HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Kürdistan’da 27 yıldır kesintisiz bir savaş sürüyor. Bir yandan dünyada eşine ender rastlanılan bir soykırım rejimi, diğer yandan bu soykırım rejimine karşı direnişe geçmiş bir halk gerçekliği. Yine eşine ender rastlanılan güç dengesizlikleri içerisinde yürütülen bir özgürlük kavgası.

Bir yandan dünyanın tüm iblislerin desteklerini alan bir faşizan rejim, öbür tarafta ise sadece ve sadece kendi halkına dayanan özgürlük savaşçıları.

Dünyanın neresine giderseniz gidin, neresine bakarsanız bakın bu düzeyde kalabalık nüfusa sahip bir halk bu kadar baskı altına alınmamaktadır. Yine dünyada bu denli var oluş haklarından mağdur edilen, alıkonulan bir halka da rastlayamazsınız.

Dünyada herhalde dili yasak edilmiş tek halk Kürtlerdir. Dünya da yaşadıkları toprakları bu denli yasak edilmiş olan tek halkda yine Kürtlerdir.

Başka ülkelerde ezen ülkenin halkı ezilen halkların yanında yer alırlar. Empati beslerler. Dayanışma içerisinde olurlar. Ancak Kürtler ve Kürdistan söz konusu olduğunda Kürtlerin en küçük mücadeleleri eşi benzeri görülmemiş bir biçimde aforoz edilir. Saldırılara uğrar. En küçük hak talep etmelere karşı kıyametler kopartılır. Öyle ki Kürtlerin kendi topraklarına sahip çıkmaları bile yadırganır.

Evet, dünya da ender uygulanan bir statüyle karşı karşıyadır Kürtler. Bu statüsüzlüğü Kürtler kabul etmedikleri için devasa bir mücadele içerisine girdiler. Silahlı silahsız derken Kürtler topyekûn ayağa kalktılar. Daha da önemlisi farklı farklı düşünen Kürtler ilk kez bir araya gelerek kendi var oluşları için mücadele etmeye karar kıldılar.

Evet, Kürtler tarihi bir süreçten geçtiklerini ilk kez bu denli yakacı bir şekilde fark etmişlerdir. İlk kez bu denli ulusal birliğin ihtiyacı açığa çıkıyor. Kürtler bir araya gelmeden, birleşmeden, güç birliği oluşturmadan komple işgalci ve emperyalist güçlere karşı ayakta kalmaları güç görülmektedir.

Tarihi bir dönemeçten geçildiği kesindir. Artık gün özgürlüğe doğru adım atmanın günüdür. Artık gün Kürtlerin topyekûn bir olma günüdür. Artık gün ortak değerler etrafında birleşmenin günüdür.

Kürtler de başka halklar gibi elbette homojen değildirler. Farklı ideolojik ve politik eğilimleri vardır. Her halk içerisinde olduğu gibi Kürtler içerisinde de bu normaldir. Hayaller, istemler ve düşünceler bazı noktalarda ayrışabilir. Ancak Kürt halkının özgürlüğü konusunda benzer olan görüşlerin, mutlaka kendilerini bir cephede güç yaparak, Kürtler arasında bir sinerji yaratmaları şarttır. Fikir ayrılıkları bu tarihi süreçte kan kaybına yol açmamalıdır. Tersine fikir ayrılıkları başka kesimlerle Kürtleri dayanışmaya götürecek düzeyde örgütlenerek, Kürt halkının ulusal değerlerine ve özgürlük taleplerine katkıları olursa anlamlı olabilir.

Aksi taktirde gelecekte Kürdistan tarihi yazılırken bu tarihi süreçte farklı duran her duruş mahkûm edilecek ve Kürt tarihiyle oynandığı eleştirisine haklı olarak maruz kalacaktır. Bu ciddi tarihi bir vebaldir.

Tarihi bir süreçten geçerken ve yarın tarihle oynadınız eleştirisine maruz kalmamak için öncelikli olarak hiçbir Kürt ulusal birlikten uzak durmamalıdır.

Bunun birinci adımı olarak hiçbir Kürt, Türk ordusunda askerlik yapmamalıdır. Hiçbir Kürt genci Türk ordusuna gitmemelidir. Türk ordusuna zoraki askerlik yapma yerine, özgürlük saflarına katılarak Kürt halkının özgürlüğü için dağlara gelmelidir. Dağlara gelme imkânları olmayanlar bu imkânları araştırmalıdır. Ve dağlara gerçekten gelme imkânı olmayanlar, bu duruma el verişli olmayanlar ise Vicdani Ret haklarını kullanmalıdırlar.

Ya özgürlük dağlarına bir özgürlük sevdalısı olarak gelinmelidir ya da asla ama asla Türk ordusuna gidilmemelidir.

Son süreçte onlarca Kürt genci askerlik yaparken katledildi. Yine başka halkların evlatları da Türk ordusunda katledildiler. Bunun için başka halkların çocukları da Türk ordusuna askerlik yapmamalıdır.

Yine birçok çatışma da Kürt olan askerler ölüyor. Ya da yoksul ve emekçi insanların evlatları çatışmalarda ölüyor. Bu durum biz gerillaları gerçekten çok fazla üzüyor ve zorluyor.

Kürt’sen Türk ordusunun askerliğini yapma!

Yoksul ve emekçiysen Türk ordusunun askerliğini yapma!

Vicdanlı ve demokratsan Türk ordusunun askerliğini yapma!

Kültürlü ve hoşgörülü isen Türk ordusunun askerliğini yapma!

İnsancılsan, hümanistsen Türk ordusunun askerliğini yapma!

Müslüman isen, ılımlı İslamcı diye geçinen amerikancı tayfadan değilsen hemen Türk ordusunun zoraki dayatmalarından kaç ve ordudan firar et!

Başka halkların topraklarında askerlik yapma. Firar et. Gerillaya karşı savaşma!

Türk ordusunun binlerce paralı askeri vardır. Binlerce lejyoneri vardır. Mavi, sarı, kırmızı, turuncu derken kahverengi bereli askerleri vardır. Hatta türkuaz renkli bereli askerleri de vardır. Yine dediğimiz gibi binlerce, bol parayla kontrat imzalamış askeri var. Savaşa gelecekse bunlar gelsin. Gerillaya karşı savaşmak istiyorsa bunlarla Türk ordusu gelsin, ne de olsa Türk ordusunun binlerce profesyonel diye bilinen paralı askeri var. Bunlar Kürdistan’a gelsin.

Senin bir Kürt ve halk çocuğu olarak Türk askerliğinde bir işin yoktur. Bunun için gelme. Orduda firar et. Kaç. Türkiye’den ayrıl. Başka yerlere göç et. Ya da dediğimiz gibi gerillaya gel. Ama her halükarda Türk askerliğine gitme…

Hayri Engin