HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

havanGünümüz dünyasında devlet ciddiyetinden uzak, siyasi bilinçten yoksun ülkeler arasında herhangi bir sıralama yapılsa Türkiye kaçıncı sırada yer alır?

Bu soruya verilecek cevap; aslında içinde bulunulan sürece ve var olan tehlikelere karşı da temel yaklaşımın ölçüsü olacaktır.

Böyle bir soruya bugün Türkiye’nin yüzde ellisi, yani yarısından fazlası olumlu cevap vermez!

Son birkaç aydır hem iç siyasette, hem de dış siyasette-diplomasi de ortaya çıkanlara baktığımızda; kelimenin tam anlamıyla bu ülke de ne devlet ciddiyeti kalmıştır, ne de siyasi bilinç hali vardır.

Bunun temel nedenleri üzerine bazı çevrelerden, belirli tespitler geliyor; kimisi kendini kaybetme diyor, kimisi ise sınırsız bir özgüven olarak durumu kotarmaya çalışıyor…

Elbette ortaya çıkan bu Türkiye tablosunun temel sorumlusu; AKP’dir!

Onun yürüttüğü siyaset ve uyguladığı pratik politika sonucunda bugün içte yaşadığı çatışmalara rağmen bölgede de ciddi bir savaşın eşiğine gelmiştir Türkiye!

Ama var olan bu durumu sadece AKP’yle ilintilendirmek, sadece onun basiretsizliği olarak açıklamaya çalışmak elbette yetersiz olacaktır.

Son birkaç gündür; Suriye konusunda yaşananlara baktığımızda bile devlet ciddiyetinin ve siyasi bilincin sadece yönetenle sınırlı olamayacağını anlıyoruz.

Akçakale denilen muamma olayın ardından bu ülke her haliyle ve tüm kesimleriyle akıl tutulması yaşamıştır.

Bu dönemi iyi götürmeye ve kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirmeye çalışan ise AKP olmuştur. Bu haliyle AKP’yi eleştirmek ve onu yermek tek başına yetersizdir.

Çünkü memleket her haliyle demokratik kanalları kullanamadığı gibi pratik politikanın gereklerine göre refleks göstermekten de oldukça uzak bir pozisyonda kalmıştır.

Mesela Suriye konusunda atış yapıldığı iddia ediliyor ve daha aydınlatılmadan bu olay; mecliste savaş kararı alınıyor!

Ondan sonra da deniliyor ki; “biz savaşmak istemiyoruz, sadece caydırmak için bu kararı aldık”…

-Oldu biz de yedik, derler adama…

Mozambik’te bile böyle bir şey olsa; böyle bir siyasi süreç başlatılmaz!

Daha derli toplu ve daha oturaklı bir devlet ve toplum yaklaşımı ortaya çıkar. Yani böyle başına buyruk ve belli bir zümrenin dışında kalanların dumurda olduğu bir tablo kesinlikle yaşanmaz.

Her şeyden önce şu gerçek var ortada; boru değil, havan topu bu… Gerçi her ne kadar benzeri tepkiyi F4 meselesinde göstermemiş olsa da Türkiye, şimdi bir karar aldı.

Bu kararın gereği nedir; savaş!

Bunun üzerine toplum ayıklama başladığında ve haklı olarak da, “nereden çıktı bu savaş rüzgarları” diye sorulmaya başlandığında;

Ya işte biz savaşmak istemiyoruz, onları korkutmak ve caydırmak için bu kararı aldık denilir mi hiç?

Böyle denilse bile buna hiç iltimas gösterilir mi?

Belirli çevreler bu durumun üzerine daha güçlü gitmedikçe ve savaşın çığırtkanlığına soyundukça, yarın öbür gün gerçekten de savaşın içine girse Türkiye bunlar ne yapacak?

Devlet ciddiyetinde ve siyasi bilincinde bir karar alınmadan önce muhakkak yukarıdaki sorulara ve onların onlarca türevine cevaplar aranır.

Hele hele konu savaş olduğunda!

Dengelere bakılır, ihtilaflara bakılır, koşulların tüm faktörleri göz önünde bulundurulur, kimin dost, kimin tost(!) olduğuna bakılır…

Ama gerçekten de konu savaş olursa.

Yoksa böyle ciddiyetsiz bir şekilde önce kararını alıp, ardından da “biz onları korkutmak, caydırmak için böyle bir karar aldık” denilirse, bu kararın ve çıkartılan tezkerenin bir devletin kararı ve tepkisi olarak algılanmasını kimse beklememeli.

Hatta böyle algılanmasını bir yana bırakın, böyle bir yaklaşımın sonucunda o devletin bağlayıcılığı ve siyasi baskısı bile oluşmaz. Bu söylemlerin sahibine ve böyle oturaksız bir siyasete insanlar sadece kıçıyla güler… 

Mesele boru değil; havan topu ve savaş! Bu konuda inandırıcı ve korkutucu olabilmek için her şeyden önce evin içini temizlemek ve toparlamak gerekiyor.

Her gün askerinin ve polisinin tabutu başında histerik nöbetler geçirenlerin, bölge güçlerini kapsayacak bir savaşa adım atmasını ya da bu yönde aldığı kararı açıklamasını kim ciddiye alır ki?

 Jan Ararat