HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

reber apoyeniyilHer cephedeki savaşçımız, tüm yıllarda olduğu gibi bir daha gerek inisiyatif kazanmada, gerekse hazırlıklar itibariyle bu yılı en ba­şarılı kazanmanın başlangıcını bir kez daha yakalamıştır.

Gerek düşman cephesinde ve gerekse kendi iç bünyemizde, ulusal Kurtuluş saflarında olsun, parti ve ordulaşmanın iç düzeyinde yaşanılan gelişmeler çarpıcıdır ve hiçbir dönemde kıyaslanmayacak kadar, sonuca gitmede, önümüzdeki yılın büyük anlam ifade ettiğini, sadece kendimiz açısından değil, çok çeşitli çevrelerin ortak bir görüşü olarak kendisini ortaya koymakta, dile getirmektedir.

Bizim cephemizde; bir yoldaşla ve taktiğe giderek daha fazla hakimiyet, kendini gösterirken düşman cephesinde ise; bir parçalan­ma, çözülmenin geliştiğini ve bu anlamda yenilenme ile bu çözülüşü durdurma ya da giderek daha da daralma yaşayacağı bir o kadar doğrudur.

Geçtiğimiz 1996 yılı için söylenebilecek olan: Bizim büyük bir hazırlığı, iç yoğunlaşmayı, özellikle taktik dönüşüm için ve bundan da daha önemlisi, buna güç getirecek komuta ve savaşçı kişiliğini netleştirmek, yetkinleştirmek, biçimlendirmek anlamında büyük ça­baların harcandığı ve sonuca gitmek için epey ilerlemenin sağlandığı bir yıl oldu.

Bu yönlü çarpıcı bir gelişme de giderek kendini mevzilenmelerde, üslenmelerde daha kalıcı kıldığını, yeni savaş tarzına, taktik tarzına hükmedebileceğini, belirli yönleriyle ortaya koymuşken düş­manın özel savaş yöntemlerinin toplumda büyük bir çözülüşe, gü­vensizliğe, uluslararası alanda da bir tecritliğe ve kabul edilmezliğe doğru götürdüğü ve bunun en çok açığa çıktığı bir yıl olduğu tartışmasızdır. Özel savaşın tabiatı, gerçeği; başka türlüsü de olamazdı. Baştan itibaren gerek esas aldıkları siyaset, gerek oyalama tarzının Türk devletinin klasik yapısını bile zorlayacağını ve hatta devlet ol­maktan çıkaracağını biz çok önceden söylemiştik. Doğrulanan, görü­şümüz olmuştur.

Eğer mevcut özel savaşı bu haliyle daha fazla sürdürecek olurlarsa; bunun giderek kendi kendilerini tüketen, yiyen, bizim belki de savaşımızdan çok, kendi kendisini yiyerek adeta tüketmesi gibi bir durumu yaşaması kaçınılmazdır. Özel savaş mantığı budur. Bu bi­çimde götüremeyeceklerini çok iyi anladıkları için, bir takım deği­şikliklere gitmek istiyorlar.

Devlet bünyesindeki son çatışmalar ve tartışmalar bununla bağlantılıdır. Bunu; hemen siyasi diyaloga hazırlanıyorlar biçiminde yorumlamak ne kadar yanlışsa, bunu tümden göz ardı etmek de bir o kadar yanlıştır. her şey olabilir. Özel savaşın kendini yeniden şekil­lendirmesi kadar, bunun bir biçimi olarak siyasal olanakları devreye sokması da ihtimal dahilindedir. Zaten bu son muhalefetin muhalefetlik yapamaması, yani siyasal rol oynayamaması söz konusudur, siyasal süreç derken, yalnız ulusal kurtuluş ve diyalogundan bah­setmiyorum. Türkiye'de politika tükenmiştir. Özel savaş, politikayı adeta işlemez duruma getirmiştir.

