Basına ve Kamuoyuna!
1. 3 Ekim günü (bugün) 01.00-01.30 saatleri arasında Medya Savunma Alanlarına bağlı Kandil’in Kani Cengê alanına yönelik olarak işgalci TC ordusuna ait savaş uçakları tarafından hava saldırısı gerçekleştirilmiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 1 Ekim günü 13.00-14.00 saatleri arasında Medya Savunma Alanlarına bağlı Garê’nin Ergene alanına yönlik olarak sömürgeci TC ordusuna ait savaş uçakları tarafından hava saldırısı gerçekleştirilmiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 30 Eylül günü Amed’in Lice ilçesine bağlı Şehit Kendal alanının Sisê, Dêrxust ve Ali Xişo köyleri çevresine yönelik olarak işgalci TC ordusu tarafından bir operasyon başlatılmıştır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 23 Eylül gününden beri Bingöl’ün Solhan ilçesi çevresine yönelik olarak işgalci TC ordusu na gizli birlikler tarafından keşif ve pusulama faaliyetleri yapılmaktaydı. 30 Eylül günü aynı alana yönelik olarak sömürgeci TC ordusu tarafından indirmelerle bir operasyon başlatılmıştır. Alandaki operasyon devam etmektedir.
- Ayrıntılar
26 Eylül 2011 günü Batman merkezde giderek yeşil faşistleşen devletin polisleri iki insanımızı güpegündüz katletti. Önceleri iki ateş arasında kalarak iki insanımızın yaşamlarını yitirdikleri söylendi.
Ne olduysa oldu kısa bir zaman ardından da yaşamlarına kastedilen iki insanımızın bizler -yani gerillalar -tarafından vurulduğu söylendi. Televizyonlar, radyolar, gazeteler, politikacılar, aydınlar, cümle cemaat bir ağızdan en alçakça bir dille mücadelemize karşı saldırı başlattılar. Biz yeşil faşistlerin Ergenekoncuların ve özgürlük hareketinin yeminli düşmanlarının ve bunların akıl babaları olan özel savaş merkezlerinin bunu yapacaklarına ve bunların işlerinin bu olduklarını biliriz. Bunun için bir yere kadar duygularımıza hakim olabiliriz. Aklı selim duruşumuzu bunun için bu yeşil faşistler bozamaz.
Ne var ki henüz olayın ne olup olmadığını bilmeyen, kimler tarafından yapıldığı netleştirmeden “insanlığımızdan utanıyoruz” diye kendilerinden çok büyük sözlerle yeşil faşistlerin çanak yalayıcıları hemen devreye girdiler. Ne oldukları belli olmayan, kimin adına kimin için çalıştıklarını da bilmediğimiz “benim adıma öldürme” diyerek kendilerince bir kampanya başlatanlar devreye girdiler. Yine bir kedisi bile olmayan ile cümle cemaat özgürlük hareketi düşmanları bir koro halinde saldırıya geçtiler.
Bir gerilla olarak Siirt’te gerillamızın yanlışlıkla öldürdüğü 4 insanımızın acısını henüz yaşarken, olayın nasıl olup bittiğini öğrenmeye çalışırken, amaçlar kadar araçlarında temiz olmasına inananlar olarak bu olayın tüm yönleriyle araştırılması gerektiğin tüm dünya kamuoyuyla paylaştık. Yaşamını yitiren insanlarımızın ailelerinden, çevrelerinden, halkımızdan ve demokratik kamuoyunda alenen özür diledik. Elbette bir özürle yaşamını yitiren insanlarımız geri gelmeyecektir. Bunun için kendimizi sorgulamamız daha köklü olacaktır. Gelecekte -bu sorgulamalar sonucu -böylesine olayların yaşanmaması için her türden tedbiri daha fazla geliştireceğiz. Yeniden belirtelim: biz amaçlar kadar araçların da temiz olmasına inanan bir hareketin üyeleriz. Birçok yanlışımız, eksikliğimiz, yetersizliğimiz bu konuda geçmişte yaşanmıştır. Yaşanan hiçbir yetersizliğimizi gizlemedik, üstünü örtmedik. Öncelikli olarak kendi içimizde bu olayları genişçe, detaylıca tartıştık. Yargılanması gerekmişse yargıladık. Yaptırım gerekli olmuşsa yaptırımlar uyguladık. Ve her zaman soruşturulan her olayı halkımızla ve demokratik kamuoyuyla paylaştık. Bu PKK’de bir ilke olarak varlığını ilk günden beri korudu. Bundan böyle de bu ilke korunacaktır. Kısa vadede zararda görsek bu açıklık ve şeffaflık ilkesini inadına koruyacağız.
