlarsa başlasın, hangi ayda olursa olsun, biz hazırlıklarımızı en üst düzeye çıkarmalıyız" diyordu. O toplantıda bir arkadaşta söz alarak : " biz her yıl intişara çıkıyoruz, ama ben inanmıyorum bu zamanda ve bu koşularda düşmanın bir operasyonu olsun" demesi üzerine Agit, tekrardan söz hakkı alarak " Bizim operasyonun olup olmayacağını yada ne zaman olacağını tartışmak yerine, her zaman hazır olmalıyız ve bu bizim bir görevimizdir. Belki havalar soğuk olabilir, kardan dolayı üslenmede zorlanmalar çıkabilir, fakat bizim bu fedakarlığı göstermemiz gerekir. Fedai ruh halini hep diri tutmalıyız. Biz bu dağlara geldiğimizde rahat ve kolay bir yaşamı yaşamaya gelmemişiz. Belki gerillada zorluklar hep vardır ve katlanılması gereken ne olursa olsun biz görevlerimizi yerine getireceğiz. Kürt halkının Özgürlüğü için buradayız. Ölüme de hazırız." dedikten sonra, toplantı o temelde sonuçlandı.
Arkadaşlar intişara çıktıktan sonra , kısa sürede operasyon; 20 Şubat ta hava saldırılarıyla başladı. Öncesinde zaten devamlı her tür ağır silah (top, havan,keşif uçağı v.b) gibi teknik kullanılıyordu. Zap alanına yoğun bir şekilde hava saldırıları yapıyordu. Genel o saldırılara rağmen hiçbir kaybımız olmadı. Operasyon başlamadan önce, akşam bizlere saldırı olacağı bilgisi gelmişti ve biz de Agit arkadaşa durumu aktardık ve Agit arkadaş kendi denetiminde olan, bütün arkadaşları bilgilendirdi , o anda bizimle cihaz bağlantısı kurarak " hava saldırılarının yoğunluğundan kaynaklımı acaba bir saldırı olacağı düşünülüyor " diye sordu, bizde yok kesin bir bilgi var Zapta bir operasyon olacak dedik. Düşmanın Çele den çıktığını ve akşam saat 20-21 arasında harekete geçtiğini söyledik ve Agit arkadaşta bu bilgiler temelinde "kendi denetiminde olan bütün gücü uygun şekilde mevzilendirdiğini" belirti. Operasyonun çıkmasıyla Çiyaye Reşte saat 12-13 arası çatışmalar başladı. Orası da sınıra çok yakın bir alandı. Çatışmalar başladığında Agit arkadaş gene bağlantı kurup Çiyaye Reşteki arkadaşların durumunu sordu ben de arkadaşların durumlarının şimdilik iyi olduğunu söyledim. Zap direnişinde düşman güçlerine en ağır darbeyi vuran ve düşmanın gözünü korkutan bizim Çiyaye Reşteki arkadaşlardı. Zap direnişinin hazırlık aşamasında yer alan arkadaşların bir sloganı vardı "Düşmanın gelişi olabilir sadece ölümü görecektir, fakat asla Zapa ayak basamayacaktır." Agit arkadaşta gene cihaz üzerinde bağlantı kurarak, bize Çiyaye Reşteki arkadaşlara "bizim bir sloganımız var o çerçevede düşmanı karşılamalılar. Zap onurumuzdur onur hiçbir zaman ayaklar altına alınamaz " espri yaparak hatırlamamızı istedi. Agit arkadaş operasyon sürecinde esprilerle ve yüksek moraliyle etrafa güç ve moral kazandırıyordu. Sonra devam ederek " düşmanın buradan ilerleyebilmesi için önce bizim üstümüzden geçmesi gerek, bu da boş bir hayaldir asla Zap alanına giremeyecekler" diyordu.
operasyonun ikinci günde Agit arkadaşın: taburu savaşa girdi. Taburun içinde olan arkadaşlar, büyük bir cesaret ve fedakarlık göstererek kar kış ve aşırı soğuk demeden Karda yanan ayaklara aldırış etmeden direndiler. çoğunlukla arkadaşlar yeni olmasına rağmen hiçbiri bireysel istemde bulunmadı. Tek talepleri cephane eksik olmasındı. Agit arkadaşın verdiği enerji ve gösterdiği cesaretten dolayı bütün güçlerimiz için moral kaynağı oluyordu. Genel arkadaşlar o açıdan ön cephede savaşmak için adeta yarışıyorlardı.
