HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Basına ve Kamuoyuna!

Kürdistan Özgürlük Gerillası, 23 Nisan’da Medya Savunma Alanları’na dönük gerçekleşen kapsamlı Türk işgal harekatına karşı emsalsiz bir direniş sergilemektedir.

Gerilla direnişimizin yükseldiği, işgalci düşmana en ağır darbeleri vurduğu ve sergilediği kahramanlıklarla tarihe geçtiği yerlerden biri de Metîna bölgesinin Zendura alanı olmuştur.

İşgalci TC güçleri Zendura alanındaki gerilla direnişini kırmak için elinden gelen her türlü yöntemi uygulamış, tüm tekniğini kullanmış, en insanlık dışı yollara başvurmuş ancak yine de sonuç alamamıştır. İlerleyemeyen ve tıkanan TC devleti, kendi yapamadığını KDP güçleri eliyle yapmaya çalışarak gerilla direnişini arkadan hançerlemeyi amaçlamıştır. Maalesef KDP de, Türk devletinin bu amacı doğrultusunda hareket etmiş, 5 Haziran günü Metîna bölgesine bağlı Çarçel ve Hakkari tepeleri arasındaki boğaza çok sayıda gücünü, ağır silahlarını ve zırhlı araçlarını göndermiştir. Metîna Xabûr Saha Komutanlığımız aynı gün bir açıklama yaparak bu uğursuz girişimin TC’ye destek sunmaktan, gerillanın manevra alanını daraltmaktan ve gerilla direnişini zayıflatmaktan başka bir şeye hizmet etmeyeceği uyarısında bulunmuştur. Ancak KDP bu girişimini ısrarla sürdürmüştür ve halen de devam ettirmektedir.

Metîna Xabûr Saha Komutanlığı gelişen bu yeni durum karşısında Metîna bölgesindeki güçlerimizin konum ve taktiklerini yeniden gözden geçirmiş ve Zendura’daki güçlerimizi geri çekme kararı almıştır. Geri çekilme sürecinde 10, 11 ve 12 Haziran günlerinde üç gün boyunca destansı çatışmalar yaşanmıştır. Bu geri çekilme sürecindeki çatışmalarda Metîna bölgesindeki Cenga Xabûr Devrimci Hamlesi komutanlarından Rêber Zana arkadaşımız, Zendura Direnişi’nin fedai komutanı Hêjar Can arkadaşımız ve beraberindeki Tekoşer, Bahoz, Botan ve Numan yoldaşlarımız kahramanca şehadete ulaşmışlardır. Bu yoldaşlarımızın emeği, çabası ve fedailiği sayesinde tarihi Zendura Direnişi’nin diğer kahramanları yoldaşlarına sağlam bir biçimde ulaşmayı başarmışlardır.

Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:

Kod Adı: Rêber Zana
Adı Soyadı: İlhan Tokdemir
Doğum Yeri: Sêrt
Anne – Baba Adı: Şükriye – Mehmet Can
Şehadet Tarihi ve Yeri: 11 Haziran 2021 / Metîna

Rêber – İlhan Tokdemir

Kod Adı: Hêjar Can
Adı Soyadı: Azad Ferhat Coşkun
Doğum Yeri: Riha
Anne – Baba Adı: Leyla – Mehmet Ali
Şehadet Tarihi ve Yeri: 11 Haziran 2021 / Metîna

Hêjar – Azad Ferhat Coşkun

 

Kod Adı: Tekoşer Farqîn
Adı Soyadı: Ferhat Sansarkan
Doğum Yeri: Adana
Anne – Baba Adı: Sevda – Mehmetcan
Şehadet Tarihi ve Yeri: 11 Haziran 2021 / Metîna

Tekoşer – Ferhat Sansarkan

 

Kod Adı: Bahoz Botan
Adı Soyadı: Mustafa Sibilik
Doğum Yeri: Sêrt
Anne – Baba Adı: Fehime – Mecit
Şehadet Tarihi ve Yeri: 11 Haziran 2021 / Metîna

Bahoz – Mustafa Sibilik

Kod Adı: Botan Kobanê
Adı Soyadı: Mecid Hebib Faris
Doğum Yeri: Reqa
Anne – Baba Adı: Wehda – Hebîb
Şehadet Tarihi ve Yeri: 11 Haziran 2021 / Metîna

Botan – Mecid Hebib Faris

Kod Adı: Numan Demhat
Adı Soyadı: Kokel Giçer
Doğum Yeri: Şirnex
Anne – Baba Adı: Taibe – Hayrettin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 11 Haziran 2021 / Metîna

