HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Basına ve Kamuoyuna!

Mêrdîn halkımızın değerli evladı, Apocu fedai militan ve Mêrdîn Eyalet Komutanlığı üyesi Memed Cûdî yoldaşımız 25 Ekim 2024 tarihinde şehadete ulaştı.

Memed yoldaşımızın şehadet biçimi ve olayı tüm boyutlarıyla netleşmemiş olup araştırılmaktadır.

Memed yoldaşımız, Mêrdîn halkının asaletini ve büyük yurtseverliğini karakterinde barındıran soylu bir gençti. Aydın, bilinçli, emekçi, fedakar ve olgun bir yoldaştı. Mimarlık fakültesini kazanıp üniversiteye gittiğinde yurtsever devrimci gençlik çalışmalarına katıldı. Yıllarca gençlik çalışmalarında yer aldı. Kapitalist modernite sisteminin sahte yaşamını, tüm maddi olanaklarını ve üniversitesini halkının özgürlük mücadelesine tercih ederek profesyonel bir devrimci oldu. Düşmana esir düştü, zindanlarda kaldı, Ferhat Kurtaylar’ın, Mazlum Doğanlar’ın izinden yürüdü ve mücadelesini daha da büyüterek ilk fırsatta Kurdistan dağlarına ulaştı.  Cûdî’de ilk pratiğine başladı, gerillalaştı, savaştı, düşmana büyük darbeler vurdu, ağır yaralandı ama hiç pes etmeden mücadelesini sürdürdü. Aldığı her görevi mutlaka başarıyla sonuçlandırmak için çalıştı. Edindiği tecrübe ve birikimle yoldaşlarına öncülük eden bir komutan oldu. Hêzên Taybet’e katılmak ve fedai eylem yapmak için ısrarlı önerilerde bulundu. Fedailiği bir yaşam tarzı haline getirerek hesapsızca mücadele etti. Yüzü daima Bakurê Kurdistan’daki mücadeleye dönük olan Memed yoldaşımız, Bakur’a geçti ve Mêrdîn Eyalet Komutanlığı üyesi olarak görev üstlendi. Mêrdîn’de görevi başındayken şehadete ulaştı.

Apocu fedai komutan Memed yoldaşımızın değerli ailesine, yurtsever Mêrdîn ve tüm Kurdistan halkına başsağlığı diliyoruz.

Memed Cûdî yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:


Kod Adı: Memed Cûdî
Adı Soyadı: Ramazan Aktaş
Doğum Yeri: Mêrdîn
Anne – Baba Adı: Hamdiye – Alaattin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 25 Ekim 2024 / Mêrdîn

Memed Cûdî – Ramazan Aktaş

Rêber Apo ve partimiz PKK öncülüğünde halkımızın makus talihine yapılan müdahale ve ardından gelişen özgürlük mücadelesi halkımızın en değerli evlatlarını mücadele saflarına katmasıyla büyük bir ivme kazandı. Sömürgeci Türk devletine karşı gerillanın yenilmezliğinin kanıtlanması ve halkımızın yediden yetmişe serhildana kalkarak yeniden dirilmesi, Kurdistan özgürlük tarihinde yeni bir sayfanın açılmasını sağladı. Büyük bedeller verilerek yaratılan özgürlük ruhu tüm kurumuş bedenlere sirayet ederek halkımızın bulunduğu her yerde direniş saflarına katılmasını sağladı. Mücadelemizle ilk buluşan ve en değerli evlatlarını veren bölgelerin başında kuşkusuz Mêrdîn gelmektedir. İlkel milliyetçiliğin halkımızın yurtseverlik duygularını istismar etmesine karşılık ilk Apocu militanların büyük fedakarlıklar yaparak kendilerini halkımızın özgürlük mücadelesine adaması ve gerektiğinde en büyük bedelleri vermekten geri durmaması yurtsever Mêrdîn halkımızı derinden etkilediği gibi hızla Apocu Hareket ile bütünleşmesini de sağladı. Apocu Hareket’te samimiyeti ve halkımızın özgürlüğünü sağlayacak ciddiyeti gören Mêrdîn halkımız, hiç tereddüt etmeden en değerli evlatlarını mücadele saflarına kattı. Mücadelemizin ilk günlerinden günümüze kadar bu onurlu duruşunu koruyan Mêrdîn halkımız bu özelliğiyle Kurdistan’da yurtseverliğin sembolü olmuştur.