Verilen kavga bunun yolunu açmak içindir. Başarılıp başarılmaması o kadar önemli değildir. Ama kavga kızışacaktır! Çok geniş sivil politikacılar ekibi, çok sayıda parti ya tamamen teslimiyet bay­rağını çekerler ya da mevcut özel savaş kliğini daraltırlar ve hatta düşürürler. Tabii, bu da devlet içindeki bir çatışmanın gelişmesi an­lamına geliyor. Hem hükümetin, hem muhalefetin, MİT'ten tutalım orduya kadar içinde dayanakları vardır. Bunların hepsi harekete geçirilmiştir ve daha da geliştirilmek zorundadır. Ya tümüyle muha­lefetin tükenişi ve böylece de kendine özgü bir özel savaş rejiminin devleti tümüyle ele geçirmesi veya mevcut özel savaş hükümetinin aşılması söz konusu olacaktır.

97 yılı, en çok bunun yaşandığı bir yıl olmaya daha şimdiden aday olduğunu göstermiştir. Bir çok ihtimal, muhalefet partilerinin eskiden özel savaş hükümetleriyle kurdukları 'milli mutabakatın' artık devlet için yararlı olmadığını, kendilerini de bitirmenin eşiğine getirdiğini görmüşlerdir. Ve siyasal faaliyetlerini artan bir etkinlikle sergileyecekleri kaçınılmazdır.

Ana muhalefet partisi, Yılmaz'ın biraz tükenişi önlemek için içine girdiği tutum bunun ifadesidir. Ardından Bülent Ecevit, Deniz Baykal, hatta yeni oluşumların da kendi ağırlıklarını hissettirmek zorunda oldukları, aksi halde erimekten kendilerini kurtaramayacaklarını belirtiyoruz. Hükümetteki Refah Partisi'nin her iki durumdan yararlanmak istediği, gerek DYP'nin sıkışıklığını, gerekse muhalefe­tin sıkışıklığını kullanarak puan toplamak istediğini, ama bunun da pek güvenilemez bir yol olduğunu, puan toplamaya çalışırken birçok puan kaybetmesi de işten bile değildir. Böylesine karmaşık bir durum yaşanıyor. DYP, yani faşizme, özel savaşa çok bel bağlayan bir par­tidir. Zor ayakta durduğu, aşınmayla ve giderek CHP'nin durumuna düşmekle karşı karşıyadır.

Bütün bunlar, özel savaş rejiminin, sivil kliğinin nasıl zor durumda olduğunu ve hatta görünmeyen çetelerin de -son ortaya çıkan kavgasında görüldüğü gibi- mevcut sitemi yürütmede ne kadar zorlandıklarını veya kapıştıklarını açıkça gösteriyor. Ki, bu anlamda 1997 yılı özel savaşın tarihinde; ya bir değişim dönüşüm ya da içinde daha fazla dağılma ve çatışmanın yaşanacağını göstermektedir.

Burada ak hayaller beslememek lazım. siyasal yollar fazla açılsa bile, ulusal kurtuluş savaşımızın bu konuda siyasal diyaloga kolay kolay gireceğini sanmamak gerekir. Daha çok tasfiye temelin­de yaklaşacaklardır. Uygun olmayan kanallarda tecrit etmeye çalışa­caklardır. Bunun için değişik önderlikler ve politikalar gündeme so­kulacaktır. Gerek Refah kanadında, gerek muhalefet kanadında buna benzer çabalar artabilir. Ama bütün bunlun özel savaş yöntemi ola­rak kullanan klik; özel savaş yönetiminin aslında kendi savaşımında bir tıkanıklığı yaşamaktadır. Kullanabildiği bütün yöntemlerin aley­hine sonuç verdiği, eğer ısrar ederse, daha da bunun çarpıcı olumsuz etkilerini yaşayacağını görmesi söz konusudur.

Dolayısıyla, çatışmanın daha da derinleşmesi ve devletin temel kurumlarını çatırdatması söz konusudur. Birlikleri de sakıncalı, parçalanmaları da. Bir reforma gidip gitmemeleri de son derece tartışmalıdır. Köklü bir reform mümkün olabilir mi? Türkiye devlet yapısında bu biraz zordur. Ama giderek bunun için zaman kısalmak­tadır. Eğer önümüzdeki zamanı da kullanmasalar, belki tümden kay­betmenin çaresizliğini de yaşayabilirler.

Bu nedenle özel savaş cephesinde, yeni yıl son derece sonuç alıcı, -ya dönüşüm anlamında ya da bunu sağlayamazsa daha da daralma tükenme anlamında- hayati bir yıl olacağa benziyor.