Numan – Kokel Giçer

Rêber Zana yoldaşımız Sêrt’in Baykan ilçesine bağlı Girdika köyünde, yurtsever bir ortamda dünyaya gelmiştir. Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni çocuk yaşlarda tanıyan Rêber yoldaşımız, Önder Apo’ya yönelik gerçekleştirilen uluslararası komplo sürecinde vicdanının sesini dinleyerek gerilla saflarına katılma kararı almıştır. 1999 yılında Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ndeki devrim yürüyüşüne bir gerilla olarak başlayan Rêber yoldaşımız, Kandil, Kelareş ve Xinêre alanlarında kalmıştır. İçten, samimi, heyecanlı ve coşkulu kişiliğiyle erkenden gelişme kaydetmiştir. Yedi yıllık gerilla pratiğinden sonra Mazlum Doğan Parti Merkez Okulu’nda eğitim görerek Behdinan alanına geçmiştir. Metîna, Garê ve Heftanîn alanlarında pratik yürütmüş, aldığı tecrübelerle yetkin bir komutan olmuştur. Ölümsüz komutanımız Egîd çizgisinde zafer komutanı olmak için Mahsum Korkmaz Akademisi’nde eğitim görmüş ve 2010 yılında Mêrdîn eyaletine geçmiştir. Mêrdîn’deki 4 yıllık pratiğin ardından Besta alanına geçmiş, burada da komutanlık görevlerini layıkıyla yerine getirmiştir. 2015 yılının Temmuz ayında işgalci Türk devletinin başlattığı saldırılara etkili cevap vermek için Cudî bölgesine geçmiş, işgalcilere etkili darbelerin vurulduğu birçok eyleme komutanlık etmiştir. Öz Yönetim Direnişleri sürecinde Silopi’de soykırımcı Türk devlet güçlerine ağır darbeler vurmuştur. Altı yıllık zorlu Bakur pratiğinden sonra Medya Savunma Alanları’na geçmiştir. Bakur gerillacılığından edindiği engin savaş tecrübesini askeri akademide yoldaşlarıyla paylaşmış, gerekli dersleri çıkarmış ve yeni dönem gerillacılığını pratikleştirmeye hazır bir komutan olarak mezun olmuştur. Yeni savaşçıları eğitme ve pratiğe hazırlama görevini üstlenen Rêber yoldaşımız, partimiz PKK’ye yeni adım atan birçok arkadaşımızı sıcak yoldaşlığı, engin bilgisi, yetkin komutanlığı ve ideolojik duruşuyla eğitmiştir.

Varlık ve özgürlük mücadelesinde kendisine nerede hangi görev verilirse verilsin, her daim hazırlıklı olmuş ve kesin başarı dışında hiçbir ölçüyü kabul etmemiştir. Yılların mücadele birikimi ve tecrübesiyle Metîna bölgesinde komutanlık görevi üstlenen Rêber yoldaşımız, burada da istikrarlı devrimci yürüyüşünü devam ettirmiş, öncü bir komutan olmasını bilmiştir. Yoldaşlarını düşman saldırılarından korumuş, her ihtiyaçlarını karşılamasını bilmiş, sonuç alıcı bir savaşın alt yapısını büyük fedakarlıklar gösterip emek vererek hazırlamıştır. 23 Nisan 2021 günü işgalci Türk ordusunun Avaşîn, Metîna ve Zap bölgelerine dönük kapsamlı işgal harekatı başlatmasıyla birlikte, Rêber yoldaşımız da devrimci operasyonların komutanı olarak görevinin başında en etkili cevapları geliştirmesini bilmiştir. Mücadele tarihimize Zendura Direnişi olarak geçen 50 günlük destansı direnişte araziye dayalı hareketli tim savaş tarzından mevzi-tünel savaşlarına kadar her türden savaş tarzını ve taktiğini yetkince iç içe uygulayan örnek bir alan komutanı olmuştur. KDP güçlerinin Metîna bölgesinde gerilla güçlerimizi arkadan kuşatma girişimi sonrasında Zendura alanındaki yoldaşlarımızın geri çekilmesini örgütleme ve koordine etme görevini yürütürken yaşanan çatışmalarda kahramanca savaşarak şehadete ulaşmıştır.

