“Zulme rıza zulümdür” sözü gerçekten de kulağa hoş geliyor. Hoş geliyor çünkü insanilik içeriyor. Birinin yaşadığı acıya göz kapamak esasta o acıyı yaratmak gibi bir şeydir ne de olsa. Hele bu acıyı bilinçli bir şekilde birileri yapıyorsa ve siz burada sessiz kalıyorsanız esasta sizde biraz bu acıların yaşanmasına ortaklık ederek zulüm edenin yanında yer almış olursunuz.
Dediğimiz gibi kulağa hoş gelmeye hoş geliyor lakin bu sözleri sarf eden kişi Türkiye cumhuriyeti devleti başındaki kişi olan Erdoğan oldu mu söylenenlerin hiçte söylendiği gibi olmadığını bilmemek sadece ve sadece körlük ve naiflik olabilir.
“Zulme rıza zulümdür” de Kürdistan’da senin polislerin günlük olarak ne kadar zulüm uyguluyor haberin var mı? Senin atadığın ve ruh sağlığı, psikopatlığa kayan içişleri bakanın olan zat el alemin başına yağdırılan biber gazının sağlığa zararsız olduğunu söylerken senden tek çıt çıkmıyor. Hani Zulme rıza zulümdü.
Ya da Sivas katliamını yapanlara dönük mahkeme zaman aşımı kararı verdiğinde sarf ettiğin o meşhur “hepimize hayırlı olsun” sözlerin Zulme rıza mıdır yoksa zulme karşı durma mı oluyor?
Hele Irak’ta başucumuzda neredeyse bir ülkenin nüfusunun yüzde 20’isine yakınını ya katleden ya da mağdur eden bir ABD dururken bu ABD ile en ileri düzeyde ilişkilenmek, stratejik ortaklıklar kurmak Zulme rıza mıdır acaba yoksa değil mi midir?
Afganistan’da yine dünyanın bilmem neresinde gelip Afgan halkının üstüne bomba yağdıran bir ABD, İngiltere dururken bunlarla dediğimiz gibi tarihin en ileri düzeyindeki ittifaklaşmayı yaşamak Zulme rıza göstermek midir yoksa değil mi midir?
Ya da ne bilelim Kürdistan’da dediğimiz gibi her gün yüzlerce insan zindanlara atılırken bu zulme karşı sessiz kalmaya ne diyelim?
Dahası Türkiye cumhuriyeti devletinin başbakanı sadece Zulme rıza zulümdür demiyor, dahası “ Bu sizin dini değerlerinizle çatışır. Bizim değerlerimizde savunmasız bir insana saldıramazsınız, vuramazsınız. Buna nasıl terörist dersiniz. Bunlar halk. Halkın olduğu sokakta tankın ne işi var(?)” diyerek birde gürlüyor.
Halkın olduğu sokakta senin TOMA’larının ve panzerlerinin ne işi var?
Kürdistan sokaklarında kameralara bakarak çocukların kollarını kırmak savunmasız insanlara saldırı değil midir?
Van’da yirmi tane it gibi polisin birkaç Kürt anasına saldırırlarken yaptıkları savunmasız insanlara saldırı değil midir?
“Kadın da olsa, çocukta olsalar güvenlik güçlerimiz gerekeni yapacaklardır” diyerek it sürüsü polisleri Kürt halkının üstüne Diyarbakır’da sürmeler zulme rıza mıdır? Yoksa savunmasız insana saldırı mıdır? Yoksa “Bizim değerlerimizde savunmasız bir insana saldıramazsınız, vuramazsınız” mıdır?
“Ufacık bir çocuk, bebe, terörist olur mu(?)” onu siz daha iyi bilirsiniz. Ne de olsa, binlerce Kürt çocuğunu zindanlara tıkayarak faşist gardiyan ve psikopat müdürlerinizle tecavüz ettirenler sizlersiniz. Ne de olsa insanları kazıklara çakan bir gelenekten geliyorsunuz. Ne de olsa başka halkların çocuklarını getirerek oğlancılık yaptıranlar sizlersiniz.
Özcesi bırakalım “Zulme rıza zulümdür” olmasını bizatihi Ortadoğu’da en büyük zulmü uygulayan gücün başında siz bulunuyorsunuz. Öyle ki dünya da anaların, çocukların, gençlerin yüzlerine en çok biber gazı sıkan rejim olarak nam saldınız.
Öyle ki dünya da en çok insanı terörist olarak içeriye atan sizsiniz.
Öyle ki dünya da en çok gazeteciyi sadece görüşlerinden ve yazdıklarından dolayı içeriye atan sizsiniz.
Öyle ki dünya da en çok çocukları zindana atan sizsiniz.
Öyle ki işkencenin öncülüğünü Avrupa’da bizatihi sizin iktidar çekiyor.
Tüm bunlar bu kadar açık ortadayken “Zulme rıza zulümdür” sözleri ancak sizin müritlere söker. Başka da kimseye artık sökmez.
Artık ne söylerseniz söyleyin her sözünüz sizleri, cenahınızı bir bumerang gibi vuracaktır. Çünkü bu kadar haksız olan, bu kadar içiyle dışı bir olmayan, mütereddit, müptela, söz ile eylem uyumsuzluğu yaşayan bir iktidar artık tek kelimeyle baş aşağıya gidiyor demektir.
Şıho Dirlik