HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Yeni bir belge ortaya çıktı.

Bir zamanlar Doğan Güreş’in taaak demesiyle, şaaak çeken biri vardı ya.

O’na sarışın derledi.

Uzman çavuş derlerdi.

Bir de Güreş’in yanında komanda elbisesini giyince, nasıl cahil bir Ayşecik şeklini almıştı.

Şekli-şemali askeri olunca Fatihe oldu.

Kürdistan Fatihe’si.

Yaktı, yıktı, katletti, göçertti.

Ne yaptı, ne etti.

Ne Kürtler bitti, ne de Kürdistan.

Ya bitecek, ya bitecek dedi.

Komandone askeri arz-ı endamına rağmen, kendisi helak oldu gitti.

Sarışın Fatihe.

Şimdi de açığa çıkıyor ki, bu şanlı namlı Sarışın Fatihe 1967 yılından beri CIA ajanıymış.

“İstanbul Gülü” kodu ile Yankee ABD’ye hizmet etmiş.

Zaten Yankeelerin görevlendirmesiyle bir anda Başbakan oluvermişti.

Hizb-ul Kontra mı dersiniz, JİTEM mi dersiniz, Özel tim mi dersiniz, Ayşecik, Mehmetçik ne kadar katil ruhlu varsa, hepsini bir bir topladı.

PKK ile Kürtlere karşı savaştırdı.

Fet-ul Münafıkçıları da unutmadı.

Fet-ul Münafıkçı ablacıklar ile ağabeycikleri, Turancı Fatihecikler ile Fatihciklere dönüştürdü.

Sağ tarafına katil ruhluları, sol tarafına ise Fet-ul Münafıkçıları aldı.

Katil ruhlularla askeri cephe, Fet-ul Münafıkçılarla kültürel kırım cephesini açtı.

Dedi ki, ordular ilk hedefiniz Kürdistan ileri!

Dedi ki, ey ablacık ile ağabeycikler ilk hedefiniz Kürdistan ve Kürtleri soykırımdan geçirmek. Haydi ileri!

Ol zaman, git zaman Sarışın Fatihe’nin hikayesi aşina oldu.

Bizim dışımızdakiler için böyle oldu.

Zira bizim için baştan aşinaydı.

Sarışın Fatihe’den biraz sarışın Fatih’e gelelim.

Halkımızın Katil Q…doğan dediği, Azam-ı Vezir’den bahsediyorum.

Heybeden çıkan zatı muhtereme, devletlu neopadişahtan bahsediyorum.

Kürdistan’ın, yeni fatihinden bahsediyorum.

Hani Azam-ı Vezir olmadan önce, icazet almak için gidip kendi kabesi ABD’ye yüz sürmüştü ya.

Süklüm büklüm bir vaziyette yeter ki emredin, ne emrederseniz emredin, amadeyim demişti ya.

O gün bugün derken olu verdi Azam-ı Vezir.

Çıktı Kürdistan seferine.

Oldu Kürdistan Fatihi.

HPG çatışmasızlık sürecine riayet ederken, Azam-ı Vezir savaş diyor. İşgale devam diyor.

Kürtleri kültürel soykırımdan geçiren Fet-ul Münafıkçı ablacıklar ile ağabeycikleri “akıncılar” diyor.

Açıkça Kürdistan’daki hem askeri işgal ve hem de kültürel soykırımı itiraf ediyor.

Askeri işgalin planlayıcıları ile destekçilerinden İsrail Siyonizmi ile olan stratejik birliğini de şu sözlerle Kütahya’daki konuşmasında açıklıyor:

“Biz Türk milletinin çıkarına olan antlaşmalara imza atıyoruz. İsrail ile yaptığımız antlaşma da gizlilik kaydı var. Bu nedenle açıklayamıyoruz” diyor.

Milletlerin çıkarları gizli değildir. Eğer bu antlaşmada Türk milletinin çıkarı varsa açıklasınlar, halkta onları alkışlar. Demek ki, Türk milletinin bu antlaşma da hiç bir çıkarı yok.

Demek ki, bu antlaşma Kürdistan’ın işgal edilmesi ve Kürtlerin soykırımdan geçirilmesi temelinde Türk-İslam Siyonizmi-Türk Irk Rejimi- ile İsrail Siyonizmi arasında imzalanan bir antlaşmadır.

İsrail bunun güvencesini alarak, Katil Q…doğan’ın Azam-ı Vezir olmasına onay vermiştir.

Karşılığında, Serxet ile Bınxet’deki Kürdistan topraklarını, parça parça Türkiye’deki Yahudi şirketleri vasıtasıyla almaktadır. Azam-ı Vezir’in GAP GAP diye avaz avaz bağırdığı projenin özü budur. Özü Kürdistan’ın, İsrail’e satışa çıkarılmasıdır.

İşgalci ve soykırımcı güçler-Türk-İslam Siyonizmi ile İsrail Siyonizmi- deq u dolaplarla Kürdistan’ın işgalini sürdürmek istedikleri için, Katil Q…doğan aralarındaki antlaşmayı açıklamıyor.

Açıklayamıyor, çünkü Azam-ı Vezire verilen bir misyon var.

Bu misyonu veren, İsrail ile ABD’dir.

Çiller’in CIA’daki kodu “İstanbul Gülü” çıktı.

Erdoğan’ın CIA ile MOSSAD’da ki kodu “Kürdistan Fatihi” çıkarsa hiç şaşmayın.

Eğer böyle değilse Azam-ı Vezir’in bu kadar savaşta ısrar etmesinin nedeni nedir acaba?

Eğer böyle değilse Azam-ı Vezir çoktan KCK’nin başlattığı eylemsizlik sürecine olumlu cevap verirdi.

Özgür Bilge