HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

mayis ayi_sehitler_ayiBir atom zerreciğinden koca bir evren doğar

Küçük bir su dalgasından büyük bir fırtına

Bir kar taneciğinden büyük bir çığ oluşur.

Bir Ana’dan bir Önder

Bir Önderden bir Parti

Bir Partiden büyük bir isyan

Ve bir isyandan özgür bir halk  ve ülke doğar.

Enternasyonal yönü kadar Mayıs ayı, PKK direniş geleneğinde de Şehitler Ayı, 18 Mayıs ise şehitler günü olarak anılmaktadır..

PKK’nin ilk büyük şehidi Haki KARER, Halil ÇAVGUN ve ardından DÖRTLER, daha sonra yüzlercesinin bugüne nakşettikleri kahramanca direniş, parti tarihimizde anlamlı bir gün ve ay olarak yerini almıştır.

“Şehitlik günü, kavranması ve gereklerinin yerine getirilmesi en zor olan bir kavramdır. Şehidi anlamak, şehide hakkını vermek, şehidin vasiyetine göre yaşamak bir devrimcinin en temel ve başta ele alması gereken görev ve sorumluluğu olduğu gibi; bunu egemen kılmak, onun savaşımını kesin vermek, bağlılığın en vazgeçilmez bir gereğidir.”

Selam olsun en değerli varlıklarıyla Mayıs ayını kızıllaştırıp yolumuzu aydınlatan şehitlerimize.

Selam olsun özgürlük dağlarımıza ve onu özgürleştiren ölümsüz kahramanlarımıza.

Varsın cirit atsın soysuz çakallar. Köşe başlarında pusuya yatsın ağzı salyalı kaçkın güruhlar. Leş kargaları üşüşsün ölü bedenlerimize. Bir taraftan Çürümüş ve kokuşmuş yürekleriyle karanlık dehlizlerde gizlenir münafık hainler. Ve diğer yandan aşağılıkça beslenir artıklarıyla çöplüğünde modernitenin komprador işbirlikçi orta sınıf burjuvaları. Bir taraftan da en kutsal değerleri meze yapar içki masalarında entel maskeli itirafçı haramzadeler. Elbette bunlarında bir sonu vardır. Tıpkı, her karanlığın bir aydınlığa evirilmesi gibi…

Dönüp bakalım insanlık tarihine;

Hangi alçağın adı yüceltilir ki, tarih sayfalarında.

Ve hangi teslimiyet övülmüştür ki kutsal kitaplarda.

Hangi korkaktan övgüyle söz eder ki,  insanlık!

Ortak ahlakı ve yargısı değilimdir ki insanın; lanetlemek teslimiyeti ve ihaneti. Çünkü insanı insan yapan direnmektir.  Çünkü yaşamanın diğer adıdır onurluca direnmek.

Bundandır ki, şiarımız; Ya özgür yaşam, ya da hiç yaşamamaktır!

Ve Mayıs’ta İnatla yükseliyor şanlı kavgamız Kürdistan’da. Doğuyor Güneşimiz ufukta ve yakıp kül ediyor insanın insana kulluğunu. Tarihin ve yaşamın gerçek kitabı yeniden yazılıyor Kürdistan topraklarında. Destansı bir diriliş öyküsü ve sonu gelmeyen bitimsiz bir roman yazılmaktadır. Kan ve canla filizleniyor ülke toprakları. Dağların doruklarından ovalarına yayılıyor özgürlük türkülerimiz. Ve kadınlar, yankılanan sloganlarıyla rengârenk giysileriyle kuşatıyor serhıldan meydanlarını… GÜNEŞ’in yoldaşlığında çıkıyoruz Tanrıça diyarlarına ve ne varsa alemde insana dair güzellikleri bir bir açığa çıkarıp hakikatin dergâhında yoğurup sunuyoruz insanlık  sofrasına.  Hiç tereddütsüz biliyoruz ki, özgür ve aydınlık yarınlar bizim olacak mutlaka. 

Nasırlı elleriyle ilmik, ilmik üretip örerken yaşamı emekçiler, Kan kırmızısı karanfillere dönüşür 1 Mayıs alanlarında. Görkemli bir ruhla mayıs dirilişinin simgeleri ölümsüz büyük devrimciler atılır şanlı kavganın ön siperlerine ve uyanışın ve başkaldırışın startı verilir şafak vaktinde. Bundandır Mayıs’ın DİRENİŞ’le anılması. Direniş Mayısın diğer adıdır. Direnişsiz Mayıs, Mayıs’sız direnişin anlamı yoktur.  Mayıs direniş bilinci ve ruhudur. Mayıs;  Albert PERSONS’dan Denizlere, İbrahimlere, Hakilere, Halillere, Ferhatlara ve daha yüzlerce devrimcinin ezilmişliğe, köleliğe, sömürüye ve teslimiyete karşı Özgürlük haykırışıdır. Mayıs; demokratik sosyalist bir dünya özlemi ve arayışıdır.  Bu nedenle karanlığa inat her zamankiden  daha bir  parlaktır yıldızlar Mayısta. Çünkü Stérkleşen Şehitler ayıdır Mayıs.

 1886’da 1 Mayıs direnişinin yiğit işçi önderleri Albert PERSONS ve arkadaşlarının idamıyla başlar enternasyonal; "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” 1 Mayıs. 1 Mayısta gelişen direniş dalgası daha sonra tüm kıtalara yayılarak uluslararası bir direniş ruhu ve geleneğine dönüşür. Ve sonra Mayıs Ayını;DENİZ mavisinden,  İBO asaletine, Halil’den HAKİ ve DÖRTLER’e uzanan bir gökkuşağı rengi sarar ve Amanos'ta yıldızlaşır Yedi  genç Kürt gerillası…Her  biri devrime akan direniş ve irade timsali. Her biri bir isyan abidesi… Herbiri hakikat savaşçısı. Gerçek hakikatin yoldaşları. Muştucuları özgür yarınların, barış yürekli,  güneş yüzlü ve ateş soylu Mezopotamya'nın şen çocukları. Adressiz ve mekânsız değildir mezarları. Kutsal topraklar mezar ve gökyüzü kefenleridir onların. Öylesine büyük buluşurlar kutsal vatan toprağıyla. Zerdüşt ateşgahlarında arınıp böylesine görkemli direnişle şahadete ulaşıp zapt edilmez bir çağlayan misali aktılar BİLGENİN DENİZİNE…

Tanıktır bize gökyüzü, yüce dağlar ve akan sular. Bizimde dağlarımız var ey insanlık!  Ve dağlarımızda kahramanlarımız. Ve bilinmelidir ki, dikinceye dek özgürlük bayrağını tepesine dünyanın hiç eksik olmayacak Agitlerimiz.

Tarih son hükmünü vermedi henüz. Yazılmadı daha son tarih sayfaları. Ve söylenmedi daha son sözler. Gelenek olduğu üzere son sözü mutlaka hep DİRENENLER söyleyecek ve doğacak yeni özgür bir dünya Mayıs kızıllığında ölümsüzleşen büyük devrimcilerin geleneğinde… Zira gerçek devrimciler üreten, geliştiren tüm emekçi insanlığın gerçek dostlarıdır. Gerçek dostlar ise tıpkı yıldızlara benzerler. Karanlık zamanlarda ilk onlar belirir ve bir aydınlatıcı meşale misali daima yol göstericiler olurlar. Tarihten de öğrendiğimiz gibi devrimler ancak böylesibüyük devrimcilerin iz düşümleri üzerinden gerçekleşir.

Dıjwar SASON

Mayıs 2014