Özgür kadın kişiliği egemenlikli sistem karşısında en büyük tehlikedir!
Basına ve Halkımıza;
Eril sistemlere geçişle birlikte kadın köleliliği etrafında örülen klasik zihniyet, ataerkil ideoloji ve erkek kurumlaşmaları özgürlük temelinde ele alınıp çözümlenmedikçe geliştirilen eylemsellikler, özgürlük eylemsellikli günler, kadınlı günler özgür yaşam olamaz. Yaşamın özgür kadınlı, yaşam dünyasının kadın dünyası olmasının koşulu kadın etrafında örülü olan gerici, geleneksel ve klasik ilişki ağlarının çözümlenmesine bağlıdır. Devletin mikro modeli olarak kurumlaşan aileden tutalım, felsefe-bilim, ahlak ve din yoluyla kadın tam bir cendere altına alınmış, kırılmaya uğramış ve sosyal gerçekliğine yabancılaştırılmaya çalışılmıştır. Egemen sistemin tüm çabalarına rağmen, bu çabalar kadına özünde olan güzelliğe, özgürlüğe ve doğal olana eğilimden dolayı boşa çıkmıştır. Ancak bugünün geleneksel kadınıyla yaşamı ve dünyayı kurtarmak mümkün değildir. Erkek egemenlikli sistem karşısında bir direniş sağlanabilir. Sistemsel gerçeğin önünde engel durumuna gelinebilir. Ancak bu düzen karşısında kadının zaferi anlamına gelmez. Kadının ataerkil devletçi sistem karşısında başarılı olabilmesinin yolu, özgür kadın kişiliğini yaratmasıyla mümkündür. Bu nedenle kadının özgürleşme sorunlarını her çalışmanın temeline koyması gerekmektedir. Özgür kadın kişiliği egemenlikli sistem karşısında en büyük tehlikedir. Yoksa öyle alışagelmiş bir tutumla yapılan eylemselliklerle ya da sarf bir günle kadın gününü kutlamak, özgürlük açısından temel bir değere sahip değildir. Asıl yapılması gereken klasik batı taklitçiliğini aşarak bugünü özgürlükte kararlaşma, yeni paradigmalar yaratma, özgür bir dünyayı oluşturma gününe çevirmedir. Yaşanılan tüm günleri 8 Martlar gibi yaşamalıyız. Tüm günleri direniş ve özgürlük günlerine çevirmeliyiz. Kadın katliamlarının, töre ve namus cinayetlerinin yoğun olarak yaşandığı, hatta sevgi adına aşk adına kadınların katledildiği bir dünyada, erkeğin ve sistemin malı-mülkü olan kadın için başlık paralarına satılan kadınlar için 8 Mart’ı kutlamamızın ne anlamı olabilir ki? 8 Mart kutlanacaksa tüm kadınları içine alarak kutlanmalı, ve bu gün kutlanırken sistemden tüm kadınların intikamını almak hedeflenmelidir. Kadının erkek dünyasında yaşadığı acıları, dünyanın kadınları el ele vererek mücadeleyle aşabiliriz. Birbirimizin acılarını hissedebilir, paylaşabiliriz. Kadın özgürlük mücadelesi fırtınalı kişiliklerle yürütülecek bir mücadeledir. Günümüzde küreselleşen kadın hareketi hemen her alanda etkinlik göstermektedir. Savaş karşıtı bir eylemde, töre cinayetlerine karşı yapılan eylemlerde, doğayı ve çevreyi korumaya ilişkin eylemlerde kadınları görmek mümkündür. Kadın mücadelesi artık daha fazla renklilik ve çeşitlilik arz etmektedir. Ancak kadın özgürlük mücadelesi dar amaçlarla sınırlı kalmamalı Kürt halkına karşı ve özgürlük savaşçılarına karşı geliştirilen saldırılara karşı gözünü kapamamalıdır. 2008 yılı özgürlük mücadeleleri açısından bir dönemeç niteliğindedir. Ve bu yıl içerisinde geliştirilecek olan her tür hareketlilik ve eylemsellik güncel olduğu kadar, tarihsel öneme sahiptir. Özgürlük hareketimize karşı dayatılan imha ve inkar siyasetine karşı, kadınlar olarak her zamankinden daha fazla duyarlı ve sorumlu yaklaşmalıyız. 