HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

Kürdistan işgal edilmiştir ve sömürge bir ülkedir Siz buna eski klasik sömürge deyin ya da yeni sömürge deyin ya da İsmail Hoca gibi Kürdistan sömürge olarak kabul bile edilmiyor deyin. Tanımız ne olursa olsun varacağınız yer Kürdistan’ın işgal edilmiş olduğu gerçeğidir. Kürdistan’ın sömürge hatta uluslar arası bir sömürge olduğu gerçeğidir.

Toprakları işgal edilen, sömürge pozisyonunda tutulan halkların öncüleri olarak öne çıkanların, tüm zorluklarına rağmen direnişe geçenlere verilen ad “ÖZGÜRLÜK DİRENİŞÇİLERİ” ya da “ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI” tanımıdır. Başka bir anlatımla haksız, rencide eden, onur kıran, kişiliksizleştiren, küçük düşürücü, insanlıktan atan ve çıkaran tüm uygulamalara karşı başkaldırıştır. Daha da ileriye götürürsek; bu topraklarda yaşayan gelecek aydın ve müreffeh günler için etini dişine takarak bu halk için gerekirse canını feda etmedir.

Birkaç yıl önce yazdığımız bir makalede: Terör ya da terörizmi: “„Terörizm genellikle; terör tohumlarını atmak yani kurbanlar kategorisindeki diğer insanların aşırı korkması amacıyla, kurbanlar kategorisindeki insanlara karşı yapılan eylemler olarak tanımlanır. Bu, ‘diğer insanların’ gelecekteki davranışlarını değiştirmek amacıyla yapılır“ alıntısını saygın yazar İmmanuel Wallerstein’den almıştık. Yine devamında da: “Yukarıda ki tanımlama da yola çıkacak olursak TC devletinin ilk kuruluş yıllarından başlayarak insanlara ve halklara yaşattıkları hep terör ve terör yöntemleri olmuştur. Hatta daha gerilere giderek Osmanlı devletinin birçok yönüyle terör uygulamalarını sistematik olarak kullandığını söylemek yanlış olmaz“ demiştik.

TC devleti, tarihinde rastgele binlerce insanın katlettiğini hepimiz biliyoruz. Bilinçli katletmeleri ise zaten Ermeni soykırımından gördüğümüz gibi sistematik yok etme olduğu için insanlık buna jenosit dedi.

Ve aynı bu gelenekten gelen TC devletinin hükümeti ve hükümetleri, ordusu, yazarçizerleri bizi teröristlikle suçluyorlar. Bizi terörist olmakla itham ediyorlar. Terörizmi yukarıdaki tanımlamaya göre ele alırsak terörizmi kimlerin uyguladığı apaçık ortadadır. 17 bin-çoğu zaman rastgele-katledilmiş sivil insan söz konusu iken ve çoğu zaman bu insanlarımızı sadece ürküterek mücadelemizde uzaklaştırmak için bunu faşist tarzda uygulamışken nasıl oluyor da biz terörist oluyoruz? Başkasının topraklarını zoraki işgal ederek, dilini yasaklayarak, okullarına izin verilmeyerek, yeraltı yer üstü zenginliklerini hatta tarihi dokularını yok ederek çarçur etmişken, doğasıyla oynamışken o kadar zengin topraklara sahip bir ülkemiz varken insanlarımızın açlık sınırlarında tutulması hatta başka yerlere hizmetçi olarak gitmesi günlük olarak yaşanırken nasıl oluyor da biz teröristiz?

