Basına ve Kamuoyuna!
19 Eylül 2019 günü Tolhildan alanında sömürgeci TC ordusunun gerçekleştirdiği operasyon sırasında yoğun çatışmalar yaşandı.
Fedaice savaşan yoldaşlarımız karşısında ilerleyemeyen işgalciler yoğun teknikle saldırılar gerçekleştirdi. Savaş uçakları ve saldırı helikopterleriyle alanı yoğun bir şekilde bombalayan işgalcilerin saldırısı sonucu, öncü ve fedai militanlarımız Roşer ve Çekdar yoldaşlarımız şehadete ulaştı.
Bakurê Kurdistan toprakları, Fermandar Egîdlerle başlayan tarihi gerilla direnişimizin merkezinden yer alarak sayısız kahramanlık destanına tanıklık etti. Sömürgecilerin bütün imkanlarını kullanarak ‘’72 saatte yok edeceğiz’’ dediği gerilla mücadelemiz yarım asra yaklaşarak işgalcilerin hevesini kursaklarında bıraktı ve bugün bütün ezilenlerin kurtuluş umudu haline geldi. Kuşkusuz bu tarihi gelişim ölümsüz şehitlerimizin insan üstü emekleri, fedaice yaşamları ve militanca savaş tarzlarının sonucunda ortaya çıktı.
Bu sarsılmaz direniş geleneğinin seçkin ardılları olan Roşer ve Çekdar yoldaşlarımız, zafer çizgisinin fedaileri olarak savaşarak mücadelemizin mutlaka zafere ulaşacağının somut örnekleri oldular. Tolhildan alanında sömürgecilerin korkulu rüyası haline gelen Roşer ve Çekdar yoldaşlarımız işgalci Türk ordusunun binlerce asker, sınırsız teknik destekle gerçekleştirdiği onlarca operasyonu boşa düşürdüler ve en imkansız gibi görünen anlarda etkili eylemler gerçekleştirerek özel savaş politikalarına büyük darbeler vurdular. Bakurê Kurdistan’da, Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın yenilmezliğini bütün dünyaya ispatladılar. Zor koşullara rağmen yeni dönem gerillacılık taktiklerini başarılı bir şekilde pratikleştirerek zafer umudunu güçlendirdiler. Mücadelemizin birçok farklı alanında çalışma yürüten, en önemli görevleri büyük bir sorumluluk duygusuyla üstlenerek başarıya taşıyan ölümsüz komutanımız Roşer yoldaşımız ve Apocu militanlık özelliklerini şahsından somutlaştırarak soluksuz bir mücadele yürüten Çekdar yoldaşımız Fermandar Egîd’in yoldaşları olarak asla unutulmayacak bir direnişin fedaileri oldular.
Sömürgecilere karşı fedaice savaşarak ölümsüz şehitlerimize ve halkımıza layık birer kahraman olmayı başaran Roşer ve Çekdar yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere bütün yurtsever Kurdistan halkına başsağlığı diliyor, ölümsüz fedailerimizin mücadelesini mutlaka zafere taşıyacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
|
Kod Adı: Roşer Tolhildan Adı Soyadı: Ali Kemal Arslan Doğum Yeri: Semsûr Anne – Baba Adı: Ayşe – Mehmet Şehadet Tarihi ve Yeri: 19 Eylül 2019 / Tolhildan |
Roşer Tolhildan – Ali Kemal Arslan
|
Kod Adı: Çekdar Bêzar Adı Soyadı: Özcan Bektaş Doğum Yeri: Semsûr Anne – Baba Adı: Hadice – Mehmet Şehadet Tarihi ve Yeri: 19 Eylül 2019 / Tolhildan |
Çekdar Bêzar – Özcan Bektaş
