HPG

Kurdistan Halk Savunma Güçleri

 newroz2013Kürdistan halkı tarihinin en kitlesel ve görkemli Newrozunu kutlamaya başlamıştır. Tüm dönemlerin en büyük katılımlı kutlamasının yapılacağı Amed Newrozu’na da büyük bir coşku ve kararlılıkla hazırlanmaktadır. Bu konuda hiçbir engellemeyi tanımama bu anlamda özgür iradesini ortaya koymakta kararlıdır.

Biz bu temelde öncelikle Kürdistan’da tamı tamına kırk yıllık büyük düşünce, emek, fedakârlık ve cesaretle yaratılan bütün gelişmelerin belirleyeni konumundaki Önder APO’nun Newroz’unu kutluyoruz.

Zulme boyun eğmeyen, hep bir direniş konumunda olmuş ve sürekli bir biçimde yeni bir Demirci Kawa bekleyen, Önder Apo’nun çıkışına ilk günden katılarak büyük bedeller ödeyen Kürdistan halkının ve tüm Ortadoğu halklarının Newrozu’nu kutluyoruz.

Newrozların bugüne taşınmasında, büyük emeği, kahramanlığı olan ve bugün de en amansız koşullarda direnişini sürdüren, tüm PKK kadro, militan, sempatizan, taraftar ve Kürdistan özgürlük gerillasının Newroz’unu kutluyoruz. Onlar ki, toprakları işgal edilen, yakılıp-yıkılan, köleleştirilmeye çalışılan, soykırımla tarihten silinmeyle karşı karşıya bulunan Kürt ulusunun ve öz anavatanları Kürdistan’ın varlığını koruma ve özgürlüğünü güvence altına almak için her koşul altında direnmeye, savaşmaya hazır, Kürdistan’ın fedaileridir. Bilinmelidir ki, Fedaisi, savunma gücü olmayan bir halkın varlığı ve özgürlüğü tehlike ve tehdit altındadır. 

Kürdistan özgürlük mücadelesinin iki dinamik ve öncü gücü Kürdistan gençliğinin ve kadınlarının Newrozu’nu kutluyoruz. Gençliği ve kadını özgürlük için savaşmayan, özgürleşmeyen, öncüleşmeyen hiçbir halkın bırakalım özgürlüğü sağlamayı, varlığı dahi tehlikededir, demektir.

1973 Newroz’undan 2013 Newroz’una kadar geçen kırk yıllık zaman diliminde başta,  Newroz ateşini üç kibrit çöpüyle tutuşturarak kendisini Amed zindanında feda ederek, sömürgeci Türk devletinin faşizmine karşı bir tarihsel bir direniş sergileyen Mazlum Doğan olmak üzere tüm Kürdistan devrim şehitlerini saygıyla anıyoruz. Bu Newroz aslında onların Newroz’udur. Onlar bu Newroz’u yarattılar, onlar bu Newroz’un direnişçi ve isyancı özünü kendi yaşamlarını feda ederek kutladılar. Zekiyeler, Rahşanlar, Ronahi ve Berivanlar… Onları, anmak,  anılarını sahiplenmek,  onların toprağında rahat uyuyacakları özgür, demokratik bir Kürdistan yaratmaktır. Onun da zamanı gelmiştir. 

Newroz demirci ve devrimci Kawa’nın önderliğinde zalim Asur köleciliğine karşı varolma ve yurt tutma temelinde gelişen direniş, M.Ö 21 Mart 612 yılında zaferle sonuçlanmıştır. Zaferin müjdesi ateşler birer zulüm sembolü olan kale burçlarında yakılarak özgürlük ve zafer kutlanmıştır. Ve bu ateş Perslerin, Arapların, Türklerin, Yunanların ve Romalıların zulümlerine karşı da hep bir direniş sembolü olarak yakılmaya devam etti.  Zaman zaman bu ateş zayıflasa da, bir kıvılcım düzeyine kadar gerilese de, yanmaya devam etmiştir. İşte şimdi o kıvılcım “bozkırı” tutuşturmaya başlamış ve özgürlük yangınına dönüşmüştür. 

