HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Dünya da kendi halkına karşı herhalde en çok kullanılan insanların başında Kürtler gelirdi. Öyle ki silah kuşanır kendi kanından, canından olana karşı saldırıya geçerdi. Yine birilerinin silahını alıp kendi kardeşini vurduğu halde bu ayıplanması gereken eylemi utanmadan, sıkılmadan etrafına anlatırdı. Ne de olsa büyük bir mertlik yapmış sayılırdı!

Hâlbuki dünyanın neresine giderseniz gidin, kendi halkına karşı silah kuşananlar af edilmezler. Kabul görmezler. İtelenirler. İğrenilirler. Dediğimiz gibi ne var ki bu iğrenti durum uzun yıllar hatta çok fazla uzun yıllar övgü kaynağı olabilmiş ve kendi toplumu içerisinde bile dinlenme kitlesine kavuşabilmiştir.

Evet, başka halklarda ret edilen, kabul görmeyen ve dıştalanan herhangi bir eylem biz Kürtlerde eskiden kabul gördüğü gibi puan toplamanın da vesilesi olabilmiştir. Bunu Kürdistan özgürlük hareketi “ihanetin içselleşmesi” diye tanımlamıştı. İhanetin içselleşmesi demek ihanetin farkına varmamak demektir. Yaşadıklarının ne anlama geldiğinin ayırdın da olmamak demektir. Özcesi bihaber yaşamak demektir.

Kürdistan’da en büyük eylem nedir diye sorulacak olsalar verilmesi gereken ilk cevaplardan bir tanesi herhalde ihanetin teşhir ve tecrit edilerek karantina altına alınmış olması demek gerekir.

Kürdistan’da çok şey değişti. Köprülerin altından çok sular geçip gitti. Hani derler ya “akan bir sudan bir kere yıkanır” diye. Kürtler özgürlük mücadeleleriyle artık eskisi gibi kendilerine ihanet etmeyecekleri gibi, kendi içlerinde çıkacak ihanete de göz yummayacaklarını da açıkça her gün meydanlarda haykırmaya başladılar.

Evet, çok şey değişti ancak değişmeyen bir şey varsa oda halen faşizmin militaristinden sivil olanına kadarını yaşayan TC devletinin ve onun birçok uzantısı olarak varlık bulan kurum ve partilerinin halen kürdü eski Kürt olarak bilmeleridir. Ya da kürdün, eskisi gibi olduğuna inanmalarıdır.

Biz dedik Kürt çok değişti diye. Kendisine özgüveni arttı. Örgütlendi. Güçlendi. Kaderini eline alacak düzeye getirdi kendini. Ve tabii ki buna bir de artık kendi alternatif sistemini kurmaya doğru gittiğini de eklemek gerekir.

Eskilerden Kürtler yapmak istemediklerine karşı durmaya kalkışsalardı da alternatifleri yoktu. Yapmak zorunda kaldıklarını yapmamak için seçenekler olması gerekirdi. Lakin seçenekler yoktu. Yine sömürgecilerininkine muhtaç kalarak, sömürgeci sistem içerisinde sömürgecilerin yani işgalcilerin bize empoze ettiklerini yapmak zorunda kalırlardı.

Ama artık geçti o günler. Hiçbir Kürt yapmak istemediğini yapmak zorunda değildir. Yapmak istemediğine rest çekerek meydanlara çıkabilir ve daha da ileriye giderek restlini tamamlayarak dağlara çıkabilir. Yollar sonuna kadar açıktır.

Eskilerden Kürtler TC askerliğine gitmek zorundaydılar. Artık buna gerek yoktur. Öncelikli olarak gençseniz askerlik yapmayın. Ya da yaşınız büyükse çocuklarınızı askere göndermeyin.

Devlet korkunç çirkin bir oyun uyguluyor. Kürt gençlerini öncelikli olarak kısa acemi eğitimlerinden sonra Kürdistan’a askerlik yapmak için gönderiyor. Yani ön cephede bizlere yani gerillaya karşı Kürt gençlerini çıkarıyor. Bu ahlaksızlığın en dibe vurmuş halidir. Bizim elimizle Kürt gençlerini vurdurtarak kendince bir taşla iki kuş vuruyor. Hem ölen Kürt gencidir hem de kendince bu akan kandan nemalanarak Vatan Millet Sakarya edebiyatının yanına bir de kardeşlik lafı ekleyerek kendince puan toplayacaklar.

Evet, hiçbir Kürt genci buna gelmemelidir. Aslında hiçbir Türk genci de diye eklemek gerekir.

Tekrardan söyleyelim; öncelikli olarak askere gitme, askerdeysen askerlikten firar et. Kaldı ki bunun adı firarda değildir. Kimse bizi kendi çirkin emelleri için hizmetçi konumuna getirememelidir. Askere gitme ve Kürdistan’ın her yerinde istediğin gibi kal. Daha ilerisini istiyorsan gerillaya gel. Dağlara gel.

Birileri diyecek ki gerillanın ülke görevi sınırsızdır. Çok uzun yılları alıyor. Evet, bu doğru bizler özgürlük günlerine kadar halkımız için dağlarda nöbet tutacağız. Ve bu nöbet tutma anlarında kimimiz ebediyen bu topraklardan ayrılıyor ve sonsuzluklar diyarlarına göç ediyoruz.

Ancak herkes böyle olmak zorunda değildir. Bu tarz gerillacılığı Kürt halkının en fedai gençliği üstlenmelidir. Ancak profesyonel gerillacılığa tümden kendisini yatıramayan, ya da yatıramayacak olan-çünkü her insanımızın şartları biraz farklıdır-gelip birkaç ay ülkesine hizmet ederek hatta biraz da eğitim görerek tekrardan kendi yerine dönebilir.

Özcesi her Kürt genci kendi ülkesine hizmet etmek için birkaç ay gönüllü hizmetlerde bulunabilir. Geçmişlerde yurt dışında birkaç aylığına dağlarda gerillaya doktorluk yapmak için gelen değerli yurtsever doktorlar olmuştu. Onları halen gerilla minnetle anıyor. Neden bu minnetle anılacakların arasında sende olmayasın.

Evet, yeniden belirtelim; TC askerine gitme. İlk elden yönünü dağlara ver. Yok, dağlar ağır gelecekse dağlarda gönüllü birkaç ay halka hizmet için gel. Ancak kesinlikle TC askerliğini yapma, TC askerliğinde bulunuyorsan firar et.

Evet, gün tek bir dakika bile TC’ye askerlik yapmama günüdür.

Kasım Engin