Kurdistan’ın kadim kentlerinden Semsûr şehri Kürt halkının kültürüne, sanatına, edebiyatına ve toplumsal yaşamına tarih boyunca önemli katkılar sunmuş ve bu özelliklerinden dolayı sürekli düşmanın saldırılarına maruz kalmıştır. Tarih boyunca gelişen birçok mücadelede rol sahibi olmuş ve Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin ilk andan itibaren gönül vermiş bir halk gerçekliğine sahip olmuştur. Bağrında yetiştirdiği nice kahraman evladını mücadele saflarında özgürlüğe feda etmiş olan Semsûr kentimiz Roşer yoldaşımız gibi kahraman devrimcilerin öz vatanı olmuştur. Roşer yoldaşımız, Bakûrê Kurdistan’ın Semsûr şehrinde Alevi ve yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Büyüdüğü çevrede bir düzeye kadar Kürtlük bilinci olsa da yoğun olarak Alevi kimliğinin ön plana çıktığı bir çevrede ilk şekillenmesini aldı. Ailesinin ekonomik sorunlardan kaynaklı olarak İstanbul’a göç etmesi onun yaşamında ilk dönüm noktalarından birisi oldu. Kürt kimliğinin her türlü saldırıya uğramasının yanında Alevi kimliğinin yaşadığı saldırıları yakından gördü. Ailesinin kimlik mücadelesi O’nun bu saldırılar karşısında sağlam bir temelde büyümesini sağladı. Sistemin her türden yaklaşımına şahit olduğu çocukluk ve gençlik yıllarını kendisi için büyük bir çıkış temeli haline getirdi. Lise yıllarında her ne kadar sol fraksiyonlarla ilişki içerisine girse de kendi gerçekliğine yönelik olan arayışı bu mecrada cevap bulmadı. Kısmen Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ni de tanıma durumu olan yoldaşımız esas farkındalığını ve tanışmasını Ankara’da üniversitede okuduğu yıllarda yaşadı. Sistemin en temel özel savaş aygıtı haline getirilmiş kurumlarından olan üniversitelerde okuduğu yıllarda temel kimlik bunalımını ve bunun sonuçlarını önemli ölçüde bilince çıkartan yoldaşımız mücadeleyi daha derinlikli kavramaya başladı. Düşmanın özellikle üniversitelerde yapmaya çalıştığı asimilasyon ve köksüzleştirme çabalarının oldukça incelikli bir şekilde yürütüldüğünü gördü. Uluslararası Komplo sonrası hem iç hem de dış tasfiyecilik gerillayı yok etmek için büyük bir güçle saldırmaktaydı. Böylesi bir süreçte Roşer yoldaşımız yaşadığı derin sorgulama ve yoğunlaşma temelinde ulaştığı kararlaşma ile sistemi daha iyi çözümleyerek düşmanın yaratmak istediği temelsiz yaşama karşı radikal bir çıkış kararı aldı. Gençlik yıllarından bu yana hep devrimci çizgide yaşama arayışı O’nu Apocu hareketle buluşturdu ve nihayetinde 2004 yılında Kurdistan Özgürlük Gerillası saflarına katıldı.
İlk tanışma, ilk ülke bilincine kavuşma ve mücadele saflarına katılımını kendisi için tarihi bir eşik olarak ele aldı. Ülkeye gelişin O’nda yarattığı değişimi kısa sürede yaşamına yansıtan Roşer yoldaşımız gerilla yaşamını hem duygusal hem de fikirsel anlamda bütünüyle özümsedi. Özgür dağlarda gördüğü ilk eğitimlerde yitirilmeye yüz tutmuş olan ülke gerçekliği karşısında Kürt ve Kurdistan hakikati için mücadeleyi büyütme noktasında ilk temellerini oldukça sağlam attı. Güçlü bir yoğunlaşma ve sorgulama düzeyiyle katılım sağladığı eğitim ortamlarında teori ve pratiğin kendi şahsında bütünlüklü bir çıkışa zemin olması için üstün bir çaba sahibi oldu. Komplo sonrası Önderliğimiz üzerinde uygulanan ağır tecrit ve saldırılar karşısında özgürlük gerillası olarak güçlü bir pratik sergilemek için kararlı adımlarla kendisini her yönden geliştirmeye çabaladı. Sistemin sunduğu bireysel yaşam karşısında yaptığı mücadele seçimini daha güçlü ideolojik zemine taşımak için Önder Apo’nun paradigmasına güçlü bir katılım sağladı.
