HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Diyarbakır zindanında 12 Eylül faşist-askeri rejimine karşı gerçekleşen 14 Temmuz Büyük Ölümorucu Direnişinin 29. yıldönümünü yaşıyoruz. Yirmidokuz yıldır Kürt halkı Mazlum Doğan, Hayri Durmuş ve Kemal Pir öncülüğünde gerçekleşen zindan direnişinin etkisi altında yürüyor. Tarihsel olarak kaybettiği her şeyi bu büyük direnişin izinde yürüyerek kazanıyor.

Çok iyi biliniyor ki, 1982 yılının 14 Temmuz’unda Kürt halkının beyni olan aydın gençlik öncüleri Diyarbakır zindanında tarihi bir karar verdiler. 12 Eylül rejiminin teslim alma ve kimliksiz-kişiliksiz kılma politikalarına karşı tarihi ölümorucu direnişine girdiler. Kenan Evren cuntasının itirafçılaştırma-inançsızlaştırma politikalarını başarısız kılarak, inkar ve imha sistemini ideolojik yenilgiye uğrattılar.

Hiç kuşkusuz bu öyle büyük ve anlamlı bir karardır ki, düşmanında bile saygınlık uyandırmayı sağladı. Bu karar temelinde gelişen direniş karşısında 12 Eylül cuntasının başı Kenan Evren bile “Burada öyleleri var ki, kafalarını koparsanız bile inançlarından vazgeçiremiyorsunuz” diyerek zindan direnişinin büyüklüğünü itiraf etmek zorunda kaldı. Belki de Kenan Evren’de en ciddi zihniyet değişikliği bu olaydan sonra yaşanmıştır.

Genelde zindan direnişinin, özel olarak da 14 Temmuz ölümorucu direnişinin Kürt halkı üzerindeki etkisi ise, azalmak bir yana, 29 yıldır artarak devam etmiştir. Bugün de etkisi taptaze yaşanmakta ve halkı özgürlük mücadelesine sevkeden en büyük kuvvetlerden biri olmaktadır. 29 yıldır binlerce Mazlum, Hayri, Kemal ve Ferhat doğup büyümüş ve özgürlük mücadelesi saflarına katılmıştır. Halk kimliğini ve kişiliğini, onur ve şerefini, umut ve güvenini, cesaret ve fedakarlığını, kısaca özgür ve demokratik olan her şeyini bu direnişin açtığı yolda elde etmiştir.

Kürdistan özgürlük mücadelesinde fedai çizgisi bu direnişle oluşmuştur. Özgürlük mücadelesinin temel ölçüleri bu direnişle kazanılmıştır. “Mezar taşıma borçlu yazılsın” sözünde dile gelen yüksek sorumluluk, mütevazılık ve özeleştirel yaklaşım, “Biz yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz” sözünde anlam bulan özgür yaşam tutkusu Kürt Özgürlük Hareketinin en temel ölçüleri olmuştur. En zor anda bile özgür insanın yaşamı yaratan temel ölçü ve özellikleri en iyi bir biçimde bu direnişte ortaya çıkmıştır.

Hiç kuşku yok ki, bu tarihi kararı veren ve büyük direnişi yürütenler son derece bilinçli ve iradeli idiler. Ne yaptıklarını ve neye yol açtıklarını çok iyi biliyorlardı. Onlar bugünü daha o zamandan görüyorlardı. Kemal Pir, “Ben bu harekette zaferi görüyorum” derken bugünü o zamandan yaşıyor, Apocu çizginin zafer yaratıcı gücünü derinden idrak ediyordu.

Bu konuda gerçeği tam anlamamıza hizmet eden pratik bir formül de şu: Eğer çok derin bir bilinç, çok güçlü bir inan ve geleceği gören öngörü olmasa, hiç elli-altmış gün ölüm orucuna yatılabilir mi? İnsan soyunun yarattığı en zor direniş biçimi açlık grevi ve ölüm orucu olmalı. Çünkü bunlarda her an gerçekleşen hücre ölümüne karşı bir direniş vardır. Bir anda kalbin durması kolaydır, fakat altmış günün her saniyesinde kalp çırpıntısını dinlemek zordur. 14 Temmuz direnişçiliği işte bu zoru başarma direnişçiliğidir.

