HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

 14temmuz12Kürdistan Halkının Ulusal Onur Günü 14 Temmuz’un yaratıcıları Büyük Ölüm Orucunun ölümsüz kahramanları, M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşları büyük bir minnet ve saygıyla anıyor, anılarına her zamankinden daha çok bağlı kalarak mücadelelerini zaferle taçlandırma sözünü yineliyoruz.

   Sömürgeci, soykırımcı ve faşist Türk devletinin Diyarbakır valisi DTK ve BDP’nin 14 Temmuzda gerçekleştireceğini açıkladığı “Özgürlük için Demokratik Direniş” mitingini yasakladığını bir bildiri ile açıklamıştır. Bu yasak kararı Diyarbakır valisinin kararı değil bizzat AKP hükümetinin dolayısıyla Başbakanın kararıdır. Vali rejimin uşağı olarak bunu büyük bir istek ve coşku ile açıklamıştır.

   Miting kamuoyuna açıklandığı gibi Kürdistan Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü temelinde yapılacağı kararlaştırılmıştır. Faşist AKP hükümeti ve onun faşist başbakanı T. Erdoğan tarafından yasaklanmasının anlamı halklaşan ve serhıldana dönüşen 14 Temmuz ruhunun belkide ilk kez bu kitlesellikte karşılanacak olmasıdır. Hem de Önder Apo’nun özgürlüğüne kilitlenmiş bir temelde  büyük bir kitlesellikte karşılanıyor olmasıdır. Bu aynı zamanda sömürgeci zulme ve uluslar arası komploya da verilmiş güçlü bir cevap olmaktadır.

   14 Temmuz büyük Ölüm Orucu 1982 yılında PKK’nin kurucu önder kadrolarından M. Hayri Durmuş, Kemal Pir ve PKK militanlığının en güzide temsili olan Akif Yılmaz ve Ali Çiçek tarafından başlatılmıştır. Bu tarihsel çıkış, başkaldırı ve isyanla Hayri ve Kemalce Türk sömürgeciliğine, onun faşist soykırımcı uygulamalarına ve vahşete dönüşen işkencesine “EDİ BESE” denilmiştir.

   Bilindiği gibi askeri faşist cunta PKK önder kadro, militan, sempatizan ve taraftarları şahsında yeşermeye başlayan özgürlük umutlarını kırmak için dünyada eşine ender rastlanan bir vahşet uygulamışlardır. Yaşamın her anı bir işkenceye ve zulme dönüştürülmüştür. Kürdistan Halkı ve Özgürlük Hareketi karşısında Türk devletinin soykırımcı gerçekliğinin tüm çıplaklığıyla ortaya çıktığı bir tablo gözler önüne serilmiştir.  Yapılan işkencelerin amacı PKK militanlarının, Önder Apo’yu, PKK’yi, Kürdistan ve Kürt halkını reddetmeye yöneltmeyi hedeflemekteydi. Yani varlıklarını, Kürtlüklerini ve onurlarını ayaklar altına alarak Türkleşmeyi seçerek Türk devletine teslim olmak dayatılıyordu.

   Amed Zindanında böyle bir uygulama  sürdürülürken,  Kuzey Kürdistan tam bir sömürgeci zulüm altında inim inim inletiliyordu. Savaş son derece eşitsiz koşullara sahip iki güç arasında yaşanıyordu. Bir tarafta arkasına ABD ve Avrupa Emperyalizmini almış, tepeden tırnağa faşizme bürünmüş bir rejim, öte tarafta henüz Kürdistan’da özgürlük umutlarını yeşertmeye çalışan bir avuç esaret altına alınmış genç devrimci militan. Bir tarafta devrimci irade ve umudu kırmak üzere örgütlenmiş bir zindan öte yandan yalnız ve yalnız Kürdistan halkının özgürlüğüne, Kürt ve Türk halklarının eşit ve özgür yaşamasına, Önder APO’ya, PKK’ye ve Kürdistan’ın özgür geleceğine olan yüce bir bağlılık ve bükülmez bir irade.

   En amansız koşullarda mezar yeri darlığındaki hücrelerde tam bir fedai ruhla başlatılan 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu bugün Kürdistan ve Kürt Ulusu adına tüm kazanımların temelini teşkil etmekte ve belirlemeye devam etmektedir. 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi o en amansız koşullarda başlatılmış ve zulmün kalesinde düşmana diz çöktürülmüştür. Zafer kazanmanın ruhu ve zihniyetini ortaya koyarak bir direniş ve zafer manifestosunu ortaya koymuşlardır. Bununla Kürt Ulusunun varlığına ve özgürlüğüne yönelik tüm saldırılar karşısında aşılmaz bir onur barikatı örmüşlerdir. Bu nedenledir ki 14 Temmuz Kürdistan halkı için bir Ulusal Onur günüdür. Kürdün onuru sömürgecilerin kanlı potinleri altında hakaret ve küfürleri karşınında çiğnetilmemiş, Amed burçlarında zaferin nişanesi olarak bayraklaştırılmış ve bu bayrak halen ülkemizin yüceliklerinde dalgalanmaktadır.

   Bu ruh artık halklaşmıştır. Kürdistan halkı 14 Temmuz Ölüm Orucu Eylemcilerinin kazandırdığı bilinç ve ruhla kendisini donatmış ve yapılandırmıştır.