Yaşam dolu, özden gelen güçlü kişilik sahibi oluşu sayesinde olay ve olgulara güçlü ideolojik bir perspektifle yaklaşan Roşer yoldaşımız bulunduğu ortamlarda ve yürüttüğü çalışmalarda var olan militanlık ölçülerini her zaman yüceltti. Roşer yoldaşımız sergilediği güçlü ve derin yoldaşlık bağları ile gerilla mücadelesine ve yaşamına olan katılımını ne düzeyde güçlü bir zemine oturttuğunu kanıtladı. Üslubu, tarzı ve yaklaşımı her zaman berrak ve yapıcı oldu. Yaşama değer vermenin O’nu ilkeli bir biçimde yaşamayı gerektirdiğini kendisi için temel ilkelerden saydı. Bütün ilişkilerini ve yaşam pratiğini de bunun üzerine kurdu. Qendîl’den Zap’a, Garê’den Amanoslar’a ve Amed’ten Tolhildan’a kadar her adımda kendi rengini ve devrimci duruşunun izlerini bıraktı.
Ülkeye olan özlemi ve gerilla mücadelesini ülkede yürütme istemini her zaman diri tutan yoldaşımız bunun için her açıdan daha ileri seviyelerde gelişmesi gerektiği inancıyla hareket etti. Bu temelde büyük bir istek ve kararlılık temelinde Hêzên Taybet’e katıldı. Burada kendisini dönemin gereklerine cevap olabilecek bir düzeye taşıdı. Bu açıdan büyük bir güven oluşturan yoldaşımız artık ülkeye geçme vaktinin geldiğini gördü. Roşer yoldaşımız büyük bir iddia temelinde 2010 yılında Amanos eyaletine geçti. Amanoslarda güçlü bir pratik sergiledikten sonra ihtiyaçlar temelinde Amed eyaletine geçti. 2013 yılına kadar Amed eyaletinde kalan Roşer yoldaşımız alanda yürütülen bütün çalışmalara güçlü katkılar sağladı. Bundan sonra da yıllardır kendisini hazırladığı ve hayalini kurduğu şansı bulan yoldaşımız 2017 yılında Tolhildan alanında çalışma yürütmek üzere düzenlendi. Tolhildan alanında sergilediği güçlü pratiklerden dolayı yönetim çalışmalarında yer aldı. Uzun süre yönetim çalışmalarında yer alan Roşer yoldaşımız şehitlere bağlılığın gereği, onların mirasına ve yoldaşlığına karşı düşmandan İntikam alma görevini yerine getirmek için en ön cephede yer almayı kendisine kutsal bir görev bildi. Dönemin zafer ruhuna sahip bir komutan oldu. Sadeliği, coşkusu, mütevaziliği ile bulunduğu her yerde yoldaşları tarafından aranan bir yoldaş oldu. Doğduğu ve ilk şekillenmesini aldığı topraklar olan Tolhildan alanı O’nun açısından tecrübe ve birikimlerini toplumsal bir örgütlülüğe kavuşturacağı ve mücadeleyi daha geniş zeminlere taşıracağı bir alan oldu. Sürekli hayalini kurduğu alanda gerilla olmanın ve sorumluluk kaldırmanın yükünün de ağır olduğunun bilincinde olan yoldaşımız mücadele değerlerini ve ilkelerini güçlü bir şekilde yaşadı ve temsil etti. Alanda düşmanın yönelimleri ve yaşanan şehadetler karşısında alanda gerillacılığı ve halk içinde güçlü bir örgütlenmeyi yaratabilmek için yoğun çaba gösterdi. En zor koşullarda bile imkânsızlıktan imkân yaratmaya çalıştı. Önderliğin ideolojik ve felsefi düşünceleri, özgürlüğe olan bağlılığı ve bunun nasıl yaşamsal bir görev haline geldiğini derinlemesine kavradı ve bunun gerektirdiği gibi yaşadı.
Kürt halkının yetiştirdiği asil ruhlu yiğit bir evladı olan Roşer yoldaşımız güçlü bir savaşçı ve komutan olarak devrim değerlerine son ana kadar ölümüne bağlı kaldı ve mücadele tarihimizde bıraktığı izlerle önemli bir yer edindi. Roşer yoldaşımız 2019 yılında düşmanın Semsûr’da gerçekleştirdiği saldırıda son ana kadar mücadele ederek kahramanca şehadete ulaştı. Roşer yoldaşımız Önderlik ideolojisinin ışığında hayatlarını bu mücadeleye adayan nice şehidimiz gibi fedaice yaşadı ve fedaice ölümsüzleşti. Bu değerli şehitlerimizin yaşayan yoldaşları olarak biliyoruz ki onlar sadece bir direnişin değil, aynı zamanda Kürt halkının ve insanlık onurunun da yüz akı haline gelmişlerdir. Onların soylu mücadelesi, kendilerini hakikate adayışları ve bağlılıkları, Kürt tarihinin derinliklerinden gelen bir özgürlük çağrısına karşılık vermektir. Özgürlük ancak bu kahraman şehitlerimizi doğru anlamak, kavramak ve mücadelelerini zafere ulaştırmakla mümkün olacaktır. Yoldaşları olarak Roşer yoldaşımız şahsında şehitlerimize verdiğimiz zafer sözümüzü büyük bir kararlılıkla yineliyoruz.
