HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Barış günü anlamlı bir gündür. İnsanlık tarihinde en karanlık olan bir savaşın başlatıldığı gündür. İkinci Dünya Savaşı ardından akıl tutulması yerine akıl ve zihin açılması yeniden yaşanmaya başladığında, yaşanan bu acıları derinden yaşayan ve bir daha bu savaşların olmaması ve bir nevi lanetlenmesi için seçilen bir gün. Böyle yapıldı mı yapılmadı mı sorusuna takılmadan özünün böyle olduğu ve bu özünün de korunması gerektiğinin bilincine varılmasının kendi başına bile büyük bir anlamı vardır.

Böylesine günleri yaşarken Kürt Özgürlük Hareketi Önderliğinin başlattığı "barışa bir şans", "onurlu bir barış" söylemleri esasen herkesi akıl tutulması yerine vicdan uyanmasına sevk etmesi gerekirken halen kömürlenmiş vicdanlarla karşılaştığımızı söylemekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Halen kararmış zihinler, kirlenmiş zihniyetler, körelmiş gözler, sağırlaşmış kulaklar ve tutulan dillerin ne kadar çok olduğuna şaşıp kalıyoruz.

Doğrusu bu Türkiye ilginç bir yer. Anlamakta insan gerçekten zorlanıyor. Türk egemenlerinin, Türk iktidar güçlerinin, Türk siyasetçilerinin ve birçok "aydınının" sığlıklarını bilmez değiliz. Ne de olsa onların tarihini iyi öğrenerek mücadelemizi sürdürüyoruz. Mücadele ettiğin kesimlerin siyasetini bilmeden mücadele etmenin zor olduğunu bildiğimizden bunu yapıyoruz. Doğrusu bunlar, öyle sığ, dogmatik, çapı düşük, akıl ve zekadan uzak ki çoğu zaman anlamakta insan zorlanıyor, dedik.

El alemin siyasetçileri öncelikle kendi ülkelerinin çıkarlarını gözetirler. Bunu yapmasalar da en azından kendi menfaatlerini gözetirler. Ne var ki Türklerin egemenleri, iktidar odakları, siyasetçileri bırakalım ülkelerinin çıkarlarını, kendi çıkarlarını dahi yukarıda izah edilen akıl tutulmasından dolayı savunmaktan acizdirler. Acizleşmişler.

Kürt Özgürlük Hareketi en büyük fedakarlıkları sergileyerek bugüne kadar savaşı durdurmak için birçok denemelerde bulundu. En büyük ve uzun vadeli olanı ise Mart ayından bu yana devam ediyor. Onlarca provokasyona, saldırıya, hakarete rağmen bu ısrarını özgürlük hareketi sürdürüyor.

Niçin bu kadar zorluklara rağmen barışta ısrar ediyoruz?

Savaşın durmasını düşünün; Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye’de yaşayan tüm halklarla barışık bir Türkiye'yi düşünün, dıştalanmış inanç guruplarının rahatlamasını bu topraklara getireceği pozitif enerjiyi de düşünün ve tabii ki birleşmiş, ruhen bütünleşmiş ve tepkileri dinmiş, dindirilmiş milyonlarca insanı düşünün. Tedirginliğin, gerginliğin, rahat olmama durumunun ortada kalktığını düşünün. ortaya çıkacak sonuçları da düşüne biliyor musunuz? işte, biz bu ortaya çıkacak muazzam sonuçları gözeterek bu inanılmaz fedakarlığı sergiliyoruz.

Biz ve halkımız herkesin ama herkesin akıl tutulmasını bir an önce terk etmesini, insanlığın ortak değeri olan 1 Eylül barış gününe denk bir zihinle sürece yaklaşmasını bekliyoruz. Aksi herkese ama herkes zarar verir.

Kasım Engin