Böylesi bir halk gerçekliğinin yaşandığı Mêrdîn’in Dêrîk ilçesinde yurtsever bir ailede dünyaya gelen Memed yoldaşımız hem ailesinin hem de yakın çevresinin Kürt kültürünü ve geleneklerini yaşamalarından dolayı kökleri üzerinde büyüdü. Tarihin hiçbir döneminde işgalcilere ve soykırımcı Türk devletine boyun eğmeden onurluca yaşayan bir aile geleneğine sahip olmalarından dolayı Partimizin ilk yıllarından itibaren mücadelede yer almaya başladılar. Aileden partimiz PKK’ye ilk katılan Cemil – Kerim Baytar yoldaşımızın 1986 yılında Gabar’ın Sipîvyan köyünde şehadete ulaşması bu değerli ailemizin özgürlük mücadelesine kopmaz bağlarla bağlanmasını sağladı. Şehîd Cemil yoldaşımızın değerli anısı ile büyüyen Memed yoldaşımız, küçük yaştan itibaren gerillaya büyük bir sempati duymaya başladı. Beraber büyüdükleri bir grup arkadaşı ile birlikte ilk olarak Mêrdîn’de gençlik faaliyetlerinde yer alan Memed yoldaşımız, bu süreçte mücadelemizi tanıma fırsatı buldu.

2005 yılında İstanbul’daki Yıldız Teknik Üniversitesi’nde mimarlık bölümünde okumaya başlayan Memed yoldaşımız, bu süreçten itibaren Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni daha yakından tanıma olanağına kavuştu. Özellikle Rêber Apo’nun ‘’Nasıl Yaşamalı’’ kitabını okuduktan sonra nasıl yaşaması ve nasıl yaşamaması gerektiğini aklında ve yüreğinde netleştirdi. Rêber Apo’nun ufuk, yürek ve zihin açıcı bu çözümlemelerini okuduktan sonra artık kesin mücadele etme kararlılığına ulaştı. Aynı zamanda aydın, bilinçli ve arayış sahibi bir genç olarak Önderliğimizin savunmalarını da ilgi ve merakla okudu. Savunmaları okuduktan sonra mücadeleye olan ilgisi ve bağlılığı daha da güçlenen yoldaşımız, Önderlik savunmalarına doğru yaklaşarak öğrendiği bilgilerin pratiğini de yapması gerektiğine karar verdi. Bir yandan üniversitedeki öğrenimine devam eden Memed yoldaşımız, diğer yandan da yurtsever devrimci gençlik faaliyetlerinde yer almaya başladı. Sömürgeci Türk devletinin halkımıza yönelik saldırılarının en yoğun yaşandığı bir dönemde gençlik çalışmalarında yer alan yoldaşımız, düşman saldırılarına karşı daha aktif bir şekilde mücadele etmesi kararlılığına ulaştı. Çocukluk arkadaşı olan ve üniversiteye de birlikte başladığı Şehîd Kurtay – Memed Kıran yoldaşımızla birlikte gençlik çalışmalarına profesyonel düzeyde katıldı. Memed yoldaşımız, birçok bölge ve şehirde aktif bir mücadele yürüttü. İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde çalışma yürüten yoldaşımız, Şêhîd Özgür Ronî – Derviş Köşkerler’in gençlik içinde geliştirdiği Apocu gençlik ruhunu, dinamizmini ve direniş çizgisini takip etti. Aklında sürekli olarak ‘’Nasıl Yaşamalı’’ sorusuna ürettiği cevaplar olan Memed yoldaşımız, en anlamlı ve hakiki cevabın ‘’özgürce yaşamak’’ olduğuna yürekten inandı. Memed yoldaşımız kapitalist modernite, devlet ve geleneksel toplum sınırları içinde kendisini kandıran sahte bir yaşama tenezzül etmedi. Ailesinin maddi olanaklarının olması, eğer isterse kendisine bireysel yaşam kurma imkanlarına sahip olması, en iyi üniversitelerden birinde kariyer ve maddi geleceği parlak bir meslek sahibi olabilmesi onun için tamamen değersizdi. Memed yoldaşımız, sistemin tüm bu olanaklarına sahipken, yüreği halkının ve ülkesinin özgürlük aşkıyla yanıp tutuşan kararlı bir devrimci olarak hepsini elinin tersiyle iterek, Apocu hareketin anlam ve maneviyat dolu devrimci yaşamında tercih kıldı. Bunun için tüm fedakarlıkları ve zorlukları göze aldı ve yüreği daima dağlarda cesurca savaşan gerilla ile birlikte attı. Sadece kendisinin değil, onlarca Kürt gencinin mücadele saflarına katılmasında büyük emek sahibi oldu. Mütevazi, emekçi kişiliği ve düşmana karşı olan öfkesiyle yoldaşlarına hem yaşamda hem de mücadelede öncülük yaptı. Düşmanın halkımıza yönelik soykırım saldırılarını artırdığı 2009 yılında onurlu her Kürt genci gibi Kurtay – Memed Kıran yoldaşımızla birlikte mücadelesini Kurdistan dağlarında sürdürme kararlılığına ulaşan Memed yoldaşımız, binlerce kişinin girmek için yıllar uğraştığı Yıldız Teknik Üniversitesi mimarlık bölümünü terk ederek yüzünü Kurdistan dağlarına döndü ve PKK’ye katıldı.

