Can çıkar huy çıkmaz diye bilinen bir atasözü vardır. Yani ölse de huyunu terk etmeme, bildiğinden vazgeçmeme, karakterini değiştirmemeyi ifade eden bu atasözü bugünlerde en çokta CHP’ye uyuyor.
CHP tarihi esasta Kürt halkına karşı işlenmiş olan suçların tarihidir. CHP’nin başına İnönü’nün geçmesiyle başlayan katliam sürece bugünlere kadar bu faşizan ruhla gelmiştir.
Kürtlerin son yüz yıllık tarihinde en büyük darbeyi ve en çok kötülüğü bu katliam partisinden yemişlerdir. Hatırlamak isteyenler tarihin sayfalarına inerek bunu görebilirler.
Kürtlerin buralarda sadece ve sadece köle olarak yaşayabileceklerini ta 1930’larda Mahmut Esat Bozkurt söylemiştir. Öyle ki Nazi hayranı ve sözde adalet bakanı olan bu kişi daha doğrusu faşist: “ “Türk bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır. Türklere hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı” diyerek CHP’nin neme nem bir kültüre sahip olduğunu ta o yıllarda göstermiştir.
CHP’nin mayasında bu faşist düşünceler dediğimiz gibi ilk kuruluşundan bu yana vardır. Cumhuriyeti kurarak kendilerince halka iktidarlarını dayandırdıkları bir yere kadardır, ondan sonra asıl ideolojik kalıpları “halka rağmen halkçılıktır” ve başka da tek bir numaraları yoktur. Hele söz konusu mesele Kürtler ise orada topyekün bir faşizanlık vardır.
Bu faşizanlık dün olduğu gibi bugünde olduğu gibi duruyor. Bir farkla o da CHP’nin kendisini bugün sosyal demokrat olarak pazarlamaya kalkışmasıdır.
Dünyanın neresine giderseniz gidin halkların dinlerine, dillerine, kimliklerine özcesi doğuştan gelen haklarına en çok saygı duyan hareketlerin başında sosyal demokratlar gelir. Her ne kadar sol ve sosyalistler gibi köktenci yaklaşmasalar da halkların doğuştan gelen haklarına ileri düzeyde saygıyı sosyal demokrat kimlikli partiler ve kişiler gösterir.
Yine dünyanın neresine giderseniz gidin muhafazakar ya da tutucu çizgiler diye bilinen çizgiler genelde milliyetçilik kulvarlarına daha yakındırlar. Muhafazakarlığı genel manada bir halkın ya da toplumun değer yargılarına sadık yaşamak olarak ele alırsak, böyle çizgi ve partilerin milliyetçiliklere hatta ırkçılıklara yakın duracakları anlaşılırdır.
Ancak dünyada ismi sosyal demokrat ya da işçi parti olupta tamamen milliyetçi hatta onları aşan bir çizgide seyreden sadece iki ülke bulunan “sosyal demokrat” partiler vardır. Bunlardan bir tanesi İsrail’dir diğer ise Türkiye’dir.
Dikkat edilirse İsrail’de işçi partisi, İsraillerin faşist diyebileceğimiz partilerinin tüm yaptıklarına çok rahatlıkla ortak olabilirler. Hatta Filistin halkına aynen o bildiğimiz sağcılar gibi saldırabilirler. Örneğin orada iktidarda Netanyahu’nun sağcı partisi iktidardayken sözde işçi partisinin başındaki adam olacak olan Ehud Barack çok rahat bir şekilde savunma bakanı olarak her gün Filistinlileri katledebilmiş.
Benzer bir durum birde Türkiye için geçerlidir. Örneğin Türkiye’de Kürtlerin en çok katledilmesini isteyen CHP’dir. En çok Kürtlere saldıranlar CHP’lilerdir. En son o İzmirli Hanım zaten söylenmesi gerekenleri CHP adına söylemişti. Ancak TBMM’de CHP’nin en ileri gelenlerinden olan Onur Öymen ise Dersim katliamının meşru olduğunu da dünyanın gözünün içine baka baka hiçbir tereddüt göstermeden ifade etmişti.
Özcesi dünyada İsrail dışındaki –eğer sosyal demokrat diyeceksek-faşizan özelikler gösteren tek –sosyal demokrat parti-CHP’dir.
Türkiye’de bir CHP’linin söylemlerini bir MHP’liyle yan yana getirin ve bu sözlerin analizlerini yapın kesinlikle hangi sözlerin kimi ait olduğunu çıkaramazsınız. Özelde de Kürtlere dönük sözlerinde bu kesinlikle böyledir.
Nedeni açıktır; ideolojik olarak beslendikleri yer aynıdır. O da milliyetçiliktir.
Şimdi ise Kürt halkını katleden bu CHP’nin başına kendi aslını inkar ederek tamamen Mangurtlaşmış bir tip bulunuyor. Sözde alevi, sözde Kürt ve sözde sosyal demokrat olarak ortaya çıkan bu tip adeta bu faşist partinin öz kimliğini saklamak ve gizlemek için seçilmiş bir tip olmaya rolünü gönüllüce oynamaktan çekinmiyor.
Bu tipin böyle bir rol oynamak için seçildiğini görmek istiyorsanız onun Kürt sorununun çözümüne ilişkin sarf ettiği sözlere bakmak yeter de artar da.
Başka bir halkın haklarını-doğuştan haklarını-İsrail’de bulunan işçi partisinin dışında sadece ve sadece CHP adındaki faşist parti ret edebilir.
Bunun için artık Kürtlerin bu doğuştan beri faşizanlık yapan parti ile aralarına mesafe koyma zamanı çoktan gelmiş, hatta geçmektedir.
K. Nuda