Yeniden Batman olayına dönersek. Batman’a eylem yapmak için iki gerillamız bir aracı gasp ederek girmişlerdir. Ancak gerillamız fark edildiklerini anladıkları andan itibaren hızla sivillere bir şey olmaması için gasp ettikleri aracı bırakarak hızla şehir dışına çıkmaya çalışmışlardır.
TC’nin ve Akepe’nin o korkak, ikiyüzlü, insanlıktan nasibini almamış alçak polisleri, panikli ruh hallerinden dolayı gasp edilen aracı park halinde gördükleri halde bu aracı yaylım ateşine tutmuşlardır. Aracın yanında geçen hatta araca yakın olmayan insanlarımızı bile taramış ve bu vahşi saldırı sonucu iki insanımız katledilmiştir. Anne Mizgin ve küçük kızı Sultan hunharca katledilmişlerdir. Hamile olan Sultan ismindeki anayı katlettikten sonra da büyük bir insanlık yapmışlar gibi sezaryen yoluyla çocuğunu alarak “hamile anaya kurşun yağdırdılar” gibi dünyanın en alçakça, şereften nasibini almamış başlıklarla da üstümüze yığmayı çalışmışlardır.
Yeni oluşturulan yeşil faşist devlet her şehir eylemimize karşı sivil insanımızı katletmenin kararını almıştır. Katletmeyi siz yeşil ve Kızılelmacı faşistler ve İsrail kadar herhalde dünyada kimse iyi bilmez. Biz bunları anlarız. Ancak hem sivil yurtsever insanlarımızı katledeceksiniz hem de alçakça özgürlük hareketinin üstüne atacaksınız. İnsani olarak ahlaksızlığın en dibe vuruş biçimi olan bu bozuk insani davranış tarzı sadece ve sadece siz yeşil faşistlerde bulunmaktadır. Her gün Filistin’de katliam yapan İsrail devleti bile böylesine bir alçaklığı yapmamaktadır. İsrail Siyonist devleti en azında yaptıkları katliamları alenen dünyanın gözü önünde sahiplenmektedir. Sizde bu açık yüreklilik ve erdem bile yoktur.
Şimdi yine yazımızın başlığına dönelim: Batman’da insanlarımızın katledilmesi gün gibi ortadadır.
Şimdi siz yeşil faşistlerin çanak yalayıcıları bu yeşil faşistlere “insanlığımızdan utanıyorum” diye haykıracak mısınız?
Şimdi siz “benim adıma öldürme” diyenler bu yeşil faşist devlete bunu söyleyecek misiniz?
Şimdi siz kedisi olmayanlar, cümle cemaat PKK yeminleri söylediklerinizi bu yeşil faşist devlete aynı tondan söyleyecek misiniz?
Şimdi siz öncelikli olarak yeşil faşistlerin yandaş basıncıları ve özel savaş elemanları bu yalanlarınızı nasıl üstünü kapatacaksınız?
Ve siz saygı duyduğumuz kimi liberal yazarlar söylediklerinizi geri alarak bu yeşil faşist yapıya aynı tondan söylediklerinizi tekrarlayacak mısınız?
Ve tabii şimdi cümle cemaat tüm bu kesimler özgürlük hareketinden ve yaşamını yitiren Mizgin ve Sultan’dan özür dileyecek misiniz?
Kasım Engin
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 29 Eylül günü 10.00-10.30 saatleri arasında Medya Savunma Alanlarına bağlı Metina’nın Gundê Fila alanına yönelik olarak işgalci TC ordusuna ait savaş uçakları tarafından bir hava saldırısı gerçekleştirilmiştir.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 27 Eylül günü saat 11.10 sularında Dersim Merkeze bağlı Harçik Vadisi, Uzuntarla, Xilbiz köprüsü ve çevresinde 2 skorsky helikoptere yönelik olarak gerillalarımız tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen eylem sonucunda iki skorsky tipi helikopter darbelenerek Kırmızı köprü alanına iniş yapmak zorunda kalmıştır.
- Ayrıntılar
Yukarıda ki başlık 1970’lerin havasını yansıtır gibi duruyor. O yıllar dünyada çift kutuplu dünyanın yarattığı avantajlardan kaynaklı devrimlerin yani hızlı alt üst oluşların yaşanmasına imkân sunan yıllardı.
Biliniyor 1990’lı yıllardan sonra çift kutuplu dünya yerine ağırlıklı tek kutuplu bir dünyaya, “yenidünya düzen”iyle geçildi. Her ne kadar kendisini dünyanın imparatoru ilan eden ABD her şeye istediği gibi hakim olamasa da nihayetinde “dediğim dedik, çaldığım düdük” misali dünyanın birçok yerine tek taraflı saldırılar düzenledi. Bunu yaparken de dünyanın gözünün içine baka baka, hem de bile bile yalanlar düzerek, herkesi de bu yalanlara inanmaya mecbur ederek saldırılarını meşrulaştırdı.
