HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

karadenizde kurtleresaldiriTürkiye’de son zamanlarda herkes adeta “duyarlı olalım” kampanyalarına başlamıştır. Dikkat edilirse itidal, sağduyu, sabır, sükunet, metanet derken insan aklının bin yıllardan süzülerek gelen en kabul görmesi gereken özelikleri herkesten sıralanarak isteniyor. Ve bunlar doğrusu güzel olan özeliklerdir. Yine bunlar doğrusu kabul edilmesi gerekli olan çağrılardır.

Bu sağduyu çağrılarının karşısına ise; baltalayan, sekter, tahrik eden, aceleci, saldırgan ve de kışkırtıcı olan dillerde vardır.

Herkes sağduyu çağrısı yaparken, herkes kışkırtıcılığa karşı da temkinli olunması gerektiğini dile getiriyor.

O zaman haklı olarak bir soru sormak gerekiyor. Kışkırtıcılık, kışkırtan yani kışkırtıcı kişilik nedir?

Sağa sola vurmadan, yani oraya buraya çekmeden olduğu gibi yazmaya başlayalım kışkırtıcılığı ve kışkırtan kişiliği…

Batılılar kışkırtıcılığı provokasyon olarak isimlendiriyorlar. Kışkırtan kişi ise provokatör diyorlar.

Normal seyrinde izleyen, yürüyen, yol alan bir durumu, süreci, çizgiyi seyrinden çıkartma, tahrik etmek, erken doğuma zorlama, bozma, karıştırma, muğlaklaştırma gibi birçok hâli, provokasyon olarak değerlendirmek eksik olsa bile yanlış olmaz. Yine bu keyfiyeti yapan kişi ise provokatör demek yanlış olmaz.

İdeolojik mücadelelerde provokasyonu; boşa çıkarmak, özünden boşaltmak, çizgiyi saptırmak olarak ele alınıyor. Yine tahrik etmek, tuzağa çekmek olarak da alınabiliyor.

Her halükarda provokasyonu –temsil edilen çizgilerin pozisyonları açısından farklı olsa bile-kışkırtmak, tahrik etmek, rayından çıkarmak, erken doğuma zorlamak, sinirlendirmek, germek gibi terimlerle anlatmak dediğimiz gibi çokta yanlış olmaz.

Peki, yukarıdaki yapılan tespitler ışığında bu gün Türkiye’de Türkiye toplumunu, yine Kürt toplumunu hatta başka azınlıkları, farklı inanç guruplarını tahrik eden, farklı tartışmalara çeken, iten, kavgaya sürükleyenler kimlerdir? Yani bir toplumun doğal seyrinde izlemesi gereken yolu izlememesi için, ısrarla sürekli gerili bir ortamı yaşatmaya çalışanlar kimlerdir? Hangi düşüncelerdir? Hangi eğilimlerdir?

Örneğin günlük olarak toplumun belirli kesimlerine hakaret edenler kimlerdir?

Dil açısından adeta günlük olarak insanlara ya da belirli bir çevreye hakaret yağdıran kimlerdir?

Maço kişiliğini adeta topluma Saddam vari bir şekilde erkeksi kaba yönlerini yansıtmakta ısrar eden, iktidar erkenin kimin elinde olduğunu hissettirenler kimlerdir?

Laf ebeliği ile insanlarla alay edenler kimlerdir?

İnsanların sinirlenmeleri için, gerilmeleri için, mutlaka kalkıp bir şeyler yapma zorunda kalmalarını kim tetikliyor?

Kim kadını aşağılıyor?

Kim başka inançlara tepeden bakarak ötekileştiriyor?

Kim başka halkların diliyle alay ediyor?

Kim başka halkların temel doğuştan gelen haklarının gasp edilmesine ısrarla devam ediyor?

Kim hem insanları öldürüyor sonra da kalkıp bu işi devam edeceklerine alenen herkesin önünde dile getiriyor?

Kim halkla dalga geçiyor?

Kim ve kimler halkları bombalıyor ardından da rencide ediyor?

Böyle kimleri, kim’e soruları sorarak soru listesini uzatmak mümkündür.

Dikkat edilirse tarafsız bir şekilde bile olsa bu yukarıda sorulan sorulara verilecek cevaplar nettir. Kişilerin kimler olduğu nettir. Hatta bir anket yapılsa bile bu söylediklerimiz yüzde yüz doğrulanır.

Türkiye’de toplumu en çok geren kişi büyük bir mesafeyle Erdoğan’dır. Bir müddet öncesine kadar İ. N. Şahin adındaki “marangoz hatası” sonucu oluşan kişilikti. Yine Hüseyin Çelik böyle bir kişiliktir. Şimdilerde olmasa bile bir dönem önce Yalçın Akdoğan adındaki şahıstı.

Ve tabii Oktay Vural’ı, Bahçeli’yi de unutmamak gerekir.

CHP saflarında Kamber Genç herhalde bu durumu kimseye kaptırmaz. Eskilerde bu sahanın bir numarası Deniz Baykal’dı. Şimdilerde bir köşede dursa bile gelecekte böyle durmayacağı kesindir. Yine Haluk Koç, Muharrem İnce, Emine Tarhan Ülker böyle kişilere çok benziyorlar.

Kürtler içerisinde iyi bir örnek Mehmet Metiner, İbrahim Güçlü, Orhan Miroğlu, sakin görülse bile Kemal Burkay gibilerini de saymak yanlış olmayacaktır. Başka isimler yok mudur, vardır.

Şimdi dikkat edilirse yukarıda ismi geçen kişilerin ortak yönleri kışkırtıcı olmalarıdır. Söylemleriyle birilerini başka şeyler yapmaya tahrik etmeleridir. Teşvik etmeleridir. Hakaret etme ortak yönleridir.

İşte yukarıda dile getirdiklerimizin tümünü provokatörlük olarak ele almak yerindedir. Ve bunları yapana da provokatör demek yerindedir.

Sözü uzatmadan Türkiye’de kimin provokatör olduğu ortada değil midir?

Bunun için diyoruz ki sağduyu çağrısı yapılacaksa öncelikli olarak herkesin ama herkesin yukarıda isimlerini verdiğimiz çizgilere ve kişiliklere yapması şarttır.

Hayri Engin