HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Demokratik Özerkliliğin, ülke gündemine bomba gibi düşmesiyle birlikte herkes konuyu tartışmaya başladı. Fakat dikkatimizi çeken en önemli noktaların biri Kürt Gençlik Hareketinin başta olmak üzere gençlerin bu tartışmalara ve dolayısıyla sürece istenilen oranda katılmamasıdır.

Elbette kimsenin gençlikten TV ekranlarına çıkıp gürültü kirliliği yapma beklentisi yok. Öncelikle kültürel katliamlara maruz kalmış Kürt gençleri olmak üzere tüm devrimci gençlerin Demokratik Özerklik inşa sürecinde aktif çalışmalı, eylemleriyle katılmalı ve öncülük yapmalıdır. Çünkü toplumu kapitalist modernitenin “demir kafesinden” kurtarıp demokratik özüne kavuşturacak demokratik ve özgür toplumun yolu Demokratik Özerklikten geçmektedir. Bunun içinde toplumun motor gücü olan gençlerin omuzlarına tarihi görevler düşmektedir.

Fakat üzülerek belirtmekteyiz ki, Gençlik bu süreçte pasif kalarak, toplumu oy sevdalıları olan siyasetçilerin insafına bırakmaktadır. Elbette biliyoruz, Gençlik her gün siyasi kırımlarla karşı karşıya kalmakta ve binlerce çalışanı bu kırımların sonucunda zindanlarda esir tutulmaktadır. Ancak Gençliğin muazzam dinamizmi ve potansiyeli düşünüldüğünde söz konusu tutuklamalar ve baskılar mazeret olamaz. Öyleyse buna rağmen gençlik neden rolünü oynayamıyor? Neden pratiğiyle gündem belirlemesi gerekirken gençler, gündeme müdahil bile olamıyor?

Bu soruların ve nedenlerin listesini uzatmayı gerek görmüyoruz. Fakat gençliğin başarısızlığın temelinde Önder APO’nun gerektiği kadar okunmaması ve özümsenmemesinin yattığını düşünmekteyiz. Neredeyse her fırsatta “Gençlik APO’nun fedaisidir” diyen ve her gençlik çalışanının ya da sempatizanın başköşesinde Önder APO’nun kitaplarının bulunmalarına hatta bundan dolayı cezalandırılmalarına rağmen gençliğin Önderliği istenilen oranda okumaması ve pratikleştirememesi temel bir çelişkidir. Bu da başarısızlığı getirmektedir. Gençliğin bu esas ışıktan kendini mahrum bırakması, gençleri karanlığa sürüklemekte, bu da başta yöntem sorunları olmak üzere rolünü oynayamama, gündemin temel aktörü değil de seyirci kalmaya, takvim ve slogan devrimciliğiyle marjinalleşmeye ve en önemlisi de koruyucusu olması gereken demokratik topluma karşı borçlu olmasına yol açmaktadır. Örneğin son günlerde yoğunlaşan Demokratik Özerklik inşasına baktığımızda başta anadil, öz savunma, toplumun eğitim ve örgütlemesinde öncü olması gereken gençler maalesef sadece birkaç ilçede sınırlı eylemlerle yetinmektedir ki bu eylemlerin çoğu da gençliğin örgütlülüğün sonucu değil, yurtsever reaksiyonların sonucudur. Oysa eğer gençlik, Önder Apo’yu sözde değil özde kavramış olsaydı ve gerekenleri yerine getirmiş olsaydı bugün ne Kürtçe sömürgecilerin kayıtlarına “bilinmeyen dil” olarak geçerdi ne de ağzını açan her sömürgeci, Kürt halkını tehdit edebilirdi. Eğer 21. yüzyılda da işgalciler, Kürt halkını bu kadar aşağılama cesaretini kendilerinde buluyorlarsa, şüphesiz cesaretlerini gençlerin suskunluğundan almaktadırlar. Eğer başta Kürt gençleri olmak üzere devrimci geçinen her genç, Önder APO’nun yol göstericiliğinde sürece hakim olabilselerdi, “bilinmeyen dilin” çocuklarının neler yapabileceğini herkese gösterirlerdi ve eylemleri ve mücadeleleriyle “bilinmeyen dilin” çocuklarını varlıklarını tanımayan işgalcilere kendilerini tanıtırlardı.

Gençlik, günümüzde gündemi sürüklemesi gerekirken söz konusu yetmezlikleriyle gündem tarafından sürüklenmektedir. Fakat gençliğin, işgal prangalarını kırıp demokratik toplumu kurtarma ve korumaları için yeteri kadar enerjilerinin, kaynaklarının, tecrübelerinin olduğuna inanıyoruz. Belirtmek istediğimiz gençliğin bir an evvel Önder APO’nun fikirlerine sarılarak, insanlığın kurtuluş reçetesi olan bu ışığı pratikleştirmesi gereğidir. Aksi takdirde toplum ve onun şahsında insanlık, koltuk sevdalıların insafına terk edilmiş olur. Bu da toplum tahribatını derinleştirir ve telafisi zor yaralara yol açar. Böylesi bir toplumda ise bir avuç egemen dışında, başta gençler olmak üzere toplumun tüm kesimleri ağır zararlar görür ve insanlık katledilmeye devam edilir. Bunda da en ağır vebal rolünü oynayamayan, zamana yanıt olamayan gençliğin olur.

Mem Amed