Dünyanın yaşadığı bu değişimden dolayı devrim yıllarının aşıldığını artık esas dilin evrim dili olduğu çokça söylendi. Evrim dilini kullanmanın temel gerekçesi ise giderek gelişen demokratik değerler gösterildi. “Dünyamız giderek evrensel değerlere saygı gösteriyor, her şey dile getirilebiliyor, konuşulabiliyor” denildi. Özcesi eskinin o sert ortamının aşıldığı, artık eskiden sergilenen güçlü iradesel duruşlara ve kavgalara ihtiyaç olmadığı çokça dile getirilir oldu.
Dünyanın büyük değişimler yaşadığı kesindir. Dünyanın birçok yerinde evrensel değerlerin, demokratik değerlerin ve insan haklarının geliştiği de doğrudur. Ancak bu evrensel ve demokratik değerlerin dünyanın her yerinde herkesçe benimsendiği ve her insana ya da her halka olumlu manada yansıdığını söylemek zordur. Hem de çok zordur.
Kürdistan’da sürdürülen özgürlük mücadelesi gelişen bu dünya konjonktüründen dolayı paradigmasal değişiklere giderek belki de dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek değişimi ve dönüşümü kendi içerisinde yaşayarak, bu değişim ve dönüşümü dört parçadaki Kürt halkına da taşırmıştır. Nitekim bunun sonucudur ki Kürt halkı dört parçada bulundukları ülkelerin halklarıyla ortak, eşit, kardeşçe, birlik ve beraberlik içerisinde yaşama iradesini beyan etmiştir. Ortak vatanda yaşama iradesini bu kadar baskılanmış, ezilmiş, horlanmış bir halka aldırtmak öyle sanıldığı gibi kolay değildir. Dünyanın topu bir araya gelseydi PKK önderliğinin yaptığını kimse Kürt halkına yaptıramazdı.
Ne var ki öyle görülüyor ki Kürt halk Önderliliğinin on yıllarca ısrarla, inadına, itinayla yürüttüğü ortak vatanda birlikte yaşama projesini birileri ısrarla sabote etmeye çalışıyor. Dünyada gelişen evrensel değerleri birileri sadece kendileri için geçerli olduğunu düşünüyor. Kürt halkı birlikte yaşamayı dayattıkça birileri Kürtlerin bu kez kesinlikle eritilebileceğine, asimile edilebileceğine inanıyor. Bununla yetinilmiyor Kürtlerin topyekûn soykırımını hedefleyenlerde çıkıyor.
Kürtler barış dedikçe vuruluyorlar, Kürtler kardeşlik dedikçe öldürülüyorlar, Kürtler özgürlük dedikçe zindanlara atılıyorlar, Kürtler silahsız mücadele dedikçe tutuklanıyorlar.
Tüm bunlar ve daha fazlası artık yeniden tarihin yeni bir eşiğine gelindiğini gösteriyor. Artık süreç keskin mücadeleyi dayatan eşeği gelindiğini hatta geciktiğini gösteriyor.
Kendini kandırmalara son vermek için, tarihin bu yeni eşiğinde mücadele dilimizin değiştirileceğini, değiştirmek zorunda olduğumuzu herkes herhalde kabul eder.
İşte bu yeni eşiğe biz TEK YOL DEVRİM diyoruz. Artık devrim yıllarına yeniden dönüyoruz. Birilerine bir halkın nelere kadir olabileceğini göstermek için inadına Devrim diyeceğiz. Tüm iyi niyetlerimizin suiistimaline karşı TEK YOL DEVRİM diyeceğiz. Ve bu devrim dalgasına kalkışa herkese ama herkese katılın diyeceğiz.
Nucan Dirlik
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 20 Eylül gününden beri Medya Savunma Alanlarına bağlı Zagros’n Şehit Neval Helwesis ile Semedar alanlarına yönelik olarak işgalci TC ordusu tarafından havan ve obüs saldırısı yapılmaktadır.
- Ayrıntılar
Basına ve Kamuoyuna!
1. 25 Eylül günü 22.00-22.45 saatleri arasında Medya Savunma Alanlarına bağlı Xakurkê’nin Lelkan ve Xınêrê’nin Kolit ve Kani Qirêj alanlarına yönelik olarak sömürgeci TC ordusuna ait savaş uçakları tarafından hava saldırısı gerçekleştirilmiştir.
- Ayrıntılar