Bunu tabii bu boyutuyla da görmek mümkündür. Geleneksel olarak bu savaşı destekleyen ABD ve Avrupa da desteğini önemli oranda durdurmakta ve bazılarım geri çekmektedir. Bu haliyle fazla desteklenmeyecekleri önümüzdeki süreçte daha fazla ortaya çıka­caktır.

Erbakan yoluyla İslam ülkeleriyle kurdukları ilişkilerin de lehine değil, aleyhine sonuç vereceği günler yaşanıyor. PKK'yi yalıtma, tecrit etmede başarı değil, başarısızlık söz konusudur. Rusya ile geliştirmek istedikleri ittifak, PKK aleyhinde tersini doğrulamaya adaydır.

Kısaca diplomaside özel savaş en tecrit olmuş yılı yaşarken, PKK'nin diplomatik atakları tarihte ilk kez çok kapsamlı bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Tabii özel savaşın dayandığı ekonomi, tamamen en bunalımlı bir dönemi yaşadığı gibi her an değişik krizlerle de işlemez duruma gelmesini önümüzdeki süreç ortaya çıkaracaktır. Kartopu gibi büyüyen dış borç, ancak daha da faizi büyüyen iç borçla ödeniyor ki; bu yol değildir. Hiçbir devlet buna dayanamaz. Enflasyon yüzde doksandan aşağı düşmüyor, hiçbir ekonomi buna dayanamaz. Dünyada örneği yok. Yatırımlar tümüyle durmuş ve alttan dayalı bir ekonomi, kesin­likle bu toplumun ekonomik taleplerine cevap veremez.

Siyasal krizden bahsettik. Neredeyse birbirlerini yerle bir ede­cekler. Hatta "gizli çeteler savaşı" bile tüm güvenlik kurumlarının ne hale gelebileceğini göstermektedir. Ordu içindeki görüş farklılığının giderek büyüyeceği ortada.

Demek ki, 97 yılı bu anlamda bir final yılı olmaya doğru gi­diyor. Hiç şüphesiz bunların temelinde, bizim ulusal kurtuluş müca­delemiz yatıyor. Ulusal kurtuluş savaşı, her ne kadar geçen yıllarda, özellikle Genelkurmay'ın tamamıyla devreye girdiği 1992'den beri çok ağır bir süreci de yaşasa, unutmayalım ki; bu direkt Genelkurmay'ın kullandığı, bütün kuvvetlerin hayata geçirdiği savaş 5 yılı buluyor. Devletler düzeyinde yürütülen bir savaştır. Farkı burada. Yani Güreş'in sorumluluğu altında bütün kuvvetlerin katıldığı bu 5 yıllık sa­vaş, ancak devletler düzeyinde yürütülebilir. Bu açıdan önemlidir, kapsamlıdır.

Ve ulusal kurtuluş savaşımımız yenilmemiştir. Ama, zor­lanmayı yaşamıştır. Belli sahalarda daralmayı yaşamıştır. Bu da geril­la tarzının kaçınılmaz bir sonucudur. Anlamsız kayıplar kolay değil. Daha fazla başarılı olacağımız sahalar çoktur.

Ama buna rağmen kendi iç yapımızda geliştirdiğimiz, büyük yeniden düzeltme ve yoğunlaştırma hareketi, 95 ve 96'da en önemli düzeye getirildi. 94'te ve 95'te yaşadığımız içteki darlıklar, moral düzeyden tutalım laktiklere doğru yaklaşmamaya kadar, parti dışılıktan tutalım temel askeri kuralları hiçe saymalar, büyük bir çabayla gözden geçirildi. Yine muazzam bir eleştiri ve yoğunlaştırılma süre­cinden geçirildi. Sonuçta, 97'ye girdiğimizde hiçbir dönemle kıyas­lanmayacak kadar muazzam bir pratikleşme, ordulaşma, özellikle de taktikte bir netleşmeyle birlikte hayata geçirmenin pratik hazırlıkları ileri düzeye gelmiştir.

