HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Kürt özgürlük hareketi tıkanan tarihi bir sürecin önünü açmak için barış elçileri olarak değerlendirdiği bir grup gerilla yoldaşımızı Türkiye’ye görkemli bir şekilde gönderdi. Halkımız tarihi olan çözümün önünü açmaya dönük bu adımı ona yakışırcasına karşıladı.

Şunu hemen peşinen söyleyelim: Önder Apo yaklaşık 16 yıldır savaşın durdurulması için Kürt sorununun çözümüne dönük yoğun ve derinlikli çabalar sergiliyor. Bunun için birçok kez tek taraflı ateşkesler ilan etmiştir. Eylemsizlik kararlarını almıştır. Tek taraflı olarak geri çekilmeler yapmıştır. Ama unutmayalım; tüm bu adımların ortak noktası Kürt sorununu siyasal demokratik yöntemlerle çözme istemidir.

Ancak ne yazık ki biz tüm bu özveri dolu adımlara, girişimlere, eylemlere karşılık hep halkımıza karşı kullanılan şiddet ve faili meçhul katletmeler ile gerillanın başına yağan bombalar olarak aldık. Halkımızın legal siyasetçilerini zindanlara tıkamalar, çocuklarımızın ellerini kollarını kırmalar, ajanlaştırmalar derken insan aklının alamayacağı ahlaki yoksunluklar olarak aldık.

Çok uzaklara gitmeden daha on yıl önce Avrupa ve özgürlük dağlarında Türkiye’ye gönderdiğimiz barış gruplarının nasıl zindanlara atıldıklarını gördük, yaşadık. Hastalanıp şehit düşenleri oldu. Ve halen kimi yoldaşımızın zindanlarda yaşadığını da ekleyelim.

TC’nin bu kadar özveriyi, fedakârlığı adeta kendilerince teslim olmalar olarak ele alıp saldırılarına hız vermelerini hepimiz yaşadık. Gerillanın zayıfladığını, bitmek üzere olduğunu, artık dağda yaşayamayacakları, dağılacakları gibi hiçbir aklın almayacağı mantıktan uzak yaklaşımlar sergilediler.

Bu oldukça sorumsuz, vicdansız, yalan dolan dolu, inkârcı, kararmış, kömürleşmiş zihniyete karşı Kürt özgürlük hareketi olarak müthiş bir direniş sergilendi. Her ne kadar geçmişten beri TC’nin para babaları olan emperyalistler her türlü desteği TC devletine sunmuş olsalar da, en çok yardımı, akıl vermeleri, istihbari bilgileri, teknik öldürme aletlerini bu süreçte TC devletine daha fazla sundular.

Tüm bu olumsuz davranışlarına karşılık Kürt özgürlük hareketi görkemli 1 Haziran hamlesiyle tarihe yaraşır bir direniş sergiledi. Halkımızın siyasal sürece daha etkili katılması için müthiş bir gerilla hamlesi başlattı. Öyle ki Kürt baharlaşması muhteşem olarak yeniden yaşanmaya başlandı. Kürtler daha gür haykırmaya başladılar. Kendi renklerini, türkülerini her yerde söylemeye başladılar.

On yıllardır bir Kürtçe kelimeye tahammül edemeyen faşist tekçi zihniyet ‘Kürtler’ için televizyon açtı, başbakanları Kürtçe selamlama yaptı, ırkçı şoven genelkurmay başkanları Kürt halkıyla konuşur oldu, katledilen Kürt yurtseverlerinin mezarları açılmaya başlandı, Kürtlerin tarihi şahsiyetleri dillerden düşmez oldu.

Evet, tüm bunlar görkemli gerilla mücadelesi ile ayağa kalkan halkımızın serhildanları sonucu gerçekleşti.

10 yıl önce Türkiye’ye gönderilen barış gruplarını zindanlara atan TC devleti bugün gerillaları serbest bırakıyor-hem de gerilla elbiseli gerillaları-,yüz binleri aşan kitlesel gösterilerle halkımız barış elçileri olarak karşılıyor. Ve geçecekleri her yerde halkımız daha coşkulu olarak yüreğine nakşetmeye de devam edecektir.

Söylemek istenen şudur; Kürt özgürlük gerillası özgürlük dağlarında güçlü durdukça, nicel olarak arttıkça, kendisini sağlam tutukça ve de Kürt halkının güçlü savunma gücü oldukça barış ve barışa giden yol daha açık olacaktır.

İşte bunun için diyoruz ki; gençler barış için özgürlük dağlarına.

Kasım Engin