Kurdistan dağlarında Komalên Ciwan bünyesinde çalışmalarını sürdüren Memed yoldaşımız, burada bir süre eğitim gördükten sonra tekrar Bakurê Kurdistan ve Türkiye’ye dönerek gençlik faaliyetlerini devam ettirdi. 2011 yılına kadar Bakur’da ve Türkiye metropollerinde çalışma yürüten Memed yoldaşımız, onlarca gencin özgürlük mücadelesiyle tanışmasında ve buluşmasında emek verdi. Kürt gençlerinin öz savunmasını örgütlemesinde ve bilinçlenmesinde rol oynadı. Gerilla saflarına kattığı her gençle birlikte yüreğinden bir parçayı da Kurdistan dağlarına gönderen yoldaşımız, her anında dağları ve orada şahitlik ettiği derin yoldaşlığı yaşadı. Bu nedenle bulunduğu her alanda öncü bir militan ve PKK’nin gençlik ruhunun temsilcisi olmayı başaran Memed yoldaşımız, ilişki kurduğu her yoldaşında derin izler bırakmayı başardı. Pratiği ile düşmanın da dikkatini çeken yoldaşımız, 2011 yılında düşmana esir düştü. 2014 yılına kadar zindanda kalan yoldaşımız, mücadelesini burada da kesintisiz bir şekilde sürdürdü. Partimiz PKK’nin zindan direniş geleneğinin farkında olan Memed yoldaşımız, daha ilk günden itibaren düşmanın zindanlarla amaçladığı Apocu militanları çürütme ve mücadeleden düşürme politikasını boşa çıkararak direnişi esas aldı. Çok güçlü ve köklü olan zindan direniş geleneğimiz hakkında kendisini daha fazla eğiterek hem Mazlum Doğan, Dörtler ve 14 Temmuz Direnişçiliğine layık bir mücadele çizgini esas aldı hem de derin sorgulamalar yaparak daha aktif bir katılımın altyapısını oluşturdu, kendisini kapsamlıca eğitip donanımlı hale getirdi.

2014 yılında zindandan çıktığında her ne kadar daha önce yer aldığı Komalên Ciwan çalışmalarına dönmesi önerildiyse de, Memed yoldaşımız yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek Cûdî Dağı’nda gerilla ile buluştu. Zindanda yaşadığı yoğunlaşmaları böylece hemen pratiğe aktarmak isteyen yoldaşımız, bunun güçlü bir gerillacılık pratiği ile mümkün olabileceğinin farkındaydı. Bu temelde alanda bulunan yoldaşlarından gerillacılığın temel ilkelerini öğrenen yoldaşımız, istekli ve aktif katılımı sayesinde on yılların gerilla tecrübesini kısa sürede öğrendi. Öğrenme süreci ile pratik yapma sürecini iç içe yürüten yoldaşımız, önemli gelişmeler kaydetti. Uzun bir süredir Parti saflarında ve çeşitli mücadele alanlarında bulunmasına rağmen Cûdî bölgesinde yaşadığı gerillacılık pratiğini yaşamının en değerli anları olarak ifade eden Memed yoldaşımız, özellikle Cûdî’deki Şehîd Rizgar Gever, Şehîd Sorxwîn Roboskî, Şehîd Roza Gever, Şehîd Serdem Goyî ve daha birçok yoldaşının şahsında PKK yoldaşlığına en sade ve özlü bir şekilde şahitlik etti. Yaptığı bir değerlendirmede Cûdî bölgesini yaşadığı tüm duygu, düşünce yoğunluğu ve yoldaşlık sevgisinin beden bulduğu alan olarak ifade eden yoldaşımız, buradaki yoldaşları şahsında Önderliğimizin PKK yoldaşlığı ile ilgili yaptığı “Hakikatten pay alma” belirlemesinin somutluk kazandığını gördü. Bu nedenle kendisini tamamen mücadeleye adayan Memed yoldaşımız, özellikle düşmanın 2015 yılından itibaren halkımıza ve Hareketimize yönelik başlattığı saldırılara en güçlü bir şekilde cevap vermek istedi. Düşmanın özellikle Cûdî bölgesinde bulunan Şehîd Cûma Bilikî Şehitliği’ne yönelik alçakça ve insanlık dışı saldırısına karşı yapılan etkili eylemlerde yer alarak yüreğindeki öfkeyi daha da korlaştırdı. Düşmanın Cizîr ve Silopiya’da halkımıza insanlık dışı yöntemlerle saldırmasına karşılık sürekli eylem halinde olmak ve düşmandan yaptığı katliamların hesabını sormak isteyen Memed yoldaşımız, bu süreçteki militanca duruşu ve düşmana vurmadaki ısrarı ile tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir özgürlük gerillası oldu.