Kürt halkı aynı düzeyde olmasa da, bugün de yeni bir tarihi karar verme sürecindedir. 14 Temmuz tarihi kararlılığının otuzuncu yılına girerken yeni bir 14 Temmuz kararlılığı yaratmakla yüzyüzedir. Çünkü özgürlük ve demokrasi mücadelesinin gelişimi bunu istemektedir. Devletin ve AKP hükümetinin izlediği politikalar bunu gerektirmektedir. Hiç kuşkusuz bunda da en büyük öğretmen 14 Temmuz direnişinin tarihi dersleri olmaktadır. Yirmidokuz yıl önce nasıl böyle büyük tarihi karar verme gücünü gösterdiyse, Kürt halkı elbette bugün de tarihi karar verme gücünü gösterecektir.

Hiç kimse Kürt halkının tarihi karar verme gücünü bir kez daha sınamaya çalışmamalıdır. Bu halkın neler yaratabileceği anlaşılmak isteniyorsa, o zaman dönülüp yakın tarihe bakılması yeter. Eğer AKP’nin Kürt halk gerçeğini anlamakta bir sorunu varsa, o zaman gerçeği görmesi için 12 Eylül rejiminin durumuna bakması yeterlidir. Tarihten ders almayı bilemeyenler asla geleceğin yaratıcısı olamazlar.

Kaldıki Kürt halkı otuz yıl öncesine göre bugün çok daha bilinçli, örgütlü ve hazırlıklıdır. Kırk yıllık mücadele içinde somutlaşmış bir Önderlik çizgisine, otuz yılın büyük mücadele tecrübesine ve her alandaki örgütsel güce sahiptir. Öncü partisi, yenilmez gerillası ve örgütlenmiş demokratik toplum yapısı vardır. İç ve dış koşullar ise direnişi geliştirmek için otuz yıl öncesine göre çok daha elverişlidir. Bu nedenle özgürlüğü kazanmak için direnmek Kürt halkının yapabileceği en kolay iştir.

Eğer bu konuda ihtiyatlı ve sabırlı davranıyorsa, bu güçsüzlüğünden değil, mücadele çizgisi gereğidir. 14 Temmuz tarihi direnişinin öğretici derslerine sıkı sıkıya bağlı olduğu içindir. Dikkat edilirse, 14 Temmuz tarihi direnişçiliğinde de büyük sabır ve kılı kırk yarma vardır. Tutsaklar kendilerini savunma imkanı bulabilmek için, tarihin en vahşi işkencelerinden birine iki yıl boyunca sabırla katlanmışlardır. Yine direniş eylemlerini siyasi çizgiye sıkı sıkıya bağlamışlardır. Ne zamanki 12 Eylül faşist-askeri rejiminin soykırımcı gerçeği ve dayatması netleşmiş ve başka bir yol kalmamış, işte o zaman tarihin en büyük kararlılığı ve direnişçiliği ortaya çıkmıştır.

Demekki bu durum Kürt halkının ve özgürlük mücadelesinin temel bir özelliği olmaktadır. O nedenle, bugün de Özgürlük Hareketi’nin gösterdiği sabrı ve çözüm arayışını hiç kimse yanlış değerlendirmemeli ve asla hareketin zayıflığı gibi safsatalara bağlamamalıdır. Esas güçlülük nicel birikimde değil, zamana uygun olan doğrulukta hareket edebilmektedir. Kaldıki Kürtler hem nicel güce ve hem de doğru hareket tarzına sahiptir.

Bu konuda en çok dikkat etmesi gereken AKP hükümetidir. Eğer AKP, şimdiye kadar olduğu gibi “Ben yaptım, oldu” mantığıyla hareket ederse, o zaman kendini de Türkiye'yi de tarihi bir tehlikenin içine atar. Şimdiye kadar bu konuları çok değerlendirdik ve artık sürecin sonuna geldik. Artık ne diyelim? Umalım ki AKP de 12 Eylül rejimi gibi tarihi bir hata yapmasın ve Kürt Halk Önderi’nin çözüm çabalarını dikkate alsın!

Kürt halkına gelince, yeni bir tarihi karar gününde olduğunun bilinciyle hareket ettiği ve edeceği kesindir. 29 yıl önce gerçek yolu bulmada nasıl hata yapmadıysa, zindan direniş çizgisinin dersleriyle yürüyerek bugün de hatasız karar verme gücünü gösterecektir. Genciyle kadınıyla yeni bir tarihi adımı atmayı bilecektir.

Herkesin bu duyarlılığı göstereceği inancıyla 14 Temmuz tarihi kararlılığını kutluyor ve zindan direniş şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz!

Selahattin ERDEM

Özgür Politika