Hêjar yoldaşımız Riha’nın Suruç ilçesinde dünyaya gelmiştir. Suruç’un yurtsever geleneğiyle şekillenmiş bir ailesinde, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin efsaneleşmiş öncülerinin kahramanlık hikayelerini dinleyerek büyümüştür. Yurtsever bir gelenekten gelmesi Hêjar yoldaşımızın gerillaya hayranlık duymasına neden olmuş ve her zaman gerilla olmanın hayalini kurmuştur. Peşini bırakmadığı çocukluk hayalini Dersîm’de üniversite okuduğu yıllarda gerçekleştirerek gerilla saflarına katılmıştır.

Gerillaya katıldığında ilk olarak Bakurê Kurdistan’da mücadele yürütmüş, kısa sürede gerillacılığın temel ilkelerini benimsemiştir. Daha sonra 2014 yılında DAİŞ faşizminin Şengal’deki Êzidî halkımıza saldırması üzerine Êzidî halkımızın yardımına koşmuş ve burada önemli roller üstlenmiştir. DAİŞ’e karşı verilen mücadelede fedai katılım tarzıyla yüzlerce insanımızın hayatının kurtulmasında başrol oynamıştır. Bundan dolayı Êzidî halkımız tarafından sevilmiş ve bir evlatları olarak kabul görmüştür. Şengal’in özgürleştirilerek halkımızın tekrar ana yurtlarına dönmelerinden sonra Hêjar yoldaşımız da yüzünü Kürdistan’ın özgür dağlarına dönmüştür. Burada aldığı askeri ve ideolojik eğitimlerle kendisini yetkinleştirerek fedai katılım tarzını Apocu bilinçle harmanlamış ve böylece öncü komutanlık meziyetlerini kişiliğinde geliştirmiştir. Aldığı ideolojik bilinç ve moralle Metîna alanına geçen Hêjar yoldaşımız, işgalci Türk devletinin 23 Nisan günü gerçekleştirdiği saldırılara karşı büyük bir kararlılıkla Zendura Direniş alanına gitmede ısrarcı olmuş ve burada komutanlık görevine başlamıştır. Savaş koşullarında çetin komutanlık görevini üstlenen Hêjar yoldaşımız moralli kişiliği ve cesaretli duruşuyla Zendura’da bulunan yoldaşlarına Apocu ruh ve güç aşılayarak tarihi direnişin temellerini atmıştır. Savaş sürecinin başlaması ile birlikte yeni dönemin gerilla taktiklerini kendinden emin ve akılcı bir tarzla uygulamaya koyarak işgalcilere ağır darbelerin vurulmasına öncülük etmiştir. Kararlı duruşuyla Zendura’daki direnişe komutanlık yapan Hêjar yoldaşımız, geliştirdikleri direnişle mutlaka düşmanı yenilgiye uğratacağına derinden inanmış ve bunu Zendura Direnişi’nin her anında hissetmiş ve tüm yoldaşlarına da hissettirmiştir. Hêjar yoldaşımız destansı bir direnişle Kürdistan mücadele tarihine geçen Zendura Direnişi’nin fedai komutanı olarak adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır.

Tekoşer yoldaşımız aslen Amed’in Farqîn ilçesinden olan yurtsever bir ailenin ferdi olarak Adana’da doğmuştur. Ailesinin düşman baskılarından dolayı Türkiye metropollerine göç etmesi sebebiyle Kürdistan’dan uzakta büyümüş, fakat kendisini var eden değerlerden hiçbir zaman kopmamıştır. Yaşadığı bölgede düşmanın Kürt soykırımını gerçekleştirmek için uyguladığı politikaları yakından gören ve şahit olan Tekoşer yoldaşımız böylece düşman gerçekliğini bilince çıkarmıştır. Halkımıza soykırımı dayatan faşist zihniyetle ancak silahlı mücadele yürütülerek özgürlüğün elde edilebileceğine inanarak gerilla saflarına katılmıştır.

Gerilla saflarına katılımında bilinç boyutu daha fazla ön planda olan Tekoşer yoldaşımız bu bilinç düzeyini daha da geliştirerek Apocu felsefede derinleşmiştir. Yaşadığı derinleşmeyi yaşamının her anına yansıtmayı başararak, yaşam içerisinde öncü bir komutan olmuştur.  Kürdistan’ın birçok alanında gerilla mücadelesi yürüten ve yoğun savaş pratikleri içerisinde kalan Tekoşer yoldaşımız birçok defa yaralanmıştır. Yaralanmasını kendisi için daha fazla mücadele etme gerekçesi haline getirerek Apocu fedai çizginin yılmaz bir sürdürücüsü olmuştur. Edindiği askeri tecrübelerle kendisini askeri sanatta yetkinleştirmiş, yeni dönemin gerilla çizgisinin ve anlayışının tüm incelikleriyle uygulanmasına öncülük etmiştir. Bu temelde Zendura’daki savaş tünellerinin yeni dönemin askeri mantığına göre hazırlanmasında büyük bir emek ve çabanın sahibi olmuştur. Savaş sürecinde harcanan bu emeğin karşılığını günlerce geliştirilen direnişte alan yoldaşlarımız, sömürgeci ordunun temellerinden sarsılmasına neden olmuştur. Kendisine başarı dışında herhangi bir ölçüyü kabul etmeyen Tekoşer yoldaşımız güleç yüzü, moralli duruşu ve tavizsiz gerillacılığıyla Zendura Direnişi’nin sembollerinden olmayı başarmıştır.