Önder APO bundan tam tamına kırk yıl önce etrafında topladığı ilk altı kişilik arkadaş grubuyla Ankara’nın Çubuk barajı kıyılarında ilk toplantısını yaparak, bugün Kürdistan coğrafyasını baştan başa saran Türkiye ve Avrupa metropollerine yayılan Newroz ateşini tamda bir böyle bir günde yakmıştır. İşte önce Newroz ateşine ve sonra özgürlük yangınına dönüşen o kıvılcımdır. Dolayısıyla ilk kıvılcımdan, bugün özgürlük ateşine dönüşen sömürgeciliğin zulüm kalelerini tutuşturan Newroz ateşi, bugün 2013 yılı Newrozun’da daha farklı ve daha gür bir biçimde yanmaya devam etmektedir ve devam edecektir.

Hiç kuşkusuz Çubuk Barajında Önder APO tarafından tutuşturulan Newroz ateşi bugünkü Newroz ateşinin başlangıcıdır. Ancak Amed zindanlarında Mazlum Doğan yoldaşın Üç kibrit çöpüyle tutuşturduğu Newroz ateşi de bugünkü yangının büyümesinde ateşleyici bir rol oynamıştır. 90’lı yıllarda Zekiye Alkan’ın, Rahşan Demirel’in, Ronahi ve Berivan’ın bedenlerinde tutuşturdukları Newroz ateşi, bu ateşin harlanmasında üçüncü bir ateş halkasını oluşturmuştur. Bu aynı zamanda kadının Newrozlaşması da olmuştur. 

Önder APO’nun 2012 yılının son aylarında, sömürgeci Türk devletinin temsilcileriyle İmralı’da başlattığı görüşmeler tarihsel önemde bir yeni Newroz’u karşılamayı hazırlamıştır. Kürdistan’da artık yeni bir süreç başlıyor.  Bunun adı Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşam sürecidir. Bu öncelikle Kürdistan halkının, Lozan ile başlayan inkar-parçalama ve yoketme stratejisiyle beraber Önder Apo’ya karşı gerçekleştirilen uluslararası komploya vurulmuş bir darbe olmaktadır. Dolayısıyla İmralı zulüm sisteminin anlamsızlaşması anlamına gelmektedir.

 Yine inkâr, soykırım stratejisi ve zulüm üzerine kurulan Kürt- Türk ilişkileri başta olmak üzere bir halklar, inançlar ve kültürler mozaiği olan Ortadoğu’da ilişkilerin yeniden eşit, özgür ve demokratik temelde yeniden yapılanmasına götürecek bir yolun başlangıcı olmaktadır. Yani  Kürtler Kürdistan’da kendisini yönetecek, anadilini konuşacak, ekonomisini idare edecek ve başka halklarla özgür ve eşit yaşayacak! İnkar ve imha siyaseti son bulacak!

Ancak  sömürgeci Türk devleti, eskisi gibi oyalama ve aldatma yollarına başvurur da, bu kez de samimiyetsizlik yaparsa işte o zaman, herşey yine başa döner. O zaman da, Önder Apo’nun’da belirttiği gibi “Ne eskisi gibi savaşacağız, ne de eskisi gibi yaşayacağız.”  Yani o zaman dağlarda gerilla, şehirlerde serhıldan da eskisi gibi olmayacak! Kürdistan halkı, gençleri, kadınları ve emekçileri başta olmak üzere yediden yetmişe herkes öncelikle bu gerçeği iyi görmelidir. Önder Apo bir kez daha, Kürtlerin gasp edilen, yoksayılan ulusal-toplumsal haklarının barışçıl yöntemlerle tanınması, bunun anayasal-yasal temelde güvenceye kavuşması için bir imkan yaratmış, bir strateji ve proje sunmuş bulunmaktadır. Bunun AKP devleti tarafından doğru değerlendirilmemesi halinde, yaşanacaklardan Türk sömürgeci devletinin sorumlu olacağı çok açıktır.  Kürdistanlılar ve dostları hem bulunduğu yerde hem de büyük tarihsel Newroz olan Amed Newroz’una bu temelde katılmalıdırlar.

Önder APO’ya Özgürlük Kürdistan’a Statü şiarıyla kutlanmaya başlanan Newroz aslında aynı zamanda Önder APO’nun geliştirdiği Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşam projesine de katılım ve onaylama anlamına geldiği gibi “ Savaşta da Barışta da Seninleyiz ÖCALAN!”  anlamına gelmektedir.