   Ve artık Kürdistan halkı onurlu bir halk olarak Kürdistan topraklarında 14 Temmuz ruhu ve bilinci ile kendi özgür geleceğini kurma kararlılığına ulaşmıştır. Kürdistan halkı, artık  Türk sömürgeciliğinin ve sisteminin olmadığı bir Kürdistan düşünmeye ve inşa etmeye başlamıştır. Bununla birlikte özgür yaşamın yolunun Önder APO’nun özgürlüğünden geçtiğinin bilinci ile belkide onüç yıldan beri ilk kez bu kapsam, içerik ve kitlesellikte bir demokratik direniş ortaya koyacaktır. Kürdistan halkı Önder Apo’nun üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecrit ve işkenceye karşı öfkelidir. Onun için de, Önder Apo’nun özgürlüğünden başka hiçbir şeyi ne tartışmak, ne duymak, ne de anlamak istiyor. Çünkü  Kürdistan halkı öndersiz yaşamın ne demek olduğunu gayet bilmektedir. Türk sömürgecilerini korkutan halkımızın bu bilinç, örgütlülük ve kararlılığıdır.  Yasak getirmeleri bundandır.

   Fakat herkes bilirki, korkunun ecele faydası yoktur. Kürdistan halkı Önder APO üzerinde bir yıldan beri sürdürülen tecrit, yoğun siyasi baskı, katliam, diplomatik kuşatma ve askeri operasyonlara rağmen son yılların en örgütlü, yoğunluklu ve bütünlüklü çalışmasını büyük bir coşkuyla başlatmıştır. Önder APO’nun özgürlüğü, güvenliği ve sağlığı söz konusu olduğunda her şeyi bir kenara bırakıp serhıldana kalkacağı açığa çıkmıştır. Sekiz bine yakın tutuklama, tam bir psikolojik savaş eşliğinde yaratılmaya çalışılan esir alma korkusuna rağmen Kürdistan halkı siyasetçisi, sanatçısı, emekçisi, kadını ve gençliği yanında Özgürlük gerillası ile tamamen Önder APO’nun özgürlüğüne kenetlenmiştir. Halkımız artık, “Özgür Önderlik, Özgür Kürdistan”  demektedir. Bunun için de her türlü sömürgeciliğe, zulme, hakarete,soykırıma “Edî Bese”  demektedir.

   14 Temmuz Ölüm Orucu eylemcilerinin yazdığı manifestonun özeti ve ana fikri şudur. Koşullar  ne olursa olsun, haklılık, birlik, kararlılık, inanç ve iradenin yenemeyeceği hiçbir düşman yoktur. Mezar yeri kadar yerde kanıtlanan bu gerçeklik neden bugün Kürdistan şehir, kasaba ve köylerinde kanıtlanmasın? Nasıl ki Ulusal Diriliş günü olan Newroz‘da Amed halkı AKP hükümetinin Newroz Bayramını yasaklamasına rağmen tarihin en görkemli Newroz’unu Amed cadde ve sokaklarında sömürgeci polis sürülerine karşı dişe diş bir direniş ruhu ile çatışarak Newroz alanını doldurduysa, aynı ruh ve kararlılıkla ve Newroz’un güçlü tecrübesiyle tüm engelleri aşarak İstasyon alanına girebilecek güç ve kararlılıktadır.

   14 Temmuz Ulusal Onur ve Direniş Günüdür.

   14 Temmuz Demokratik Özerk Kürdistan’ın İlan Günüdür.

   2012 yılının 14 Temmuz’u, yani direnişin 30. yıldönümünde de Önder APO’nun özgürlüğünün kesinleştirildiği bir gün olmalıdır.

   Kemal’lerin, Hayri’lerin, Akif’lerin ve Ali’lerin direniş ruhu ile serhıldanlaşan Kürdistan halkının İmralı ve Kürdistan’daki sömürgeci sistemi parçalamasının önünde hiçbir güç ama hiçbir güç engel olamayacaktır. 14 Temmuz 1982 tarihsel çıkışı nasıl 12 Eylül askeri faşizmi için sonun başlangıcı olmuşsa, 2012 yılının 14 Temmuz günü de Fethullah ve AKP faşizmi için sonun başlangıcı olacaktır. Başta Amed halkı olmak üzere bütün Kürdistan halkı bunu başaracağını şimdiden ortaya koymuştur.  Halkımız  katılımının tarihsel olduğunun farkındadır.

   Yine 13 Temmuz 2012 tarihinde soykırımcı, sömürgeci sistemin faşist başbakanı T.Erdoğan herhalde başta Van Belediye Başkanı olmak üzere diğer belediye başkanları ve Kürt siyasetçilerinin esaret altına alınmasını kutlamak ve bunu gerçekleştirenleri tebrik etmek için Van’a gelecektir. Onurlu ve yurtsever Van halkımız her zaman olduğu gibi Roboski katili T. Erdoğan’a en iyi karşılamayı hazırlayacaktır. 14 Temmuz Ulusal Onur günü yıldönümünde onuruna yaraşır bir serhıldanla topraklarında T. Erdoğan olmak üzere soykırımı sistemin hiçbir yöneticisini artık istemediğini ilan edecektir.

   14  Temmuz Ölüm Orucunun  kahraman eylemcileri gibi yani Hayrice, Kemalce, Akifçe ve Alice “ Edi Bese” diyelim. Sömürgeci Türk devletinin mitingimizi yasaklamasına, biz de onların ülkemizdeki varlıklarını ve hiçbir yasa ve kurallarını tanımayarak cevap verelim!  Ve Türk sömürgecilerinin büyük suçlar işledikleri bu kutsal toprakları daha fazla kirletmelerine izin vermeyelim!

   14  Temmuz Büyük Ölüm Orucu Eyleminin 30. Yıldönümüne  verilecek doğru  karşılık budur!

   Herdem Serhıldan