Barışa giden yol her zaman çetrefillidir. Bin yıllardır insanoğlu barıştan ziyade savaşla uğraşır hale getirilmiştir. Komünal yaşama karşı saldırıya geçerek egemenliği eline geçiren eril zihniyet, ortakçı yaşamdan uzaklaşarak aşırı bencil bir yaşam geleneği yaratmıştır. Bu ise çatışkının esas olduğu bir zihniyet yapısını yaratmıştır. Doğru olan uyum iken uyum oportünistlik olarak ele alınmış, uyumsuzluk yani çatışkı ve savaş ise olması gereken olarak puan toplamıştır. Başka bir deyimle güç her şey olmuştur. Gücü elinde bulunduran iktidar olmuş, iktidarı elinde bulunduran ise kendini hükmettirerek düşündüğünü kendi çıkarları temelinde uygulatmıştır ya da uygulatmaya çalışmıştır. Yukarıda dile getirdiğimiz mevcut durum esasen bir sapmayı ifade ediyor. Sapma, bir doğru olarak hatta tek geçerli yöntem olarak bugün benimsenir olmuştur.
Kürt özgürlük mücadelesi bu sapmayı düzeltmek için uzun yıllardır en sert mücadeleye göğüs germeyi göze almıştır. Bu uğurda en seçkin Kürt evlatlarını uyumun yaratılmasının bedeli olarak kaybetmiştir. En zor olan yaşama dağların doruklarında yıllardır tahammül etmektedir. Adeta etini dişine takarak bir yaşam direnci göstererek sapma olanı düzeltmeye çabalıyor. Bu çabasını sürdürmeye devam da edecektir.
Sapılmışlığı düzeltmek dediğimiz gibi ciddi bedel ödemeyi gerektirir. Ve bunun bedeli çok ağır da olsa verilmiştir. Varılması gereken yere ağırlıklı olarak varılmıştır. Sapmanın nerede başladığını herkese göstermiştir. Ve doğru olanın ne olması gerektiğini de herkese göstermiştir. Kürt gerillasının silaha sarılma gerekçesi geçmişte de siyasaldı bugün de siyasaldır. Silah bir siyasal araç olarak rolünü yeterince oynamıştır. Artık silahın yani şiddetin yapacağı çok az şey vardır. Zorunlu olmadıkça silaha başvurulmayacağı da açığa çıkmıştır. Kaldı ki TC’nin tüm baskı, ezme, yok etme girişimleri hep fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Kürdistan coğrafyasında Kürt gerillasını alt etmek mümkün değildir. Bugün PKK’dir, bu başka bir güç de olsa biraz doğru gerillacılık yaparsa bu yine böyle olacaktır. Kürdistan coğrafyasında her türlü gerilla çalışması yenilmezdir.
Bu altın değerinde sonuca ulaşılmışsa yapılması gereken hızla uyumu yaratacak olan adımları atılmasına geçmektir. Uyum için ne kadar bedel gerekiyorsa o bedelde verilmelidir. Kürt özgürlük hareketi uyumu yaratabilmek için tek taraflı olarak çatışkıyı durdurmuştur. Çatışmasızlık kararı alarak silahları pasif konuma getirmiştir. Ve silahların çok devreye girmemesi için çağrı üzerine çağrılar yapmaktadır. Türk ordusu kışlalarından çıkmadıkça silahlar konuşmayacaktır, Türk ordusu gerillaya saldırmadıkça gerilla saldırmayacaktır.
Şunu hemen belirtelim; Kürt gerillası uyumu yaratma çalışmasında üzerine düşeni yapacaktır. Ancak uyumu sağlayacak tek güç gerilla değildir. Gerilla kendi cephesinde aktif rol oynayabilir. Bir katalizör olabilir. Ancak katalizörler doğru materyal olmadıkça bir yere kadar rol oynayabilir, ilerisine götüremeyebilir. Örneğin benzin de çok aşırı kurşun varsa bunu arındırmak katalizör için çok zor olabilir. İşte o zaman yapılması gerekenin eğer kurşunsuz benzin kullanmak istiyorsak ona uygun maddenin olması gerekir.
Bugün Türkiye’de uyumu yaratmak için her türden maddenin olduğunu söylemek zordur. Çok değerli aydınlar görüş sunuyorlar. Yol gösteriyorlar. Kimisi bizi eleştiriyor, belki kimisi haklıdır da. Kimisi haksız da olabilir. Bunlar kıyamet sorunlar değildir. Yeter ki uyumu yaratacak beyin çalışması yapılsın. Tarihi fırsat deniliyor. O zaman tarihi fırsatlara denk bir çalışma içerisinde olmak insanım diyen herkesin görevi olmalıdır. Ve kaldı ki böylesine süreçleri aşmak için hazır reçeteler yoktur. Çok sayıda düşünce, öneri, görüş her zaman olacaktır. Bazıları ayrıksı da olabilir. Benimsenmeyebilir de. Ancak her konuyu enine boyuna tartışmaya açık olmak böylesine zorlu süreçleri aşmaya destek sunacaktır.
Gerilla cephesi bunu yapıyor. Belki daha fazlasını da yapacaktır. Ancak temel bazı hususlarda hassasiyetini koruyor ve koruyacaktır. Gerilla olmak siyasal bir tercih olarak seçilen bir yoldu. Ve bu yolun halen gerekçeleri vardır. Öyle kızarak dağa çıkan, daralmış, yol bulamamış ve kandırılmış gibi havalara kapılarak yorumlara gitmek sadece ve sadece rencide edecektir ki bu hiçbir zaman tarihi fırsata destek sunmayacaktır. Diğer önemli bir hassasiyet adeta dikkate almayan, tanımayan, yokmuş gibi yaklaşan durumlar olacaktır. Bugün gerilla Kürt halkının bağrına yerleşmiş en kutsal yapılanmadır. Siz Kürdistan’da gerilla olmuşsanız bu halkın yüreğinin-evinizdeki değeriniz ne olursa olsun-derinliklerine direk nüfus etmiş olursunuz. Bu gerillaya katılan bireylerle bağlantılı bir durum değildir. Bu gerillanın Kürdistan’da yarattığı Kürt ulusal dirilişi ile bağlantılı bir durumdur. Gerilla yeni bir kültür yaratmıştır. O da kimseye boyun eğmeyerek kendine güvenme kültürüdür. Bugün bu kültür 5 yaşındaki Kürt çocuklarına dahi aşılanmıştır. Pısırık olandan korkusuz bir yapılanma yaratılmıştır. Ve bu güzel de olmuştur. İşte bunun için gerilla demek Kürt halkın ruhu demektir. Bu ruhu görmeden yaklaşım göstermek ciddi yanılgılara götürür.
Sonuç olarak; gerilla sürece katkılarını sunmaya devam edecektir. Kendi yanlışlarını tartışmaya da açık olacaktır. Uyumu yakalamak için birçok kırmızıçizgisini de aşabilecektir. Ancak tarihi bir sürecin sadece bir tarafın yürütebileceğini sanmak çok büyük bir gaflet olacaktır. Bunun içinde bu sürece gelmeyen güçleri bu uyum sürecine çağırmak herkesin görevi olmalıdır. Sadece çağırmak değil sürece katmak temel bir hedef olmalıdır.
Kasım Engin