Denilebilir ki; en eski PKK'lilik, en yeni PKK'lilik gibi bir dönüşüme uğruyor. Son gerçekliğimiz, iç yapımızı sorgulama dü­zeyimiz, büyük açılımlar göstermiştir. Yalnız PKK için değil, bütün dönemlerin parti tarzında ileri bir noktasını teşkil etmektedir. Kendi kendini yenileme de diyebiliriz. PKK günümüzün en iddialı örgü­tüdür!

 

Bilmemiz gerekir ki, biz esasta geçmiş süreçte dilediğimiz gibi savaşmadık. Dayandık, küçümsenemez savaşlar da verdik, fakat esas itibariyle düşmanı yıpratan, askeri ve siyasi çizgimiz üzerinde bizim göstermiş olduğumuz ısrardır. Önderlik ısrarı burada önemli rolü oynadığı gibi, pratikte de kesintiye uğratmamanın büyük çaba­ları, çoğunuzun henüz fark etmediği gelişmeyi ortaya çıkarmıştır. Bunu, çabanızı küçümsemek için söylemiyorum. Tam tersine çaba­larınızı önderlik çabalarıyla birleştirmek için mutlaka vurgulamam, sizin de anlamanız gereken bir husustur. Nasıl ayakta kaldığımızın doğru tarzını size vermeye çalışıyorum. Siz aslında etkin gerillayla savaşmadınız. Ve sizin oldukça yenilgiye doğru giden tarzınızı biz önledik. Gerek önderlik tarzının aldığı ideolojik, siyasi ve pratik as­keri tedbirler, bizzat yürüttüğü hazırlık çalışmaları bu sürekliliği ve sizin yenilgiye doğru giden durumunuzu önlemiştir.

 

Uyarıyorum! Kolektiviteye gelmeyen, bizim çok netleştir­diğimiz partileşme, ordulaşma ölçülerimize cevap vermeyen, adı, ünü ne olursa olsun, hatta tarzı temposu da buna yetmeyen kim olursa olsun, o, partiden saygı bulamaz. Dolayısıyla Önderlik de günlük ola­rak onun hesabını soracaktır.

Bütün yoldaşların beynine ve yüreğine uygun gelen, canı gönülden bir komutayı, manga komutanlarından tutalım eyalet ko­mutanlarına kadar mutlaka temsil etmelisiniz. Varsa bir niyetiniz, bü­tün yoldaşlarının engin sevgisi, saygısı temelinde, gerçekten güç veren ve buna ayık olan bir komutayı tutturmadan bir gecenizi bile rahat geçirmeyeceksiniz!

Slogan şudur: "Bu ölçüleri yakalayıncaya kadar, gerekirse yatmayız, yemeyiz, içmeyiz, bu temsil düzeyini yakalarız!" Buna mutlaka bu anlamı vererek uygulama yeteneğini göstereceksiniz.

Çözüme böyle gidilir, zafere de böyle gidilir.

Siz değerli yoldaşlar!

Tekrar vurgulamalıyım ki, bu yılı sizler de ister sıradan bir savaşçı, ister inisiyatifli bir komutan olsun böyle güçlü karşılayabilir­siniz. Hepinizin olanakları fazlasıyla buna el veriyor ama savaş bir sanattır. Her gün incelikli yaklaşım ister. Günün 24 saatinde değişik­lik ister. Bunlar artık sistematize olmuş bir komuta yapısının, gerek­tiğinde 24 saat karar veren, değiştiren ve kendi tarzındaki üretkenliği, başarıyı yakalayan bir konumu elde etmek hiçbiriniz için zor olmasa gerek. Biz son değerlendirmelerle birlikte bu işi alabildiğince aydın­lattığımız kanısındayız. Almış olduğunuz bütün çözümlemeler, ay­dınlatma işini ileri noktada sağlamıştır. Sizleri bu aydınlatma işinde, kendiniz için gerekli olan pratik sonuçları çıkarmaya çalışıyorum. O değerlendirmeler aslında sanki günlük olarak sizinleyiz gibi bir yak­laşımla ele alınmıştır ve size de ulaşılmıştır.

Değerli tüm militanlar;

Diyalog değil, mevcut hükü­met halen kökümüzün kazınmasından bahsediyor. Güney'de ve Ku­zey'de bunun için elinden geleni yapıyor. Bu açıdan hesap hatası yapmayalım. ağır basan ihtimal savaşın şiddetlenme ihtimalidir. nitekim son yaşadığımız çatışma da bunu doğruluyor.

