HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Seçimler geride kaldı. Kürt halkı tüm rüşvet ve satın alma girişimlerine karşı iradeli duruşunu bir kez daha gösterdi.

Kürt halkının artık o eski kandırılmaya yatkın ve ürkütülebilinen Kürt halkı olmadığını bir türlü anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar. Bilmeyenlere duyurulur, bu halk Medleşme yolunda ilerlemektedir.

Kürtlerin tarihinde en değerli süreçlerden birisi Medlerin Kürt parçalanışına son vererek ortak bir konfederasyon oluşturmalarıdır. Diğer önemli ve anlamlı bir çalışma da Medlerin öncülüğünde Ortadoğu’da bu birlikteliğin, dönemin vahşetini yaşatan Asurlara karşı sağlanmış olmasıdır. Ve biz biliyoruz ki bu birliktelik Ortadoğu halklarına özgürlük, birlik, kardeşlik, eşitlik, dayanışma ve adalet getirmiştir.

Birkaç hafta önce bizim Newroz diye kutladığımız günün, bu ortaklaşmış ruhun sonucu olarak ortaya çıktığı söylenir. Özcesi Newroz vahşete, zulme, baskıya karşı verilen bir mücadelenin diğer adıdır.

İşte bu ruhu yaratan Medlerin yaşadıkları, Medleşme hareketidir. Bu ırki bir gelişme değildir. Aksine bir kültürleşmedir. Zerdüşt’ün çizdiği zihniyet yapı taşlarıyla örülmüş, kendine güvenen, eşitlikçi, daha adaletli, daha dayanışmacı, daha özgürlükçü kültürün bir sonucudur.

Medler, önemli bir gelişmeyi yaşadıktan sonra M.Ö. 521 yılında o dönemin Fars aristokratları tarafından iktidarın nimetlerini de arkalarına alarak görülmemiş bir katliamla karşı karşıya kalırlar. Ne kadar Med aydını, dini lideri, önderi, tecrübe sahibi insanı varsa bir günde çok planlı bir katliamla yok edilirler. Ve o günden sonra Kürtler bir baş aşağıya gidişi yaşarlar. Kendilerini bir türlü toparlayamazlar. Bu katliamın yapıldığı günü o dönemin Farsları Magofoni diye kutlarlar. Magafoni ya da Magamoni esasta bir kültürel soykırımdır. Kimliksizleştirmedir. Kendisi olmaktan çıkarılmışlıktır. Ve bu Kürtleri tarihte çok kötü vurmuştur. Kürt düşürülmüşlüğüne götüren yol böyle örülmüştü.

Kürt Özgürlük Hareketi ilk doğuşuyla birlikte kendisini yeni Medleşme hareketi olarak isimlendirmişti. Kürdistan’da ölüm sessizliği aştırılmak isteniyorsa önce Medler gibi kültürel bir var oluş olarak doğmak gerekirdi. Zerdüşt gibi bir güçlü zihniyet ve vicdanı yaratmak gerekirdi.

Kürt Özgürlük Hareketi yeniden Medleşme hareketini çok görkemli gerçekleştirdi. Ve artık Kürt halkı sadece kendi coğrafyasında değil tüm Ortadoğu coğrafyasında kendine güvenin, kardeşleşmenin demokratik kültürün, temsilin, kadın şahlanışının ve özgürleşmenin adıdır. Kürt halkı tüm bunları kendi direnişiyle görkemli ortaya koymaktadır.

İşte önce Kürt işbirlikçileri, sonra Türk işgalci faşist güçleri ve onlara akıl babalığı yapan emperyalistleri bunu iyi göreceklerdir. Yeniden Medleşmeyi yaratana bu halk sonuna kadar bağlı kalacaktır. Göklere çıkaracaktır, kutsayacaktır. Bu halk böyledir. Ona yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmaz. Dostunu da düşmanını da iyi bilir.

Bu halkın ayağa kalkışını şahlanışını gerçekleştiren Başkan Apo’yu bunun için sahiplenecektir. Doğduğu yerleri kutsayacaktır, doğuran anayı tanrıçalaştıracaktır, doğum gününü kendi doğum günü olarak bilecektir, onun yaşamını kendi yaşamı olarak ele alacaktır. Ve onun özgürlüğünü kendi özgürlüğü olduğunu bildiği için ona ölümüne bağlı yaşayacaktır. Ve bunların hepsini bir milat yani tarihin başlangıcı olarak kabul edecektir.

Ya bunu bilmeyenler, ya da bilip de tahammül edemeyenler Amara’ya yürüyüşü hazmedemiyorlar. Doğum günü kutlamasına gidenlere vahşice saldırıyorlar. Gencecik evlatlarını gündüzün ortasında katlediyorlar. Sonra da barıştan söz ediyorlar. Doğum günü etkinliklerine gidenlere silahla saldırmalar nerede görülmüş, nerede görülmüş halkın milletvekillerinin dövüldüğü ve nerede görülmüş kadınlara analara el uzatıldığı…

Öncelikle tüm Kürtlerin -özelde de güneydeki Kürtlerin- bunları görmeleri gerekiyor. Silahların neden bırakılmayacağını görsünler. Doğum gününe tahammül edemeyen, Berfin ismini parklara verilmesine izin vermeyen yerlerde bu halkı savunacak bir gücün olmasının kaçınılmazlığı iyi görülmelidir. Sonra da Türkiye’de demokratların ve aydınların, sanatçıların bu durumu görmesi gerekiyor. O kadar barıştan, silah bırakmaktan söz ederken hemen yanı başlarında sivillere silahlar doğrultuluyorsa orada barıştan ne kadar söz edilebilir. Önce bu faşist zihniyeti durduracak eylemlerin gerçekleşmesi gerekiyor ki bu topraklara huzur gelsin.

Kendilerine Newroz’da olay yaşanmadığına pay çıkarıyorlar. Öyle değil, siz silah kullanmayın, siz provoke etmeyin, siz tahrik etmeyin, siz hakaret etmeyin, siz onur kırıcı yaklaşmayın bu halk dünyanın en barışsever halkıdır. Bu halk dünyanın en bağışlayıcı halkıdır. Bu halk dünyanın en hoşgörülü halkıdır. Ve siz yeter ki bu halka biraz saygılı yaklaşın, bu halk saygılı yaklaşımın en anlamlısını size gösterir.

Son olarak da Türkiye’yi ziyaret eden Obama’nın da bunu görmesi gerekir. Onun atalarına yapılanları biz iyi biliyoruz. Ancak onun atalarının en azından bir isimleri vardı. Biz Kunta Kintaların isim değişikliğine karşı ne kadar direndiğini bilen insanlarız. Çocukken izlediğimiz bu sahneler belleğimizde halen canlıdır. Türkiye bir Kürt ismine tahammül edemeyecek kadar ırkçı ve kafatasçıdır. Bir parka verilecek Berfin ismine-ki bu Kardelen çiçeği demektir-hoşgörü gösteremeyecek kadar ırkçıdır. Milliyetçidir.

İşte bunun için Obama silahsızlandırmak istiyorsa önce bu zihniyetlerin silahsızlandırılmasıyla başlamalıdır. Önce bu zihniyetlerin faşizan özelliklerden arındırılmaları gerekir. Dünyanın jandarması olduğuna inanan bir gücün başkanı önce silahsızlandırmaya buradan başlamalıdır. Aksi taktirde Obama’nın Kunta Kintalarla bir bağının olmadığını düşünmek hepimizin hakkı olacaktır.

Kasım Engin