Bahoz yoldaşımız, Sêrt’in Şîrwan ilçesinde yurtsever geleneğe bağlı bir ailede dünyaya gelmiş ve büyümüştür. Erken yaşlarda Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ni tanımış ve bütün kalbiyle bağlanmıştır. Halkımıza karşı yürütülen imha politikaları karşısında sessiz kalmamış ve 2015 yılında gerilla saflarına katılarak mücadelesini en ön cephede yürütmüştür.

Birçok farklı alanda kalarak kendisini en zor koşullar altında eğiten, öğrendiklerini yoldaşlarıyla paylaşarak genelleştiren ve yaşamın her anını bir eğitim süreci olarak değerlendiren Bahoz yoldaşımız, gerilla saflarında kısa sürede yetkinleşmiştir. Dönemin tarz ve taktiğini hızla içselleştirerek pratiğe aktarmıştır. Sahip olduğu tecrübeyle gittiği her alana hızla adapte olmuş ve öncülük düzeyinde katılım sağlamıştır. Savaşın en ön saflarında yer alarak, işgalcilere ağır darbelerin vurulduğu eylemlerde yer alan ve sahip olduğu cesareti Apocu militan ruhla birleştiren Bahoz yoldaşımız, işgalcilere karşı kinini yaşama ve savaşa güçlü katılımıyla ortaya koymuştur. Apocu felsefede derinleşmeyi önüne temel hedef olarak koymuş, kendini yetkinleştirmek için sürekli bir çaba içerisinde olmuştur. Doğal kişiliği, samimi ve hesapsız katılım tarzıyla her zaman örnek olmuş, yoldaşları arasında mütevazi kişiliğiyle büyük saygı uyandırmıştır. Emek yaratarak katılımı esas alan Bahoz yoldaşımız, Zendura Direnişi sırasında gösterdiği üstün performans ile unutulmaz bir miras bırakmış, Önderliğimize, partimize ve şehitlerimize layık bir yoldaş olduğunu soylu yaşam ve savaş pratiğiyle ortaya koymuştur. Egîdleşerek ölümsüz şehitler ordusundaki yerini alan Bahoz yoldaşımız mücadelemizde sonsuza dek yaşayacaktır.

Botan yoldaşımız, Reqa’da dünyaya gelmiş ve büyümüştür. DAİŞ çetelerinin saldırıları sırasında Arap ve Kürt halklarına uygulanan zulme tanık olan Botan yoldaşımız, çetelere karşı mücadelede yer almıştır. Arap halkının onurlu ve yiğit bir evladı olarak, Arap halkına katı faşizmi dayatan DAİŞ gericiliği karşısında cesurca durmuştur. Arap halkının yurtseverliğini ve toprağına bağlılığını genç yaşında yetkin bir biçimde temsil etmiştir. Reqa’yı özgürleştiren Apocu felsefeyi yakından tanımış, Önder Apo’nun geliştirdiği demokratik ulus perspektifini öğrenmiş ve halkların kardeşliğine yürekten inanmıştır. Bu bilinç ve inançla hakiki bir Apocu olmaya karar veren Botan yoldaşımız, Özgürlük Mücadelesi saflarında hızla militanlaşmıştır. TC ve DAİŞ faşizmine karşı Kuzey-Doğu Suriye’de kesintisiz mücadele etmiş ve halkların özgürlük özlemini gerçekleştirmek için hayranı olduğu Kürdistan dağlarına gelmiştir. Gerilla saflarına büyük bir istekle katılmış, kısa sürede dağlarla bütünleşerek güçlü bir pratik ortaya koymuştur. Gerillacılık yaşamı boyunca yoldaşları arasında büyük bir sevgi ve saygı kazanan Botan yoldaşımız kısa sürede Kürtçe öğrenerek Kürt halkının dilini ve kültürünü öğrenmiş ve Arap halkının kadim kültürünü doğrudan yoldaşlarına aktarmıştır. Mütevazi ve güler yüzlü kişiliğiyle yaşama büyük bir enerji katan Botan yoldaşımız, genç bir komutan olarak çetin savaş süreçlerinde üzerine düşen görevleri büyük bir titizlikle yerine getirmiştir. Botan yoldaşımız, uzun süre pratik yürüttüğü Zendura alanıyla bütünleşerek gerillacılık tecrübesini daha da geliştirmiştir. İşgalci TC devletinin başlattığı saldırı karşısında ilk günden itibaren direnişteki yerini alan ve işgalcilere ağır darbeler vuran Botan yoldaşımız, Zendura Direnişi ile kahramanlaşarak Arap ve Kürt halklarının mücadele tarihinde efsaneleşmiştir. Botan yoldaşımız, enternasyonal Apocu felsefenin yetkin bir militanı olarak halkların direniş tarihinde asla unutulmayacak bir yerin sahibi olmuştur.

