HPG

Hêzên Parastina Gelê Kurdistan

HPG Komutanlarından Şehit Ahmet Rubar; 70’li yıllarında ortalarında Ağrı Dağının heybetine sığınan fakir bir ailede doğdu.  Yurtseverliğin temiz özüyle büyütüldü.

Okula gittiğinde yaşadığı çelişkiler, onu özgür bir halk gerçeğiyle tanıştırdı.  Halkının özgür olmaması, ülkesinde kültürünün her gün asimilasyona tabi tutulması onda yaşadığı ulusal çelişkileri gittikçe arttırdı. Kurdistan halklarının;  90 ‘ lı yıllarda işgalci devlet Türkiye’ nin yaptığı işkencelere baş kaldırmasından etkilendi ve PKK’ nin yolunu tuttu.   

Yaşamak istediği yaşamı, Doğru Yaşamın mekanı olan PKK’ de buldu.  Serhat, Botan ve Zagros’ ların asi uçurumlarında yürüdü.  Kendi güncesine Gerillacılığın alfabesini  nakış nakış işleyerek kendini yetiştirdi. Ve 1997 yılında  hasretle kucaklamayı beklediği Önder Apo’ nun özgür düşünce sahasına gitti. Önder Apo’ nun paradigmasının özünü ve felsefesinin abc’ sini burada tanıdı. Büyük Komutan Ahmet Rubar; gittiği her yere, kaldığı her yerde yaşadığı her dakikaya anlam yükleyerek, yaşamı daha anlamlı yaşama adına kendisiyle iç savaş vererek mücadele etti. Devrimci inanç ve coşkusunu her koşulda korudu ve besledi. Xakurke’ ye aşkla, Serhat’ a hasretle baktı.

Şehit Ahmet Rubar; 2023 yılında şehit oldu. Ancak “ Bu dağlara kanları, terleri ve yürekleri ile not düşenlere” diye başladığı güncesinde yaşadığı bir şeye değindi.  O, Önder Apo’ ya olan sevgisini, hasretini şu şekilde dile getirmişti güncesinde; 

“Tarih sayfaları inandıkları davalar uğruna kendilerini adamış adanmışlarla doludur, belki de adınmış bu kişiliklerdir ters yüz edilmiş tarihi yaşanılır kılan. Tarih öylesine ters yüz edilmiş ki, kendilerini toplumlarını, topraklarını, kültürlerini bir anlamda insanlığı korumaya adayan bu büyük şahsiyetler, hak ve halk düşmanları olarak yansıtılmıştır sayfalarına tarihin. Tersine okursan yazılanları, gerçeğin ne olduğu kendiliğinden çıkıverir ortaya, bu açıdan bakarsak eğer ters yüz edilmiş tarihe, adanmışların eylemleri de olmazsa insanlık umudunu tümden yitirmiş olurdu. Oysaki bu adanmışlardır umudu insanlığa hediye eden, yitip gitmesine izin vermediler, Troya’da Hektor, Sparta’da Leonidas, Roma’da Spartaküs, Mezopotamya’da Hallac-ı Mansur ve Şeyh Bedreddin.

       Asırlar sonra Abdullah Öcalan önderlikli Kurdistan devrimi de bu adanmışlardan devraldı özgürlük meşalesini. Ve umudun umutsuzluğa dönüşmemesi için umut zaferden daha değerlidir diyerek, umuda yeni bir anlam yükledi ve bu anlamla binlerce adanmışın yolu oldu PKK. Önderlik, çekilen acıların, yaşamlarını kaygısızca bu yola adayanların amaçlarını, yaşamının en önemli ilkesi haline getirdiğinden dolayı tartışmasız yaratılmış olan eserin en büyük mimarıdır. Otuz yılda yaratılan eser şimdiden dillerde destana dönüştü, PKK şimdiden efsaneleşti ve tarihin sayfalarında yerini aldı. Efsaneler binyılda geçse dilden dile dolaşır dururlar, Önder APO’nun destanı halen yaşanırken efsaneleşmiş dilden dile dolaşır duruma gelmiştir. Kökünü toprağın derinliklerine salmış çınar misali, bu eser biz Kürtlerin tarihteki en büyük kazancı oldu, şimdiden yaptıklarıyla sonuca ulaçmış adeta. PKK’de son olmadığını da biliyoruz, PKK sürekli başlangıçtır.    

Umudun zaferden daha değerli olduğunu sizden öğrendim. Zamanı yaşamanın değil, önemli olanın zamanı yaşanılır kılmak olduğunu sizden öğrendim. Umudumuzu yitirmeden zamanı yaşanılır kılmak için, Güneşin ışınlarıyla yaşama çabamızın olduğunu bilmenizi istiyoruz. Sizin yaşadığınız bir çağda yaşama mutluluğunu ve gururunu yaşıyorum. Bize kader diye yutturulan ve sonucu hep acı, gözyaşı ve kan deryasına dönen tarihimizi, kendi kişiliğinizde baş aşağı etmeniz, böyle bir durumun kader olmayacağını, buna karşı onurlu bir duruş sergilenirse kendilerini tanrı diye dayatanların alaşağı edilebileceğini gösterdiniz. Güneşin ışınlarıyla dağlardan ovalara, birer ateş topu olarak inen oğulları ve kızlarıyla Kürt halkı, bu kadere karşı durarak tanrılara baş kaldırma cesaretini gösterdi. Önder APO bize çizilen kaderimize yenilginin tadını tattırma şansı verdi. Bize düşen ise zamanın insafına sığınmadan, kendimizi yeniden ve daha güçlü yaratarak katılmak olacaktır, şimdiye kadar doğru yaşayamadıysak ta, kendimizi yeniden yaratarak, doğru yaşamanın arayışında olacak ve bunun önemini bilerek yaşayacağız. 

Size karşı olan özlem, hasret ve aşkı yüreğimde büyütmeye çalışıyorum, size karşı olan aşkım asla zayıflamayacak. Tüm geriliklerimize rağmen Önderlik için var olduk, onun için var olacağız, bu durumu hiçbir güç değiştiremez. Bel ki de bu dağlarda kalmamızın en büyük gerekçesi, kocaman bir ülkede verilse, barışla dolu günlerde sunulsa, elimizin tersiyle iteriz Önderlik’siz sunulanları, güneşsiz barışa asla.  Bize, yaşamımıza anlam katandır Önderlik. Bizim için anlam yaşamın kendisidir, dolayısıyla bizim için Önderlikle başlayan zamandır yaşam.”

                                                                                                                Devrimci Selam ve Saygılarla

                                                                                                                        Ahmet Rubar

                                                                                               Şehit Ahmet  Rubar’ ın Güncesinden Derlenmiştir….