HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Her şey tersinden yaşanıyor ülkemizde. En mutlu anlarımız acılarla bölünürken, en büyük acılarımız umulmaz çıkışlar yaratıyor.

Yok ve inkar etmek için bütün dünyanın birleştiği zamanları yaşıyoruz. Özgür Kürt adına hiçbir oluşum ve kazanıma tahammül edilmeyen böylesi bir zamanda en güçlü silahı kullanmaktan başka bir çıkar yol kalmıyor onurlu insanlara.

Yıkmak, bozmak, yok etmek için sayısız denemelere maruz kalan bir halkın halen dimdik ayakta duruyor olmasının yarattığı öfke halk düşmanlarını şüphesiz çılgına çeviriyor. Sürekli soykırımın eşiğinde tutulan halkımızın gelişimi ve bilinçlenmesi için tüm yollar kapatılmış, en demokratik tutumları dahi teröristlik yaftalarıyla karalanmaya çalışılırken yaşamın diğer adı olan direnişi yükseltmek dışında çıkar yol kalmıyor.

Dünümüzü yok saymak isteyenlere karşı tarihimizin görkemliliğiyle cevap olurken bugünümüze yönelik karalama kampanyalarına karşı da kenetlenmemizle cevap olduk. Geleceğimize yönelik saldırılar ise şimdilerdeki yöntemleri. Çocuklarımız zindanlara kapatılırken, toplumumuzun geleneğini koruyan, yarınlara taşıyan kadınlarımıza yönelik ahlak dışı uygulamaların ardı arkası kesilmiyor .

Bir de gençlerimiz tabii.

Dün ve yarın arasında köprü işlevi gören gençlerimize yönelik her türlü yöntemle saldırı halindeki sistem en çok da bilincimizi ve dinamizmimizi vuruyor. Özel savaş politikaları ve popüler kültürün sarhoş edici silahlarıyla toplumsal birliği zedelemeye çalışanlar bunda başarılı olamadıklarını gördüklerinden olsa gerek daha bir amansız saldırıyor, gençlerimizi sokak ortalarında vuruyor.

Özellikle üniversiteli gençlerimize yönelik politikaların işaret ettiklerini iyi görebilmek gerekiyor. İnsancıl ve demokratik tepkilerini dile getiren, haksızlığa ve sömürüye tepki gösteren gençlerimiz değil asıl hedef. Amaçlanan halkımızın yarınlarının karartılmasıdır.

Son yıllarda saldırıların odağında yer alan üniversiteli gençlerimiz yarattıklar dinamizmle serhildanlarda oynadıkları rolün dışında yeni bir toplumun, demokratik komünal toplumun yaratımında oynadıkları rolden dolayı hedef tahtasında bulunuyor. Aydın Erdem ile başlayan saldırıların görünen yüzlerinin ötesinde taşıdığı anlam çerçevesinde değerlendirilmesi daha bir önem kazanıyor.

Aydınlanmak isteyen bir neslin vurulmasıdır Aydın’ın şahsında yaşanan. İlkesiz ve sıradanlaşmayı Kürt gençlerine layık görenlerin bir saldırısıdır yaşanan. Erdemli bir neslin oluşmaması için bilinçli seçilmiş bir tercihtir. Çünkü biliniyor ki sömürgecilerin en büyük dayanağı bilinçsiz insan topluluklarıdır. Yaşadığı dünyayı anlamayan, tanımayan, verili düzenle tatmin olmuş, görünenin arkasına bakmayı düşünmeyen insan yaratımının gerçekleşmesi için uygulanan sindirme politikasının bir sonucudur.

Başkaları için yaşamanın, fedakarlıkta bulunmanın, geçmişine sahiplenerek halkının güncel sorunları hakkında söz sahibi olmaya çalışmanın onurlu ve erdemli bir toplum yaratımındaki rolünün öneminden kaynaklı olarak saldırılıyor bilinçli gençliğimize. Aydın, bir başlangıçtı. Bin yıllardır sömürge altında inim inim inleyen halkımızın özgür yarınlara ulaşmasında “anlama” ve “uygulama “ işinin ne kadar önemli olduğunu bilen sistem güçlerinin seçtiği bir isimdir. Hem halkının sorunları karşısında çözüm gücü olmak, hem yeni neslin karakterinin oluşmasında çağımızın her türlü manipülasyonu karşısında halkı bilinçlendirerek bunu yaratacak olan üniversiteli gençlik Aydın Erdem şahsında vurulmak istendi. Bunu yeterli görmemiş olacaklar ki her gün ayrı bir yerde paravan faşist gruplar tarafından yeni saldırılar örgütleniyor.

Ne demişti Önderliğimiz “Doğru tarih anlayışımızı bilmenin en üst sınırlarıyla bütünleştiremezsek, geleceğe ilişkin anlama gücümüzü ve yapılanma tarzımızı yetkince belirleyemeyiz. Tüm sistemin bilme kapasitesini bilmenin ufkuna alamayan bir teorinin eksik olduğunu ve karşıt teorilerin ufku içinde erimekten kurtulamayacağını temel ideolojik mücadele gerçeği olarak anlamalıyız.”

Bu sözlerden anlaşılıyor ki Önderliğimizin başlattığı ve tüm sistemler açısından bir ilk olarak görülen yeni tarihsel toplumsal teorimizin halklaşmasında Kürt gençliğinin, özelde de üniversiteli gençliğimizin üstlendiği rol çok iyi görüldüğünden bilinçli bir şekilde saldırıların odağı oluyor. Artık çok iyi biliniyor ki aydınlanmış bir gençliğin, halkının sorunlarına alakalı duruşu karşısında tahammül edilemiyor. Artık etrafını sarmış çarpıtma dolu sözler ve teorilere itibar etmiyor gençliğimiz. Başkalarının teorileri içinde erimeyi bir kenara bırakalım tarihin tüm özgürlük mücadelelerinin bu sefer kesinlikle zafere ulaştırılması anlamına gelen Apocu teorinin güçlü bir militanı, havarisi olduğundan saldırıların odağında yer alıyor.

Serhildanlarda, okullarda, örgütlenmede, dağda, sokaklarda en önde yürüyen gençliğimize yönelik geliştirilen bu saldırıların gerçek yüzünün görülerek mücadeleciliğini daha da güçlendirerek, daha bir kenetlenerek böylesi saldırıların beyhude bir çaba olduğunun gösterilmesi gerekiyor. Sokaklarda atılan “İntikam” sloganları haklı talepler. İntikam saatinin yaklaştığının görülerek herkesin içindeki bu duyguyu ani çıkışlarla değil, örgütlü ve uzun soluklu bir mücadelenin zemini yaparak fakat en haklı tepkilerini de asla kendiliğindenci bir pasifizme bırakmadan her zamankinden daha fazla bilinçlenme ve bilinçlendirme faaliyetine ağırlık vermesi önemli olmaktadır.

Böylece türlü ve umulmaz acı deryalarında tutulan benliğimiz sürekli mutluluğun yolunu aralayabilir.

Pir Kemal