Bütün güzellikler insanın doğumundan ölümüne kadarki yaşam döngüsünde yaşadıklarının bir tezahürüdür. Kurdistan’da yaşam bütün güzelliklerden azade kılınmak istenmiş ve bunun karşısındaki mücadele de hep çok çetin olmuştur. Ezel ile ebed olanın mücadelesi Kurdistan coğrafyasının mayasıdır. Bu coğrafyada gelişen inanç faktörü ise bireyi, toplumu ve dahası tüm insanlık değerlerini yüceltme görevini bir yaşam gerekçesi olarak karşımıza çıkartmıştır. Bunun gereklerini yerine getirmeye meyledenler de tarihe adlarını yazdırmışlardır.
Bu mücadelenin ve inancın bütün kutsallığıyla yaşandığı mekanlardan birisi de Bakûrê Kurdistan’ın Semsûr şehridir. Medeniyetlerin doğumuna şahitlik etmiş bu topraklar nice büyük devrimciyi de kendi bağrında yetiştirmiş ve özgürlük uğrunda feda etmiştir. İşte Çekdar yoldaşımız böylesi bir tarih ve bellek içerisinde Semsûr’un Komur beldesinde yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Doğup büyüdüğü, ilk şekillenmesini aldığı, duygusal ve fikirsel olgunluğa eriştiği toprakların mayası onun özü oldu. Alevilik inancına mensup olan yoldaşımız inancı gereği doğaya ve insana değer vererek büyüdü. Resmi ideoloji tarafından hem Kürtlük kimliği hem de Alevilik kimliğinden dolayı bir değil iki defa zulme maruz kalan bir çevrede büyüdü. Kendi arayışları küçüklükten itibaren başlayan yoldaşımız zeki ve kavrayışı yüksek yönleriyle çevresinde sevilen bir birey oldu. Toplumsal olay ve olgulara küçüklükten beri kayıtsız kalmadı. Yoldaşımız sistem içindeki eğitim hayatında da oldukça başarılı oldu. Lakin bu başarının ona kendisi olabileceği bir gelecek vadetmediğini lise yıllarında önemli oranda bilince çıkardı. Kendi toplumsal gerçekliğinin ve mücadelenin farkına varması da bu yıllarda gelişti. Bir süre bölgedeki çalışmalara ilgi duydu ve katılım gösterdi. Ancak bu durum yaşadığı etkilenmeye cevap olmadı ve kendisini tatmin etmedi. Daha büyük bir adım atması gerektiğine inandı ve yoğunlaştı. Bu tanışıklık ve farkındalık sahibi olma neticesinde aldığı radikal bir kararla 2011 yılında özünü bulacağı Kurdistan Özgürlük Gerillası saflarına katıldı.
Vakur ve aynı zamanda özünden gelen dirayetli duruşuyla ilk andan itibaren insanı etkileyen bir kişiliğe sahip olan Çekdar yoldaşımız gerilla saflarına attığı ilk adımı suyun kuru bir toprağa can vermesi gibi kendisine can suyu olarak gördü. Gerilladaki ilk eğitimleri derin bir kavrayış, üstün bir dikkat ve yeniliğe açık tavrıyla gördü. Gerilla yaşamının tüm inceliklerine ve derinliğine kısa zamanda sahip olan yoldaşımız süreç içerisinde kendisini her açıdan geliştirdi. Gördüğü, rol sahibi olduğu veya bizzat öncülüğünü üstlendiği pratik çalışmalarda gösterdiği engin becerileri ve başarısı kendisini her açıdan ne derece iyi eğittiğinin kanıtı oldu.