2008 yılı mücadelemiz açısından oldukça çetin geçecek bir mücadele yılı olacaktır. Bu nedenle kişilikler daha fırtınalı eylemsellikler daha caydırıcı yaşam daha örgütlü olmalıdır. Bu son dönemde yaşanan Kürdistan’ı işgal harekatı yılın nasıl geçeceğinin göstergesidir. Savaş ve şiddet tırmandırılarak halkımızın özgürlük umudu olan gerilla tasfiye edilmek istenmektedir. Ancak gerilla güçlerimizin mücadele inançları, özgürlük tutkuları, iradeleri ve cesaretleri bu saldırıları boşa çıkarmıştır. Gerillanın iradesinin yenemeyeceği hiçbir güç yoktur. Zap’ta Türk ordusunun bozguna uğratılması ve gerillanın geliştirdiği soylu direniş, yılı kimin kazanacağının ve zafere kimin yakın olduğunun da göstergesi olmuştur. Bu yıl özgürlüğe ve zafere tam yakın olduğumuz yıldır. 2008 yılında her güne bir eylemlilik sığdırarak önderliğimiz etrafında kenetlenerek başarıya ulaşabiliriz. Zira bütün kadınlar özgürlük mücadelesinin yükseltilmesi ve direnişin görkemlileştirilmesinde eşit düzeyde sorumludur. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınlarımızın bilinç ve sorumlulukla hareket edeceklerine inanıyor ve bütün kadınları önderlik etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz. 2008 yılının ilk günlerinden itibaren düşmanın işgal harekatıyla bir çıkmaza sürüklenmek istenmiştir. Geliştirilen son operasyonla hareketimizin tasfiyesi amaçlanmıştır. Türk ordusu özgürlük hareketimizin tasfiyesinin özgürlük umudunun yok edilmesi anlamına geldiğini çok iyi bilmektedir. Bu amaçlarla uzun süredir yürütülen tartışmalardan sonra geliştirilen Kürdistan’ı işgal harekatı, yanlış hesaplar üzerinden geliştirildiğinden boşa çıkmıştır. Gerillalarımızın soylu direnişi nasıl ki 2008 baharına girişi başarı ile taçlandırmışsa, bundan sonraki süreç açısından tüm kirli emelleri içeren plan ve saldırılar boşa çıkarmanın kudretine sahip olduğunu göstermiştir. Bu temelde YJA-STAR güçleri olarak 2008 yılına her zamankinden daha güçlü bir askeri performas, başarı azmi, kazanma edası ve kararlılığıyla yükleneceğimiz tüm güçlerce bilinmelidir. Zap direnişinde açığa çıkan çelikten irade bundan sonra gösterilecek olan direnişin başlangıcı anlamında küçük bir adımdır. Gerilla gücünü bu yıl içerisinde salt düşman operasyonlarını boşa çıkarma üzerinden değil, zaferi garantileme üzerinden kendini örgütlemiştir. Bu anlamıyla zafer her zamankinden daha yakındır. Ataerkil devletçi sistem karşısında zaferi yakalamak komple bir direnişle gerçekleşecektir. Halkımızın, kadınlarımızın, güçlerimizin zaferi yaratma mücadelesinde şimdiye kadar gösterdikleri aktiviteyi aşacak bir biçimde katılımı gerçekleştirmesi, varını yokunu mücadeleye kanalize etmesi gerekmektedir. Olağanüstü süreçler, olağanüstü çabalar ve kişiliklerle kazanılır. Halkımızın dün olduğu gibi bugün de özgürlük gerillalarını yalnız bırakmayacaklarını biliyor ve özgürlük ateşinde kıvılcım olan direnişlerini güçlendireceklerine inanıyoruz. Bu anlamda bu yılki 8 Mart halkımızın yurtseverlik bilincinin, kadınlarımızın özgürlük umudunun, gençliğin dinamizminin, gerillanın onurlu direnişini ortaklaşarak zirveleştiği bir özgürlük hamlesine dönüşmelidir. 2008 yılı Önder Apo’yla özgür topraklarda buluştuğumuz, çizgi haline getirmenin iddiası ve kararlılığıyla mücadeleyi yükseltelim. Umarız bu 8 Mart vesilesiyle dünya kadınlarının yaşadığı acıların birbirine benzer olduğunu unutmadan mücadelede ortaklaşırız. Çünkü kadınların ulusu, sınıfı, doğulusu, batılısı yoktu. Bütün kadınlar ister kaba, ister ince yöntemlerle olsun sistemin kurbanı durumundalar ve bu erkek dünyasında hiçbir kadın gerçekten mutlu değildir. Savaş ve iktidar kliği üzerinden kendini konumlandıran sistemin alt edilmesi eşitlik ve özgürlüğün kazanması açısından temel koşuldur. Bu yüzden dünyanın tüm kadınları birleşmeli ve dünyayı bu erkeklikten, yalancılıktan ve çok yüzlülükten kurtarmalıdır. Eğer bunu başarırsak 8 Mart hepimize kutlu olsun.
| |||
|
8 03 2008