2017 yılında yer aldığı bir eylemde her iki ayağından ağır yaralanan Memed yoldaşımız, daha sonra Medya Savunma Alanları’na geçerek tedavi sürecine başladı. Her ne kadar yarası ağır olsa da Apocu iradesi ve sahip olduğu yüksek moral sayesinde bu tedavi sürecinden daha da güçlenerek çıktı. Tedavi sürecinde bir yandan da Devrimci Halk Savaşımızın tüm boyutlarıyla yaşamsallaşması için yoğunlaşan Memed yoldaşımız, çıkardığı sonuçları yoldaşlarıyla da paylaştı. Daha sonra YPS çalışmalarında yer alan yoldaşımız, halkımızda öz savunma bilincinin derinleşmesi için önemli bir çabanın sahibi oldu. Aynı zamanda birçok Kürt gencinin öz savunma temelinde örgütlenmesinde ve eylemselleşmesinde rol sahibi olarak Bakurê Kurdistan’daki mücadelenin büyütülmesini sağladı.

Memed yoldaşımız, devrim ihtiyaçları temelinde kendisine hangi alanda hangi görev verilmişse bunları kesin başarı temelinde pratikleştirmeye çalıştı. Kendisini Apocu ideoloji ve paradigmada derinleştirerek bilgin ve olgun bir devrimci olan Memed yoldaşımız, engin bilgisi ve daima dinamik olan gençlik ruhu ile yoldaşlarını eğitti. Kendisini Apocu fedai ruhta derinleştirerek Hêzên Taybet’e katılmaya ve fedai eylem yapmaya önerdi. Bu önerisinde birçok sefer ısrarcı oldu. Mücadelemizde oynadığı rol ve üstlendiği görevler nedeniyle bu önerisi kabul görmese de, o bulunduğu her an’da ve alanda fedaice yaşamayı esas aldı. Fedailiği sadece anlık bir eylem olarak değil, bir yaşam ahlakı, duruşu, ölçüsü, tarzı ve ruhu olarak ele aldı. Fedailiği devrim yürüyüşünün tümüne egemen kılarak fedaice mücadele eden Apocu bir komutan haline geldi.  

Her ne kadar yer aldığı çalışmalarda başarılı bir pratiğin sahibi olsa da yüzü ve yüreği her zaman Botan’a ve özelde de Cûdî’ye dönük olan Memed yoldaşımız, bir an önce Sefîne ve Lawkê Xerîb’le buluşmanın hayalini kurdu. Bu temelde tekrar Bakurê Kurdistan’a dönme önerisinde bulunan yoldaşımız, her ne kadar yaralanmadan kaynaklı fiziki anlamda zorlansa da bunu hiçbir zaman önünde engel olarak görmedi. Birbirinden değerli yoldaşlarını tanıdığı, yaşamının en anlamlı ve özgür günlerini yaşadığı Botan bölgesine dönmek için ısrarcı olan Memed yoldaşımız, ihtiyaçlardan kaynaklı Eyalet Komutanlığı Üyesi olarak Mêrdîn bölgesine geçti. Doğup büyüdüğü Mêrdîn’e bu sefer bir özgürlük gerillası ve komutanı olarak dönen yoldaşımız, içerisinden geçtiğimiz tarihi sürecin yüksek sorumluluğunun bilincinde olarak görevlerine yaklaştı. Mücadelemizin kırsaldan ovaya, dağlardan şehirlere kadar her yere yayılması ve düşmanın yarattığı sömürgeci sistemin adım adım parçalanması için büyük bir çabanın sahibi oldu.

Mütevazı kişiliği, derin yoldaşlık bilinci, gerilla savaş sanatındaki yetkinliği, tereddütsüz ve fedai katılım tarzıyla örnek bir Apocu militan ve komutan olan Memed yoldaşımız, 25 Ekim 2024 günü gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşarak 16 yıl boyunca nefes nefese ve tereddütsüz bir şekilde yürüttüğü devrimci yaşamını zirvede tamamlayarak halkımızın özgürlük tarihindeki yerini aldı. Yoldaşları olarak Memed yoldaşımızın bizlere devrettiği mücadele bayrağını onun şahsında tüm şehitlerimize layık olmanın bilinciyle her zaman en yükseklerde dalgalandıracağız.

29 Ekim 2024

HPG Basın İrtibat Merkezi