Askeri açıdan hızla gelişen yoldaşımız askeri bilgi ve becerilerini salt fiziki gelişimle değil zihinsel ve taktiksel bir gelişimle arttırabilmeyi esas aldı. Bu açıdan temel düşman taktikleri ve stratejileri üzerine sürekli yoğunlaştı. Bu yoğunlaşmalarını adım adım pratik zemine taşımanın çabasını her daim gösterdi. Aldığı askeri akademi eğitimlerinde bu yoğunlaşmalarını daha sistemli bir zemine oturtan yoldaşımız gerilla saflarında aldığı tüm görevlerde büyük bir ciddiyet ve sorumluluk sahibi duruşla adım attı. Bilginin yaşamla buluşması onda temel bir ilke oldu. Gerilla pratiğinde sergilediği güçlü karar kişiliği ve elde ettiği başarılarla bölük komutanlığı görevine kadar yükseldi. Çekdar yoldaşımız hem yaşamda hem de savaş cephesinde sergilediği ileri görüşlülüğü, denetimi altındaki savaşçı yoldaşları ile olan kopmaz bağı, kendisinden önce yoldaşlarını düşünmesi ve en doğru kararları almaya çabalaması O’nun en belirgin meziyetlerinden bazıları oldu.
Gözlerindeki vakur eda O’ndaki cevherin dışa vurumuydu. Eksikliğe girmeye hiçbir zaman tenezzül bile etmedi. Zekâsı ile bulunduğu tüm alanlarda bakışları üzerine çeken yoldaşımız yaşamla olan güçlü bağlarını güçlü bir yoldaşlık tesisi için temel haline getirdi.
Ülkeye olan özlemi ve mücadele etme istemi hiçbir zaman azalmayan Çekdar yoldaşımız kendi önerisi doğrultusunda doğduğu topraklarda gerilla mücadelesi yürütmenin ve Kürt halkına borcunu ödemenin çabası içerisinde oldu. Önerisi kabul edilen yoldaşımız 2015 yılında yönünü Bakûrê Kurdistan’a vererek gerilla mücadelesini orada sürdürmek için ülkeye geçti. Mücadelesini her daim daha ileriye taşımak ve Önder Apo’ya olan bağlılığının gereklerini yerine getirmek için çabaladı. Amed eyaletine geçen yoldaşımız oradaki çalışmalara aktif bir şekilde katıldı. Güçlü kişiliği sayesinde alana kısa sürede alışan, tanıyan ve yürütülen çalışmaları daha ileriye taşımak için fikir geliştiren yoldaşımız Hareketimizin ne kadar doğru bir karar aldığını kanıtladı. Buradaki pratiğinden sonra en çok istediği şey olan Tolhildan gerillacılık yapmak için bir grup yoldaşıyla birlikte Semsûr’a geçti. Burada Parti’den aldıklarının karşılığını vermek için üstün bir performans sergiledi. Düşmanın özel savaşını ve yönelimlerini boşa çıkartmak için yoğun bir temponun sahibi olan yoldaşımız bulduğu her fırsatta güçlü bir hazırlıkla düşmana darbe vurdu. Düşmanın kendisinden bu kadar emin olduğu ve hiçbir gerillanın bir kez daha adım atamayacağını söylediği topraklarda güçlü bir gerillacılık pratiğinin sahibi oldu.
Çekdar yoldaşımız adım attığı her alanda güçlü ve kalıcı izler bıraktı. Erdemin ve asilliğin dışa vurmuş haline örnek teşkil eden kişiliğiyle bir Apocu militan olarak son ana kadar Önderliğe ve şehitlere bağlılığının gereklerini yerine getirdi. Güçlü yoldaşlığı, kadim geleneklerin temsilcisi ve özverili bir devrimci olan Çekdar yoldaşımız 2019 yılında düşmanın gerçekleştirdiği büyük bir operasyonda son ana kadar kahramanca savaşarak şehadete ulaştı. Çekdar yoldaşımız düşmana sıktığı her bir mermide düşmana geçit vermeyeceğini ispatladı. Her zaman fedaice yaşadı ve gözünü bile kırpmadan düşmanın üzerine yürüdü. Çekdar yoldaşımızın özlemini ve hayalini kurduğu özgür yarınları kuracağımızın ve o ve kahraman şehitlerimizin mücadelesini zaferle taçlandıracağımızın sözünü veriyoruz.
23 Ağustos 2025
HPG Basın İrtibat Merkezi