HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Kürdistan ve Türkiye tarihinde ilk defa Türk Medyası, PKK ve Kürtler konusunda birazcık çok çok cuzi de olsa, zilletçi bir dil kullanmamaya dikkat ediyor.

Fakat bir gazete var ki, eskisinden daha beter bir şekilde zilletçe, zalimce bir lugata başvurmakta. Bu gazete Fetul-Münafık’ın Zaman gazetesidir.

 Kurulduğu 1948 yılından itibaren, 61 yıl boyunca katı Türk ulusçusu bir çizgide “Türkiye Türklerindir” logosuyla yayın yapan Hürriyet gazetesi, dilini yumuşatırken, Zaman gazetesinin Hürriyet gazetesinin görevini devralmasını hayretle karşılamadık.

Malum gazetenin, malum sahibi Gülen’in nemenem bir Türk ırkçısı -Turancı- olduğunu bizden daha dahiyane bir şekilde hiç kimse tanıyamaz.

Bizden daha dahiyane bir şekilde hiç kimse, Fettullah’ın, İskenderun’da askerlik yaparken gladio elemanı olduğu için büyük telsizin başına getirilerek askeri istihbaratçı olarak görev yaptığını analiz edemez.

Bizden daha dahiyane bir şekilde hiç kimse, malum tescilli CIA ajanının, askerde iken özel bir izinle Erzurum’a gönderilerek, dernek kurulmada görevlendirildiğini bilemez.

Bizden daha dahiyane bir şekilde hiç kimse, sahte çakma hocanın -CIA, MİT, MOSSAD elemanı- askerde camiye gidip vaaz verme hakkının olmadığını çıkaramaz.

Tüm bunlar ortadayken bu malum İslam düşmanı hurafeci celladın, icraatından az da olsa ders çıkarmayanlar ya akıl yoksunudurlar ya da cellat olmayı düşlüyorlardır.

Bizden daha dahiyane bir şekilde hiç kimse, huşu içinde Kürtleri soykırımdan geçirmeye yemin eden malum zatın, katı Kemalistlerin yerini alan yeşil Kemalist olduğunu kavrayamaz.

Yani gitti katı Kemalistler, geldi yeşil Kemalistler.

Yani ABD, İngiltere, AB, İsrail ve MİT tarafından katı Kemalistler yerine görevlendirilen yeşil Kemalistler var artık.

Kürtlerde bir atasözü var kısaca bu durumu anlatır.

Atalarımız demiş ki, “Kutik kutik o, ha sîya ha sûr”.

Türkçesi köpek köpektir, ha siyah ha kırmızı fark etmez.

İster katı Kemalistler olsun, isterse yeşil Kemalistler -Fetulmünafıkçılar- olsun tek hedefleri var, o hedef de Kürtleri Türkleştirerek soykırımdan geçirmektir.

Katı Kemalistler deşifre olunca İslami kılıf giydirilmiş Türk-İslam sentezli (neo-Türk ırkçıları) devreye sokuluyor.

Öz itibarıyla değişen bir şey yok ki.

İşte böylesine soykırımcı ve Kürde düşmanlıkta sınırsızlığı bir ilke olarak belleme zihniyetine sahip Fettullahçılar ve önderlerinin gazetesi Zaman gazetesinin yaptığı da faşistlik misyonunu yerine getirmektir.

Hem diplomalı Kürt düşmanı ve hem de Önder Apo’nun esir düşmesinde baş aktörlerden biri olan Yahudi Michael Rubin, Türkiye’ye diyor ki, sakın ola PKK’yi muhatap alma, kankası Zaman gazetesi de benzer tekerlemeyi tekrarlıyor. Anlaşılan o ki, Fetullahçılar, Rubin’den talimat alıyor.

Malum gazetenin yazarlarından Mustafa Ünal ile Mehmet Kamış kendi zihniyetinde ve cemaatinde olan emniyetçilerin zindanlara doldurdukları DTP’lileri, KCK üyeleri diye ilan ederken, Fetul-Münafıkçı derneklerin daha fazla soykırım görevlerini üstlenmelerini öneriyorlar.

Böylece Kürtleri, Türkleştirerek sorunu çözeceklerinin hayalini kuruyorlar.

İş arkadaşları Mümtazer Türköne ise, “PKK silah bırakmalı, bundan taviz verilmemeli” diyerek kurnazca bir şekilde teslimiyeti dillendiriyor.

Gülen’ın gözde şagırtı Salih Yaylacı’da boş durmuyor. Yazıyor da yazıyor. Diyor ki, “Abdullah Öcalan’ı muhatap almak yeni bir çözümsüzlük sürecinin başlamasıdır. Bunu görmemek elde değil.”

Yazarları Kürtlere soykırımı reva görürken, gazetenin bir bütününde de ‘terörist başı’, ‘terör örgütü PKK’nın elebaşı’ gibi zilletçi klişelerde niceliksel artışlar var.

Sonuçta ortaya çıkan şudur:

Kürdistan’daki savaşın sürmesini isteyen, Kürtlerin özgürleşmesini istemeyen bunun üzerinden palazlanmayı bir strateji olarak önüne koyan bir yeşil Kemalist cemaatle -Fettullahçılarla- karşı karşıyayız.

Tabi ki, bu Kürt düşmanı cemaate karşı, Kürtlere de büyük görevler düşüyor. Tüm Kürtlerin, ırkçılıkta Hitler’i bile geride bırakan Fetul-münafıkçılara karşı hemen harekete geçmesi gerekiyor.

Hiçbir Kürt ailesi, evladının bu cemaatle ilişkilenmesine, cemaatin okullarına, derneklerine, yurtlarına gitmesine, gazetelerini okumasına müsaade etmemelidir.

Kürdistan’da tek bir gazetelerinin bile okunmasının meşrutiyeti kalmamıştır.

Tek bir TV ile dergilerinin takip edilmesinin meşrutiyeti kalmamıştır.

Eğer böyle yapılmazsa, 86 yıldır katı Kemalistlerin Kürtlere yaşattıkları zulmü, bu defa 86 yıl yeşil Kemalistlerin - Fetullahçı cemaat- yaşatacakları bilinmelidir.

Sadece Fettulahçı polislerin son üç yılda katlettikleri gençler, çocuklarımıza yaptıkları vahşiyane işkenceler her şeyi anlatmıyor mu, olabilecekleri göstermiyor mu?

Özgür Bilge