HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Başka renkleri, görüşleri, inançları, düşünceleri kabul etmeyen, tekçiliği, tek rengi, tek ırkı, tek inancı, tek görüşü esas alan, ancak bunu yaparken de başka olanlara tahammül göstermeyerek ya etkisiz kılarak eritmeyi önüne koyan, hatta daha ileri giderek Hitler ve İttihatçılar tarafından uygulandığı gibi fiziki katletmelere kadar götüren rejime, düzene, bakış açısına faşizm demek yanlış olmayacaktır.

Faşizmin bekçiliği ise, hiç şüphe yoktur ki, bu rejime ve düzene korumalık yapmak demek olacaktır. Faşizm karakteri gereği anti insanidir, insanlık düşmanıdır. Doğaldır ki, buna bekçilik yapacak olanlar da, anti insani ve insanlık düşmanı görev yapmış olurlar.

Biz Kürtler tarihi bir süreci yaşıyoruz. Bu tarihi sürece yaklaşık 30 yıldır girilmiştir. Elbette tarihin her anı, bir halk için tarihidir. Ancak tarihte öyle anlar vardır ki, yaşarsan yaşarsın, yoksa da elinden yitip gider. Yani bu tarihi anlar tekerrür etmez, biricik olmalarından kaynaklı da tarihidir.

Kürtler tarihi bir anı yaşıyorlar. Bu tarihin zirve anlarını içerisinde geçtiğimiz bugünlerde yaşanmaktadır. Zirveler ya beraberinde başarıyı getirir ve kemale erişilir ya da zirveler -en üst nokta olduğu için- başarıyı getirmezse inişe götürür.

Biz Kürtler tarihen çok önemli olan bu anda, zirvedeyiz. Yapılması gerekenlerin çoğu yapılmıştır. Halk ayakta, gerilla ayakta, coğrafya ayakta, insanlık ayaktadır. Gerisi bir hamleyle zirveden başarıyla çıkmaktadır.

Evet, tarihi bir anın eşiğinde olan bir halkın evlatları olarak, bizden, belki normal anlarda yapamayacaklarımızın yapılması isteniyor. Bu tarihi tercih ile her Kürdistanlı yüz yüzedir.

Bir Türkiye aydını birkaç ay önce faşizmin tanımı bizden daha iyi yaparak; buna “Zihniyet Polisliği” demişti.

Ardından da bunu:  “Egemen gücün kendisi için tehlikeli ve zararlı bulduğu düşünceyi, polis ve yargı yoluyla susturmaya çalışması” diye tanımlamıştı. Biz buna bir de; askeri gücüyle yok etmek istemenin yanı sıra, topyekûn gücünü devreye koyarak bir halkı teslim almak olarak tamamlayalım.

Varlığını topyekûn tehdit eden, yok etmek isteyen, eriten, seni sen olarak kabul etmeyen, asimilasyonu sonuna kadar götüren, tekçilikte ısrar ederek, tekçiliği ret eden ve tekçiliğe karşı duranları hedef tahtasına oturtan bir zihniyete, uygulamaya karşı yapılması gerekenler nettir:

a-polis isen polisliği bırak.

b-asker isen askerliği bırak. Gidecek yerin yoksa dağlara gerillaya katıl

c-devlet memuru isen memurluğu bırak

d-tekçi zihniyete sahip herhangi bir partideysen bu partiyi bırak ve kendi partine katıl

f-halkların birliğinin dışındaysan hemen bu birliğe dahil ol

g-faşist kurumlara sorunları çözmek için gidiyorsan gitme, kendi kurumlarına giderek sorununu çöz

h-halkına hizmet etmek istiyorsan, birkaç ay dağlara gelerek halkına geri cephe hizmetinde bulun

Özcesi Kürdistanlıların tümü başta olmak üzere, özelde de gençleri, tarihi bu süreçten geçerken mutlaka kendi halkının yanına geçerek faşizmin bekçiliğini yapmamalıdırlar. Faşizmin nerede bekçileri varsa bunları etkisiz kılarak üzerlerine düşen görevi yapmalıdırlar.

Faşizan rejim:

“Kastettiğimiz, her fedakârlığa katlanarak yurdumuzun elemanlarını tek bir ulus ve tek İslam dini fikrini benimsemeleri için çalışacağız, öyle ki çoğunluk ve azınlıklar, Yunanlılar, Türkler, Ermeniler ve Yahudiler söz konusu olmasın, ‘sizler ve bizler’ diye bahsedilmesin” türünden tekçi bir toplum yaratmak istiyorlar. Türk egemenlerinin tarihinde biliyoruz ki bu zihniyet daha sonra Rum ve Ermeni halklarımızın tasfiyesini beraberinde getirdi.

Şimdi de benzeri böyle bir tarihi eşikten geçiyoruz. Biz halk olarak her zamankinden daha fazla özgür günlere yakınız. Diğer taraftan faşizan hükümet ve onun kurumları halkımızı ve halkları esaret altına almaya her zamankinden daha hevesli görünmektedir. Hele bir de, ABD’nin pragmatist Ortadoğu politikaları için bugünlerde daha fazla bu faşizan hükümetin yanında olduğu göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Keskin tarihi bir dönemeci yaşarken hiçbir Kürt genci TC askerliğine, polisine gitmemelidir. Her Kürt genci tümden gerillaya katılmak istemiyorsa bile dağlara gelip 6 aylık geri cephe hizmetini yaparak zirveleşen halkın yanında yerini almasını bilmelidir.

Kasım Engin