HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

KCK’nin eylemsizlik kararını uzattığı gün ve onun arifesinde.

Fetul-Münafık’ın hurafeci, zilletçi Zaman Gazetesi, kulli alavere dalavere başlıklar atıyordu.

Mehmet Kamış diye bir Fetullah xulamcısı çıkıyor, bir yazı yazıyor.

İlk alavere dalavere zillet atışını O xulamcıka, yani O zatların zatı şahanelerine yaptırdılar.

Arkasından, diğer xulamcıklar başladılar, kulli alavere dalaverelere.

Neymiş de, PKK Erdoğan’a fi tarihlerinde suikast düzenlemeyi planlamış da.

Neymiş de, bilginin kaynağı da Fetul-Münafıkçı kal Vezir Atalaymış da.

Ateşkes kararının açıklandığı günün arefesinde ise Zindanlara doldurdukları DTP’lileri, tekrardan hedef gösterdiler.

Kendilerine bağlı xulam, evd hakim ile savcıların hazırladığı komplo iddianameleri bir yana bırakıp, HSYK’yi, KCK ile ilişkilendirerek, DTP’lileri zindanda tutma niyetlerini aşina ettiler.

Adeta atalarımızı doğru çıkardılar.

Bir atasözümüzde, -Kürtçenin Dımılki lehçesinde- atalarımız şöyle demiş:

“Şahide luye, dıme luye biyayış”.

Türkçesi “Tilkinin şahidi kuyruğudur”.

Atalarımız ne zekiymiş.

Ne ince zekalılarmış.

Söyledikleri tam tamamına Fetul-Münafıkçılara uyuyor.

Zaman gazetesi tilki, kuyruğu da Atalay ile Türk mahkemelerindeki hakim ile savcılar oluyorlar.

Kürtlerin soykırımında, kendi suç ortaklarını şahid olarak gösteriyorlar.

Bunlara bu zihniyeti veren de Fetul-Münafık -Fetullah Gülen-. Efendileri de, tanrıları da

Gülen’dir.

Türk Özel Harp Dairesi, Gladio ile CIA’nın kadim elemanı Gülen değil midir ki, Said-i Kurd-i’inin risalelerini tahrif eden.

Gülen değil midir ki, 12 Eylül askeri darbesinden önce 1980 Şubatı’nda fetva vererek, “Anarşistleri devletin asker ve polislerine bildirmeyenleri Allahın katında sorumlu olduklarını belirtiriz” diyebilecek kadar zulümkar olabiliyor. Ve toplumun birbirini Türk faşist rejimine gambazlaması ile ajanlaşmasına İslami kılıf bile getirebilecek kadar Yezitleşebiliyor ve münafıklaşabiliyordu.

Askeri darbe olunca da, askeri cunta ile zulmün, vahşetin tüm kapıları kendisine açılıyordu.

Kapılar açıldıkça O da, Erdal Eren gibi çocukların katili cunta başı Kenan Evren’e “evliya” diyebilecek kadar alçaklaşabiliyordu.

Devamında şöyle diyebiliyordu. “Asker tam zamanında yetişmese, bütün millet olarak inkisar içinde ağlamadan başka çaremiz kalmayacaktı”.

Böylece askeri darbenin zulmünü, işkencesini, katliamını meşrulaştırabiliyordu.

Kendisine “Nurcu” diyebilecek kadar hayasızca göz yaşı döken, bu hurafeci münafık nasıl olurda Saidi Kürd-i’in mirasçısıyım diyebilir?

Said-i Kurd-i’inin yaşamı zindanlarda geçerken, O ise sırça saraylarda yaşadı, yaşıyor.

Said-i Kurd-i her türlü mal, mülk, zekat, hediye, ev, bark ve maaşı reddediyordu.

Ama bakın ki, Fetul-Münafık 25 milyar dolarlık sermaye okyanusu üzerinde yüzüyor.

Amerika’da CIA’nın kendisine kurduğu karargahtan, fetva verebilecek kadar sahte Müslüman olabiliyor.

Oysa biliyoruz ki, Said-i Kurd-i militarizme karşı vicdani redçiydi.

Devamlı Kürtlerin özgürlüğü için içli içli konuşuyordu.

