HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

somurgecilige son veriyoruzPKK Kürdistan’da iktidarını kurmak istiyormuş, demokratik özerklik diyormuş, özyönetim diyormuş. Özcesi PKK ne yapıp yapıp buralarda bir parça toprakta hakim olmak istiyormuş. Ve buna benzer birçok şey dönemin modası olarak tartışılıyor.

PKK iktidar mı olmak istiyor, PKK demokratik özerklik mi diyor, öz yönetim mi diyor ya da ne yapıp yapıp buralarda özgür bir vatan parçası mı oluşturmak istiyor, bu sizi ne alaka eder? Velev ki bu söylediklerinizin hepsi doğru olsun. Peki, size ne diye sorma hakkımız yok mudur? Kürtleri sömürge statüsünde tutan siz değil misiniz? Kürdistan’ı İsmail Hocamızın dediği gibi uluslar arası sömürge statüsüne getiren siz değil misiniz? Öyle ki diğer dünya sömürgelerine tanıyan hakları vermeyen yine siz TC devleti değil misiniz?

Hem soralım hem cevaplandıralım. İki de bir 12 Eylül cuntasının uyguladığı faşizm dile getirerek hiçbir faşist kendisini temize çıkaramaz. Hele hele TC devleti tarihinde bugüne uygulanan faşizmin arkasına sığınarak hiç kimse kendisini aklayamaz.

TC tarihinin ilk günlerinde de Kürdistan onlar için bir sömürgeydi, 12 Eylül cuntası sonrası süreçte de Kürdistan onlar için bir sömürgeydi, şimdi de arada 90 kaç küsur yıl geçtikten sonra yine sömürgedir. Sömürge olarak görmenin temel bazı verileri vardır.

Öncelikli olarak 1924 yılı ve ardından çeşitli süreçlerde oluşturulan anayasaların hepsinde adım adım tekçilik tümden hakim olmuş ve ideolojik bir çizgi olarak kendisini kurumsallaştırmıştır. Özcesi TC devletinin faşizm uygulamalarının temelinde tekçilik vardır. 12 Eylül faşist cuntasının temelinde tekçilik vardır. Ve şimdi 2012 yılında yaşıyoruz ve dünyada paradigmasal gelişmeler olmasına rağmen halen tekçilikler varsa orada tek kelimeyle faşizm vardır. Ve bu faşizmin beslendiği zemin ise Kürdistan’ı sömürgeleri olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır.

Evet, şimdi kim tekçilik yapıyor? Alenen meydanlarda kim tek devlet diyor? Kim tek bayrak diyor? Kim tek dil diyor? Kim tek vatan diyor? Kim tek din diyor? Bu sorulara kim “evet” diyorsa ve kim “ben söylüyorum” diyorsa orada bir faşist var demektir. Orada bir sömürgeci var demektir. Ve eğer böyle birisi yönetim erklerinde yerini alıyorsa orada bir sömürge valisi var demektir.

Şimdi biz birkaç soru daha sorarak yine cevaplar verelim.

Kürdistan sömürge midir?

Kürdistan inkar ediliyor mu?

Kürdistan’ın bayrağı ret ediliyor mu?

Kürtlerin dili ret ediliyor mu?

Kürtlerin diniyle alay ediliyor mu?

Kürtlerin vatanıyla bir çakıl vermeyiz diye alay ediliyor mu? Hem de bu Kürtlerin gözlerinin içine bakarak söylenmiyor mu?

Kürdistan’a güney doğu ve doğu Anadolu diye söylüyorlar mı?

Kürtlerin ulusal renklerine, “bez parçası” yakıştırmasını yaparak hakaret edilmiyor mu?

Ve tabii Kürdistan diye bir devlet olmaz ve kurulmasına karşıyız, izin de vermeyiz, kırmızıçizgimizdir deniliyor mu?

Bu yukarıdaki tüm sorulara verilecek cevaplar kocaman evetlerdir. O zaman bu kocaman evet cevaplarına karşı verilecek her türden savaş, kavga, ayrılık, ayrışma, kopuş meşrudur.

Hiç lami cimi yok, bilmem PKK böyle yapıyormuş, yok şöyle yapıyormuş hepsi boş söylemlerdir.

Kürdistan’ı sömürge görüyorsunuz, sömürge bir ülke gibi yönetiyorsunuz sonrada sömürgeciliğe karşı verilen direnişi teröristlikle, bilmem hangi şehirdeki bilmem kimi tehdit ediyorlarmış, bilmem yollara, barajlara engel oluyorlarmış gibi meşru olan eylemlerimizi gayri meşru olduğunu iddia ediyorsunuz.

Bunları geçin, siz ülkemizi tanıyacak mısınız tanımayacak mısınız?

Ülkemizde çekilecek misiniz çekilmeyecek misiniz?

Halkımızın doğuştan var olan haklarına saygılı davranacak mısınız, davranmayacak mısınız?

Her halkın hakkı olduğu gibi Kürt halkının da kendisini yönetmesinin önünde çekilecek misiniz, çekilmeyecek misiniz?

Tekrar söyleyelim; lami cimi yok bu yukarıdaki birkaç soruya vereceğiniz cevaplar evet ise oturup tartışabiliriz, konuşabiliriz. Yok, vereceğiniz cevaplar hayır ise siz bir sömürgecisiniz, siz bir kolonyal güçsünüz, siz bir işgalcisiniz ve siz bu ülkede çıkarılmak için her türlü yöntemle def edilmeyi hak ediyorsunuzdur.

Yine belirtelim; burası Kürdistan. Burada Kürt halkı kendi kendini yönetmek istiyor. Ve bu kendi kendini yönetme Kürt halkının en meşru ve doğal hakkıdır. Bu meşru ve doğal hakkı hiçbir güç ama bir güç baskılayamaz, engelleyemez, başka bir şekilde de gösteremez. Bu gayri meşru duruma karşı direniş ve duruşu da kimse terörize edemez.

K. Nuda