Agit arkadaşın taburu savaşa çok iyi hazırlamıştı. Her zaman bağlantı içindeydik ve bir keresinde benimle bağlantı kurarak " Hewal bizde biraz sıkıntı var, taburda olan Arkadaşlar ön cepheye gitmek için aşırı dayatıyorlar , ön cephede olan arkadaşlarda yerlerini bırakmayacağı yönünde direnerek, dinlenmek istemediklerini ve yer değiştirmemekte dayatıyorlar " diye belirtmişti.Tabii böyle bir ortamda isteğe saygı duymak lazımdı. Zap direnişinin zaferle sonuçlanması: düşmanın ağır darbeler alarak geri çekilmesinden sonra Agit arkadaş bir değerlendirmesinde "Heval benim anlamadığım şey T.C devleti aklını yitirmişti bu sert koşularda 12 ay biz bu dağlarda yaşıyoruz ve alışmışız, fakat bunlar nelerine güvenerek saldırıya geçiyorlar" diye belirtiyordu…
Bir süre Zap ta kaldıktan sonra, Agit arkadaş 2009 baharında Hakki Karer Akademisine kurul düzeyinde Eğitime katıldı. Eğitimi tamamlandıktan sonra,eğitime katılan çoğu arkadaşların düzenlenmesi kuzey alanlarına yapılınca Agit arkadaşta ısrarla Botana (Mardine ) gene gitmek istediğini söyledi. Ana karargah yönetimi defalarca arkadaşla konuşarak "önerini şimdilik kabul etmiyoruz" dese de " beli bir süre daha güneyde kalmasını" söylemelerine rağmen Agit arkadaş ikna olmadı.Önerisinde ısrar etti. Agit arkadaşın ısrarları sonucu isteği yerine gelerek, önerisi kabul edildi.2009 da tekrardan Mardin alanına geçti. Yine büyük bir iddia ile pratiğe yöneldi. Mardin alanında büyük bir istekle genel çalışmalara katıldı. Gittiği süreçte oynaması, gereken rolü oynadı , üzerine düşen görevleri de layıkıyla yerine getirip Büyük mücadele insanı olduğunu gösterdi. Yoldaşlığın timsaliydi. Mardin de oyla bir arkadaş mayın patlaması sonucu şehit düştü.Agit arkadaşın şahadet haberi bize iletildiğinde büyük bir acı içimize düştü. Agid i kaybetmek çok ağırdı. O gün Agidi tanıyan bir arkadaş, onu rüyasında gördüğünü ve rüyasında " ormanlar yanıyordu,otlar tutuşuyordu Agit arkadaş cihaz başında, ateşin ortasında kalmış, sadece bize bakıp gülümsüyordu, ona gel diyorduk o cihazla bağlantı kuruyordu" işte o andı Agit, ateşin içindeydi ateşi içine almıştı ve Agit ateş olmuştu, ve bu ateş özgürlük meşalesi gibi her daim yanacaktır. Eylülün 17siydi ayrılış ; yaprakların solduğu ve hüzünlü göçmen kuşların hüzünlü soluğunda bir veda tınısı yankılanıyordu Agit te sonbaharda hain bir mayın sonucu bizi bıraktı. Elveda değerli yoldaşım seni hep arayacağız.
Bütün şehitlerimiz büyük kahramanlıklarla ve fedakarlıklarla yaptıklarıyla çok şey bıraktılar.Her PKK militanının da bu esaslar üzerine Önder APO' yu özgürleştirmeden ve Kürt halkı özgürleşmeden Halkımızın,Toprağımızın ve Vatanımızın özgürlüğü için yaşanacak her şahadet onur ve şereftir. Şehitlerimizin izinde yürüyelim ve kazanalım.
Fazıl Botan