HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Kıskanmak; bir sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına veya üstün durumda görünmesine dayanamamak başka bir anlamı ise herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin bu üstünlüğünden acı duymak, günülemek, haset etmek oluyor.

Gerillanın kıskanması ne kadar bu yukarıda söylenenlere benziyor tam kestiremiyorum. Çünkü bizim halkımızı kıskanmamız biraz daha farklıdır; o da halkımızın mutlu ve görkemli günleri yaşarken yanında olmayan bir kıskanma ya da bir hayıflanma diyelim…

Herhalde bugünlerde gerillanın en çok sarf ettiği cümlelerden bir tanesi ‘halkımızı kıskanıyoruz’ cümlesidir.

Bir gerilla asla ama asla kendi halkını ya da yola çıktıkları halkları kıskanmamalıdır ya da kıskanamaz. Çünkü buna hakkı yoktur. O ya da onlar bu halk ve bu halklar için yola çıkanlar olarak halkların mutluluğu için, gelecek müreffeh ve parlak günleri için yaşamaya ant içmişlerdir. Ne de olsa gerilla dağlara ilk adım attığında bu sözü verir. Ve gerilla, yeminini verirken; ‘…halkımıza, ilerici insanlığa …’ diyerek yeminini bitirir.

Peki, böyle bir yemin veren bir gerilla ya da gerillalar nasıl olurda halkını, halkları kıskanır duruma gelir?

Tek bir nedenle? Halk görkemli ayağa kalkmışken içlerinde olunmazsa.

Halk mutlu iken bunu sadece uzaklarda seyretmek zorunda kalırsa.

Halk yeniden dirilirken sadece haberlerde izleme imkânı bulabilirse.

Halk meydanlara akın akın akarken sadece ve sadece uzaklarda izleyebilirse.

Ve birde Diyarbakır’a daha doğrusu Amed’de Newroz meydanına 1 milyondan fazla insan akarsa. Ve o orada olamazsa.

Newroz ateşi çakılırken sadece çakılan ateşe dışarıdan bakarsa.

Yüz binlerce insan bir ağızda ‘Biji Serok Apo’ derken bu sloganı atanların içerisinde olamazsa.

‘PKK halktır, halk buradadır’ şiarını atarken bu sloganı birlikte söyleyemezse.

Saatlerce Newroz meydanında görkemli halaya kalkmışken buna katılamazsa.

Bu kutsallaşan halkın bu muhteşem coşkusunu birlikte aynı alanda paylaşamazsa.

Newrozlaşan bir halkın newrozlaşmasını birebir katılarak yaşayamazsa.

Ha denilecek ki önemli olan duygularda yaşamaktır. Evet, duygularda bizim kadar kendi halkını ve halkları yaşayacak az insan olduğunu biz gerillalar olarak her zaman iddia ettik. Biz büyük komutanımız Kemal Pir yoldaşın dediği gibi bu halk için ‘yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz’ diyenler olarak halkımızın her zaman yanında olduk ve onlar için yola çıktık. Ancak bizim söylediğimiz daha derin duyguları dile getiriyor.

Şunu açıkça söyleyelim; gerilla olarak Newroz’da Amed’de olmak isterdik.

Gerilla olarak Newroz’da Van’da, bir marka haline gelen Gever’de, Batman’da ve nerede bir Newroz kutlaması varsa orada olmak isterdik.

Ve şunu da açıkça yine söyleyelim; bu Newroz’da halkımızı kıskandık. Gerilla olarak kıskandık. Bir Kürt olarak kıskandık. Bir Ortadoğulu olarak kıskandık. Bir insan olarak kıskandık. Ve insanlığa örnek olacak olan ayağa kalkışın içerisinde olamadığımız için kıskandık.

Kıskanmamak için, Newrozlar kutlanırken halkımızın yanında olmak, onlarla birlikte coşmak için bundan böyle daha fazla özgür ve demokratik yarınlar için çalışacağımızın sözünü yeniden yeniden veriyoruz.

Kıskanmamak için bu kutsallaşan halk için, her gün yeniden yeniden kendimizi gözden geçirerek bu halka layık olmanın yollarını bulup mutlaka ama mutlaka acılarını dindirmek için, özlemlerinin nasıl hayat bulacağının yollarını da bulacağız.

Kıskanmamak için böylesine Newrozlaşan bir halka bundan sonra daha fazla hizmet etmenin yollarını bulacağız.

Ve kıskanmamak için kendi onurunu, iradesini hiçbir şart altında sömürgecilere, işbirlikçilere, emperyalistlere teslim etmeyen, tüm zorluklara göğüs gererek direnen bu Medleşen halk için bir kez daha direnişimizi daha gürleştireceğimizin sözünü veriyoruz.

Evet, biz Newrozlaşan bir halkın Newroz coşkusunu yaşarken halkımıza bağlılığımızı yeniden yeniden yeniliyoruz.

Ve bu halk için bir kez değil onlarca kez ölüneceğini bir daha ama daha gür bir sesle haykırıyoruz.

Kasım Engin