Baharın geldiği her yerde her ağaç, her çiçek kendi renginde açmakta, her kuş kendi sesinde ötmektedir. Her dere, her ırmak ve hatta her pınar kendi bulunduğu yerin eğimine, yatağına ve girintisine-çıkıntısına göre çağlamaktadır. Ve hepsi birlikte tam bir bahar senfonisini oluşturmaktadır. Doğa tüm renkleriyle güzeldir. Cıvıldaşan, birbirine karışan farklı kuşların sesleriyle güzeldir. Halklar, inançlar ve kültürler kendileri olduklarında güzeldirler. Ezilen bir çiçeğin, çiğnenen bir çimenin, kırılan bir dalın, ezilen ve inkâr edilen bir halkın güzelliği olur mu? Dolayısıyla herkes ve her şey kendisi olmalı. İnsan başkasına özenmeden, kendisi oldukça, kendisiyle barışık oldukça güzeldir! Yani kendisi olan farklılıkların oluşturduğu bütünlük felsefesi.

İşte büyük ihtimalle Önder APO bunun müjdesini verecek. Önder APO böyle bir tablonun ortaya çıkması için de, savaşan tarafların uyması gereken kuralları ve yapması gereken görevleri bir yol haritası biçiminde sunacaktır. Newroz’da yapacağı çağrı büyük olasılıkla böyle bir çağrı olacaktır. Bu çağrı Kürdistan özgürlük mücadelesinin ilk günden bugüne peşinden koştuğu ulusal ve toplumsal hedeflerdir. Kürt ulusu diğer tüm halklarla eşit, özgür ve birlikte yaşama kararlılığını bir kez daha olanca kararlılığıyla dile getirecektir.

 Öncelikle Kürdistan halkının vereceği bu mesajın başta sömürgeci Türk devleti olmak üzere tüm zalimlerin doğru anlaması gerekmektedir. Bu bir zayıflık ve çaresizlik çağrısı değildir. Gücünü tarihselliğinden, Önde APO’nun felsefesinden ve kırk yıllık direniş, özgürlük, mücadele ve savaşından almaktadır. Akp devleti daha önceleri yaptığı gibi oyalama, boyalama ve aldatma yada bunu istismar konusu yaparsa bu Newroz ateşinin nasıl bir yangına döneceğini ve kendisini yakacağının hesabını da yapmalıdır.

Kürdistan halkı 2013 Newrozuna aynı zamanda Rojava devrimiyle girmektedir. Kürt ulusu, hiçbir yılla kıyaslanmayacak düzeyde birleşmiş, kararlaşmış, örgütlenmiş, yeni mevziler kazanmış ve hiçbir zulüm sistemini kabul etmeyeceğinin ifadesi olan güçlü iradesiyle 2013 Newroz’u karşılamaktadır.

Kürdistan halkı kendisiyle samimi bir biçimde,  eşit-özgür birliktenlik ve geleceğe dönük olarak stratejik ittifak kurmak isteyenle sonuna kadar dost ve kardeş olmaya açık ve hazırdır. Fakat iradesini zayıflatma, oyalama ve inkârı sistemini allayıp-pullayarak yutturmaya çalışanlara karşı da amansız bir mücadele yürütme gücünde ve kararında olduğunu-olacağını da bu Newroz’da gösterecektir.

Savaş-barış ilişkisinde ve diyalektiğinde, savaşabilecek güçte olmayanların barışının da olmayacağı çok açık ve kesindir. Dolayısıyla Kürdistan halkı her zaman, savaşabilecek konumunu ve serhıldanı yükseltebilecek konumunu muhafaza edebilmelidir. Formül, kanun ne yazık ki şöyledir: Ne kadar savaşa ve serhıldana hazırsan, o kadar Önder Apo’nun özgürlüğüne ve Kürdistan’ın özgürlüğüne yakınsın demektir!

Kürdistan halkı için barışın biricik anlamı da şudur: Barış= Önder Apo’nun Özgürlüğü ve Kürdistan halkının varlığının ve özgürlüğünün güvence altına alınmasıdır. Bu da, Türk sömürgecilerinin, Kürdistan’dan çekilmesidir. Gerisi demogoji veya kendini kandırmadır!

Bu temelde bir kez daha NEWROZ PİROZ BE!

Herdem Serhıldan