Açın uluslar arası yasaları, hukuk normlarını bir yerde işgal varsa eğer bu işgale karşı direniş varsa buna kimse terörizm demiyor. Ama bir devlet son zamanlarda faşist Türk devletinin yaptığı gibi sivil insanları katlediyorsa, çocuklara işkence yapıyorsa, legal siyasetçileri tek bir kurşun sıkmadıkları halde tutukluyorsa, tarlasında çalışırken 70’lik anaları vuruyorsa, kendi korucusunu araziye çıkarıp pusuda katlediyorsa, havanla Ceylanları vuruyorsa, 12 yaşındaki Uğurları üstüne 13 kurşun yağdırarak katlediyorsa, televizyonlarının önünde gencecik çocuklarının kollarını kırıyorsa, coplarla it sürüsü gibi çocuklarının üzerine sürüyorsa, gencecik kızlara okullarda devlet eliyle zoraki tecavüz ediliyorsa bunların tümüne uluslar arası normlar terörizm diyor. Ve bunu yapan eğer bir devlet ise buna devlet terörü diyorlar.

Evet, TC devleti terörist bir devlettir. Ve ikide bir televizyonlarda, medyada, radyoda “terör ve terör sorunu” diyerekten bizi kast etmeleri sadece bir kelimeyle izah edebiliriz: o da sahtekarlıktır, iki yüzlülüktür hatta yüz yüzlüktür…

Biz özgürlük direnişçileri ve savaşçılarıyız. Gidin dünyanın hangi sözlüğünü getirirseniz getirin, dünyanın hangi ansiklopedisini getirirseniz getirin hatta bu Türkiye devletinde basılan sözlükler olsun, işgale karşı direnişi sadece ve sadece direnişçiler ya da özgürlük savaşçıları olarak ele alır. Bunun lami cimisi yoktur. Özgürlük Savaşçısı Özgürlük Savaşçısıdır. Bu özgürlük savaşçılarının hataları olsa da bu böyledir. Eksikleri olsa da bu böyledir. Yapılacak olan özgürlük savaşçılarının hatalarını eleştirmektir ya da bu eksiklikler ağırsa yargılamaktır. Ama özgürlük savaşçıları özgürlük savaşçılarıdır. Eğer özgürlük savaşı verenler ciddi sadece bireysel çıkarları için, ya da siyasi amaç gütmeksizin eylemlere girişiyorlarsa bunu da eleştirmenin de ötesine geçebilirsiniz. Çünkü olan artık özgürlük savaşçılığından çıkmışlıktır dersiniz.

Evet, bugün etrafımıza bir bakalım. Biz sadece ve sadece TC devletinin güvenlik güçlerini hedefliyoruz. Askerine, polisine, fuhuşçusuna ve tabii başımıza bomba olarak yağan para finansörlerine yöneliyoruz. Bu yapılana kimse terör demez. Herkes buna meşru savunma ya da meşru müdafaa diyor.

Bu kirletilmiş çıkar dünyasında bazı devletler-ki bunların çoğu halkların kanlarına bulaşmışlardır-kendi çıkarları için özgürlük savaşçılarına terörist diye bilirler. Ancak güneş balçıkla sıvanmayacak kadar temiz ve yakıcıdır. Hiç kimse ama hiç kimse insanlığın gönlünde haksızlıklara başkaldıranları terörist diye yargılayamaz. Yargılayamamıştır da.

Bir Spartaküs’ü Romalılar terörist dese ne yazar, demese ne yazar?. O bugün halkların kalbinde ilk özgürlük direnişçisidir. Bir Mandela’yı Apartheid rejimi yargılasa ne yazar, yargılamasa ne yazar. o bugün insanlığın vicdanındaki insanlık sesidir. Bir Gandhi’yi İngilizler kışkırtıcı ve terörist olarak damgalasınlar ancak bugün tüm insanlık-başta o meşhur emperyalistler-Gandhi tarzı direniş diyorlar.

Evet, kim ne derse desin işgale karşı direniş meşrudur. Sömürge statüsüne karşı direniş meşrudur. Ve bu direnişe geçenlere tarih sadece ve sadece ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI olarak anıyor. Ancak işgali ve sömürüyü ısrarla sürdürenleri ise tarih sadece ve sadece lanetliyor ve onlara tarih barbar, işgalci, faşist, despot, dikta, terörist diyor ve böyle de demeye devam edecektir.

Kasım Engin