Ve diyordu ki, “Övünmek gibi olmasın, biz ki Kürdüz, aldanırız fakat aldatmayız. Bir hayat için yalana tenezzül etmeyiz.

Ey ulemaların ve şeyhlerin kaynağı olan Kürt milleti!...

Kendinize ayrı bir pınar yapınız.

Ey Kürtler!

Görüyorum ki bizde pınar yoktur”.

Said-i Kurd-i’nin özlemle beklediği pınar, bugün var. Tüm Kürtler, o pınardan kana kana su içiyor. İşte tüm Kürtlerin kana kana su içtiği, beslendiği kaynak, o pınar PKK’dir.

Fetul-Münafık gibilerini ise Said-i Kurd-i şöyle tarif ediyordu:

 “Benden sonra düşman nur postuna girecektir”.

Nur postuna giren düşman, bugün Fetullah Gülen’dir. Ona bağlı xulam abiler ile ablalardır.

Bu tip münafıkları en iyi hiciv eden şairlerden biri, Kürt şair Nefi’den sonra, Figani’dir.

Figani, Kanuni 1526’daki Mohaç seferinden dönerken Sadrazam İbrahim Paşa Budin’den beraberinde getirdiği Apollon, Herkül ve Diana’nın tunçtan heykellerini Atmeydanı’ndaki (Sultanahmet) sarayının önüne dikmesine kızar. İbrahim Paşayı hiciv eder.

Figani bir beytinde sadrazamı şöyle yerer:

“Dû Îbrahîm amed bû, dîyarî cîhan.

Yekî bût şîkan şûd, yekî bût nîşan”.

Türkçe tercümesi,

“Bu cihana iki İbrahim geldi.

Biri put yıktı, biri put dikti”.

Figani bu beytiyle Hz İbrahim peygamberin özgür ahlak devrimini överken, devşirme İbrahim Paşa’nın zulümkarlığını ve putçu zihniyetini eleştiriyordu.

Bu hiciv Figani’nin canına mal olacaktı. Sadrazam Figani’yi idam ettirecekti.

Şimdi bu beyti Fetul-Münafıkçılar için şöyle uyarlayalım:

“Dû nurcî amed bu dîyarî cîhan.

 Yekî bût şîkan şûd, yekî bût nîşan”

Türkçesi,”Bu cihana iki nurcu geldi. Biri put yıktı, biri put dikti”. Açılımı da şöyledir.

Saîd-î Kurd-î Kemalîzm putunu yıktı.

Fetul-Münafık ise Yeşil-Kemalizm “Türk-İslamo Irkçılığı” putunu dikti.

Üstelik nur postuna bürünerek.

Bu putçu zihniyetten dolayıdır ki, Fetul-Münafık’ın tüm medyası bu devri alemde, benzeri olmayan yalan dolanlara Kürtlere düşmanlık yapmakta sınır tanımamakta.

KCK eylemsizlik kararını alırken, malum hurafeci zihniyet ise aslı astarı olmayan haberler yapmakta.

Türk ordusunda daha fazla orducu kesilmekte. Türk ordusundan daha fazla savaş naraları atmakta.

Ancak öyle korkakça gidip, Burdur’da 25 gün bedelli askerlik yapmakla yiğit olunmaz.

Erdoğan’ın oğlu Bilal’in yaptığı gibi.

Birazcık da olsa ahlaklı olun, erdemli olun.

Irkçılık yaparak, fakir Anadolu evlatlarını Kürdistan’a sürmeyin.

Atalarımızın dediği gibi, “E ne di şerda be, şêre”. Türkçesi “kavgada olmayan aslan kesilir”.

Sizin zihniyetiniz ve insanlığınız tıpa tıp bu sözdeki gibidir.

Maskeniz düştü Fetul-Münafıkçılar.

Başka maske takmayın, o da düşer.

Osmanlının kanlı zihniyetini bırakın. Neo-Osmanlıcılık yapmayın. Buna Sadrazam İbrahim Paşa zihniyeti diyorlar. Ama şunu da unutmayın: Kürdistan’ın yenilmez gerilla ordusu HPG’nin her gerillası birer şair Figani’dir.

Hem de sizin gibi Yezitlere karşı da birer Hz. Ali’dir.

Özgür Bilge