Faşizmin en belirgin özelliği insana karşı olan düşmanlığıdır. Ancak birde faşizmin doğaya karşı beslediği düşmanlık vardır. Kendi çıkarı için yok edemeyeceği insanlık ve doğa güzellikleri yoktur herhalde. Evet, faşizm insanlık ve doğa karşıtlığı ve düşmanlığıdır.
TC devleti sözün tam manasıyla faşizan bir yapıdır. İnsanlara karşı işlediği faşizan uygulamaları şöyle ya da böyle herkes biliyor. Kürtlere, Alevilere, solculara ve yine dindar çevreleri geçmişte nasıl baskılayarak tasfiye ettiğini dediğimiz gibi herkes biliyor. Onlarca katliamı bizatihi uygulayarak tarihe soykırımcı bir rejim olduğunu TC devleti simsiyah harflerle kendisini yazdırmıştır.
Ancak TC devletinin kuruluşundan bu yana halkların değerlerini de tasfiye ettiğini herkes bilmemektedir. Halkların var oluşlarının en önemli kıstaslarında birini hiç şüphe yoktur ki yaşadıkları coğrafyaları oluşturur. Ve TC devletinin Kürdistan coğrafyasını nasıl yakıp yıktığını biz Dersim’de iyi biliyoruz. Birde 1990’larda binlerce köyü boşaltırken yakıp yıktığı ormanlardan biliyoruz.
Evet, faşizm doğa düşmanlığıdır dedik. TC devleti hem faşist bir yapıdır hem de işgalci bir yapıdır. Bunun için hem Kürt halkına düşmanlık temelinde kendisini şartlandırarak savaşmaktadır hem de Kürdistan coğrafyasını yok etmektedir. Bir yandan barajlarla bu güzelim coğrafyasının rengini ve biçimini bozarken bir diğer yandan her gün yeniden orman yakarak Kürdistan’ın hava deposu, ciğerleri olan ormanlarını yakmaktadır.
Birkaç gündür üst üste Gabar, Şemzinan, Şırnak, Lice ve de Dersim’de onlarca ormanı bilinçli bir şekilde yakmaktadır. Güya gerillanın bulunduğu yerlere top atışları yapmaktadır. Güya obüs atmaktadır. Halbuki arazinin bu yaz aylarında ne kadar kuru otlarla dolu olduğunu Ege’de yanan ormanlardan herkes bilmektedir. Yine Gabar’da arazilerimize fosfor atarak bilinçlice dediğimiz gibi yok etmeyi hedeflemektedir.
Bugün ki haliyle Kürdistan’da onlarca orman cayır cayır yanmaktadır. Ciğerlerimiz boğulmak istenmektedir. Halkımızın yakılan ormanları söndürme çabaları ise engellenmektedir.
Batıda bir orman yandığında dünyanın masraflarını yatırarak söndürmeye çalışan devlet söz konusu Kürdistan oldu mu, “nasıl olsa yakında burada çıkacağım” diyerek yakıp yıkmaktadır. Şimdi bizlerde sizlerin o seviyesiz seviyenize mi inelim? Şimdi bizlerde sizlerin o doğa karşıtı durumunuza ve seviyenize mi inelim? Elbette sizin o faşizan doğa düşmanlığınızın seviyesine inmeyeceğiz. Sizinle ahlaki ve politik değerleri koruma temelinde mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bunun için bu faşizan yöntemleri bir an önce terk etmeye davet ediyoruz. Bir an önce terk edin bu yakmaları diyoruz.
“Savaşın kendi kuralları vardır. Bu kurallara savaşın bir tarafı olan her gücün uyması gerektiği uluslar arası sözleşmelerle teyit edilmiştir. TC devleti bu sözleşmelere imza atmıştır. TC devleti Cenevre sözleşmesinde savaşta uyulması gereken kuralları ihlal etmektir. Bu ihlallere her gün bir yenisini eklemektedir.
Bunun için uluslararası güçleri TC devletinin ve onun silahlı kuvvetlerinin savaş suçlarını gelip yerinde izlemesi için savaş alanına çağırıyoruz.
Yine çevreci örgütleri, ekolojiye dönük duyarlı çevreleri Kürdistan’da TC devletinin orman yakmalarına karşı durmaya ve bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. “
Evet, öncelikli olarak TC devletini bu doğa düşmanlığına son vermeye çağırıyoruz. Yine uluslar arası örgütleri TC devletinin bu coğrafyayı yok eden yakmalarına karşı durmaya çağırıyoruz. Yine tüm ekolojiye duyarlı olan çevreleri yerinde Kürdistan’da olup bitenleri görmeye ve katliama karşı durmaya çağırıyoruz.
K. Nurhak