Hem kendi taktiğimizde ısrar etmenin ne kadar doğru olduğu­nu ve hem de düşmanın öyle kolay diyalog sürecine girmeyeceğini göstermektedir. Yılbaşı dolayısıyla bir çağrı yaptık ama karşılığında hiç hızından kaybetmeyen operasyonlar oldu.

Yılı bu temelde mutlaka perspektif ve karar halinde değer­lendirmelisiniz. Mevcut yoğunlaşma düzeyini hepiniz aldınız. Onları tekrarlamayacağım. Ve geliştirmekte olduğumuz çeşitli yöntemlere ilişkin, özellikle parti içi sorgulama sonuçlan çarpıcıdır. Üreticidir ve muazzam geliştiricidir. Büyük oranda size ulaşmıştır ve daha da ulaştırılmaya çalışılacaktır.

Yeni bir komuta kişiliğini yakalıyoruz. Belli başlı özellikleri size ulaşmıştır. Özümsetiliyor daha da sonuçlandıracaksınız. kesinleştireceksiniz! Doğru bir yönetim tarzı yoğunlaştırılıyor, boyutları size ulaşmıştır, daha da ulaştırılıp kesinleştireceksiniz.

Çözüm yılı diyorum. Bunu derken yalnız ulusal kurtuluşun siyasal yolu için söylemiyorum. yüksek bir çözüm gücü halinde birlikte yürümeyi sağlayacaksınız. Yoğunlaşmada çözüm, taktikte çözüm eğitimde çözüm, rapor sisteminde çözüm, mevzilenmenin her biçiminde, üslenmelerde çözüm, eylemlerde çözüm, moralde çözüm. Velhasıl, önünüze koyduğunuz her sorunda yüksek çözüm gücü olma bu yılın temel sloganıdır. Gereklerini mutlaka karşılayacak duruma getirerek başlangıç yapacaksınız.

Genelde de bu yıla ulusal kongreyi, hatta federe bir devleti, onun meclis ve hükümetini, hem Güney'de hem Kuzey'de sürdüreceğiz. Ve belki de ilanına gidebiliriz. Güney'deki faaliyetlerimizin yoğunluğu bu amaçladır ve sonuca kadar götürülecektir. Kuzey'de de bu faaliyetler geliştirilecektir. Gerek Güney'de, gerek Kuzey'de as­keri çalışmalarımız da hızından bir şey kaybetmeden yürütülecektir.

PKK Türkiyelileşiyor derken; Türkiye halkıyla, Türkiye halkının çeşitli güçleriyle ittifakları gürleştireceğiz. Gerek illegal, ge­rek legal barış, demokrasi bloğu daha da anlamlı hale getirilecektir. Halkın ittifakında pratikte mesafe alınacaktır. İllegalitede gerilla da dahil olmak üzere, eylemlerde birlikteliği gerçekleştireceğiz. Türk cephesi önümüzdeki süreçte bir ivme kazanacaktır siyasal ve askeri boyutu açısından. Buna elinizden geldiğince desteği ve hazırlığı sun­malısınız, geliştirmelisiniz.

Güney'de de PKK güneylileşmiştir. Orda da gerek askeri ve gerek siyasi faaliyetlerimizi, belirlenen amaca doğru gidişte temel bir düzeltme olarak, geçmişi aşan bir tarzda yerine getireceksiniz.

Bölge ülkeleriyle ilişkilerimiz var. Bunlar daha da bölge halklarıyla birlik, kardeşlik temelindeki yaklaşımlarımızı geliştire­cektir. Unutmayın ki, çizgimiz Ortadoğu'da halkların birlikteliğine çok açık ve birçok imkan ortaya çıkarmaktadır. Bu daha da geliştiri­lecektir.

Uluslararası alanda; partimize yakıştırılan terörizm iddiaları giderek aşılıyor ve bunun yerine en iddialı, kendini yenilemiş, sosya­list ve hümanist bir hareket olarak saygınlık görmektedir.

