8 Mayıs 2013 gününden itibaren gerillanın çekileceğini KCK Yürütme Konseyi Başkanı resmi olarak açıklamıştı. Ve geri çekiliş, ciddi bir pürüz çıkmışsa yapılacaktır.
Geri çekilme nasıl yapılacaktır, bunu gerillalar bilir. Gerillanın yıllardır edindiği bir tarzı vardır. Dünyanın tüm teknolojilerini bir araya getiren Türkiye Cumhuriyeti devleti gerillaların yılların tecrübeleriyle kendilerine karakter haline getirdikleri yaşayış biçimlerinden dolayı hiç kimse ne kuzeye girişlerini engelleyebilir ne de çıkmak istediklerinde çıkışlarını engelleyebilirler. Türkiye Cumhuriyeti devleti bugüne kadar en sert önlemlerini özelde sınırlar başta olmak üzere nerede almadı ki? Türkiye Cumhuriyeti devletinin elinde gelseydi her gerillayı tek tek bir kaşık sudan boğmak isterdi. Geçmişte bir iki gerillanın üstüne ne kadar askerini, tankını, uçağını gönderdiğini dünya alem biliyor. Demek ki batının tüm teknolojisi gerillanın özgürlük yürüyüşünü durdurmaya yetmemiştir. Demek ki gerillanın her türlü hareketine vereceği bir cevabı olmamıştır. Özelde 2012 yılında kendilerince en tahakküm edilmiş alanlarda gerilla bırakalım gizli geçmeyi, gerilla aylarca alan tutma taktikleriyle tüm teknolojilerinin kaç kuruş para ettiğini herkes göstermiştir, herke görmüştür.
Sözü uzatmayacağız, gerillaya karşı bir şey yapacakları olanlar ellerinde bir şeyler yapma gelseydi-kimyasal silahlar da kullanarak-yaparlardı. Kimyasal silahlar kullandıklarını da sadece Kürdistan ve Türkiye değil, uluslar arası sahada herkes bilmektedir.
Geri çekiliyoruz. Ancak kendimizin istediği tarzda. Bizim belirleyeceğimiz tarzda. Başkan Apo’nun istediklerine uygun olarak çekiliyoruz.
Geri çekiliyoruz, ancak Büyük Güneye yerleşmek için çekilmiyoruz. Geri çekiliyoruz, Türkiye ve Kürdistan’ın genelinde daha fazla kök salmak için. Gidiş bir kopuş değildir. Gidiş bir ayrılış değildir. Gidiş ve çıkış devrimcilikten ve de gerillacılıktan ayrılmak hiç değildir.
Evet, geri çekiliş çok daha güçlü bir şekilde devrimci sahaya dönmek içindir. Başkan Apo boşuna: “Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır.
Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkar eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır.
Kürdistan ve Anadolu tarihine yaraşır şekilde tüm halkların ve Kültürlerin eşit, özgür ve demokratik ülkesinin oluşması için herkese büyük sorumluluk düşüyor. Bu Newroz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Türkmenleri, Asurları, Arapları ve diğer halk topluluklarını da yakılan ateşten kaynaklı özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi öz eşitlik ve özgürlük ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum” dememiştir.
Kürdistan’ın ve Anadolu’nun tarihine ve halklarına yaraşır bir şekilde özgür ve eşit bir gerçekliği ortaya çıkarmak için mücadele eskisinden çok daha fazla bir ivmeyle yürütülecektir. Mücadele kesinlikle çok daha ileri bir düzeyde radikallikle ile yürütülecektir.
Bunun için diyoruz ki bizler çıkıyoruz ancak daha güçlü geri dönmek için çıkıyoruz. Bu bir son değil, Başkan Apo’nun dile getirdiği gibi yeni bir başlangıçtır. Yeni bir mücadele başlangıcı.
Kürdistan ve Ortadoğu için önemli bir tarihi momentten geçerken tüm Kürdistanlı gençleri eskiyi kat be kat aşan bir tarzda gerillaya katılmaya bunun için çağırıyoruz. Gerillada alacakları büyük ideolojik, felsefik, politik ve özgür yaşam duruşlarıyla yeniden dönerek halkımızın tüm çalışmalarına cevap olabilmek için dağlara çağırıyoruz. En güçlü yoğunlaşmalar dağların özgürlük kokan dağlarında yaşanır. En köklü bilinç edinmeleri yine buralarda yaşanır. Başkan Apo, “Etnisite ve resmiyete karşı-olan mezhepler komünal ve demokratik duruşun en son sığınakları olarak dağda, çölde, manastır ve dergâhlarda varlıklarını büyük zorluklar pahasına devam ettirmişlerdir. Devlet asiliği daha çok bu toplumlara özgü olup, direnişçilik bir yaşam tarzı olarak varlık bulmuştur.” Manastırlar bilinç edinme mekanlarıydı, dergahlar yine benzer bir rolü dağlar gibi oynamıştır. Yıllardır Kürdistan’da oynadığı gibi.
Bunun için, kendi çok güçlü bir şekilde var ederek, güçlü bir kimlik edinerek yeniden dönerek tüm çalışma alanlarda başarılı bir pratik ortaya çıkarmak için dağlara çağırıyoruz.
Evet, bizler gidiyoruz ancak daha güçlü geri dönüşler için gidiyoruz. Bu vesileyle duyarlı tüm Kürdistanlı ve halkların kardeşliğine inanan Türkiyeli gençleri büyük bilinç donanımları için bir an önce Kürdistan dağlarına çağırıyoruz.
HAYRİ ENGİN