Numan yoldaşımız Botan’ın kadim kenti Cizîr’de, yurtsever bir ailede doğmuştur. Ailesinin yurtsever ve Kürt kültürüne derinden bağlı olması sebebiyle düşmanın asimilasyon politikalarından fazla etkilenmemiş, doğal bir kişiliğin sahibi olmuştur. Yaşadığı çevrenin etkisiyle Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ni ve partimiz PKK’yi yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Ayrıca düşmanın halkımıza yönelik soykırımcı politikalarının da farkına varmış ve karşı bir duruşun sahibi olmuştur. Düşmanın Özyönetim Direnişleri sırasında Cizîr bodrumlarında sivil halkımızı hunharca katletmesine tanıklık eden Numan yoldaşımız, bu şehitlerimizin intikamının mutlaka alınması gerektiğine inanmış ve bu temelde gerilla saflarına katılmıştır.

Gerilla saflarına katıldığı ilk andan itibaren Botanlıların doğal kişiliği ve sıcakkanlı yoldaşlığıyla kısa sürede tüm yoldaşları tarafından sevilmiştir. Emekçi ve fedakar özellikleriyle kendisini emeğiyle yaratmasını bilen Apocu bir gerilla olmuştur. Demokratik Modernite Gerillacılığının ilkeleri temelinde ilk askeri ve ideolojik eğitimlerini almış, böylece yeni dönem gerilla mücadelesinin de ilk pratikçilerinden biri olmuştur. Demokratik Modernite Gerillacılığı Numan yoldaşımızda moralli, güler yüzlü, ideolojik bir kişilik oluşturduğu gibi aynı zamanda insanlık düşmanı Türk devletine karşı da askeri anlamda donanmış, bilinçlenmiş ve usta bir gerilla düzeyine ulaşmasına yol açmıştır. Bu özellikleri ve duruşuyla bulunduğu her ortamda moral ve inanç kaynağı olmuş, yoldaşlarına güç vermiştir. Türk devletinin büyük bir yenilgi aldığı Zendura Direnişi’nde enerjisi ile tüm yoldaşlarına örnek olmuş, bir an bile tereddüde düşmeyerek kesintisiz bir direnişin sahibi olmuştur. Direnişin ilk günlerinde yaralanmasına rağmen uzun bir süre boyunca hiçbir acıya aldırış etmemiş ve yaralı haliyle savaşmıştır. Bu duruşuyla Apocu fedai militanlığın, mücadeleye bağlılığın, kararlı duruşun ve çelikten devrimci iradenin en seçkin örneklerinden olmayı başarmıştır.

Tarihi Zendura Direnişi ezilen halkların en temel mücadele yöntemi olan gerillacılıkta yeni tarz ve taktiklerle çığır açmış, işgalcilerin bütün sömürgeci hayallerine büyük darbeler vurmuştur. Bu tarihi direnişin öncü komutan ve militanları olan Rêber, Hêjar, Tekoşer, Bahoz, Botan ve Numan yoldaşlarımız bölge halklarının unutulmaz kahramanları arasındaki yerlerini almıştır. Direnişleri ile halkların direniş tarihine birer fedai militan olarak geçen yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere yurtsever Arap ve Kürt halklarına başsağlığı diliyor, halklarımızın özlemi olan Özgür Kürdistan Demokratik Ortadoğu Devrimini mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz.

31 Ağustos 2021

HPG Basın İrtibat Merkezi