Uzun bir süreden beri geliştirdiğimiz yoğunlaşmalar temelin­de; onları tüm sonuçlan üzerimle bir kez daha durmaya, yeni yılı bu yoğunlaşmalar temelinde kazanmaya, süreci bu temelde derinleştir­meye, gerçek yoldaşlık ölçülerini, en başta onun sorumluluk an­layışını onu mutlaka birbirinize karşı göstermeye, bununla engel teşkil eden ne varsa onu mutlaka aşmaya ve yine netlik kazanan doğru taktik tarzımıza, özellikle askeri taktiklerimize doğru komuta yaklaşımıyla cevap vermeye, bununla da engel teşkil etmek isteyen ne varsa onu aşmaya, yanlışlığı ve kaybetmesi açıkça ortaya çıkan tarzı ve tempo düşüklüğünü gidermeye, yüksek tempo kadar, çekici bir tarzla yaşama da, savaşa da bütün yeni eski yapıyı gerekirse dö­nüştürerek hazırlamaya, günlük yaşamı son derece çekici kılmaya, engin yoldaşlık ruhuyla, saygısı ve sevgisiyle cevap olmaya, moral etkenini asla göz ardı etmemeye, en üstün vasfımız olan üstün morali sonuna kadar sergilemeye, kazandıran önder tarzına yüksek anlam biçmeye, ne kadar zor da gelse onu derinliğine özümseme ve gereklerine büyük bir tutarlılıkla bağlı kalmaya, sonuç alıcı, kesinleştirici zafer tarzı olan bu tarzı, önderlik tarzından daha fazla kendi militan gerçeği haline getirmeye, bununla engel teşkil eden kendi­nizden ötürü ne varsa onunla hızla hesaplaşmaya ve tarzı bu temelde kazanmaya; sürpriz kazanmaya yol açmamak için gücünüzü mevsi­min elverişsiz koşullarından tutalım, anlamsız davranışlarla yıprat­maktan ve yine bu ara bazı sürpriz saldırılar yapmak kadar düşmanın da sürpriz saldırılarından korunmak için; son derece duyarlı, tedbirli olmaya, varsa bazı eksiklikleriniz, zorluklarınız bunu kahramanca karşılamaya, bu temelde; mutlaka 1996'nın bazı sembol kahraman­ları vardır, Zilanlar gibi, Bermaller gibi, Rewşenler gibi -ki, en genç kadın savaşçılarımızdı- bunları da en yüksek bir komuta gücü olarak başımızın üstünde tutmaya, velhasıl ne güç gerekiyorsa, ister önder­lik gerçeğinden, ister kahraman sembol şehitlerimizden ve en önem­lisi de kendi yüce ve kahramanlığa yaraşır çabanızdan beklemeye çağırıyorum.

Bunun için; sonuna kadar net, keskin, kararlı olmak kadar, yaratıcı olmaya çağırıyorum.

Yine bu temelde en sınırlı imkanları bile çok sorumluca ger­çekten bir ustalıkla verimi esas alan bir çalışma pratiğinin sahibi ol­manız için; bütün bu söylediklerimizin kısaca dönüşümünü yaşayan bir militan yaşamın, ister partileşme, ister ordulaşmada, ister cephe alanlarında, ister teorik-stratejik düzeyde yakalama, isterse en günlük bir yaşam olayında, en kızgın savaşımdan tutalım en genel eğitim çalışmalarına kadar, hepsinde aynı ciddiyet ve tutarlılığı, anlayış de­rinliğini ve pratikte de günlük olarak mutlaka koparmayı, en önemli bir savaşta olduğu kadar, basit bir ekonomik, lojistik faaliyete kadar hepsine bu temelde özen göstermeyi, üstün sorumluluk duygusu ka­dar, yaratıcı pratik tarzını eksik etmemeyi, eğer bir söze bağlılıktan bahsedeceksek bu tarzda sözümüze bağlı olmayı, yıla giriş için ken­dimize en yaraşır bir söz olarak ve benim de bu temelde söze bağlı olmayı sizlere bağlılığın bir gereği olarak yerine getireceğimi, sizler­den de bunu bekleyeceğimi bir kez daha özenle belirtiyorum, yüksek başarılar diliyorum, selam ve sevgilerimi sunuyorum.

Rêber APO